‘Göçen’ Ailenin Dramı

Sokağa çıkma yasağının sürdüğü Sur ilçesinden göçen Uğurlayan ailesinin dramı yürekleri burkuyor. 1’i sara hastası, 4 çocuğu ile birlikte ablasının evine sığınan Fatma Uğurlayan, “Sur’da kötü de olsa bir evimiz vardı. Şimdi ben ve çocuklarım ayrı yerde, kocam ayrı yerde kalıyor. Her gece başka bir yerde kalıyoruz” dedi.

Haberler 04.02.2016 - 10:35 Son Güncelleme : 04.02.2016 - 10:35

Sokağa çıkma yasağının 64üncü gününde devam ettiği Sur ilçesinden göçenlerin dramları yürekleri dağlıyor. İlçede yaşanan çatışmalar yüzünden evlerini terk etmek durumunda kalan ve kentin diğer bölgelerinde ya boş ev tutan ya da yakınlarının yanlarına yerleşen vatandaşlar büyük güçlükler yaşıyor. İlçeden göçen 1i sara hastası 6 nüfuslu Uğurlayan ailesi de bu ailelerden biri.

HER GECE BAŞKA BİR YERDE KALIYORUZ

Yasağın 27 Aralıkta genişletilmesiyle oturdukları Lalebey Mahallesindeki evlerini terk eden aile, her gününü bir akrabasının yanında geçiriyor. çocukları ile birlikte şu anda sığındığı ablasının evinde kalan Fatma Uğurlayan (47), kızının hastalığı nedeniyle büyük sıkıntılar çektiklerini anlattı. İHAya konuşan Uğurlayan, Biz Lalebeyde oturuyorduk. Altı kişiyiz. Kocam Remzi başka yerde ben başka yerdeyim. Her gece başka bir yerde kalıyorum. Kimse kimseyi kabul etmiyor. Lalebey Mahallesinden bir hafta önce çıktık. Elbiselerimizi bile alamadık. Kızımı alıp cadde başına geldim ticari taksi tuttum. Geldim ablama sığındım. Bir gece abimlerde kalıyorum, bir gece ablamlarda kalıyorum, bir gece yeğenimde kalıyorum. Eşimde kendi akrabalarında kalıyor dedi.

Eşi Remzinin yasaktan önce Surda bekçilik yaptığını anlatan Uğurlayan, Esnaflar da bitti. Şu an bir gelirimiz yok. Bir evim vardı. çok şükür idare ediyorduk. En azından benim evimdi ahır gibi de olsa yine de saraylara değiştirmezdim evimi. Kızım bir haftadır çok kötüydü. Dün Araştırma Hastanesine götürdüm. İlaç verdiler. Kendine geldi diye konuştu.

BİR BATTANİYE BİLE GETİREMEDİK

20 yıldır Lalebey Mahallesinde oturduklarını anlatan Uğurlayan, şu ifadelerde bulundu:

Kızım kendi evini istiyor, doğuştan engelli ve sara hastası. çocuklarım bu sene okula gidemediler. Bir seneleri zehir oldu. Gücümüz yoktu buradan gitmeye. Belki barış gelir diye umuyorduk. Barış, barış, barış, barış. Biz barış istiyoruz. Bizim suçumuz neydi? Buralar hep türbeydi. Kadir Gecesinde saat ikiye kadar türbelere gidiyorduk. Sur, Diyarbakırın kalbiydi, bereketiydi. Biz kendimizi hiç aç görmedik. Hep, çok şükür dedik ama benim kızım çok zorluk çekiyor. Ben de zorluk çekiyorum. Bir battaniye bile getiremedik. Bir battaniyemiz bile yok üstümüze atmaya. Evim harap olmuşsa bile yine gider otururum. Cam mı kırılmış, yaparım, kapı mı kırılmış, yaparım. Evimdir sonuçta. Ben evimi istiyorum.

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır