ZAMANIN TALİHSİZ ERKEKLERİ

Yüz küsur yıl önce, ondan daha önceki asırlarda da kadın erkeğin üstünlüğünü kabul ediyordu. Toplumda erkeğin daha değerli olduğuna dair kabullenilmiş bir kanı vardı.

Eş zamanlı olarak, aynı dönemlerde farklı klan, kabile ve boylarda anaerkil düzeni uygulayan topluluklarda varmış. Günümüzde sayısı çok az olsa da anaerkil düzeni, ( kadının ön planda olduğu, evin liderinin kadın olduğu) devam ettiren topluluklar hâlâ var.

Anaerkil yapıdan erkek egemenliğine geçiş çetin savaşlar sonucu gerçekleşmiş olmalı. Kadın; kutsal kitaplarda ki ilk günahın sebebi, başka bir örnekle Homeros’un İlyada romanın da olduğu gibi tüm kötülüklerin kaynağı olarak gösterilip ancak ev işlerine bakar yaftası ile gün be gün erkek egemenliğine geçiş sağlanmış.

Erkeklerin liderliği ele geçirme çabalarının sebebi; erkeklerin savaşçı olarak daha önemli rolü üstlendikleri zaman diliminde ortaya çıkmıştır. Tabi bunu sağlamaları için kadınların elinden kılıç kalkanları almaları gerekmiş. Ve hem erkek hem kız çocukları, evde temizlik işlerine bakanın anne, dışarda at sırtında savaşanın baba olduğunu görerek, düşünerek, yaşayarak kişilikler ve kabulleri de bu şekilde yapılanmıştır.

Erkeğin zaferi kadının boyun eğişiyle, sürecini tamamlamış…

Böylelikle egemenliklerini yıllarca, kadınların daha aşağı düzeyde olduklarını öne sürerek korumuşlardır. Yaşam biçimlerine de davranış olarak yansımıştır. Mesela erkek dışardan gelir, kadın sofra hazırlar, erkek yemeğini yer ve minderine kurulur. Kadın sofrayı bulaşığı toplardı. Musluklardan su akmadığı dönem ve yerlerde kadınların erkeklerin ayaklarını yıkadıkları hepimizin malûmudur. Erkek dışarı çıkarken kadın ayakkabılarını siler, önüne bırakırdı.

Erkek onay verirse ancak kadın sokağa çıkabilirdi. Erkek imana gelip kadına para verirse, kadın kendine entari alabilirdi. Kadına bir buket çiçek alarak değil evine aş getirerek sevgisini belli ederdi erkek.

Ya bugün;

O yüzden başlık bu zamanın talihsiz erkekleri J atalarımız yüzyıllarca böyle yaşadılar. Şimdiler de erkek ayak yıkatmak isterse, kadın bunu hakaret sayar. Hâlâ kötü örnekleri olsa da, kadınlar kendilerine değer vermeyi ve değer

verilmesi gerektiğini öğrendiler. Geçmiş zaman erkelerinin yaşadığı saltanatın son bulması, günümüz erkeğinin yüzüne tokat gibi çarpıyor.

Tabi sürdürmek isteyen erkekler çoğunlukta ama nesne olarak görülmeye alışmış kadın ben bir ‘özneyim’ bende bir bireyim, benim de söz hakkım var diyor.

Kadınlar artık yüzyılların acısını çıkarmak istercesine, yüksek beklentilerin içerisinde haklı olarak. O yüzden eskiye nazaran boşanmalar çok fazla. O yüzden kadın cinayetleri eskiye nazaran çok daha fazla…

Eğer hayatta kalırsak bir sonraki yüzyılda bu mesele daha az can yakacak. İyice hazmedilecek kadının da bir birey olduğu çünkü geleceğin erkeklerini bu zamanın kadınları yetiştiriyor.

Kitap önerisi: Sofi Oksanen - ARAF