‘Darbede parmağımız yok’

Amerikan yönetimi 15 Temmuz darbesinden haberdar olmadığını anlatma çabasında. ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, bir grup gazeteciyi çağırıp, ‘Darbede parmağımız yok’ mesajı verdi. Elçi, Hulûsi Akar’ın darbede Gülen bağlantısını işaret eden sözlerini ise ‘Güçlü tanıklık’ diye nitelendirdi.

Haberler 07.08.2016 - 11:01 Son Güncelleme : 07.08.2016 - 11:01

Bass, darbe girişimiyle ilgili ülkesinin önceden haberdar olduğu iddiasını yalanladı ve, böyle bir durum olsaydı Türk Hükümetini önceden uyaracaklarını söyledi. Büyükelçi, bu suçlamalardan derinden incindiğini söylüyor:

En ufak bir kanıt olmadan bu yasa dışı darbe girişiminde ABDnin parmağı olduğunu ya da bu girişimden haberdar olduğunu öne süren yorum ve suçlamalar nedeniyle derinden inciniyorum. ABD yönetimi 15 Temmuzu 16 Temmuza bağlayan gece yaşanan yasadışı aktivitelerin hiçbirini planlamadı, yönetmedi, desteklemedi ya da bunlarla ilgili önceden bilgi sahibi değildi. Nokta! Eğer önceden haberimiz olsaydı derhal Türk hükümetine söylerdik... Bu sürtüşme ve yanlış anlaşılmalara rağmen biz iki temel önceliğe odaklanıyoruz. Birincisi, Türk hükümetinin bu yasadışı darbe girişiminin sorumlularını adalet önüne çıkartmasına destek olmak. Bu çalışmanın büyük bölümü yasal kanallar üzerinden devam ediyor ve şu noktada yasal süreçleri olumsuz etkileyecek herhangi bir şey söylemek istemiyorum.

FULLERDEN HABERİM YOK

Darbe gecesine dair doğrulanmamış haberler arasında eski Amerikalı istihbaratçı Graham Fullerden o gece Türkiyede bulunduğuna dairdi.

Graham Fuller, Türkiyede CIAin İstasyon Şefi olarak çalışmış bir isim. Aynı zamanda Fethullah Gülenin yeşil kart başvurusu sırasında referans mektuplarından birini vermişti. ABD Büyükelçisine Graham Fullerin o gece İstanbulda olup olmadığı soruldu, cevabı şöyle oldu :

O gece Sayın Fullerin Türkiyede olduğundan haberim yok. Doğrusunu söylemek gerekirse burada olsaydı da bizim pozisyonumuzu değiştirmezdi. Şu an ABD hükümeti ile hiçbir alakası yok, kendisi eski bir hükümet yetkilisidir. Sayın Fuller ya da başka isimlerin darbe girişimi gerçekleşirken Türkiyede olup olmadığından da bağımsız olarak ABDnin bu işten çıkar sağlayacağına yönelik çok fena yorumlar bazı kişiler tarafından bazı Amerikan medya kuruluşlarında dillendirildi. Bunların hiçbiri ABD yönetiminin görüşlerini yansıtmıyor.

İNCİRLİKİ BİZ KONTROL ETMİYORUZ

Elçi, darbe girişiminde yer alan bazı F-16lara, İncirlik üssünden kalkan TSKya ait tanker uçaklardan yakın ikmli yapılmasına ve bu sebeple de ABDnin girişime müdahil olduğu iddiasına ise şunları söyledi:

İncirlik bir ABD üssü değil, Türk üssü. Biz İncirliki Türk hükümetinin davet ve izniyle kullanıyoruz. Ne üssü ne Türk hava sahasını ne de İncirlikteki kuleyi biz kontrol ediyoruz. Hangi uçağın ne zaman ve ne için kalkıp indiğine biz karar vermiyoruz. Amerikan uçakları ancak Türk makamlarının izni üzerine uçuş yapabiliyor. Türkiyenin üsten gerçekleştirdiği askeri faaliyeti sorgulama yetkimiz yok. Dolayısıyla da İncirlikten kalkan tanker uçakların yasal ya da meşru operasyonlar için kullanılıp kullanılmadığını bilemeyiz. Bu Türk ordusunun ve hava kuvvetlerinin işi.

DARBE GİRİŞİMİNİ SAAT 23:15TE ÖĞRENDİK

ABDnin, İncirlikteki hareketliliğe rağmen girişimden nasıl haberdar olup olmadığı da Bassa soruldu:

Hayır, tamamen karanlıktaydık. Ben darbe girişimini Ankarada rezidansta jetler alçak uçuş yapmaya başladığında öğrendim. Yaklaşık 22.00 sularıydı...İlk etapta bir terör tehdidine karşı önlem alındığını düşündüm. Hemen telefonlara sarılıp ne olduğundan haberi olan birilerine ulaşmaya çalıştık. Aynı sizler gibi. Türk hükümetinden bunun bir yasadışı darbe girişimi olduğuna dair aldığım telefonun hemen ardından gittik dar bir ekiple beraber saat 23.30 sularında büyükelçiliğe geçtik. Arayan dışişleri bakanlığından birisiydi ve saat 23.15 civarıydı. Arayan kişi bu bilgiyi Washingtona iletmemi istedi ve Türk hükümetinin ABDnin desteğini beklediğini bildirdi. Ben de bunu derhal yaptım.

Elçi, arayan kişinin darbenin arkasında Gülen olduğunu belirtmediğini, Türk Hükümetinin bu yönde kanaatini duydukları an da bunu Washingtona ilettiklerini de söyledi.

AKARIN İFADESİ GÜçLÜ TANIKLIK

Bass, Siz kişisel olarak darbe girişiminin arkasında Fetullah Gülenin olduğuna ikna oldunuz mu? sorusuna ise darbe girişiminde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akarın başına gelen bir olayı örnek göstererek yanıt verdi:

Burada yaşayan ve Orgeneral Akar gibi pek çok kişiyle konuşan biriyim. Akarın o gece yaşadıklarına dair ifadesini güçlü tanıklık olarak görüyorum. Ötesinde bir görüş açıklamak istemem. Türk hükümetinin sorumluları adalet önüne çıkartmasını zorlaştıracak bir şeye neden olmak istemem.

Orgeneral Hulsi Akarın, savcılığa verdiği ifadeye göre darbeciler o gece Akardan darbe bildirisine imza koymasını isterken, Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürürüz dediler. Akar, ifadesinde kendisine bu teklifi yapan ismin Tuğgeneral Hakan Evrim olduğunu, kendisinin ise Ben kimse ile görüşmem diyerek Evrimi terslediğini söyledi.

ŞOKE OLDUK

John Bass, Ülkeniz açısından da bir istihbarat zaafı olduğu değerlendiriliyor mu? sorusuna ise şu yanıtı verdi:

Biz de şaşırdık ve şoke olduk. Bu planlamanın ne ölçüde gözlerden saklandığının boyutunu ortaya koyuyor. Bunu nasıl becerdiler? Türk hükümetinin elde edeceği bulguları merakla bekliyoruz... Bu olayda yaşanan şokun boyutunu Batılılara anlatabilmek için bizim 11 Eylülde yaşadığımız deneyimi hatırlatmak lazım.

FARKLI DEMOKRASİLERİN FARKLI HUKUK SİSTEMLERİ VAR

Türkiyede geniş bir kesimin Gülenin bu darbe girişiminin arkasında olduğuna, ABDnin de Gülenin arkasında olduğuna inanıyor olmasına tepkisi ise şu oldu:

Türkiyenin sorumluları adalet önüne çıkartmasını destekliyoruz. Öte yandan farklı demokrasilerin farklı hukuk sistemleri var. ABDde yargı yüksek derecede bağımsız bir kurum, yönetimin hükümetten bağımsız ve eş yetkilere sahip bir kolu. ABDde yargı yürütmenin onaylamadığı pek çok karara imza atabilir ki, 2008 yılında Amerikan yargısının Fetullah Gülenin ikamet izni meselesinde de tam da bunu yapmıştır. Şu an ABDde olan ve Türk hükümetinin darbe girişimine katıldığını düşündüğü kim varsa onlarla ilgili süreçlerin bağımsız ABD yargıçlar üzerinde ikna edici bir etkisi olacak şekilde yürütülmesine destek vermek istiyoruz. çok fazla konuşmak istememizin sebebi de şu; mahkeme süreçleri öncesinde çok fazla kamuoyu önünde tartışılan bazı güçlü davalarda yargılamanın başarısız olduğu pek çok örnek var ABDde.

Örgütün kendisine gelince; ABDde yabancı terör örgütü diye tanımlanmak için çok net bazı kriterler vardır. Temel unsurlardan birisi bu örgütlerin Amerikan vatandaşlarını doğrudan tehdit etmeleri veya öldürmeleridir. Okullara gelince; ABDdeki tüm diğer örgütler ve kurumlar gibi eğer suç işlendiğine dair veya yasadışı eylemlere karıştıklarına dair kesin kanıtlar varsa bu federal, eyalet ve yerel yetkililer tarafından ciddiye alınır. Suç işlendiğine dair kanıtlar ABDdeki yetkin kurumların önüne geldikçe gereğinin yapılacağına eminim.

CUMHURİYETİ VE HALKI KORUMAYA ANT İçMİŞ TÜRK ORDUSU...

Büyükelçi, bu girişime kendilerinin de öfke duyduğunu söyledi ve ABD ve Türk tarafının birbirlerini anlamadığını savundu:

Türk dostlarımızın yaşadığı duyguları biz de hissediyoruz ve bu bağlamda burada yaşanan olayların ne olduğunu ve toplumdaki etkisini anlamaya ve hem Washingtona hem de Amerikan halkına anlatmaya uğraşıyoruz. Aynı şekilde Atlantik ötesinde olayların nasıl göründüğünü ve neden bir türlü birbirimizi tam anlayamadığımızı da Türk hükümetine ve okuyucularınıza anlatmaya çalışıyoruz. Cumhuriyeti ve halkı korumaya ant içmiş Türk ordusu mensuplarının aksi yönde yasadışı faaliyetlere girmiş olmasına biz de öfke duyuyoruz.

BATI BASININDAKİ HABERLERDEN RAHATSIZLIK DUYDUM

Bass, Batı basınının bu olaya yaklaşımını da eleştirdi:

Bence burada en büyük sorunlardan biri hem Türk hem de Batılı gazetecilerin olayları analitik bir çerçeveye oturtma konusunda çok aceleci davranmış olmaları. Batı basını tarafından yapılan bazı haberlerden rahatsızlık duydum. Neden kızgın olduğunuzu biliyorum; o gece demokrasinizi korumak için kendi yaşamlarını riske atarak sokağa çıkan insanların ne kadar geniş bir yelpazeden olduğu haberlere yansımadı. Buradaki pek çok gazetecinin de varsayımlar koyarak ABDnin burada bir rol oynadığına dair sonuçlara varmasından da aynı ölçüde üzüntü duyuyorum. ABDnin Türkiyenin parçalandığını, zayıfladığını ve istikrarsızlaştığını görmek istediğine dair hikayeyi anlamak bizim için çok güç. İlişkilerimizin tarihine ve bu ülkedeki yatırımlarımıza çok ters bir anlatı. ABD güçlü, müreffeh, demokratik ve kendine güvenen bir Türkiye görmek istiyor.

Büyükelçi Bass, kamuoyunda ABDye yönelik yaklaşımın bazı şirketleri ürküttüğünü de söyledi:

Geçtiğimiz haftalarda zamanımın önemlice bir kısmını Amerikan şirketlerine Türkiyedeki yatırım ortamını ve Türkiyede Amerikalı olmanın anlamını anlatarak geçirdim. Pek çok şirketten de anti-Amerikancılıktaki bu kabarmanın buradaki işleri üzerinde bir etkisi olacağına dair kaygılarını dinledim. (Hürriyet)

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır