BU BİR SOYGUNDUR!…

Hiç lafı evelemeye, gevelemeye gerek yok!.. Elektrik tüketim "faturasındaki" kalemler.. Her biri "başlı başına" yolsuzluk, usulsüzlük, soygun ve vurgun içeriyor.. Yasal denilse de, EPK denilse de, mevzuat bunu, "gerekli" kılıyor gibi, savunmalar yapılsa da; "hepsi" laf-ı güzaf ve "vatandaşı söğüşlemeye" libastır…

***

Bakınız, geçtiğimiz ay elektriğe yüzde 14.9 zam yapıldı.. Sözde bu yıl içerisinde başka da, "zam" yapılmayacaktı.. Ki, bakanlık bu minvalde "halka söz veriyoruz" dedi.. Peki, o söz ve zam oranı, "gerçekten" uygulandı mı, yoksa, zerre-i miskal, kenarından bile geçilmedi.. Maalesef!…

***

Filozof olmanıza.. Ya da, uzman, elektrik mühendisi, tüketici hakemi olmanıza gerek yok!… Elektrik faturasına "çıplak" gözle baksanız.. Kalemler ve karşısındaki rakamları, alt alta koysanız, hesap makinesinde, toplama yaptırsanız; neyin nasıl bir organizasyonla "soyguna ve vurguna" dönüştüğünü, abone sahibinin söğüşleme halini, görürsünüz..

***

Ben kısa bir araştırma yaptım. Ve denildiği gibi elektrik faturasını önüme koyup, "önce kalemlere" odaklandım, hangi kalem hangi işleme ait, tutarı ne kadardır.. Tüketilen elektrik ve biçilen fiyat, peşi sıra gelen "kayıp, kaçak, tüketim, okuma, sayaç, TRT, enerji fonu, güvence bedeli" gibi kalemlerin gerekçeleri, der demez insana "bu nasıl bir sömürü sistemi, insan aklıyla oynuyorlar" diyorsunuz..

***

Elektrik dağıtım şirketleri.. Ki bizim bölgenin sağlayıcısı DEDAŞ olduğu için.. Bu ismin kulvarında, mevzuyu, derinleştirelim "vatandaş nasıl söğüşlendiğine" dair.. Öncelikle, faturaya yansımayan ama "faturanın düzenleme" takvimine odaklanalım.. Çünkü, şirket "fatura dönemlerini" kendi nakit ihtiyaçlarına göre "ayarlayıp düzenleme" yöntemini, uyguluyor..

***

Şöyle ki!… 40-45 günlük fatura düzenliyor.. Bu da, faturasını ödemeyen abonelerin gelecek faturalarına "açma-kesme" olarak, 10-20 lira olarak, yansıyor.. Ki kesme açma gibi bir hal yaşanılmazken, faturaya yansıtılıyor.. Tabi yanında bir de tüketim fazlalığı olunca, "elektrik tüketim fiyatı" otomatik zam alıyor..

***

Ve gelirsek, faturadaki kalemlere!…

***

Enerji bedeli.. Yani "Elektrik tüketim ücreti.." Buna, çıplak elektrik bedeli diyelim.. Çünkü hiç bir "bedel" eklenmeden, faturaya yazılır. Şuan için 1 kWh tüketim için, 12-14 kuruş biçilen bir bedel var. Ancak bu üretim maliyeti, iki katı bir düzenlemeyle, karşımıza çıkıyor…

***

Aktif enerji bedeli.. Bu değer elektrik tüketimi, kayıp-kaçak bedelini içeriyor.. Her ne kadar faturalara "kayıp-kaçak bedeli, gösterilmiyorsa da, fiyattaki oranı yüzde 19 civarındadır.. Mesela kayıp kaçak bedeli, iki kalemde ele alınması gerekirken, fatura "vatandaşa" yansıtılıyor.. Şöyle ki, hatlardan, trafolardan, gerekli bakım-onarım, yenileme yapılmayan hatlardan oluşan "kayıp kaçak.." Diğer yandan, "vatandaşın" yasal olmayan yollardan tükettiği enerji.. Ki "bir fabrikanın, sanayi işletmesinin" kaçak kullanımı, binlerce konutla eşdeğer, olduğu düşünülse; kim "kaçak kullanıyor" görülür.. İşte bu iki kalem; "aktif enerji bedelinde" gizli.

***

Dağıtım bedeli… Ne demek bu… Şu demek.. "elektrik enerjisinin elektrik hatları üzerinden evlere-konutlara" naklini gerçekleştirmek üzere, kurulu olan tesis, şebeke ve bu tesislerin işletilmesi, bakımını kapsayan "bir ücret"… Faturadaki yansıma oranı yüzde 17'lerde.. Ki aylık tükettiğimiz elektrik miktarı kWh cinsinden bu bedel ile çarpılarak, faturaya kaydediliyor..

***

Tabi burada da bir usulsüzlük var.. O da şöyle…. Elektrik tesislerinin bakımlarını ve iyileştirmelerini yapmıyorlar.. Ama "o bakım ve iyileştirme" ücretini her ay, faturaya yansıtarak peşin, peşin alıyorlar.. Elektrik kesintileri, aksamalar, yaşanan mağduriyetler de ayrı bir "zulümkârlık.."

***

Perakende satış hizmeti bedeli!… Diyeceksiniz ne anlama geliyor, bu "perakende satış bedeli"… Vakıa şu.. Dağıtım şirketi, faturalama ve tahsilat giderleri, tanıtım ve pazarlama, müşteri hizmetleri, işletme giderlerinin bütünlük olarak içerisinde yer aldığı bir bedel.. Ki bu bedel, aylık tükettiğimiz enerji ücretiyle çarpılır, çıkan değer faturaya yazılır..

***

Devam edelim; İletim bedeli.. Bu işlem, elektrik dağıtım şirketinin Türkiye Elektrik İletişim A.Ş'ye (TEİAŞ) ödeyeceği iletim bedeli.. Bu bedel de, halktan temin edilerek, faturaya yansıtılıyor.. Bu oran yüzde 4.. Faturaya yansıma şekli ise aylık tüketim bedeliyle çarpılarak, belirleniyor…

***

Sayaç Okuma bedeli!..  Bu bedel, elektrik dağıtım şirketinin "sayaç okuma" maliyetlerinin karşılanması için, faturaya yansıtılan kalemdir. İlginçtir, EPDK bu bedeli, firmalara göre belirliyor.. Sayaç okuma, açma ve kesme "işçilerinin" maaşları bu para ile karşılanıyor.. Aboneye yansıyan ücret ortalama, 50 ila 70 kuruş arasındadır…

***

Daha bitmedi.. Beride enerji fonu var.. Aktif enerji bedeli, elektrik fiyatı ve kayıp-kaçak bedeli üzerinde hesaplanıyor.. Bu bedel dağıtım şirketlerinin Enerji Bakanlığına ödedikleri "sektörel altyapı" giderlerine katkı payı.. Ama ödeyen yine vatandaş…

***

TRT payı… Bu ödeme, aktif enerji bedelinin yüzde 2 olarak, TRT payı diye faturaya yansıtılıyor.. Yani, TRT'nin bütçesi, tamamen "elektrik tüketici" vatandaştan karşılanıyor…

***

Belediye tüketim vergisi!… Bu oran faturanın yüzde 5'ine tekabül ediyor.. "tüketim vergisi.." Dikkat edin, dağıtım şirketi belediyelere ödemek zorunda olduğu vergiyi dahi yine "halk" ödüyor..

***

Ve yüzde 18 KDV.. Burda da büyük bir adaletsizlik, hukuksuzluk, keyfi soygun söz konusu.. Şöyle ki, yüzde 18 oranındaki KDV, tüm bedellerin, fonların ve vergilerin toplanmasından sonra, faturaya yansıtılıyor. Ama gerçekte, yüzde 18 oranındaki KDV'nin ilk kalem olan tüketilen enerji bedelinden alınması gerekir.. Bu yapılmıyor.. Dile kolay, verginin de, fonun da, kayıp-kaçağın da, sayaç okumanın da, "vergisine" vergi alınıyor…

***

Hasılı kelam; ister DEDAŞ ister bir başka enerji dağıtım şirketi olsun!… Vatandaşa tanzim ettikleri, "enerji tüketim" faturaları, alenice bir soygun olarak karşımıza çıkıyor.. Ki kimse, "normaldir" diyemez.. Diyen varsa; anormalin ötesindedir…

***

Kimse kusura bakmasın!.. Eğer ki, Ağustos ayında kesilen elektrik faturası 450 lira iken, Eylül ve Ekim'de bu fatura, 700 liranın üzerine çıkıyorsa; buradaki zam oranını yüzde 14.9'la açıklaması, mümkün değil.. Buradaki zam, yüzde 40'ların da üzerinde…

***

Yanlış olmazsam!. Geçen ayın ortalarında idi.. Cumhurbaşkanı Erdoğan "elektrikte indirime" gidilmeli, diye bir beyanı oldu.. İndirim oranı yüzde 10 diye konuşuldu.. Ancak görülen o ki, "bu indirim" EPDK ile Enerji Dağıtım Şirketleri tarafından; "yüksek zam" olarak, yansımaktadır.. Bakınız sadece bu yıl içerisinde, resmi "zam oranı" yüzde 50'lerin üzerinde…

***

Netice itibariyle!… Vatandaşı "feryat, figan" ettiren, isyan noktasına ulaştıran, açık ve alenice "soyulan, söğüşlenen" elektrik faturalarındaki, fahiş şekilde icra edilen, yolsuzluk, usulsüzlük, vurguna "dur" denilmeli.. EPDK, Enerji Dağıtım Şirketlerine, hükümet acil olarak, "müdahale" etmeli..

***

Diyarbakır'ın özelinde, mahalli seçimler öncesi yazmıştım.. Ki bu durum, bilahare 81 il için de geçerli olduğu ortaya çıktı… DEDAŞ'ın "şişirilen faturaları, keyfi uygulamaları, elektrik kesintileri", AK Parti'nin ciddi manada "oy kaybına yönelik" icra edilen bir suikasttir demiştim.. Nitekim ortaya çıktı.. Kısacası, soygunu enerji dağıtım şirketleri yapıyor, ama "siyasi bedeli, vatandaşın öfkesine" maruz kalan, mevcut hükümettir… Çünkü, soygunun teminatı gibi duruyor…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Bu dünya yuvarlaksa, bazıları köşeyi nasıl dönüyor..?