KAR KURUMLARI BUZ KESTİ!…

Gecenin bir vakti!.. Evin penceresinden "kar yağışını" izliyorum!.. Dört bir taraf, "gelinlik" giymiş misali, bembeyaz örtüyle kaplanmış!… Romantizm soluyan bir hava.. Kartpostallık anlar var.. Huzurlu ve keyifli..

***

Ki kadim şehrin yaşayanları da "aynı duygular" içerisinde gecenin gizemliğiyle lapa lapa olmayan ama, "huruk huruk" yağan kar tanelerine odaklandı!… Ağaçlar, binalar, sokaklar, park halindeki araçların üstünü hızla kar tanelerinin oluşturduğu beyaz örtünün masumiyetine odaklandı…

***

Nitekim gece boyunca, sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlar hep romantizm kokup durdu!.. "Yağan karın oluşturduğu kartpostallık karelerde" yer alabilmek için uğraşanlar, sokağa, parklara çıkanlar oldu!… Güzel ve keyifli, bir o kadar da huzur verici; yağan karı izlemek ve havasını solumak, kar topu oynamak!!… Yüzdeki soğuğun hissine varabilmek!...

***

Tüm bunları izlerken, çocukluğum gözlerimin önüne geldi!..70'lerin, 80'lerin kışı!.. O tarihlerde, Diyarbakır'ın yaşam alanı bu kadar geniş değildi.. Yenişehir'in bir kısmı, Kayapınar tamamen ve Bağlar'ın Bağcılar bölgesi denilen alanlar yoktu!.. Kent daha bir küçüktü.. Nüfus oranı da araç trafiği de, azdı!…

***

Ama kar yağdığında, "diz boyunu da" geçerdi… Sokaklar, caddeler, evler kar altında kalırdı.. Bata, çıka okula giderdik.. Çatılardan, damlardan temizlenen karlar, sokak aralarında devasa tepeler oluşurdu.. Kimi zaman o tepelerin üzerinden evlere, çatılara çıkılırdı.. Tüneller oluşurdu..

***

Sokaklarda, kimi yerde caddede genç, erkek, çocuk kızakla kayardı.. Leğenler, merdiven ayakları, tahta kim eline ne geçirseydi, yokuş aşağı kendini bırakıp kayardı.. Şehir içi trafik ve araç sayısının azlığıyla, yollar boş kaldığında, "kar sefası da, cefası da" çekilirdi, ama "eziyet ve çile" öne çıkmazdı!…

***

Ama bugün!.. Yarım asrın yaşamdaki tüm değişikliklere rağmen.. Ki şehir büyüdü, alan genişledi, bir değil onlarca mahalle, sokak oluştu!.. Nüfus da artı. Bir Diyarbakır değil, on Diyarbakır oldu. Şehir iken Büyükşehir oldu… Araç sayısı arttı, trafik yoğunluğu, kangrenleşen sorun haline geldi.. Tabii beklentiler de değişti.. Tek değişmeyen, "kısır ve verimsiz" yönetimsel anlayış ile kentin yaşamına "huzur ve istikrar" sağlayıcı, çözüm üretici olmayan alt yapısı oldu!…

***

Nitekim, dün sabah Diyarbakır işte böylesi kahredici bir "esaret ve çile zinciriyle" uyandı.. Gece "huruk huruk" yağıp, romantik gözüken ve o hisle duygular geliştiren kar, sabah 30 santimetreyi bulması, buz ve don, herşeyi buldozer misali, yıktı geçti… Koca şehir "esaret" altında kaldı…

***

Yüzlerce araç yollarda kaldı, bir o kadarda mahsur kalanlar. Zincirleme kazalar peş peşe yaşandı... İnsanlar ana yollara, caddelere, ulaşamadı… Bir çok kişi, bulunduğu sitenin bahçesinden bile çıkamadı!… Her şey kilitlendi.. Servis araçları bile; taşımakla mesul olduğu işçiyi, memuru kurumuna taşıyamadı.. İşe güçlükle gidenler oldu, kimi de gitmedi!.. Adım atılacak hal olmadığı gibi kaldırımda da yürünemedi!…

***

Toplum ulaşım araçları.. Ki Belediye'nin halk otobüsleri bile.. Karlı yolları aşamayıp, hizmet üretemedi!… Ne bir tuzlama, ne de yolu açma ve ne de çarşı pazardaki "karın temizliği?"...

***

Kısacası!.. Yılın ilk karı olmazsa da, etki ve kalıcı olan kar yağışının "romantizmini" yaparken!… Şöyle "Lapa lapa kar yağsa da, her yer bembeyaz olsa da, seyretsek!" diyoruz.. Ama kar yağınca da, Diyarbakır'ın işte böylesi bir "esarete mahkum" olmasının acı çilesini de dün yaşadık.. Görünen o ki, hafta sonuna kadar benzer çileyi yaşamaya devam edeceğiz!.

***

Hele bir de!.. İlgili ve yetkili kurumlar günler öncesi "hazırız, sıkıntı yok, filomuz beklemede" derken!.. Ve tabi ki yağan karın ne kadar etkili olacağını, Meteoroloji bas bas bağırıp, hafta sonundan buyana uyarılarda bulunduğu vaki iken!… Ne hazindir ki, "huruk huruk" yağan kara, buza "kentteki tüm kurumlar" saplanıp kalınca; " romantizm" bitti, günlük hayatın "felçliği" başladı!…

***

Elektrik kesintilerinin voltaj düşüklüğü, beri yanda doğal gaz hatlarındaki aksamalar!.. Denir ya; "çilelerin de çilesini" bir işkence misali, Diyarbakır ahalisi yaşadı!.. Beri yanda, Diyarbakır'ın merkez ilçelerinin dışında kırsal ilçeler, köyler ise "ne ulaşım sağlanabildi, ne de elektrik verilebildi?"… Kar her şeyi "Buz kesti?"…

***

Dün gün boyu haber merkezinin, benim şahsi telefonum, sosyal medya hesaplarım gelen "binlerce şikayetle" adeta kilitlenip, durdu.. Yaşanan ve yaşatılan halle alakalı; edilen bedduaların haddi hesabı yoktu!.. Bir mega kent, "kara böyle mi" saplanıp, buz kesilerek günlük yaşamı "felç eder?"… Karayolları da sınıfta kaldı..

***

Sonuç itibariyle!… "Huruk huruk" yağan kar yağışı, tıpkı yaz döneminde yağan yağmurla deşifre ettiği hakikatin beyanıyla; "günümüz kent anlayışı sorunları çözmede" ırak… Biliyorum, birileri diyecek ki, "kar esareti" Türkiye'yi esir aldı, Diyarbakır'ı esir almış olması, doğal değil mi!?.. Ne diyelim; ahali söylesin!…

***

Nitekim, Büyükşehir Belediye Başkanvekili ve İl Valisi Münir Karaloğlu "karla mücadele çalışmalarıyla" alakalı, sosyal medyada yaptığı paylaşıma ahali gerekeni söylemiş!… Özellikle personel ve araç sayılarına ilişkin twitter'deki paylaşımın altına düşen notları ilgili ve yetkililerin de, tabi ki kendisinin de okumasını isterim!.. Belki, bugün, dünden kötü olmaz!?…

***

KEMAL BEY GİDİCİ Mİ?..

Görünen o ki, Kemal Bey'e "yol verilecek" gibi!… Bakar mısınız, CHP kulislerine.. Ankara ve İstanbul arasındaki "sıcak" trafiğe.. ABD ve AB ile olan temas dahil!… Komplike bir "ittifakla" 11 Belediye Başkanı "İmamoğlu" nam-ı hesabına, Kemal Kılıçdaroğlu'nu "alaşağı" etme, operasyonu hazırlığı içerisinde!?..

***

Ve bu rotada, Kemal Bey'in en yakınındaki "a takımı da", tıpkı 15 Temmuz kurgucuları gibi; fena bir dip oyma gayreti var.. Sen de mi, "brütüs" misali.. Nitekim Kemal Bey'e son dönemlerde "yalan ve iftira" içerikli sözde belge ve bilgilerle ciddi manada bir itibar suikasti yaşatıyorlar.. Güvenilmez diye!..

***

Anlaşılan o'dur ki!.. Kemal Bey'in "üzeri" fena ve geniş, kalın bir çizgiyle, çizilmiştir!.. Kesin olmayan bir bilgiye göre de, bunun için "300 milyon dolar" destek finansı sağlanmış.. Devir al parayı!.. Netice itibariyle, CHP'yi kontrol altına almak isteyen akıl, Kemal Bey'le bu işin olmayacağını anladı!.. Sonuç; eee, kasetle gelen, aynı operasyonla gidecek!.. Kendi düşen ağlar mı?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Sadece devletin konuşma hakkına sahip olduğu bir memlekette, kim neye göre güven ve inanma duygusunu beslesin ki!…