TREN YOLU MU, UYUŞTURUCU YOLU MU?…

Ne yazık ki; "ikisinin de" yolu!..

Yazı başlığı, Söz'ün Cuma günkü "manşet haberine" ait..

Ki, şu üç resim de dikkatinizi çekmiştir..

Burası, Batıkent'teki "davalık" olduğu için imara ve yapıya açılmamış, "boş alan?"..

Bağlar ile Yenişehir'in sınırlarının kesiştiği nokta!..

Arazi, kıymetli, değerli..

Şehrin nefes borusu..

Emlakçıların beyanıyla "paha biçilmez" bir arazi..

Çok kişinin "gözü" ve iştahlı iştahlı bakışı burada..

Ancak, "davalık ve uyuşmazlık" nedeniyle bu alana "el atılmıyor, attırılamıyor?.."

Bir ölçüde tren yolunun sağı ve solu, metruk alana; dönüşmüş bir halde..

***

Neyse!..

Meramımız "arazinin" akıbeti değil..

Meramımız, metruk hale gelen; "büyük tehdit ve tehlike" olarak görülmesi gereken bu alanın tren yolu boyunun "uyuşturucu satıcılarının, bağımlıların" panayırına dönüşmesi hali!…

Tren yolunun iki tarafına, tartışmalı örülen tel örgülü ihata duvarına rağmen; bugün bu alan "İzmir'in kordonu misali" gezinti yeri..

Ama, "esrar, eroin" denilen illetin içildiği ve satıldığı yer!..

İkişer gün arayla; çekilen üç kare resim!..

Tren yolunda gördüğünüz kişiler…

Akşam gezintisine..

Ya da karlı günün, "kar topunu" oynamaya çıkmış insanlar değil..

Güneşlenmeye de çıkmamışlar..

Semt sakinlerinin "isyan edip öfkeyle" dile getirdikleri gibi; "kimi uyuşturucu satıcısı" torbacı diye tabir edilen kişiler..

Kimi de, "satın aldığı uyuşturucuyu" farklı şekilde içen kişiler…

***

Garip ve anlaşılmaz olan; buraya "müdahalede" yaşanan zafiyet!..

Şehrin göbeği..

Bir yanı, yerleşim alanı, binlerce konut!..

Diğer yanı, 7. Kolordu Komutanlığı..

Sağ'ı Askeri lojmanlar..

Az ötesinde polis noktası..

Biraz ötesinde de, İl Emniyet Müdürlüğü..

Semt sakinleri tüm şikayetlere, ihbarlara rağmen; "köklü çözüm" bulunmadığı gibi müdahalede yeterli istikrar sağlanamadığından tepkili!…

Her yaştan kişinin arz-ı endam ettiği; "ürkütücü ve korkunç" tablo ciddi bir sorgulamayı da ikmale getiriyor..

O da şu?..

Kırsalda, gün geçmiyor ki jandarma yüzlerce, tonlarca "esrar" ve ham maddesini ele geçirip, imha etmiyor?..

Ama buna rağmen, "şehir merkezinde" uyuşturucunun bu kadar alenice içilip, satılabilmesine, şehrin göbeğindeki bu alanda "esrar partisi, uyuşturucu ayini" yapılabiliyor olması; "zihinleri" fena sorgulatıyor…

***

Yeşil Yıldız Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öğer…

"Batıkent’teki" uyuşturucu partilerine dair, "yoğun şikayetlerin" kendilerine de geldiğini ifade ederek; "uyuşturucu kullanımının dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye ve Diyarbakır'da da arttığına" dikkat çekiyor..

Öğer, " Batıkent civarındaki tarlada uyuşturucu kullanımının arttığını kova tabir edilen uyuşturucu kullanımının gruplar halinde yapıldığı ihbarları bize de gelmektedir" dedi..

***

Doğrusu, "dehşet verici" manzara, salt Batıkent'le sınırlı değil..

Şehrin bir çok bölgesinde; "benzer durumlar" söz konusu..

Yoğun olarak da, Bağlar'ın varoş bölgesi…

Yeniköy mezarlık bölgesi..

Bu bölgeler, ürkütücü!..

Uyuşturucu kullanım yaşı da; giderek düşüyor….

Vahim bir hal-i vaziyet içerisinde; kent!…

Kadim şehrin bir yaşayanı olarak…

Diyarbakır'ı ve ahalisini, gencini, çocuğunu, evlatlarını her geçen gün "batağa" çeken…

"Beyinleri, zihinleri" uyuşturucunun müptelası haline getiren..

Niçinlerini, nedenlerini, rantını, düşkünlüğünü, yasadışılığını bir bütünlük içerisinde; "ele almanın" zamanı gelip geçmiştir..

***

Büyük bir "sosyal" bir o kadar da "kamusal" beri yandan da "siyasal yönde", seferberlik içerisinde "sorumluluk" üstlenilmelidir…

Hayatların kararmasına, kararan hayatların, masum hayatları karartmaması için; ilgili ve yetkililerin "görevlerini" yerine getirmeleri gerekir…

Polisi de, askeri de, yargısı da, sivil toplum örgütü de..

Pek tabi ki, biz vatandaşlar da; "neslimizi zehirleyen" madde bağımlılığına, "kurban" etmeyelim!…

"Evlatlarımıza, yarınlarımıza, neslimize sahip çıkalım, sosyal sorumluluğumuzu yerine getirelim.

Yoksa; Siyasi "zehirlenme" kadar, "beyin uyuşukluğuyla" çok acılar çeker ve yaşarız."

Evet. İnsanı insan yapan en mühim vasıflardan olan akıl ve fikri işlemez hâle getiren.

İnsanın akli dengesini bozan. Beden ve ruh sağlığıyla beraber insanın kendisinde doğuştan var olan tabii hasletleri ve güzellikleri "yok" eden, "uyuşturucuya karşı" hadi, "Sosyal Sorumluluğu" yerine getirmeye.

***

Bugün, mutat olarak Pazartesi günleri gerçekleştirilen; Kent İl Güvenlik Toplantısı var..

Umarım, bu yazım "masada", istişareli bir gündemle mevzu edilir..

Ve şehir merkezinde, salt bir günle sınırlı değil "süreklilik" arzıyla, 7-24 "uyuşturucu terörüyle" ciddi, istikrarlı ve samimi bir koordinasyonla, müdahale ve mücadele edilmesi yönünde, irade ortaya konulur…

Beri yandan da, bağımlı hale gelenlerin "ıslahı ve sağlığı" açısından da bir seferberlik, arz edilir…

***

 

AYDIN'A HAYIRLI OLSUN?..

..Ve beklenen, AK Parti İl Başkanı "kim olacak" sorusuna, hafta sonu yanıt geldi..

İstişareler.. Temayüller.. Kulisler.. Görüşmeler..

Sonuç itibariyle, son sözü reis söyleyip- imzayı attı!…

İl Başkanı Av. Muhammed Şerif Aydın…

***

Önceki gün "itibariyle" Diyarbakır'a geldi..

Zaman geçirilmeden de "görev teslimi" yapıldı..

Hayırlı uğurlu olsun diyelim!..

Lakin işi; "zor"…

Üstlendiği görev "konjonktürel" olarak hal-i hazırda İl Başkanlığı her yönüyle "ateşten gömlek?.."

Hem yakıcı hem de takibi yüksek olacak!..

Değişen 17 İlçe Teşkilatı..

Kadın kolları.. Gençlik kolları…

Ekip oluşturmada, teşkilat üzerindeki "nüfuz" ediciliği noktasında; "sıkıntısı" olur mu olmaz mı..

O'nu zaman gösterecek…

***

İnanıyorum ki, Aydın, önüne çıkabilecek engellerin "üstesinden" gelebilme adına; tüm eforunu sarf edecektir..

Partiyi iyi biliyor.. Bölgeyi iyi biliyor… Teşkilatın hal-i hazırdaki oluşumuna da kısm-i yönde vakıf!…

AK Parti adına, umarız ki "aldığı bayrağı" daha yüksek ve güçlü bir noktaya taşıyıp, dalgalandırır…

Yeter ki; "istişareden" uzak olmasın!…

Haydi, kolay gelsin!..

Buarada, AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunulan 5 il başkan adayı arasında yer alan Suna Kepoğlu'na da görev verildi..

Kepoğlu, İl Başkanı Aydın'a Başkan yardımcısı oldu..

Kadın teşkilatları ve birimlerinin "koordinasyonu" onda olacak..

Kepoğlu'na da başarılar..

***

GARA KATİLİ KİM AZİZİM!…

Vallahi azizim, ne diyeceğimi bilemiyorum!.. Görünen odur ki; Gara "katilleri" içerisinde "PKK'dan başka" kimi derseniz var.. Ve de; hepsi şüpheli… Yani azizim, PKK masum(!)… Vay be azizim.. Desene Gara da, "faili meçhullerin" hanesine kaydedilecek… Öyle "azizim" öyle görünüyor…

***

GÜNÜN SÖZÜ

- Bazen en sıradan şeyler bile, doğru kişi ile birlikte yapıldığında sıradışı olur.