Aşık Veysel

"Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece / Bilmiyorum ne haldeyim / Gidiyorum gündüz gece" ve "Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın / Düğün olur bayram gelir / Dostlar beni hatırlasın" dizeleriyle hafızalara kazınan halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu'nun vefatının üzerinden 50 yıl geçti.

Haberler 21.03.2023 - 00:26 Son Güncelleme : 20.03.2023 - 23:26

Unutulmaz sanatçı, Gülizar ve Ahmet Şatıroğlu çiftinin çocuğu olarak, 25 Ekim 1894te Sivasın Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya geldi.

Aşıklık geleneğinin önemli temsilcilerinden biri olan ve soyu Horasan Türkmenlerine dayanan Şatıroğlu, hayatının büyük bölümünü Sivrialanda, zorlu yaşam koşullarında geçirdi.

İki kız kardeşi çiçek hastalığına yakalanarak yaşamını yitiren Aşık Veysel, aynı hastalık nedeniyle 7 yaşında sol gözünü kaybetti.

Bir gün inek sağan babasının yanına giden halk ozanı, ters bir hareketten ürken öküzün boynuzunun sağ gözüne girmesiyle tamamen görme engelli oldu. Geçimini güçlükle sağlayan ailesi, Aşık Veyselin gözlerini tedavi ettiremedi.

BABASI, çOCUKKEN AŞIK VEYSELE ÖZEL BİR BAĞLAMA YAPTIRDI

Halk ozanları ve aşıklık geleneğiyle tanınan Emlek yöresindeki Sivrialana sık sık aşıklar gelir, sohbet, muhabbet ve cem yapardı. Henüz çocukken bu toplantılara katılan Şatıroğlu, aşıklardan deyişler dinleyip, onların paylaştığı bilgilerden faydalandı.

Oğlunun şiire, saza ve söze merakını keşfeden Ahmet Şatıroğlu, Aşık Veysele özel bir bağlama yaptırdı.

Aşık Veysel, babasının da teşvikiyle ilk saz derslerini köyün saz ustalarından çamşıhlı Ali ve Molla Hüseyinden aldı. Gittikçe daha iyi bağlama çalan sanatçı, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Yunus Emre ve Aşık Agahi gibi birçok usta ismin eserlerini yorumladı.

İlk evliliğini 1919da Esma Hanım ile yapan Veysel Şatıroğlunun bu evlilikten bir kızı, bir de oğlu oldu. Oğlu henüz 10 günlükken, kızı da 2 yaşındayken hayatını kaybetti. İkinci çocuğu 6 aylıkken Esma Hanım tarafından terk edildi. Aşık Veyselin annesi Gülizar Hanım 1921in şubatında, babası ise annesinden 8 ay sonra yaşamını yitirdi.

Aşık Veysel, bir dönem Sivas Zara çevresindeki köylerde 3 ay kadar kaldı. O süreçte Hafik ilçesinin Karayaprak köyündeki Yalıncak Baba Tekkesine uğrayan Şatıroğlu, tekkenin temizliğini yapan Gülizar Hanımla 1928de evlendi.

Usta ozanın bu evlilikten de Zöhre, Ahmet, Hüseyin, Menekşe, Bahri, Zekine ve Hayriye adlarını verdiği 7 çocuğu dünyaya geldi. çocuklarından Hüseyin birkaç aylıkken hayatını kaybetti. Ozanın büyük oğlu Ahmet Şatıroğlu, 2018de 84 yaşındayken, büyük kızı Zöhre Başer ise 2020de 85 yaşında öldü.

ADINI AŞIKLAR BAYRAMINDA DUYURDU

Veysel Şatıroğlu, Sivasta öğretmenlik ve Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulunan şair ve oyun yazarı Ahmet Kutsi Tecerin 5-7 Kasım 1931de organize ettiği Sivas Halk Şairleri Bayramına katıldı. Aşık Veysel, etkinlikte gerçekleşen yarışmada birinci geldi.

Ömrü yoksulluk ve mücadeleyle geçen Aşık Veysel, Cumhuriyetin 10. yılı için yazdığı destanın yayınlanması ve Sivas Aşıklar Bayramındaki başarısı ile dikkati çekti. Atatürktür Türkiyenin ihyası/Kurtardı vatanı düşmanımızdan dizeleriyle başlayan şiiri Atatürke okumak amacıyla bir arkadaşıyla 3 ay yürüyerek Ankaraya ulaştı ve Hakimiyeti Milliye Gazetesine gitti.

Gazeteciler, Aşık Veyselin yazdığı şiiri not etti ve şiir 2-5 Nisan 1934te Hakimiyeti Milliye Gazetesinde 3 gün boyunca yayınlandı. Ancak Veysel, Atatürke ulaşamadı.

Veysel, 1933e kadar usta ozanların şiirlerini seslendirdi, bu dönemden sonra ise kaleme aldığı şiirleri besteleyerek, müzikseverlerin beğenisine sundu.

SAZIYLA TÜRKİYEYİ DOLAŞTI

Geçimini saz ile sağlayan Aşık Veysel, 1933ten itibaren Cört İbrahimle Türkiyeyi dolaşmaya başladı. Bu süreç 1940a kadar sürdü ve Cört İbrahimin yerini oğlu küçük Veysel aldı. Bir süre sonra İstanbula gidip plak da dolduran Veysel, radyo konserleri verdi.

Usta ozan, küçük Veyselin vefatından sonra oğlu Ahmetle önce Erzurumu, ardından Erzincan, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Ankarayı dolaştı.

Ankarada Ülkü mecmuasını çıkaran Ahmet Kutsi Tecerle görüşen Veysele burada İsmail Hakkı Tonguç ve Ferit Oğuz Bayır tarafından köy enstitülerinde ders vermesi teklif edildi. Aşık Veysel hiç düşünmeden teklifi kabul etti. Halk ozanı, 1941de Adapazarı Arifiye Köy Enstitüsü, 1942de Hasanoğlan Köy Enstitüsü, 1943te Eskişehir çifteler Köy Enstitüsü, 1944te Kastamonu Gölköy Enstitüsü, 1945te Yıldızeli Pamukpınar Köy Enstitüsü, 1946da ise Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsünde çalıştı.

Şatıroğlu, Toprak adlı unutulmaz eserini, çifteler Köy Enstitüsündeyken kaleme aldı ve türkü olarak besteledi.

Balıkesir, Erzurum, Malatya, Kırklareli ve Adanada da köy enstitülerinde konserler veren sanatçı, böylece binlerce gence bağlama dinletti.

SON KONSERİNİ 1971DE VERDİ

çiftçiliğin yanında bahçe işleriyle de uğraşan Aşık Veysel, köydeki ilk meyve ağaçlarını yetiştirerek, köylülere de örnek oldu.

1950den sonra ünü tüm Türkiyeye yayılan usta ozan için 13 Mayıs 1952de bir jübile yapıldı. Halkın salonu tıklım tıklım doldurduğu jübilede Ahmet Kutsi Tencer, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eflatun Cem Güney ve Behçet Kemal çağlar birer konuşma yaptı.

Aşık Veysel Şatıroğlu, 1950de senaryosunu Eyüboğlunun yazdığı, Metin Erksanın yönettiği Karanlık Dünya adlı filmin son bölümünde rol aldı.

Sivasta 30 Ekim 1964te 2. Sivas Aşıklar Bayramına yarışmacı olarak katılan Şatıroğlu, 28-30 Ekim 1967de gerçekleşen 2. Konya Aşıklar Bayramında da jüri üyesi oldu. Uzun yıllar çeşitli vesilelerle düzenlenen programlara katılan Aşık Veysel, son konserini 1971de Nevşehirin Hacıbektaş ilçesinde son konserini gerçekleştirdi.

DİZELERİNDE HEP BİRLİK VE BERABERLİK MESAJLARI VERDİ

Birbirinizle, konu komşuyla iyi geçinin, dirliğiniz, düzeniniz bozulmasın diyerek, Kürtü Türkü ne çerkezi/ Hep Ademin oğlu, kızı/ Beraberce şehit, gazi/ Yanlış var mı ve neresi dizeleriyle birlik ve beraberliğe vurgu yapan ünlü halk ozanı, şiirlerinde yaşama sevinciyle hüznü, iyimserlikle umutsuzluğu işledi.

Yunus Emreden etkilenen Şatıroğlu, Türk edebiyatının ve saz şiiri geleneğinin büyük ustalarından biri olarak hafızalara kazındı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, anadil ve milli birliğe yaptığı hizmetlerden ötürü 1965te özel bir kanunla halk ozanına 500 lira aylık bağladı.

Aşık Veysel, akciğer kanseri nedeniyle 21 Mart 1973te Sivrialanda hayatını kaybetti, vasiyeti üzerine köyüne defnedildi. Sanatçının evi Kültür ve Turizm Bakanlığınca müze olarak düzenlendi.

UNUTULMAZ ESERLERİ MİRAS BIRAKTI

çocukken iki gözünü de kaybetmesine rağmen şiirlerine yansıttığı vatanseverlik, hoşgörü, yaşama sevinci, sevgi, birlik ve beraberlik mesajlarıyla hem kendi dünyasını aydınlatan hem de bugünlere ışık tutan halk ozanı, hafızalara kazınan eserler bıraktı.

Eserlerinde Veysel, Sefil Veysel ve Veysel Şatır gibi mahlaslar kullanan Aşık Veysel, bir şiiri hariç, bütün şiirlerini dörtlüklerle aktardı. Sazımdan Sesler ile Dostlar Beni Hatırlasın adlı şiir kitapları bulunan ozanın tüm eserleri, 1984te Bütün Şiirleri adlı kitapla okuyucuya sunuldu.

Uzun İnce Bir Yoldayım, Dostlar Beni Hatırlasın, Güzelliğin On Para Etmez, Atatürke Ağıt, Beni Hor Görme, Beş Günlük Dünya, Derdimi Dökersem Derin Dereye, Kahpe Felek ve Kara Toprak adlı eserlere imza atan sanatçı, Türkçeyi yalın kullanımıyla dikkati çekti.

Şatıroğlunun eserleri pek çok sanatçı tarafından tekrar yorumlanırken birçok yabancı sanatçının da dikkatini çekti. ABDli elektro gitar virtüözü Joe Satriani, 2008de çıkardığı albümde Aşık Veysel isimli, kendi bestelediği enstrümantal bir esere yer verdi.

Aşık Veysel, 2022de vefa kategorisinde Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünene layık görüldü. Aralık 2022de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile vefatının 50. yıldönümü nedeniyle 2023 yılının Türkiyede Aşık Veysel Yılı olarak kutlanacağı ilan edildi.

UNESCO da bu yıl Aşık Veyseli anma programına aldı.

Ana Sayfaya Git