Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

DİN KİSVESİ ALTINDA!…

Denir ya; "malumun" ilanı… Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün aynen bu minvalde konuştu..

Ve "ilan" ederek, dedi ki;

“Din kisvesi altında bu milleti sömürenlere de prim vermeyeceğiz, bu da böyle bilinsin.”

***

Hiç kuşkusuz ki!.. 15 Temmuz öncesi, "herkeste" genel bir kanıydı…

 Bir tabu gibiydi..

Denilirdi ki;

Namazında olan, alnı secdeye değiyorsa!..

Ondan korkma, ona inan…

Elinde tespih olup, Allah diyorsa.. Ondan sana zarar gelmez!…

Dinine, diyanetine bağlıysa..

Bir cemaati var ise…

Müritleri varsa..

Biz "İslam" davasını üstlenmişiz, bizimle yol yürüyün diyen varsa!..

Güvenebilirsin…

***

Ancak, 15 Temmuz'daki "sinsi ihanet" buldozer gibi üzerinden geçti!…

Yakıp, yıktı, çöktürdü, darmadağın etti!..

Var olan; "tüm inanışları" sildi götürdü..

Temkinli, hassasiyet, sorgulayıcı bir hal-i vaziyetle; "yaklaşım" zorunluluğu hasıl oldu...

***

"Din kisvesi" altında; enva-i sinsiliğin olabileceğini!..

Millete, devlete, ülkeye, sivil yönetime karşı "her türlü ihanetin" organize edilebileceği..

Elin gavuruna inancını da, milletini ve ülkesini de "satabileceğini!.."

Kısacası; "böylesi bir kisve kurtarıcı" değil, bilakis "teslimiyet" inşa edebilir…

***

GICIĞIM BUNLARA…

Öyle böyle değil; yani..

Hele ki, hali hazırdaki zaman dilimi içerisinde, yaşananlara şahit olunca!…

Baktıkça, duydukça, gördükçe "iğreniyorum!?"..

İçimdekilerin dışarıya akması için; mideme bir şeyler oluyor?…

Hepsi "lağım fikriyat ve karakterlere" sahipler.. Kim mi bunlar?…

***

 

Her cümlesinin başına, 15 Temmuz "bir tiyatroydu" diyen…

Her cümlesinin başına 15 Temmuz "kontrollü bir darbe girişimidir" diyen..

Her cümlesinin başına 15 Temmuz'da "milli birlik sağlanmadı" diyen..

Her cümlesinin başında 15 Temmuz'un "tarihsel destanına" mırın-kırın eden…

***

Ve bu şuur yoksunlarına ek!.. Bir de; "iki yüzlü" karakter sahibi olanlar var.. Ki en büyük tehlike ve tehditte, "bu kriptolardır?"…

***

Bir de; "FETÖ'cüsün" girdabıyla, başlayan tartışmalar var!…

Sensin, yok asıl sen FETÖ'cüsün..

Ve "15 Temmuz günü" saklanacak, kaçacak, kamufle etmek için; "enva-i şekle girenlerin", dün "sahne" alıp, öne çıkarak, "donkişotluk" yaparak, kendilerini pazarlaması!…

***

Ve beni soğutan, buz gibi kestiren de "hiçbir şey olmamış" gibi takılıp; umursamazlık içerisinde olanlar!…

***

KEMAL BEY'İN MERAK ETTİĞİ SORULAR?

Düşünüyorum!..

Ve tabi ki çok da merak ediyorum..

Ki, Bay Kemal de, 5 yıl sonra, "keşke" diyerek, muhatap olmak istediği bazı sorular vardır?..

 Biri sorsa da, yanıt versek, minvalinde!…

***

Neyse!.. Cevvallığımızla, biz buradan soralım…

Belki, yanıt verir..

Gelen yanıtlar da, yılın "röportajı" kimliğini kazanır!..

Bakarsınız, bu "röportajla", cemiyette "yılın ödülüne" layık görülürüz…

***

Soruyorum!..

Kemal Bey, siz havaalanında inip, ikametgahınıza gitmek üzere yola çakarken, "tankları görünce" ne hissettiniz!..

İlk andaki tepki ve düşünceniz, size ne yapmayı, öğütledi?..

Siz tankların üstüne çıkarak mı barıkatı aştınız yoksa, süzülüp, itimatlı bir şekilde mi aştınız…?

Görüntülerde, "buyurun geçin" kareleri var da?

***

Kemal Bey!…

Daha sonra, sizi yolda geçiş güzergâhınızda "durdurup" kimlik soran oldu mu?….

Yoksa, "eskortlu" bir seyirle, selam durdular?..

Gittiğiniz evin sahibeleri "sizin geleceğinizden" haberdar mıydılar?..

Değildilerse, karşılarında görünce nasıl tepki verdiler…

***

Televizyonun karşısında "canlı olarak" darbe girişimini izlerken; sizde nasıl bir haz oluştu…?

Kahveyi içerken, aklınızdan "geçenler" nelerdi?…

"Siyaset bitti, liderlik koltuğu gitti" diye bir kaygı oluştu mu…!?

Aksine, yahu her girdiğimiz seçimi kaybediyoruz, darbeyle belki bizi "iktidara" getirtirler diye bir düşünce oluştu mu?…

***

O gece, "sivil yönetime, milli iradeye, demokrasiye" sahip çıkma adına sizde bir fikir, ya da başkasından gelen bir telkin oluştu mu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ya da dönemin Başbakanı Yıldırım'ı "arayıp" biz de yanınızdayız, sizinleyiz diye?!..

Bir de muhalefetteki diğer partilerle, "görüşmeler" yaptınız mı, merak edip "nerede olduklarını" soruşturdunuz mu?…

***

Günün sabahı, uykudan uyandığınızda "darbe" püskürtüldüğüne kanaat getirdiğinizde; "ağzınızdan" çıkan ilk sözcük neydi?..

"Yaşasın demokrasi mi" yoksa "ne beceriksiz darbeciler bunlar mı" oldu?..

En çok merak ettiğim soru, gecenin telefon trafiğinde, ABD ve AB gibi Türkiye dışından, "takılanlar" oldu mu, sizin aradığınız ya da sizi arayanlar?..

***

Var daha bir çok soru var!…

Eğer ki bu sorulara yanıt alabilirsem, zaten geride kalan, beynimi kemiren diğer sorular da; bir ölçüde "satır arası" yanıt bulmuş olur?…

***

TİYATRO MU?

O kadar bomba atıldı..

O kadar kurşunlar sıkıldı..

Bu kadar insan öldü..

Binlerce kişi gazi olup, sakat kaldı..

Her yer yakılıp yıkıldı, meclis bombalandı..

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı Marmaris'teki eve, 4 bin 500 mermi isabet etmiş.. Her yer virane olurken, uçaklar, helikopterler havada uçuşup, millete kurşun, bomba atmışken!..

Tüm bunlar; "Bir tiyatro sahnesi mi?"

***

BULDAN'IN ÇIKIŞI!

Dokunaklı…?

Bir o kadar da siyasi kulisleri de, sorgulayıcı!…

Şimdi ne olacak, bazlı bir "çıkış ve tepki" içeriyor, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın!…

Peki ne diyor Buldan "tavır değişikliklerine" ilişkin!…

***

-"Hiç kimse HDP'yi kolay lokma olarak görmesin…

Son seçimde, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin ve Antalya seçimlerinde desteklediğimiz demokratik güç birlikleri elbette ki önemli ve kıymetliydi?"

***

"Ancak.. Bundan sonraki seçimlerde hiç kimse bizden aynı tavrı beklemesin. Aynı tavrı göstermeyeceğimizi herkes artık bilsin ve bilmelidir?"…

***

Bu çıkışın, tepkinin ve siyasi "racon" ortaya koyucu haleti ruhiyenin, analizi nedir?. Yani tefsir edilirse?. Buldan’ın demek istediği, aşağı yukarı şu, düşüncedir….

***

-Eeeyyy Muhalefet..

 Eeeyy bileşenler..

Eeeeyyy kayıtdışı ittifak ediciler…

Yeni bır yola çıkılıyor..

Bizi göreceksiniz, bizimle konuşacaksınız..

 Yok artık kapalı kapılar ardında görüşme..

Aleni olacağız..

Herkesin içerisinde, kameraların da kayıt altına alındığı, ortamda konuşacağız…

***

-Partimiz üstlendiği "Kürt meselesiyle" alakalı, sizler ne düşünüyorsunuz, çözüm önerileriniz nedir?..

Birlikte hareket edeceksek, şeffaf, samimi ve dürüst olmalıyız!..

Bizler ve oylarımız "çantada keklik" değil, size bir mahkumiyetimiz de yok..

***

-Eğer bizim oyumuzu, desteğimizi istiyorsanız, önce bizimle "yuvarlak masanın" etrafında, buluşup taleplerimize, beklentilerimize "somut ve gerçekçi" yanıt vereceksiniz..

Kısacası; bir şeyler, peşinatlar olmadan sizinle yol yürümeyiz?…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Söyle mürüvvetsiz eşek arısına, bal vermez madem, sokmasın bir de.

***

Hayırlı Cumalar..

 


Bu Makale 1275 kere okunmuştur.