Artık daha güçlüyüz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, "Saldırı, İşgal ve Savunma Altında Uluslararası Hukuk" konulu konferansta yaptığı konuşmada, 12 günlük savaşın İran'a önemli tecrübeler kazandırdığını belirterek, "Bu süreçte zayıf ve güçlü yönlerimizi tanıdık. Artık daha güçlüyüz. Geçmişe göre çok daha hazırlıklı bir savunma yapısına sahibiz ve bu durum başlı başına caydırıcı bir güç oluşturuyor" dedi.

Haberler 17.11.2025 - 09:21 Son Güncelleme : 17.11.2025 - 09:21

İranın başkenti Tahranda Dışişleri Bakanlığı tarafından Saldırı, İşgal ve Savunma Altında Uluslararası Hukuk konulu uluslararası konferans düzenlendi. Konferansa, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslaminin yanı sıra çok sayıda akademisyen ve uluslararası ilişkiler uzmanı katıldı. Konferansta konuşan Arakçi, İsrailin İrana yönelik saldırılarına değinerek, Son askeri saldırı İranın diplomasisine bir saldırı niteliğindeydi. Ancak savaş sonrasında da görüldüğü üzere diplomasi dışında bir seçenek yok. İsrail ve ABD hedeflerine ulaşamadı. Tesisler zarar görebilir, ancak bilgi ve irade bombalamayla ortadan kalkmaz. Şu anda yeniden müzakere talebi gündeme gelmiş durumda. İran her zaman diplomasiye hazır, ancak dayatma amacı taşıyan müzakereleri kabul etmiyoruz dedi.

Diplomaside talepler dayatılamaz
Arakçi, diplomasinin temel ilkesinin diyalog olduğunu vurgulayarak, Diplomasinin bir kuralı var. Talepler dayatılamaz. Diplomaside ilk adım, görüşmelerde zorbalık yerine diyaloğu esas almaktır. Böyle bir ortam oluştuğunda İranın müzakereye hazır olduğunu defalarca gösterdik. Biz müzakere masasını hiç terk etmedik, masadan kalkan her zaman karşı taraf oldu. ABD ve Batılı ülkeler her zaman kendi taleplerini dayatmaya çalıştı. Diplomasi bugün de sürdürülebilir ancak bunun için kurallarına bağlı kalınması gerekir diye konuştu.

Diplomasi her zaman birinci yoldur
İranın özellikle bölgesel konularda barışçıl çözüme bağlı olduğunu vurgulayan Abbas Arakçi, Diplomasi bizim için her zaman birinci yoldur. Bölge için hareketimizi umut verici görüyoruz. Bir savaşı geride bırakmayı başardık. Bu savaş, ABDnin ve Siyonist rejimin saldırılarına karşı, bazı ülkelerin desteğiyle yürütülen bir savunmaydı. Onlar savaşın 12nci gününde şartsız ateşkes talep etti. Bu durum hedeflerine ulaşamadıklarını gösteriyor. Bazen İranın hava sahasının onların kontrolünde olduğu söyleniyor ancak İranın füzeleri de o rejimin hava sahasını kontrol ediyordu. Rejimin ateşkesten başka bir seçeneği yoktu ifadelerini kullandı.

Artık daha güçlüyüz
12 günlük savaşın İrana önemli tecrübeler kazandırdığını belirten Arakçi, Bu süreçte zayıf ve güçlü yönlerimizi tanıdık. Artık daha güçlüyüz. Geçmişe göre çok daha hazırlıklı bir savunma yapısına sahibiz ve bu durum başlı başına caydırıcı bir güç oluşturuyor. Aynı başarısız senaryo tekrar edilirse sonuç da değişmeyecektir. Buna rağmen biz kendi kapasitemizi yeniden güçlendirdik. Yaptırımların maliyeti vardır ancak irademizi kıramadı şeklinde konuştu.

Sorunların tek çözümü diplomasi ve saygıdır
ABD ve Batılı ülkelere mesaj veren İranlı Bakan Arakçi, ABD ve diğer ülkelerin İranla bir meseleyi çözmenin tek yolunun diplomasi ve saygı dili olduğunu artık bilmesi gerekiyor. Bize saygıyla yaklaşılırsa biz de saygıyla cevap veririz. Fakat başka bir dille konuşulursa da aynı dille karşılık veririz. Geçmiş deneyimleri iyi okumak ve onlardan ders çıkarmak gerekir. Biz hem müzakere tecrübesine sahibiz hem de savaşın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. 2015te nükleer anlaşma ve müzakere sürecini yaşadık. Son savaşta ise bize güç diliyle konuştular ve karşılığını net bir şekilde aldılar. İran her iki yola da hazırlıklı dedi.

BM tarafından onaylanan bir anlaşmanın ortasında saldırıya uğradık
Konferansta konuşan Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami ise nükleer tesislere yönelik saldırıya değinerek, Bu saldırının önceki saldırılardan farkı nedir? Bu önemli bir soru. ABD ve İsrail geçmişte hep belirsizlik içinde hareket etti. İrana yöneltilen ağır suçlamalar 20 yıl süren müzakerelere dönüştü ve bunun sonucunda nükleer anlaşma ortaya çıktı. Anlaşma yürürlüğe girdikten sonra, nükleer programın askeri amaç taşıdığı iddialarını içeren PMD dosyasının kapatılması kabul edildi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) bu dosyayı resmen kapattı. Bu, İrana yönelik suçlamalar açısından tarihi bir dönüm noktasıydı. Ancak bugün, güven inşası sürecinin ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından onaylanan bir anlaşmanın ortasında saldırıya uğradık diye konuştu.

Ajans gözetimindeki bir tesis ilk kez hedef alındı
İslami, Bu saldırıyla müzakere ve anlaşmaların İrana yönelik suçlamaları ortadan kaldırmada hiçbir etkisinin olmadığını gösterdiler. Dünyada geçmiş saldırıların hiçbiri Ajans gözetimindeki tesislere yapılmadı. Ancak İranda Ajans gözetimindeki bir tesis hedef alındı ve bu tarihte bir ilktir. Buna rağmen ne Ajans ne de BM Güvenlik Konseyi saldırıyı kınamadı. Bu, uluslararası hukuk ve kuralların açık şekilde ihlalidir ifadelerini kullandı.

Batılı ülkeler Ajansın tüzüğünü baskı aracı haline getiriyor
Saldırı anında UAEA denetçilerinin İranda bulunduğunu ifade eden Muhammed İslami, saldırının gerçekleştiği gün denetçilerin planlanmış incelemeleri olduğunu, saldırı sonrası ise Ajans tarafından ülkeden çıkarıldıklarını belirtti. Saldırının çevresel ve insani boyutuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan İslami, Batılı ülkelerin UAEA üzerindeki etkisine işaret ederek, Ne yazık ki Batılı ülkeler Ajansın tüzüğünü kendi lehlerine kullanıyor ve yasal sürecin ilerlemesine izin vermiyor. Ajansta, denetim altındaki tesislere saldırıların yasaklanması talebi vardı ancak ABD buna engel oldu. Ajansın elindeki bilgiler ülkelerin güvenliği için tehdit haline getirilmemelidir. Şu an İrana baskı kurmaya çalışıyorlar. Hedefleri nükleer tesisler değil, ülkenin ilerleyişidir. çevresel zararları önlemek için gerekli tüm tedbirleri almıştık ancak asıl sorun Ajanstaki bilgilerin kötüye kullanılma girişimidir şeklinde konuştu.
Ajansın ülkeler için adil nükleer imkanlar sağlaması gerektiğini söyleyen İslami, Bu, Ajansın tüzüğünde açıkça yer alıyor ve bilgilerin sızdırılmaması gerekiyor. Ancak bugün Ajansın itibarı da uluslararası düzenin itibarı da ciddi şekilde saldırı altında. Ayrıca Ajansın yönetmeliğinde doğal afetlere ilişkin düzenlemeler var ancak saldırılar konusunda hiçbir ifade yok. Bombalanan tesislerin korunmasına ilişkin ne gibi tedbirleriniz var? Eğer saldırı serbestse bunu söyleyin, yasaksa neden kınamıyorsunuz dedi.

Ajans yeni duruma hazırlanmak zorunda
Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, Ajansın saldırı sonrası tavrına işaret ederek, Şimdi Ajans neyi değerlendirmek istiyor? Eğer Nükleer maddelerimiz sürekli sizin gözetiminizdeyse ve denetimleriniz aralıksız devam ediyorsa, bu saldırının yaşanmaması gerektiğini söylemesi gereken de sizdiniz. Buna rağmen saldırıyı kınamadığınız gibi İrana yönelik baskıları artıran adımlara destek veriyorsunuz. Biz her gün saldırı tehdidi alıyoruz ve Ajansın bu yeni duruma hazırlıklı olması gerekiyor. Ayrıca nükleer anlaşmanın onuncu yılı sona erdi. Bu nedenle Ajansın artık bu çerçevede bir görevi ya da rapor hazırlama yükümlülüğü yoktur diye konuştu.
Savaş şartlarının yeni bir düzenleme zorunluluğu doğurduğunu belirten İslami, Bugünkü savaş şartlarında Ajansın da yeni bir modaliteyi kabul etmesi gerekiyor. Bu modalite kabul edilmediği sürece siyasi baskılar ve gürültü hiçbir sonucu değiştirmez ifadelerini kullandı.

Ana Sayfaya Git