HATALARA DAİR İSTİŞARE!…

AK Parti için hal-i durum "aciliyet" istediği gibi; "ivedi" bir çözüm de şart…

Son dönemlerde, "parti kulvarında" vahim tezatlıklar kadar korkunç yanlışların, olumsuz sonuçlar doğuran, akımların "yıkıcı" bir kotta ilerlediği aşikardır..

"Bile bile ladesler" yaşanıyor?

Nasıl yaşanıyor, kim ve kimler nasıl yaşatıyor, "bukalemun" bir hal, seyrine vakıf…

Parti düşüncesi!..

Liderin vizyon ve söylemi.. Hedeflenen "dava" adamlığı..

Pek tabi ki, "toplumu" bir ve iri eden söylem ile eylemlerin, planlandığı, düşünülüp benimsenildiği, hakikat orta yerde iken, "iş fiiliyata" gelince, "ikilem" söz konusu!!…

Düşünülenle, konuşulan ve "sahadaki" uygulama arasında, "cudi dağından" büyük tezat ve zafiyetler silsilesi kadar ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bölünmeler bariz şekilde yaşanmaktadır…

Akla-ziyan bir boşluk, hegemonyası inşa ediliyor!…

"Gereksiz ve saçma" mevzularla kendini boğduruyor...

***

 

Her şey büyük bir meçhuliyet içerisinde, yol alıyor?!!..

Ki AK Parti'nin "seyri de" meçhuliyetlerin korku ve endişesiyle, yarınlar adına dehşetli bir şekilde tedirgin edici..

Onun için de, "sahadaki hatalara ve yanlışlara" ivedilikle; çözüm odaklı istişareye ihtiyaç var fikri, en doğru formüldür…

Parti kurulları!…

Teşkilatlar..

Ve Doğu Güneydoğu Bölgesindeki yönetimler..

Denir ya, bilaistisna!..

Hedeflenen sorular da şu olmalı?..

"Biz ne düşünüyoruz, sahada nasıl uygulanıyor?..

Hata yapıyoruz ama, hatanın nasıl ikmale geldiğini görmezden gelip, bilinmezliğe vuruyoruz..

Zafiyetlerimiz var..

Zincirleme oluşan keyfiyetimiz de var…"

***

Korkunç da bir "iktidar" sürekliliğinin de, zihin "sarhoşluğu" var..

Mevcut durum, hiç bir şekilde AK Parti için "savunulacak" bir hal olmadığı gibi; "gerekçe de söz konusu" edilerek, karşı tarafa kabul edilemez!!…

Nitekim en sıradan arıza-i duruma vatandaştan gelen karşılık şu!..

"18 yıldır iktidar siz değil misiniz ki?…"

Sonuç; "bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete" sözü, mevcut durumun özeti!…

***

Onun için de; "istişare" denilen "ortak aklın" geliştirilmesi lokomotifini devreye sokup, gidişatı kontrol altına alması lazım..

Aksi taktirde, "gereksizliklerin, saçmalıkların, ucuz fikriyatların" cenderesinden kendini kurtaramayacağı gibi, halk ve seçmen, dost gönüllerden de, ıraklaşmaya başlar…

***

İŞTE İMAMOĞLU VAKASI!…

Denir ya, "deli saçması?"…

Ama AK Parti'ye, "ağır bir hassutlük" faturası kestiğini söyleyebiliriz..

Bir ziyaretten, bir "elleri arkadan" yürümeye..

"Soruşturma" açılması hali, "halislik" içermez…

Bile bile karşıya lades, olunuyor..

"Tuzağa düşmek" olur…

Vaka, iki yönlü "aksiyon" doğurduğu gibi çifte yanlıştan, bir doğru çıkarılamaz!…

***

 

 

NEDEN ŞAŞIRDINIZ Kİ?..

Meral Akşener'in "son çıkışına" şaşıranlar var…

Neymiş, "Gelecek ile DEVA Partilerini de, ittifakları içine alacaklarını" söylediği için…

İyi de, Gelecek de, DEVA da, AK Parti'den "ayrılıp" oluşan partiler değil mi?.

Elbette ki, "muhalif" cephede yer alırlar..

Beri yanda, her üç partinin seçmen ekseriyeti, "aynı tabanı" oluşturmuyor mu?..

Yani şaşılacak bir şey yok!…

***

ANAYASA TASLAĞI!…

MHP'nin "Anayasa Taslağına" vakıf oldunuz mu, olmadınız mı bilemiyorum?.. Taslağın basına yansıdığı kadarıyla, gerçi "maddeler" ayrıntılı olarak, yansımadı.. Ama, "genel görüntü, Bahçeli'nin aktardığı" hale baktığımda, hiç de "umut verici" değil!…

"Bu mu, Anayasa" taslağı dedirtir cinsten..

Ya da "değişiklik bu mu olacak?"…

Herşey sadece "Cumhurbaşkanının" yardımcılarının "atamasıyla mı, ya da seçilmesiyle ilgili mi?"..

Sayı kaç olması mı?..

Bütün mesele bu mu?..

100 yılında, 100 madde "slogan" siyaseti!…

***

"Değişmez, dokunulmaz" denilen Anayasa'nın ilk maddeleri "tek maddenin" çatısında, buluşturulacak..

Ama aynı metin!..

HSYK'nın ismi değişecek, "Yargı Yüksek Kurulu" olacak?.. Başkanlık Sistemi "kurumsal" kimlik alacak?…

Cumhurbaşkanı "kaç kez seçilecek", yüzdelik oranı kaç olacak "gibisinden"…

***

"Vatan, millet sakarya" faslına sahip maddelerin yoğunluğu ve bölümleri de geçersek!..

Peki ya, "toplumsal mutabakat"…

"Unuttuk" galiba…

Ha bir de, "Türkiye Liyakat Kurumu" oluşturulacak…

Nasıl bir işlem ve kurum olacaksa!…

***

Denir ya 100 maddenin muhtevasında "milletin can alıcı" hadiselerine "çözüm", hayati beklentilerine "cevap", yarınlarına dair "güven", vesayetleri ortadan kaldıran "teminat" her fikrin, her düşüncenin, her kimliğin, her dilin ve inancın kendini "sahiplenen" bir toplumsal mutabakata ihtiyaç vardır?,,

***

Hasılı kelam, ahalinin artık boş laflara karnı tok..

Heba edecek zamanı da yok…

Artık temennilerin, istemlerin, söylemlerin, beyanların, fikir telakkilerinin "aşamasını" geride bırakmak lazım..

"Özümüze dönmemiz" lazım..

AK Parti, "A'dan Z'ye" ortaya koyacağı "özümüzü" içerecek olan yeni Anayasa değişikliği "dökümünü", kamuoyuna sunmalıdır..

Ki, enine boyuna tartışmaya açılsın..

Ki bu vakitte geç bile kalındı..

***

 

MAKTÜLÜ, KATİLİN ANMASI?..

Ne hazin bir durum değil mi?..

"Hem katledeceksin, hem de mezarın başına gidip" anacaksın?..

İşte "timsahın göz yaşları?"…

CHP'nin de "tarihsel" geçmişi ve bugünkü "siyasi" faaliyetleri!..

***

Kemal Kılıçdaroğlu "Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını" anmış!…

Ki önceki gün baktım, "sol, sosyalistlerin" ekseriyeti..

Yani, CHP'lilerin büyük kesimi, "gençlik" odaklı fikri beyanlarla, zevahiri kurtarma gayreti içerisinde!…

***

İyi de, sormak gerekmez mi?.. Deniz'i de, arkadaşlarını da "idama" götüren!…

"Dar ağacı" kurduran, kimdi?..

Türkeş miydi, yoksa Erbakan mıydı?..

Yok…

Altına imza atanların ekseriyeti, CHP'lilerdi?…

***

Ya iki gün önce, "Dersim Katliamı'nı" anmaları…

Yazmıştım, özetleyeyim!..

AK Parti Lideri çıkıp, "bir özür gerekliyse, devlet adına özür diliyorum" demişti..

Ama failleri de, dönemin CHP'lileri olduğunu, söylemişti…

***

Çıkıp deseniz ki; "andığın" hadiselerle gelin "tarihsel" bir yüzleşmede bulunun!… Hepsi, bugün "mezar başlarındaki" toplulukları, "çil yavrusu" gibi dağılır…

***

Sahi ya, dillerinden düşürmedikleri Nazım Hikmet'i, "şiirlerinden, kitaplarından" yasaklayan…

35 yıl hapse atan…

Düşünmesine, fikir üretmesine izin vermeyen, tahammül etmeyen CHP değil miydi?. Öyle ya, serbest bıraktıran da Adnan Menderes'ti!…

***

CHP'nin "eski günahlarını" izhar etmesi gerekir!?..

Aksi halde; "kurtla yiyip, kuzuyla ağlaşmaktan" öte bir hal-i durumu icra etmiş olmaz!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Önce üzüntüyü kabul etmelisin. Kaybetmeden kazanmanın ne olduğunu o zaman anlayacaksın.