Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, milletvekillerine Bakanlığın 2026 yılı bütçesi sunumunu gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiyenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın liderliğinde çok boyutlu, ön alıcı, sağduyulu ve gerçekçi bir dış politika yürüttüğünü söyledi. Fidan, Türkiyenin yalnızca bölgesinde değil, dünyanın çeşitli coğrafyalarında barış ve istikrarı önceleyen diplomatik girişimlere öncülük ettiğini vurguladı.
Gazzedeki saldırıların sadece bölgeyi değil küresel düzeni de etkilediğini belirten Bakan Fidan, İsrail yönetiminin saldırganlığını Lübnan, Suriye, Yemen, İran ve Katara yayarak bölgeyi istikrarsızlaştırdığını vurguladı. Bakan Fidan, Gazzede işlenen soykırımda şehit edilen Filistinli kardeşlerimizin sayısı 70 bini aşmıştır. Sahadaki bu vahşet, uluslararası toplumda bir uyanışa da vesile olmuştur. Ülkemizin de aktif çabaları neticesinde, 7 Ekim sonrasında İsraile koşulsuz destek veren ülkelerin dahi, bu hukuksuzluğun yanında duramadığı bir noktaya gelinmiştir. 11 ülkenin daha Filistin Devletini tanımasıyla, iki devletli çözüm iradesi küresel bir mutabakata dönüşmüştür. Bugün gelinen noktada, BM Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesinden dördünün Filistini tanıdığı tarihi bir eşikteyiz dedi.
Bakan Fidan, Türkiyenin ateşkesin sağlanması ve insani yardımın kesintisiz ulaştırılması için yoğun çaba harcadığını, New Yorkta başlayan liderler diplomasisinin 10 Ekimde yürürlüğe giren mutabakat ve Şarm el-Şeyh Zirvesi ile somut sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Küresel Sumud Filosuna katılan Türk vatandaşlarının güvenliği için 17 ülkeyle ortak bir duruş sergilendiğini söyleyen Fidan, Türkiyenin hem insani yardım hem tahliye süreçlerinde tüm imkanlarını seferber ettiğini belirtti. Türkiyenin nihai hedefinin, 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletinin tesis edilmesi olduğunu vurguladı.
Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir
Rusya-Ukrayna savaşının dördüncü yılını tamamlamak üzere olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, Türkiyenin en başından beri ihtilafın diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini savunduğunu söyledi. 2025 yılında İstanbulda üç tur doğrudan görüşmeye ev sahipliği yaptıklarını belirten Fidan, Son dönemde diplomatik çözüm arayışlarında sağlanan ivmeyle tüm taraflarla yakın temas ve eşgüdüm sürdürülmektedir. Diğer yandan, Karadenizde Münhasır Ekonomik Bölgemizde son dönemde meydana gelen hadiseler; bölgede seyir, can, mal ve çevre emniyeti bakımından riskler doğurmuştur. En başından itibaren yaptığımız uyarıların ne kadar yerinde olduğunu ispatlamıştır. Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir. Bölgede dengenin ve istikrarın teminatı olan Montrö Boğazlar Sözleşmesini titizlikle uygulamaya devam edeceğiz dedi.
SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz
Fidan, Suriyenin 8 Aralık itibarıyla geri dönülemez bir döneme girdiğini belirterek, Türkiyenin bölge ülkeleriyle yakın eşgüdüm içinde çalıştığını aktardı. Suriyenin 13 yıl sonra İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğine dönmesinin Türkiyenin diplomatik girişimleriyle gerçekleştiğini söyleyen Fidan, Suriyenin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa zamanda büyük mesafe katedilmiştir. Farklı dini ve etnik grupların huzur içinde bir arada yaşadığı bir Suriye hedefini desteklemekteyiz. Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünni, Dürzi, Hristiyan, Şii bütün kesimlerin eşit ve huzur içinde yaşadığı Suriyeyi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin bir an evvel hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Rejimin devrilmesinden bu yana, geçici koruma altındaki yaklaşık 560 bin Suriyeli kardeşimiz gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönmüştür. Halihazırda ülkemizde bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerinin sürdürülebilir kılınması amacıyla, uluslararası toplumun desteğiyle yürütülen yeniden imar ve kalkınma projelerine hız verilmektedir. Bunun bir kısmı da faaliyete geçti dedi.
Suriyedeki vizyoner yaklaşımın Irakla ilişkilere de yansıdığını belirten Fidan, 4. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısıyla yeni bir dönemin başladığını söyledi. Fidan, iki ülke arasında 38 anlaşmanın imzalandığını, su konusunda somut ilerlemeler kaydedildiğini ve Su çerçeve Anlaşmasının finansman mekanizmasının tesis edildiğini aktardı. Irakın Terörsüz Türkiye vizyonuna verdiği destekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Fidan, Türkmenlerin haklarının yakın takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Kıbrıs milli davamızdır, hakça paylaşım ilkesinden geri adım yok
Fidan, Türkiyenin güney sınırlarında yürüttüğü stratejinin ayrılmaz bir parçasının Kıbrıs meselesi olduğunu belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin uluslararası toplumda hak ettiği konuma ulaşmasının öncelikli hedef olduğunu söyledi. Kıbrıslı Türklere yönelik gayriinsani ambargoların kaldırılması için girişimlerin kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade eden Fidan, Yunanistanla olumlu gündemin geliştirilmesine yönelik irademizi muhafaza etmekteyiz. Batı Trakya Türk Azınlığının haklarının korunması yönündeki girişimlerimizi, gerektiğinde mütekabil adımlar atmak suretiyle sürdürüyoruz. Doğu Akdenizde hakça paylaşım ilkesini savunmaya devam ediyor, hak ve çıkarlarımızı korumaya yönelik adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. Tüm Ege ihtilaflarının bir bütün olarak ele alınmasını ve bunlara uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde anlamlı ve yapıcı bir diyalogla çözüm bulunmasını savunuyoruz. Ege Denizi ve Doğu Akdenizi bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz ifadelerini kullandı.
Libyanın Türkiyenin Doğu Akdenizdeki kilit ortaklarından biri olduğunu dile getiren Fidan, 2025 boyunca ilkeli ve kapsayıcı yaklaşımın sürdürüldüğünü, Tek Libya politikası doğrultusunda istikrarın desteklenmeye devam edileceğini söyledi. Mısırla 2025 yılı boyunca artan üst düzey temasların memnuniyet verici olduğunu belirten Fidan, Türkiye-Mısır II. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının 2026da yapılmasının planlandığını aktardı. Bakan Fidan, İranla yürütülen diyalogun hem ikili ilişkiler hem bölgesel güvenlik için özel önem taşıdığını belirtti. Ticaret, enerji ve ulaştırma dahil birçok alanda işbirliğinin güçlendirildiğini söyleyen Fidan, Tahranda yapılması öngörülen 9uncu Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısına yönelik hazırlıkların sürdüğünü ifade etti.
Haziran ayında yaşanan 12 günlük İran-İsrail savaşının ciddi riskler doğurduğunu hatırlatan Bakan Fidan, Türkiyenin saldırganlığı kınadığını ve tüm sorunların diplomasiyle çözülmesi gerektiğini vurguladığını söyledi. Azerbaycanla ilişkilerin istisnai düzeyde sürdüğünü belirten Fidan, Ermenistanla normalleşme sürecinin Bakü ile yakın eşgüdüm içinde ilerlediğini söyledi. Fidan, Güney Kafkasyada kalıcı barış için tarihi bir fırsat doğduğunu, Türkiyenin bu süreçte yapıcı rolünü sürdüreceğini ifade etti.
Bölgesel meselelerde, ABD ile diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz
Stratejik ortak ABD ile karşılıklı saygı temelinde ilerleyen temasların 2025 yılında yoğunlaştığını kaydeden Bakan Fidan, Sayın Cumhurbaşkanımızın 25 Eylülde Washingtonda Başkan Trump ile gerçekleştirdikleri görüşme, önemli bir kilometre taşı olmuştur. Bu üst düzey diyaloğun devamı olarak, Kasım ayında ABDye gerçekleştirdiğimiz ziyarette; başta Suriye dosyası olmak üzere, ulusal güvenliğimizi ilgilendiren kritik meseleler kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Savunma sanayii alanındaki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasına yönelik girişimlerimizi de kesintisiz sürdürmekteyiz. Bölgesel meselelerde, ABD ile diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz şeklinde konuştu.
Fidan, Türkiyenin NATO içinde güvenilir ve yüksek kabiliyet sahibi bir müttefik olarak ön plana çıktığını söyledi. Bakan Fidan, savunma sanayii kısıtlamalarının kaldırılması yönündeki yaklaşımın, 2023 Vilnius, 2024 Washington ve 2025 Lahey Zirvelerinde kabul edilen bildirilerle teyit edildiğini hatırlattı. Bakan Fidan, Türkiyenin ev sahipliğinde 2026da düzenlenecek NATO Ankara Zirvesinin, İttifakın hazırlık ve dayanıklılığını güçlendirecek sonuçlar üretmesinin hedeflendiğini belirtti.
AB üyeliği perspektifinin yeniden canlandırılmasının hedeflendiğini belirten Fidan, Gümrük Birliğinin güncellenmesi ve Vize Serbestisi sürecinin hızlandırılmasının temel öncelikler arasında olduğunu söyledi. Fidan, çinle ilişkilerin karşılıklı saygı temelinde ilerlediğini belirterek, Kuşak ve Yol Girişiminin Orta Koridorla uyumlaştırılmasına önem atfettiklerini söyledi. Uygur Türklerinin barış içinde yaşamasına yönelik beklentilerin muhataplara iletilmeye devam ettiğini ifade etti.
Bakanlığın 2024 Kesin Hesap verilerini de paylaşan Bakan Fidan, 2024 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza yıl sonu itibarıyla toplam 29,5 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Harcamamız 26,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle Bakanlığımıza 46,8 milyar TL ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir. Buna ilaveten, 9,3 milyar TLsi Ulusal Ajans ve AB programlarına ulusal katkı payı olmak üzere, AB Başkanlığı için 10,2 milyar TL, Türk Akreditasyon Kurumu için 478 milyon TL tutarında bütçe teklifi de onayınıza sunulmuştur dedi.
Ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacak
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünni, Dürzi, Hristiyan, Şii bütün kesimlerin eşit ve huzur içinde yaşadığı Suriye’yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin bir an evvel hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz" dedi.
Haberler 10.12.2025 - 09:33 Son Güncelleme : 10.12.2025 - 09:33