Kuraklık riski artıyor, üretim olumsuz etkileniyor

Uzmanlar, yüksek sıcaklıkların, Avrupa ve Asya'nın iç kesimlerinde kuraklık riskini artırabileceği, tropikal hava sistemlerinin daha uzun süre etkili olmaya başladığı Türkiye'de de rekolte ve üretimin olumsuz etkilenebileceği uyarısında bulunuyor.

Haberler 19.07.2023 - 21:30 Son Güncelleme : 19.07.2023 - 21:30

Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barbaros Gönençgil, iklim değişikliğinin kuraklığa etkisini anlamak için öncelikle iklim tipinin bu değişimden nasıl etkilendiğine bakılması gerektiğini söyledi.

Ülke bazından çok, coğrafi bölge bazında örneklendirme yapılmasının doğru olacağını, coğrafi anlamda karasal, iç kesimlerdeki bölgeleri daha fazla etkileyecek bir durumun söz konusu olduğunu vurgulayan Gönençgil, şöyle devam etti:

Bu açıdan bakarsak Asyada en çok kırsal faaliyetlerin yoğun olduğu bölgeler etkilenecek yani çinin belli bölgeleri, Hindistanın büyük bir bölümü, özellikle Muson bölgesi, tabii Pakistan ve Afganistandaki kırsal kesimler. Balkanların iç kesimleri ya da Doğu Avrupa ülkeleri risk altında olabilir. Avrupanın kuzeyi ile güneyi birbirinden farklı. Mesela bu dönem, önümüzdeki aylar için söylemek gerekirse, kuzeyde daha iyi yağış örneklerini görmek mümkün. Güney ve Orta Avrupa ise büyük stres yaşayacak.

Yağışların en az 30 yıl boyunca mevsim normallerinin altında seyretmesinin kuraklık olarak tanımlanabileceğini belirten Gönençgil, bu nedenle yıldan yıla yaşanan yağış miktarı değişikliklerinin kuraklık olarak değil yağış noksanlığı olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Gönençgil, Mevcut durum; bizim ekstrem hadiseler dediğimiz, uç değerlerle karşılaşmamızı büyük ihtimalle olanaklı kılıyor. Yani Avrupada ve Asyada, bu yıl, geçtiğimiz yılların tekrarları olacak ya da onlardan öne çıkacak şekilde, gerek yüksek sıcaklık değerleri gerek su problemiyle ilgili durumlarla karşılaşmak hiç de uzak bir ihtimal değil. ifadelerini kullandı.

AVRUPA KURAKLIKTAN NASIL ETKİLENECEK?

Gönençgil, Avrupada kuraklığın yaratabileceği sorunlar hakkında şu tahminlerde bulundu:

Akarsular ve nehirlerdeki su seviyelerinin azalması ve buna bağlı olarak barajlardaki su seviyelerinin düşmesiyle birlikte enerji üretimindeki eksikler... Bir bölümü bu. Diğer yönüyle tarım ürünleri üzerinde özellikle sulama azlığından kaynaklı olarak ortaya çıkan stres. Bir başka yönden kullanım suyu açısından ortaya çıkan azalma ve bu azalmanın ortaya çıkardığı stres. Artı, yüksek sıcaklıkların meydana getirdiği sıcak hava dalgaları ve onun oluşturduğu sağlık problemleri ayrı bir stres. Tabii bütün bunlarla birlikte enerji kullanımı artacak çünkü sıcak hava dalgasıyla yani ortamın ısınmasıyla birlikte insanların serinleme ihtiyacını karşıladığı şey daha çok klimalar oluyor ve bunun oluşturduğu ekstra bir enerji yükü var.

Türkiyenin de su stresi ile ortaya çıkacak durumlarla karşı karşıya kalmasının söz konusu olduğunu çünkü kış aylarında yeteri kadar su depolayamadığını kaydeden Gönençgil, yaz ayları ve eylül ayının, su stresi açısından riskli bir dönem olacağı uyarısında bulundu.

EL NİNO İLE BİRLİKTE REKOLTEDE DÜŞÜŞ BEKLENİYOR

Prof. Dr. Murat Türkeş, ekstrem hava olaylarının tarımsal üretim açısından en çok etkilediği ülkelerin önemli bir kısmının, tahıl ve pirinç üretimine bağımlı, tropikal ve subtropikal kuşakta bulunan gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler olduğunu bildirdi.

Sıcak hava dalgalarının bu yıl Batı Avrupada çok erken başladığını hatırlatan Türkeş, dünyanın birçok bölgesinde ciddi kuraklık ve yüksek sıcaklıklar yaşandığını, El Ninonun getireceği ek ısınma ve yağış rejimi değişikliklerinin dünyayı daha da etkileyeceğini ifade etti.

Türkeş, sözlerini şöyle sürdürdü:

Son üç yıldır dünya, iklim aşırılıklarından ya da şiddetli hava olaylarından ve afetlerden çok etkilendi, dolayısıyla bundan tarım sektörü çok etkilendi. Bütün bu etkilerle birlikte pandemi sonrasında gıda fiyatlarında bizde değil ama dünyada biraz toparlanma oldu, ancak yeniden gıda fiyatlarında bir artış beklenebilir çünkü El Nino olayıyla birlikte dünyanın bazı bölgelerinde tarımsal ürün rekoltesinde bir düşüş bekleniyor. FAOnun (Dünya Gıda Örgütü) böyle uyarıları var. Sektörel olarak gıda güvenliği ve insanların yeterli, temiz ve ucuz gıdaya erişebilmesi için, gıda güvencesi açısından bizi zor bir yıl bekliyor.

EL NİNONUN EN çOK ETKİLEDİĞİ ÜLKELER

El Nino yıllarında genel olarak Sahra Altı Afrika ülkeleriyle Güneydoğu Asyada Hindistan, Endonezya ve Filipinler gibi ülkelerin, kuraklıktan en çok etkilenen ülkeler topluluğu olduğu bilgisini veren Türkeş, iklim değiştiği zaman ürün kayıpları ve rekoltede düşüş yaşandığından, rekolte aynı kalsa da ürünün kalitesinin düşerek besin değerlerinde azalma olduğundan bahsetti.

Türkiyede rekoltenin iyi olduğu yıllarda dahi yıllık buğday açığının yaklaşık 3 milyon ton olduğunu, 2021deki gibi kurak yıllarda Türkiyenin ithal etmesi gereken buğday miktarının yaklaşık 6 milyon tona yükseldiğini aktaran Türkeş, Zaten Türkiyenin en az 5 aylık dönemi yani mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül ayları tropikal hava sistemlerinin etkisinde gelişirken bu sıcak dönem uzadı. Türkiyede evet hala bir kış mevsimi var ama tarımsal rekolteyi ve üretimi etkileyecek bir başka şey var, Türkiye iklimi tropikleşiyor. değerlendirmesini paylaştı.

SUYU EKONOMİK VE AKILCI KULLANMAK ZORUNDAYIZ

Türkeş, iklim değişikliğine daha direngen, daha dayanıklı, yüksek sıcaklığa ve aşırı terlemeye, yağış rejimi değişikliklerine uyum gösterebilecek ürün çeşitlerinin geliştirilmesi, aynı zamanda kurak koşullara uyum göstermiş bu nedenle iklim değişikliği açısından bir güvence olan kuru tarımın yağışa dayalı tahıl üretiminde uygulanması tavsiyesinde bulundu.

Türkiyede suyun yüzde 75inin tarımda kullanıldığına fakat bu alandaki su kayıp ve kaçaklarının en az yüzde 75 olduğuna değinen Türkeş, sözlerini, Suyu kesinlikle ekonomik ve akılcı kullanmak zorundayız. Bir yandan sulu tarım geliştirilmeli ama sulu tarımda modern, rasyonel, az su kullanarak yani kapalı basınçlı taşıma sistemleriyle desteklenen damla sulama, yağmurlama ve örtü altı üretim yapılmalı. diyerek tamamladı.

Ana Sayfaya Git