ŞİDDETİN ÖZENTİSİ!…
Bilmem farkında mısınız?.. "Yürekleri" yakan!..
"İnsanları" katleden..
Ülkeyi ve milleti "kaosa" sürükleten olayların failleri.. Hep "şiddet" özentili bir yaşamın, "kulvarından" gelmektedirler!…
İşte, HDP İl Binasında Deniz Poyraz'ı katleden, Onur Gencer!..
Sosyal medyadaki "paylaştığı" resimler..
Bir mevzide, "elinde" makinalı tüfek, poz vermiş!..
Ki, Hrank Dink'in katili de, aynı pozu vermişti?..
Son dönemlerde, yayınlaştı "eline silahı alan" poz veriyor..
Ya da, "siyasi, ideolojik veya sosyal yaşama" dair, zıtlaşmada "silah kuşanarak" hodri meydan, kesilmeler!..
Kafada "kin, nefret ve düşmanlık" körüğü!…
Yani bir şiddet "özentisi" bir şiddeti "yüceltme" bir şiddeti "çözüm" aracı olarak görmek..
Bir şiddeti kendi şahsi siyasi ve ideolojisine "propaganda" malzemesi, yapmak!…
Kendilerince "kahramanlık.?!"
Ama katil!..
***
Devlet-i aliyenin bu minvalde, "hassasiyetinin" artık, bir gereklilikten daha çok, zorunluluk hasıl olmalı!..
"Suç ve suçlu" profiliyle, olaya bakılmalı..
"Ruhsatlı mı, ruhsatsız mı?" her ne ise!..
"Silahla" verilen ve "şiddeti özendiren" pozlar "suç kapsamına" alınmalıdır..
Ve; "Sokakta, çarşıda, pazarda" silahı ve silahları "özendiren", oyuncak dahi olsa, "satışına" yasak getirilmelidir..
Yasal bir düzenleme, polis, asker, kolluk kuvvetlerinin "kamu huzuru" milletin salahiyeti, neslin "salihliği" açısından, "dur" denilmeli!…
Önceki gün, bir emniyet yetkilisiyle bu konuyu konuşurken, şu ifadesi dikkat çekti!..
"Ruhsatlı, ruhsatsız, muhakkak ki her evde bir silah vardır?"..
Diyeceksiniz ki, ülkenin hal-i durumunun sonucudur, "vaziyetin teksasa " dönmesi!..
İvedi şekilde, "çözüm" gerekli!..
***
SAĞDUYU ÜSTÜNLÜĞÜ!…
En büyük yıkılmaz güçtür; "sağduyu!.."
Çünkü, "kirli, sinsi ve şeytani" hesabı olan, provokatörlerin "emellerini" kursağında bırakıyor..
Karanlığı "aydınlık", şiddeti "sulhla" buluşturuyor..
Yıkıcı, yakıcı, yok edici "ideolojilerin" kulvarına dahil olmayı, "engelliyor"…
Her türlü fitneye karşı "uyanık" tutuyor!..
Pusuya yatmış, çakkalların, sırtlanların, yılanların, çıyanların, "neler" yapabileceğini, görebiliyor, düşünüyor..
Birlikten, dirlikten, barıştan, huzur ve istikrardan; "milletin selametinin" çıktığını, biliyor!…
Onun içindir ki, İzmir'deki "hain ve kalleşçe" girişilen saldırıya; "güçlü bir tavır, düşünce ve duruşla" tepkisini gösterdi..
Ki bu duruş, "provokatörlere ve provokasyonlara" avuçlarını yalattığı gibi; "bu topraklarda artık size ekmek yok" mesajını verdi…
Ki, önceki gece Diyarbakır'ın Hani ilçesindeki Ak Parti İlçe Teşkilatına yönelik girişilen "sinsice" Molotof kokteylli saldırı da, benzer tepkiyle karşılandı!…
Tüm siyasi partiler ve fikir sahipleri; "olaya tepki gösterip" lanetledi..
Sonuç itibariyle!..
"Sağduyu" bizi hep uyanık tutar..
Ki uyanık da olmalıyız..
Çünkü, Deniz'in katledilmesi, AK Parti'ye saldırı, yekûn bir şekilde "Karanlıktan beslenen" şer yapıların değirmenine su taşımaktadır, onlara hizmettir!..
Olaylara karşı amasız, fakatsız "karşı durup, kınamalıyız"…
***
TEMEL'İN SİYASETİ TEMELCE!…
Aynen de öyle!..
"Siyaset cahili" çıkma da bu olsa gerek..
Eee, siz istediğiniz kadar deneyimli olun, "haset" odaklı siyasete meyil verirseniz, "cahilce" işler kaçınılmaz olur…
Gerçi, Türkiye'nin siyasi tarihi buna yabancı değil, bilakis aşina!..
Neyse, eskilere, derinlere gitmeye gerek yok!..
Gelirsek, Temel Karamollaoğlu'na!..
Katıldığı bir canlı yayında, şöyle bir ifade kullanmış..
Demiş ki; "Davutoğlu ve Babacan'ın Ak Parti'yi yüzde 20-30 bölebileceğini düşünmüştüm, ama öyle olmadı?"…
***
Denir ya vay da vay; "ne beklemeymiş" bu be!..
Şaşırtıcı değil..
Niye derseniz!!!..
Temel'in ki, "temelce" siyaset.. Yoksa, saydığı isimlerin "kendilerine has bir hikayelerinin" olmadığını, "tabandan" gelmediklerini, kitleleri peşlerinde yürüten siyasi dehaya sahip olmadıklarını, "varlıkları" liderin "yanında" ve onun görevlendirmesiyle; "isim" oldular..
Liderin varlığıyla kıymeti harbiyelerinin olduğunu, gösterilen ilginin hikmetini "akıl" etmedikleri için, biz koparsak peşi sıra, milyonlar bize takılır, beklentisiyle "sükutu hayale" uğradılar!…
Onun içindir ki; "birlerin altındadırlar.."
***
ÜÇ İĞRENÇ KARAKTER!…
AR DAMARI… Çatlamış.. Utanma ne diye bir duygusu kalmamış.. Rezilliği, şerefsizliği, namus ve haysiyet "onurunu" ayaklar altına alıp; tükürüğü yağmur sanan… Kızaran bir yüzü olmayan…
***
PEŞİN HÜKÜMLÜ… Sorgusuz, sualsiz "ideolojik" bir ruhla, hasım kesilmek.. Söylenenin "doğruluğunu, gerçek dışılığını" sorgulamadan, "saldırıya" geçip, karşısındakini "idam" sehpasına çekip, cellat olmak!…
***
DÜŞENE TEKME… Rahmet ve merhamet, vicdan duygusundan nasip almamış.. Aman dileyene, yaptığını itiraf edene, hatasından dönene, yere düşene "vur da vur" abanmasında bulunan.. Yerdekine "erkeklik" yapıp zevk tatminine giden, namertler!…
***
"CUMHURİYETİ" CUMHURSUZ YAPANLAR!…
Kim onlar?..
Elbette ki, CHP'li Özgür Özel gibi "devşirme" anlayışın, bayrakçıları..
Bakar mısınız, döktüğü incilere..
Merve Kavakçı'nın "kızının" NATO zirvesinde, Erdoğan'a "tercümanlık" yapmasına..
Başörtüsüyle, orada bulunmasına, tepki koyuyor..
Genç kıza "Vampir" yakıştırmasında bulunurken; "Cumhuriyet'ten öç alma girişimidir bu?…!"
Denir ya, e be yuuuhhh yani!…
Eeyyy Özgür zevatı…
Eğer ki "gerçekten" bir öç alma girişimi vaki ise..
Ve bu bir asırdır söz konusu ise..
Ki sizin, tekçi, vesayetçi, faşizan, inkar ve asimilasyonu dayatan, jakoben felsefenize, "Cumhuriyet" libası giydirmek..
Cumhuriyet adına, "vicdansızlıkları" sergileyerek, "Millete hasım" kesilmenizdir..
***
Yani özetle!..
"Cumhuriyeti" cumhursuz bırakmak için ortaya koyduğunuz "nobranlıktır?"…
Ne diyor, AK Parti İstanbul Milletvekili Dr. Ravza Kavakçı Kan…
"Özgür Özel de Türkiye'deki bağnaz, gerici, ayrımcı, köhne, din düşmanı zihniyetin tezahürünün sembol bir ismi olarak Kont Drakula'yı aratmıyor.
Kendisi milletin vergilerinden aldığı maaşı hak ediyor mu acaba bu nefret dilini kullanınca?
Bitmedi şu had bildirme sevdanız!
Yettiii!…"
***
GÜNÜN SÖZÜ
Hayattaki en büyük zafer benim için hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.
