VALİ KARALOĞLU!…

Bazen bir hareket.. Bazen "iki kelimelik" bir cümle.. Ya da; bir selam!…  Acıda, tasada, sevinçte "o anı paylaşabilmek…" İnsanlar için.. Hele ki, medeniyetin beşiği Diyarbakır için.. Diyarbakır ahalisi için.. Çok ama çok büyük; "kutsallık" arz etmektedir?..…

***

Çünkü, tabuları yıkar.. Küskünlükleri, bitirir.. Zihinlerde "kronikleşen" algıları, giderir.. İnsani, vicdani, rahmani bir atmosfer yaratır..

***

Yeter ki, "samimi ve sıhhatli" bir duruş sergileyebilesiniz…

Yeter ki; "Siyasi ve ideolojik" hizipleşmenin batağına kendinizi kaptırmayınız!..

Gerisi; "kucaklaşmadır, muhabbettir…"

***

Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu… İşe bu noktada, önceki gün önemli bir sosyal medya paylaşımında bulundu.. Gönüllere, kalplere, yüreklere "dokunan" bir taziye, başsağlığı paylaşımı!…

***

Kadim şehrin "bülbülü, dengbeji" Seyda Şimşek'in vefatına ilişkin!… Lakabı, Seyitxanê Boyaxci olan Şimşek'e başsağlığı dileğini "bir kılamını" paylaşarak dile getiren Vali Karaloğlu'nun düştüğü not şöyle..

***

“Dengbej #SeyithanBoyacı namı diğer #SeydoŞimşek vefat etti. Allah rahmet etsin. Ailesi ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.”

***

Bu duyguya söylenecek söz; "Sizler her daim sağ olun.. Teşekkürler sayın Valim.."

***

 

KUYUMCU VAKASI!…

Tahkikat sürüyor.. "gizlilik" kararı devam ediyor..  Önceki gün, "faillerden" biri daha gözaltına alındı..  Sorgulandı.. Mahkemece tutuklandı?..

***

Dikkatimi çekti, önceki firari de Adana'da yakalandı.. İkinci firari de yine Adana'da bir arkadaşının evinde derdest edildi… Adana'nın saklanma yeri olarak benimsenilmesindeki; "sır" neyin hikmeti?..

***

Olayla alakalı çok konuşuldu, yazıldı, çizildi, sosyal medyada ha bire; "laflar" edildi.. Ki hala da ediliyor?

Ama, ne hikmetse "işin" net bir şekilde, çekilen bir fotoğrafı ortaya konulmadı?.. Hep algı üretimi…

***

Kimse, O 200 milyon lira denilen para; "kimin ve nasıl, elde edildiğini?" pek sorgulamıyor?… Ya da sorgulanıyor da, biz vakıf değiliz.. Bu arada, dükkanın bodrum katındaki çelik kasalarda F seri birer doların çıkması; işin boyutunu "FETÖ'ye" taşıdı… Yani her geçen gün, iş daha bir gizemleşiyor.. Sahi, 200 milyon liranın "ticari" vergisi ne kadar?.. 

***

 

ÇOKLU BARO!….

Deniliyor ki!.. Çoklu Baro "avukatları" siyasi yönde kategorize edecek.. Şu partinin barosu, şu siyasi fikrin barosu diye; "siyasi kimliği ve aidiyeti" bilinecek!…

***

Hal böyle olunca da!.. Yargılama etkilenecek.. Mahkeme heyeti, "siyasi aidiyete" bakarak hüküm verecek.. Duruşmada savunma yapan avukat "siyasal kimliğiyle", gözetilecek..

***

Bir de; "yandaş" avukat diye üretilen bir laf var.. Deniliyor ki, yandaş avukat, iktidara karşı yargıda "vatandaşın" hakkını savunamaz.. Savunma erki olarak görev alamaz!…

***

Bu beyanlara karşı siz nasıl bir tavır sergilersiniz bilmem.. Ama benim diyeceğim şu ki; "avukat" illa ki, iktidar muhalifi mi olması gerekir, ya da yandaşı mı olması gerekir…

***

"Avukatın" ilk önce, iyi bir avukat, iyi bir savunma erki, giydiği cübbenin hakkını liyakatli şekilde; verebilen olması lazım… Buna zihin yorulmalı!…

***

Pek tabi ki, hakim ve savcısı da!.. Avukatı "siyasi kimliğiyle, aidiyetiyle" yaptığı savunmayı, ortaya koyduğu davayı değerlendirip, "karara" bağlıyorsa, ya da bağlayacak kaygısı varsa; "asıl sıkıntı" burada..

***

Demem o ki!… Tüm bunlar şunu gösteriyor… Yargı.. Yani hukuk.. Yani Adalet sistemimiz; "tüm saç ayaklarıyla" birlikte, tez elden "siyasi ve ideolojik" kirlilikten arındırılmalıdır..  40 tas suyla yıkanması gerekir… Köklü değişiklik, köklü reform şart!!…

***

SİYASETİN DİLİ!..

Kim ne derse desin!… Korkunç ve çirkin.. Bir o kadar da "iğrençleşmiş?.."  Siyaset, tüm çivileriyle laçka halde!.. Dikiş, tutmaz!… Denir ya; "zıvanadan" çıkmış!..  Çünkü, ağzını açan; "küfür salyası" akıtıyor..

***

İşte, son ve en taze vaka!.. Ki bu "salya" akıtıcı maganda, bilinen "küfürbazlardan" değil, bir bayan vekil!.. İyi Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur!… O kibar ve sevecen fiziki görüntüsünün "içinde" meğer ki, başka biri varmış!…

***

Ahalinin, huzurda Salda Gölü'yle alakalı konuşuyor.. Ama ne konuşma.. Baştan sona; "bibbipli" bir konuşma… Herkes, kulaklarını kapatmış, "üç maymun" misali, bakıyor.. Ne zaman bitecek bu konuşma diyor..

***

Siyaset diline bakar mısınız? En basit sözcüğü.. "Göl'ün kumlarını onların uygun yerlerine monte ederiz.." Kime ve nasıl bir şekilde bu "monte" ediliş olur bilmem?.. Neyse, atalarımız ne demişti; "kötü söz sahibine aittir..?"

***

 

 

MUHALİF OLUR?..

Denir ki!… Gazeteciysen illa ki; "muhalif" olacaksın!.. Bence değil.. Önce "iyi bir gazeteci" olmalı!…

***

Denir ki… Akademisyensen illa ki; "muhalif" olacaksın!.. Bence değil.. Önce "iyi bir akademisyen" olmalı..

***

Denir ki.. STK ve Oda Başkanıysan illa ki "muhalif" olacaksın.. Bence değil.. Önce "İyi bir temsiliyet sahibi" olmalı?…

***

Denir ki.. Sanatçıysan illa ki; "muhalif" olacaksın.. Bence değil.. Önce "İyi bir sanatçı" olmalı…

***

Denir ki.. Hukukçuysan illa ki; "muhalif" olacaksın.. Bence değil.. Önce "İyi bir hukukçu" olmalı…

***

Ancak, "kerameti kendinden menkul" bir karakterle ortaya konulacak "muhaliflik" her yönüyle; "yalakalıktan, trollükten" öteye bir hal içermez!.. Çünkü, zat-ı muhterem "kendi" değil, kukla beyne sahip!..

***

İşte, bizim son yıllardaki "nato kafa" dediğimiz felsefe ve bakış bu!… Çünkü kimse; "icra edilen mesleğin" doğru ve ilkeli, gerçekçi ifasından yana değil; "şahsın biatından" yanadır!…

***

 

KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ!…

Kendini "kahin" ilan edenler, ha bire "kehanette" bulunuyorlar.. Tabi, "ikide bir kabine" listesi hazırlayıp, sosyal medya servis eden; algı üreticiler de!…

***

Biz de, bir kehanette bulunalım mı?. Neyse  bizimkisi kehanet değil.. Bizimkisi, görünen, sesli düşünülmesidir.. Ve diyorum ki; "kabine değişikliği"  er ya da geç, olacak!…

***

Ama, işin olgunlaşması, zamanı ve parti ve hükümetin seyri açısından, şuan "sıralamada" ilk üçte değil… İlk üçte olan; maddeler..

***

Bir Meclis Başkanlığı seçimi.. O bu hafta içerisinde… İkincisi, Erdoğan'ın yine hafta içerisinde, bulunduğu koltukta, ikinci yılını devirmesi.. Bir de, vekillerin özlük hakları…

***

Sonuç!.. Şu Temmuz sıcağını hele bir atlatalım.. Ağustos'un başında; Kabine değişikliği ve Kongre, Parti Yönetimi için "öncelikli" maddeleri, önemine binaen öne çekelim!…

***

Kabine değişikliğinde "bölgesel temsiliyetin" gözetileceğini de, şimdiden not edelim!.. Bakanlıkların arttırılmasındaki etkenlerden biri de bu "ayrıntı.." Ki hali hazırdaki "kabinede" bu durum, içerde hayli arıza-i duruma sahip!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Siyasi safından önce icra ettiğin mesleğin; "kriterlerine" sahip ol..