Bağdat-Erbil sert çekişiyor

Irak’ta Kürt gruplar ile Başbakan Nuri el-Maliki yönetimi arasındaki siyasi ve ekonomik sorunlar, son olaylarla askeri gerginliğe dönüştü.

Haberler 22.11.2012 - 00:21 Son Güncelleme : 22.11.2012 - 00:21

Kürt gruplar, 2003ten bu yana fiilen hakim oldukları tartışmalı bölgelerde kontrolü kaybetmemek için Malikiye bağlı ordu birliklerinin son hamlelerine direnmeye çalışıyor. Barzani-Maliki gerilimine fazlaca müdahil olmak istemeyen Talabani ise, artık Malikinin doğrudan hedefi haline geldi.

Irakın Selahaddin vilayetinin Tuzhurmatu ilçesinde, 16 Kasımda Irak ordu birliklerinin Celal Talabaniye bağlı Peşmerge güçlerinden 1 kişiyi öldürmesinin ardından, Kürtler ve Başbakan Maliki arasındaki siyasi ve ekonomik sorunların silahlı çatışmaya dönüşmesi riski hızla artıyor.

Irakın 2003te ABD tarafından işgalinin ardından ülkenin yeniden yapılandırılmasında Kürtlerin talepleri büyük ölçüde kabul görmüş ancak ilerleyen dönemde merkezi yönetimin güçlenmesi ve Şii siyasal hareketlerinin iktidardaki ağırlıklarının pekişmesi, Kürtlerin rahatsızlığına sebep olan uygulamaları beraberinde getirmişti.

Kürt yönetimi ile Maliki hükümetini sık sık karşı karşıya getiren üç temel sorun bulunuyor: Malikinin tekelinde toplanan yetkiler ve güçlenen merkeziyetçilik, Kürt bölgesindeki petrol ve doğalgaz kaynaklarının işletimi, başta Kerkük olmak üzere tartışmalı bölgelerin geleceği.

2006da başbakanlık görevine gelen Maliki, Irakta istikrarın sağlanamamasının en önemli sebeplerinden biri olarak, federal sistemin merkezi yönetimi zayıflatmasını görüyor. Ancak Kürt yönetimi, devlet sisteminde merkez-yerel dengelerinin değiştirilmesini hiçbir şekilde kabul etmeyeceğini ilan etti. Buna karşılık Maliki başta savunma ve içişleri bakanlıkları ile merkez bankası gibi birtakım stratejik kurum ve pozisyonların yetkilerini kendi tekelinde toplamayı sürdürdü. Malikinin daha fazla güçlenmesinden endişe eden Kürt liderler, ABD yönetiminin Iraka F-16 satma kararından ve Rusya ile devam eden silah anlaşması görüşmelerinden büyük tedirginlik duyuyor. Kürt yönetimi ve kamuoyu, silahların bir gün kendilerine yöneltilebileceği düşüncesinde.

Kendi petrol endüstrisini inşa etmeye çalışan Kürt yönetimi, Eylül ayında petrol ve doğalgaz konusunda Maliki hükümetiyle geçici bir uzlaşma sağladı. Şu an Kürt bölgesinden çıkartılan petrol, Irak ulusal petrol şirketi üzerinden Kerkük-Ceyhan hattına veriliyor. Ancak, asıl sorun olan kuzeydeki sahaların işletimi konusunda nihai anlaşma sağlanamadı. Bu konuda taraflar arasında her an yeni bir sorun çıkması ihtimali mevcut. Maliki hükümeti, kuzeydeki çalışmaların mutlak surette Bağdatın kontrolünde olmasını istiyor.

Kerkük başta olmak üzere Musul, Diyala ve Selahattin vilayetlerinin bazı ilçe ve kazalarını kontrol eden Kürt yönetimi, bu yerlerin kendi idari sınırlarına dahil edilmesini istiyor. Tartışmalı bölgelerdeki önemli petrol ve doğalgaz rezervlerinin varlığı, sorunların çözümünü daha da zorlaştırıyor. Son olarak, Kürt yönetimi ile dünyanın en büyük petrol şirketlerinden biri olan Amerikan menşeli Exxon Mobil şirketi arasında imzalanan anlaşmaya tartışmalı bölgelerdeki 3 sahanın alınması büyük yankılara neden olmuştu.

Tüm bu sorunlara ek olarak, Peşmerge gücünün masrafları da anlaşmazlık konusu. Kürt yönetimi kendi emrindeki Peşmerge gücünün bütçesinin Irak hükümeti tarafından karşılanmasını isterken, Maliki hükümeti Peşmerge birliklerini Kürt yönetiminin özel gücü olarak kabul ediyor ve bu isteği reddediyor. Peşmerge gücünün görev alanı ve yetkileri de taraflar arasında sorun olmaya devam ediyor.

Irakta bu yıl başından itibaren Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Tarık Haşiminin yargılanma süreciyle birlikte Maliki karşıtı grupların çalışmaları da hızlandı. Irakiye koalisyonu, Sadr Hareketi ile Kürdistan Demokrat Partisi lideri ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani tarafından Nisan ayında başlatılan yeni girişim, Haziran ayında Başbakan Malikinin düşürülmesi konusunda büyük bir mesafe katetti. Ancak mecliste oylamanın başlayacağı aşamada Cumhurbaşkanı Talabaninin Malikiye karşı kesin bir tavır almak istememesi nedeniyle girişim sonuçsuz kaldı. Bu arada, Sadr, Malikiyi düşürme girişimi konusunda desteğini yavaş yavaş çekti.

Malikinin, Ağustos ayında Dicle Operasyonları Komutanlığını kurması ise bu girişime cevap niteliği taşıyan bir adım olarak görüldü. Terörle mücadale birlikleri olarak takdim edilen yeni birimin Kerkük, Selahaddin ve Diyala vilayetlerinde operasyonlara başlaması, Kürtlerle Malikinin emrindeki Irak ordu birliklerinin karşı karşıya gelmesine neden oldu. Kürtler de Malikinin hamlesine, Hemrim Operasyonları Komutanlığını kurarak yanıt verdi.

BASKILAR TALABANİ’YE YÖNELDİ

Bu adımları, Temmuz ayında Irak ordu birliklerinin Suriye sınırındaki Musul vilayetinin Rabia sınır kapısında Barzaniye bağlı Peşmerge güçleri ile yetki tartışması gerekçesiyle çatışma noktasına gelen gerginliği izledi. Çatışma son anda önlenirken Irak ordusu ile Peşmerge güçleri arasında gerilim, Celal Talabaninin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliğinin (KYB) kontrolündeki Kerkük, Diyala ve Selahattin (Tuzhurmatu) bölgesine kaydı. Böylece, Malikinin baskıları Celal Talabaninin üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Nitekim Tuzhurmatu ilçesinde 16 Kasımda meydana gelen olayda, Irak ordusunun Dicle Operasyonları Komutanlığına bağlı birliklerin buradan Kerküke geçişi sırasında, KYB temsilciliğinin önünde Peşmergelerle ordu birlikleri arasında küçük bir çatışma oldu ve 1 Peşmerge öldü. Tuzhurmatunun hemen ardından, Irak ordu birliklerine yine Selahaddin vilayeti içinde 10dan fazla askerin öldüğü saldırı gerçekleştirildi ancak bu saldırının Kürt güçleri tarafından gerçekleştirildiğine dair doğrulanmış bir bilgi bulunmuyor. Buna karşılık Irak ordusunun Tuzhurmatu ve Kerküke birlik sevketmeyi sürdürdüğü bildiriliyor.

KERKÜK’TE GERGİN BEKLEYİŞ

Başbakan Maliki, Kürtlerle yaşadığı gerilime paralel olarak bu yıl başından itibaren Kerkükteki siyasi ve askeri varlığını güçlendirmeye büyük önem verdi. Dicle Operasyonları Komutanlığı, Kerkük çevresine birlik sevketmeyi sürdürürken, Talabaniye bağlı güçlerin kontrolünde olan kentin giriş noktalarında yeni bir çatışma yaşanmasından endişe ediliyor.

Diyala vilayetinin Süleymaniyeyle birleştiği hatta yer alan Hanekin ilçesinde de gerilim hakim. Irak ordusu, burada da yine Talabaniye bağlı Peşmergeler üzerindeki baskısını sürdürüyor.

Son olayların ardından Celal Talabaninin Mesut Barzani ile temaslarını sıkılaştırdığı, Malikiye karşı ortak ve daha planlı bir strateji izlemeye çalıştığı görülüyor. Bağdata ne zaman döneceği halen belli olmayan Talabani, memleketi Süleymaniyede kalmayı sürdürüyor. Talabaniye yakın kaynaklar, Malikiden olumlu sinyal alana kadar Cumhurbaşkanının Bağdata dönmeyi düşünmediğini bildiriyor.

Sonuç olarak, bölgede yeni çatışmalar olup olmayacağını, 2003ten bu yana çözüm bekleyen ve çözümü giderek güçleşen tüm bu sorunlar belirleyecek.

Ana Sayfaya Git