YUMRUKLAR KONUŞTU!

Faili meçhuller davasında tehditler havada uçuşurken, tanıklar sanık yakınları tarafından darb edildi. Mahkeme, davayı Askeri Yargıtay'a götürmeyi görüşmeye açtı.

Haberler 03.04.2010 - 00:00 Son Güncelleme : 03.04.2010 - 00:00

ŞIRNAK’ta 1993-95 yılları arasında işlenen 20 cinayetten sorumlu tutulan ve aralarında Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski belediye Başkanı Kamil Atak ile itirafçıların da bulunduğu 7 sanık 11’inci kez hakim karşısına çıktı. Kardeşi öldürülen Nuri Düdük, salonda sanıkları göstererek, Talimat veren Cemal Yüzbaşıdır, tetikçi ise bunlardır. Kardeşimi para için öldürdüler dedi.

DURUŞMA GERGİN BAŞLADI

Duruşma nedeniyle Diyarbakır Adliyesi çevresinde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Adliye çevresi bariyerlerle kapatılırken, binaya girmek isteyenler 4 ayrı arama noktasından geçirildi. 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Albay Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye başkanı Kamil Atak, PKK itirafçıları Abdulhakim Güven, Adem Yakin, Hıdır Altuğ, Kukel Atak ve Temer Atak ile sanık ve mağdur avukatları hazır bulundu. Duruşmada, Albay Temizöz’ün ’asker mi yoksa sivil yargı mı yargılasın’ yönünde görüş bildirilmesi için dosyanın Askeri Yargıtay Başsavcılığı’na gönderildiği belirtildi. Davanın kilit tanığı Mehmet Nuri Binzet’tin de Kırıkkale Cezaevinden getirildiği duruşma tutanaklarına geçirildi.

Duruşmada 16 Temmuz 1994 tarihinde Irak’tan dönerken öldürülen ve üzerindeki 63 bin doları alınan Mardinli işadamı Abdulhamit Düdük’ün ağabeyi Nuri Düdük dinlendi. Yemin ettirildikten sonra ifade vermeye başlayan Nuri Düdük, sanıklardan birkaç kez görüştüğü Cemal Temizöz’ü tanıdığını söyledi. Kardeşinin öldürüldüğü tarihte Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne ifade vererek, şikayetçi olduğunu belirten Düdük, şöyle devam etti:

KARDEŞİMİ KORUCU KÖYÜNE GÖTÜRDÜLER

Biz 4 kardeşiz. Öldürülen Abdulhamit en küçüğümüzdür. İthalat ve ihracat yapan bir şirketimiz vardı. Olaydan bir hafta önce Irak’a hem mal götürmek hem de tahsilat yapmak için gitti. Irak’tan dönmeden bir gün önce telefonla görüştük. Malları sattığını ve üzerinde 63 bin dolar olduğunu söyledi. Ben ona paranın yarısını araç içerisinde saklamasını yarısını da çantasına koymasını söyledim. Sınır kapısından geçerken elinde para olduğuna dair resmi belge vardı. Duyduğuma göre, durdurmadan Cizre köprüsünü kadar gelmiş. Cizre köprüsünde Jandarma tarafından durdurulmuş ve arama yapılmış. Burada jandarma dolarları görünce kardeşimi Cemal Yüzbaşı’nın bulunduğu İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürmüşler. Burada bir iki saat bekledikten sonra doların sahte olmadığını anlayınca kardeşimi serbest bırakmışlar. Kardeşim karakoldan ayrıldıktan sonra Cizre’de un fabrikası olan aile dostumuz olan Halit Acar’ın yanına gitti. Buradan bana telefon ederek, olanları anlattı.

KARDEŞİMİ BUNLAR ÖLDÜRDÜ

Ben de bunun üzerine kardeşime ’yol tehlikeli, bu akşam gelme. Halit’in yanında kal yarın dönersin’ dedim. Kendisi daha akşama 1 saat olduğunu belirterek geleceğini söyledi. Halit’in yanından ayrıldıktan sonra 100-150 metresonra plakasız beyaz bir Toros marka araç içerisinde bulunan Bedran, Abdulhakim ve Tayfun adlı kişiler tarafından indirilip, arka koltuğa alınmış. Bedran direksiyonun başınaymış. Abdulhakim aracın sağ ön koltuğunda oturuyormuş. Toros marka araç kardeşime ait aracı takip ediyormuş. Kardeşimi Gürsu Köyü’ne götürmüşler. Bu köy korucu köyü. Köy girişinde araçları durduruyorlar. Korucular ve itirafçılar birbirini tanıdığı için aracın geçişine izin veriyorlar. Bu sırada kardeşimin gözleri bağlıymış. Köyün 150 metreilerisinde kardeşimin başına tek el kurşun sıkılarak öldürüldü. Daha sonra kardeşimi vuranlar toros marka araçla Katran karakolundan ana caddeye çıkarak yollarına devam etmişler.

MUHTAR BANA SÖYLEDİ

Kardeşinin ölümünden sonra olayla ilgili bilgi almaya çalıştığını anlatan Düdük, görgü tanıkları ile görüştüğünü söyledi. Gürsu Köyüne gittiğini ve adını hatırlamadığı köy muhtarı ile görüştüğünü iddia eden Düdük, şöyle dedi: Köy muhtarı bana ’kardeşini Abdulhakim, Tayfun ve Bedran öldürdü. Resmi olarak ifada veremem yoksa ikinci gün beni de öldürürler. Plakasız Toros marka aracı Cizre’de kim kullanıyorsa kardeşini onlar öldürmüştür’ dedi. Biz köyden ayrılırken aynı marka plakasız Toros araç köye geldi. Hatta ben bu araca yol verdim. Cizre’ye geldim ve İlçe Jandarma Komutanı Cemal Yüzbaşı ile görüştüm. Kardeşiminin ölümüyle ilgili kendisinden bilgi almak istedim. Cemal Yüzbaşı da bana, ’sen git ne gerekiyorsa ben yapacağım’ dedi. Aradan bir hafta geçti Cizre’e geldim Cemal Yüzbaşı ile görüştüm. Kardeşimin ölümüyle ilgili yine bilgi almak istedim Albay Cemal Temizöz, bana ’buraya gelip gidiyorsun, kardeşinin başına ne geldiyse senin de başına o gelir. Buralarda fazla gezme başımıza bela olacaksın’ dedi. Bahsedilen beyaz renkli plakasız Toros marka arcında ilçe jandarma komutanlığının bahçesinde park edilmiş halde gördüm.

Düdük, kardeşinin öldüğü tarihte Mardin Milletvekili Mehmet Gülcegün’e kardeşinin ölümüyle ilgili konuştuğunu ve yardım talebinde bulunduğunu söyledi. Bakanın istediği üzerine Genelkurmay, MİT ve Milli Savunma Bakanlığı’na dilekçe yazdığını, bir dilekçenin de Güncegün’e yazdığını anlattı.

ALBAY’LA GÖRÜŞTÜM SÖYLEDİ

Düdük, 1980 ile 2002 yılları arasında Mardin’e atanan İl Jandarma Komutanlarının tümünü tanıdığını ve merhabalarının olduğunu belirtti. Düdük, O dönem Rıdvan (Rıdvan Özden) Albay vardı. Allah rahmet eylesin şehit düştü. Onun yanına birkaç defa gittim. Kardeşimin ölümüyle ilgili yardım istedim. Bir gün yine Rıdvan Albay’ın yanında oturduğum sırada, Rıdvan Albay Şırnak Alay Komutanı Kemal Albay’a telefon açtı. ’Bu olayı aydınlat’ dedi. Kemal Albay da telefonda Cemal Temizöz ile görüştüm. Kardeşi devletçi PKK öldürdü’ demiş. Bizim orada görev yapan daha sonra Van Asayiş Kolordu Komutanı olarak atanan Orhan Paşa vardı. O da Kemal Albay’ı aramış, ona da aynı şey söylenmiş. Bunları önce Allah’a sonra size havale ediyorum dedi.

TALİMATI VEREN TEMİZÖZ’DÜ

Düdek, bu sırada sanıklara dönerek, parmağıyla işaret ettikten sonra, Talimat veren Cemal Yüzbaşıdır, tetikçi ise bunlardır. Kardeşimi para için öldürdüler. 63 bin dolardan bir dolar bile görmedik. O parayı bize teslim etmediler dedi. Tanık Düdük’e soru sormak için söz alan Albay Cemal Temizöz, Aynı suçlamaları 1994’de Fevzi Erdoğan, Hikmet Cetin, Suphi Ökten ve Hasan çetin için de yapmışlardı. Bunların kardeşini öldürdüğünü söylemişler. Bunun açıklamasını istiyorum dedi. Soru üzerine Düdük, ismi geçen sahısları tanımadığını ve böyle bir dilekçeden haberi olmadığını söyledi.

ADLİYE KORİDORUNDA DARP

Buarada, duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Tanık Abdulselam Binzet, beyanının ardından duruşma salonundan çıkarken, koridorda, sanık Kamil Atağ’ın yakını olduğu bildirilen bir şahıs tarafından saldırıya uğradı. Tanığı yumrukla darp eden şahıs, polis tarafından gözaltına alındı. Bu arada müdahil avukatlar, tanık Binzet’i duruşma salonunun bulunduğu koridordan uzaklaştırdı. Müdahil avukat Cihan Aydın, tanık ve mağdurların bir takım riskleri göze alarak duruşmada ifade verdiğini belirterek, ’’Bazı tanıklar, korktukları için ifadelerini geri almışlardır. Tanığımız, salon dışında saldırıya uğramıştır’’ dedi.

SANIK AVUKATLARI TERK ETTİ

Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, Kırıkkale Cezaevinde tutuklu bulunan tanık Mehmet Nuri Binzet’in Diyarbakır E Tipi Cezaevine naklinin yapıldığını bildirdi. Yılmaz, tanığın ifadelerinin ayrıntılı ve kapsamlı oluşu nedeniyle ayrı bir celsede detaylı olarak dinlenilmesinin uygun görüldüğünü belirtti. Tanık Binzet’in bu celse dinlenmesini isteyen sanık avukatların talebi mahkeme tarafından reddedildi. Bu karara itiraz eden sanık avukatları, duruşma salonunu terk etti.

ASKERİ YARGITAYA GÖNDERME

Önceki duruşmada, sanık Cemal Temizöz’ün avukatının dosyanın Askeri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi talebine karşı, müdahil avukatlar ve Cumhuriyet Savcısı da görüşlerini yazılı olarak mahkemeye bildirdi. Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından, talebin, bir kısım mağdur ve katılanlara tebliğ edileceğini, onların da 7 gün içerisinde vereceği cevabın ardından, ’’mahkemenin görevsizlik kararı verilmesi talebinin reddi yönünde karar verilmesi durumunda’’ dosyanın onaylı bir örneğinin Askeri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi. Mahkeme heyeti, Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ’ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verirken, duruşmayı 7 Mayıs 2010 tarihine erteledi.

Ana Sayfaya Git