430 torunlu Şahe nine!

Diyarbakır'da yaşayan ve 115 yaşında olduğu tahmin edilen Şahe (Şaxê) Tayurak'ın en az 415, büyük ihtimalle de 430'dan fazla torunu var. Başından üç evlilik geçen Şahe Nine'nin ilk evliliğinden iki, ikinci evliliğinden beş çocuğu bulunuyor.

Haberler 19.10.2016 - 09:50 Son Güncelleme : 01.01.0001 - 00:00

Beşinci kuşak torununu gören Şahe Nine, Diyarbakır Alipaşa Mahallesindeki bahçeli bir evde, küçük oğlu Cemal Tayurak ve ailesiyle birlikte yaşıyor. Bugünlerde biraz hasta olsa da, yaşlı kadının hafızasıyla ilgili ciddi bir sorun olmadığını söylüyorlar.

Cemal Tayurak, annesinin beşinci kuşaktan torununu gördüğünü, üç yıl önce yaptığı bir hesaplamada toplam torun sayısının 415i aştığını söyledi.

Tayurak Üç yıl önce 415ti ama şimdi kaç bilmiyorum. Yeni sayıyı tespit etmem için üç yıl önce yaptığım gibi tüm kardeşlerimi, kuzenlerimi, yeğenler ve torunlarının arayıp liste yapmam gerekecek. Ama üç yıl içinde en az 15 yeni torun daha doğduğunu ve bu sayının 430u aştığını çok rahat ifade edebilirim. dedi.

Şahe Ninenin en büyük çocuğu 90, en küçük çocuğu 60; en büyük torunu 70, en küçük torunu 2 yaşında.

Şahe Ninenin 60 yaşındaki oğlu Cemal, annesinin gerçek yaşını bilmediklerini, nüfus kaydının ikinci kocası öldükten sonra köy muhtarı tarafından yapıldığını anlatıyor.

Torun Cemal, 1945teki İskn Kanunundan sonra köyün muhtarı annemin nüfusa kaydını yaptırıyor. Hatta anneme 15 dönüm arazi de veriyorlar. Muhtar kafasına göre bir yaş vermiş yani annemin gerçek yaşını hiçbirimiz bilmiyoruz ama en az 110 yaşında olduğunu düşünüyorum. Hatta Diyarbakırın ve bölgenin en yaşlı insanı olduğunu iddia edebilirim diyerek gülüyor.

İddiasını ispat için gerekirse annesini doktora götürüp kemik yaşı tespiti yaptırabileceğini söylüyor.

Gerekirse kemik yaşına bakılsın

Şahenin eski kimliğinde doğum tarihi hanesinde Rumi 335 tarihi yazılmış. Miladi takvime göre bu tarih 1919a denk geliyor. Ancak büyük kızının 90 yaşında olduğu düşünülünce ve bize anlattığı hikyeler göz önünde bulundurunca, Şahe Ninenin nüfus kaydına küçük yazıldığı ortaya çıkıyor.

Yaşlı kadının sol gözü de artık görmüyor, kulağı ağır işitiyor. Gelini Kaside, Şaheye geçmişe dair ona neler hatırladığını soruyor. O da Hafıza mı kaldı? diyerek önce konuşmak istemiyor, ısrar edince de ağır ağır anlatmaya başlıyor.

Ermeni olaylarını hatırlamıyorum, ilk tehcir kararı çıktığında ben küçükmüşüm, hatırlamıyorum. Atatürkü görmedim ama Silvana geldiğini söylediklerini hatırlıyorum. Büyük kıtlığı hatırlamıyorum ama ikinci kıtlıkta, dağ köylerinden insanlar gelip köyümüzden pancar toplardı. Bir de Şeyh Sait İsyanını çok iyi hatırlıyorum diyor.

Gelini, Şahenin babası Abdülkadirin Şeyh Sait İsyanı sırasında hayatını kaybettiğini söyleyince Şahe Nineden babasının hikyesini anlatmasını istiyoruz.

Şahenin babası Abdülkadir, Osmanlı Döneminde Arabistanda 7 yıl askerlik yapmış. Nisan 1925de Şeyh Sait İsyanı çıkınca, askerden dönen Abdülkadir de isyana katılıyor ve çatışmalarda öldürülüyor.

Babası 7 yıllık askerlik vazifesini yapmak üzere Arabistana gittikten sonra, köyde evi, bağı, bahçeyi çekip çevirecek, hayvanlarla bakacak kimse kalmayınca, annesi Şaheyi, küçük yaşta Heşter adlı köyde yaşayan İbrahim adındaki bir adamla evlendiriyor.

Şeyh Saitin arkadaşları bizim köye, Şerali Köyüne kadar gelmişlerdi. Babam da isyana katıldı. Müfrezeler Silvanı basmış, isyancılarla çatışmalara girmişlerdi. Askerlerin köye yaklaştıkları haberi gelince babam arkadaşlarına Siz gidin, ben müfrezleri oyalarım dedi. Babamın arkadaşları Hazroya doğru çıktılar, o ve birkaç arkadaşı yakınlardaki bir köyde çatışmaya girdi, babam çatışmada vurularak öldürüldü.

İlk kocası İbrahimi soruyorum ama Şahe Nine onunla ilgili konuşmak istemiyor. Hemen sonra oturduğu mindere uzanıp yatıyor. Oğlu Cemal, son günlerde annesinin takatinin çok azaldığını söylüyor.

Şahe Ninenin geçen yıla kadar herhangi bir hastalık geçirmediğini söyleyen Cemal, geçen sene ortaya çıkan küçük bir safra kesesi rahatsızlığından önce annesinin herhangi bir hastanede kaydının olmadığını anlatıyor.

Annemin genel durumu geçen seneye kadar da iyiydi, uzun ve sağlıklı ömrün Allahın bir lütfu olduğunu düşünüyorum. çocukları ona çekmemiş. En büyük çocukları ondan çok daha yaşlı görünüyor diyor.

Şahenin ilk kocası İbrahimden iki çocuğu oluyor. çocuklar daha küçükken İbrahim hastalanıp ölüyor. Genç yaşta dul kalan Şahe, çocukları annesine bırakıp Gündüz Köyünde ikinci evliliğini Cemalin babasıyla yapıyor.

Cemalin babasından sonra da evleniyor ama son evliliğinden çocukları olmuyor. Son kocası da hayatını kaybedince, Şahe Nine, küçük oğlu Cemalin yanına dönüyor.

Kızı 90 yaşında

Şahe Ninenin ilk evliliğinden olan 90 yaşındaki kızı Teli Tayurakı da birlikte kaldığı oğlunun Melikahmetteki evinde ziyaret ediyoruz.

Onun da kulakları iyi işitmiyor, bu yüzden hep yüksek sesle konuşuyor. Yürümekte güçlük çeken Teli, annesinin sağlığının kendi sağlığından çok iyi olduğunu söylüyor.

Teliyi ve erkek kardeşini anneannesi büyütmüş ve onu anneleri biliyorlarmış. Ama altı yaşındayken annesinin Şahe olduğunu öğrenmiş. Anneannem gerçek annemizin yakın bir köyde evli olduğunu söyleyince çok ağlamıştık diyor ve çocukluğunda annesine dair bize anlatacağı çok hikayesinin olmadığını ekliyor.

Teli Tayurak, babası İbrahimin de tehcirden sağ kurtulan bir Ermeni yetimi olduğunu söyleyerek anlatmaya devam ediyor.

Dedem Arabistanda 7 yıl askerlik yapıyor. Anneanem, kendilerine bakacak kimse kalmayınca annemi, komşu köyden kimsesi olmayan, Ermeni yetimi olan babamla evlendiriyor. Babam, annemlerin tüm işlerini yaparmış, çok güçlü kuvvetli biriymiş. O kadar güçlüymüş ki bir köyden diğerini bir ineği omuzunda taşıyarak götürmüş. Ben ve kardeşim, babamın ne kadar güçlü bir adam olduğunu anlatan hikyelerle büyüdük. Altı yaşıma kadar anneannemi de annem biliyordum. Annemizi çok sonra tanıdığımda ikinci evliliğinden olan diğer kardeşlerim de doğmuştu.

Ana Sayfaya Git