Bakışlarıyla kızları yakan Murat Boz sonunda patladı! Murat Boz daha fazla dayanamadı neler söyledi neler?

TV8'in efsane programı O Ses Türkiye'de dün akşam ekrana gelen bölümde dikkat çeken bir çıkış yapan efsane şarkıcı ve oyuncu olan Murat Boz'un açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.

Haberler 25.01.2016 - 20:16 Son Güncelleme : 25.01.2016 - 20:16

TV8in efsane programı O Ses Türkiyede dün akşam ekrana gelen bölümde dikkat çeken bir çıkış yapan efsane şarkıcı ve oyuncu olan Murat Bozun açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.

Fotoğraflarının montajlanarak ya da altına yazı yazılarak internet ortamında dağıtıldığını söyleyen Murat Boz, aynı şeyin defalarca başına geldiğini belirtti ve hukuki işlem başlatacağını söyledi.

Murat Bozun konuşması sırasında araya giren efsane patron ve sunucu olan Acun Ilıcalı şu şekilde konuştu...

Bana da İlluminati diyorlar, t-shirtlerimdeki resimlerden yola çıkarak, takma dedi.

Murat Boz: Uzun süredir sosyal medyada aleyhimde bir takım propagandalar yapılıyor fotoğraflarım üzerinden. İnternet ortamından benim fotoğraflarımı elde ederek, fotomontaj yapılarak altına bir takım şeyler yazılıyor ve iftira atılıyor. Buradan seven, sevmeyen herkese bu yapılan propagandaya inanmamalarını rica ediyorum. Benimle hiç alakası olmayan, bana ait olmayan sözler fotoğraflarımın altına yazılarak internet ortamında yayılıyor. İrtibar etmeyin rica ediyorum. Bu kara propagandayı yapanlar hakkında da hukuksal tüm haklarımı başlattım. diyerek adeta sitem etti.

Efsane yarışma programı O Ses Türkiyenin jürisi ve Kardeşim Benim filmi ile hayranlarıyla buluşan Murat Boz, daha önce de HDPye oy verdim çünkü yazısıyla dolaşan fotoğraflara tepki göstermiş, Gerçeği yansıtmayan bu haberlere itibar edilmemesini; asılsız içeriklerde adı geçen Halkların Demokratik Partisinin sosyal medya birimi bu durumun gerçek olmadığını kamuoyuna duyurmuş ve bu duyuru tarafımca kendi twitter hesabımdan da paylaşılmıştır demişti.

Murat Boz Kimdir?

Murat Boz, 7 Mart 1980de Zonguldak, Karadeniz Ereğli ilçesinde doğdu. Baba adı Cafer, anne adı Ayşe Nedretdir. İlk ve Orta öğrenimini Zonguldakta tamamladı. 1995 yılında İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesini kazandıktan sonra İstanbula geldi.

Atatürk Kültür Merkezi, Cemal Reşit Rey gibi yerlerde konserlerde vokal yaptı. 1998 yılında Milliyet Gazetesinin düzenlediği liseler arası müzik yarışmasında erkek solist dalında Türkiye birincisi oldu.

1999 yılında Bilgi Üniversitesi Jazz Vokal Bölümünü burslu olarak kazandı. Ardından eğitimine 2003 yılında girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümünde devam etti. Uzun bir süre Tarkannın vokalistliğini yapan Boz, eğitimine halen devam etmekte.

Eski bir Grup Rapsodi solisti olan Murat Boz, 2006 yılında Aşkı Bulamam Ben isimli parçası ile Türk Pop Müzik dünyasına hızlı bir giriş yaptı.

Şarkı söylemeyi, yüzmeyi ve hayvanları çok seven Murat Boz, Shakira, Tarkan, Nilüfer, Nazan Öncel, Demet Sağıroğlu, Hande Yener, Nil Karaibrahimgil, Emel Müftüoğlu, Burcu Güneş, Grup Hepsi, Zeynep Dizdar ve Zeynep Mansur gibi isimlerin albüm ve sahne performanslarında çalıştı.

Bunların yanı sıra McDonalds, İstikbal ve Kola Turkanın reklam müziklerinde seslendirme yaptı.

Murat Boz, 2006 yılında yayınladığı ilk single çalışması Aşkı Bulamam Ben ile çıkış yaptı. Ardından 2007 yılının başında ilk stüdyo albümü Maximumu yayınladı. Aynı yıl Kral TV Video Müzik Ödüllerinden, Altın Kelebek Ödüllerinden ve İstanbul FM Altın Ödüllerinden En İyi çıkış Yapan Erkek Sanatçı dalında ödüller aldı. 2008 yılında ilk EP çalışması olan Uçurumu yayınladı. Bir yıl sonra ikinci stüdyo albümü olan Şansı yayınladı. Albümdeki Para Yok, Özledim, Her Şeyi Yak, Sallana Sallana, Gümbür Gümbür ve Buralardan Giderim şarkılarını kliplendirdi, İki Medeni İnsan şarkısının klip versiyonunda Soner Sarıkabadayı ile düet yaptı. Mart 2010da ikinci single çalışması olan Hayat Sana Güzeli yayınladı.

12 Nisan 2011de üçüncü stüdyo albümü Aşklarım Büyük Benden ile aynı adı taşıyan şarkısını klibi ile birlikte yayınladı. 9 Mayıs 2011de ise albümünü piyasaya sürdü. Ardından albümdeki Hayat Öpücüğü, Geri Dönüş Olsa, Kalamam Arkadaş, Bulmaca ve Soyadımsın şarkılarını da kliplendirdi. Bu şarkılardan Geri Dönüş Olsa ve Kalamam Arkadaş resmi listelerin zirvesine yükselmeyi başardı. Murat Boz, son olarak en çok sevilen şarkılarından oluşan ilk remix albümü olan Dance Mixi piyasaya sürdü. Albümün ilk klibi Özledim şarkısının remix versiyonuna çekilirken ikinci kliplenen şarkı Geri Dönüş Olsa adlı eseri oldu.

Askerliğini bedelli olarak 2011 yılında yaptı.

10 Ekim 2011de Türkiyede yayınlanmaya başlanan yapımcılığını Acun Medyanın, sunuculuğunu Acun Ilıcalının yaptığı O Ses Türkiye programında 1. ve 2. Sezonda Jüri Üyeleri, Hadise Açıkgöz, Mustafa Sandal, Hülya Avşar ve Murat Boz oldu. 16 Eylül 2013 tarihinde başlayan 3. sezonda ise Gökhan Özoğuz, Hadise, Murat Boz ve Ebru Gündeş oldu.

Acun Ilıcalının hazırlayıp sunduğu Yetenek Sizsiniz Türkiyenin 2014-2015 sezonunda Acun Ilıcalı, Özgü Namal ve Eser Yenenler ile beraber jüri olarak görev yapmıştır.

Murat Boz, 10 Ekim 2008de Almanyanın Passau kentinde Alman vatandaşı olan menajeri Eliz Sakuçoğlu ile evlendi. 14 Ağustos 2012 tarihinde Diyarbakırın ilçesi Hazroda Asliye Hukuk Mahkemesinde anlaşmalı olarak boşandı.

2014 yılında İnternet fenomeni Puccanın Küçük Aptalın Büyük Dünyası, Allah Beni Böyle Yaratmış ve Ay Hadi İnşallah gibi kitaplarından esinlenerek çekilen Hadi İnşallah adlı sinema filminde Büşra Pekin, Murat Boz, Cezmi Baskın, Sinasi Yurtsever ile beraber rol aldı.

15 Ocak 2016 tarihinde vizyona girecek olan ve yıllar sonra karşılaşan iki kardeşin hikayesinin anlatıldığı Kardeşim Benim adlı sinema filminde Burak Özçivit ve Aslı Enver ile birlikte başrolde oynadı.

O Ses Türkiyenin 2015 - 2016 sezonu 5. sezonunda Murat Boz, jüri üyesi olarak Gökhan Özoğuz, Hadise Açıkgöz, Ebru Gündeş ve Gökhan Özoğuzun ikiz kardeşi Hakan Özoğuz ile birlikte görev yapacak.

Hülya Avşar Kimdir?

Hülya Avşar, 1963 doğumulu, beyaz perdedeki oyunculuğu, şarkıcılığı, dizi ve şov programlarıyla adından söz ettiren, Türkiyenin en medyatik kadınlarından biri.

10 Ekim 1963te, Balıkesir Edremitte, Celal ve Emral Avşarın ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Avşar, Ankara Cumhuriyet Lisesinden mezun oldu. Orta öğrenimini tamamlamasının ardından okumaya devam etmeyen ve 1979da Mehmet Tecirli adlı bir mühendislik ögrencisiyle evlenen, ancak evliliği kısa süren Avşar, henüz 16 yaşındayken hamile olmasına rağmen ayrılık kararı aldı. Anne tarafından Balıkesirli olan Hülya Avşarın baba tarafı Ardahan/Hasköylüdür.

1981 yılında boşanmasının hemen ardından İstanbula taşınan ve 1983 yılında katıldığı, Bulvar Gazetesi tarafından düzenlenen Kinat Güzellik Yarışmasında birincilik alan, ancak yarışmanın ertesi günü, Tecirli ile yaptığı evliliği ve boşanması bir gazetede yazılınca, kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle tacı geri alınan Avşar, çeşitli reklam filmlerinde boy göstermeye başladı.

Yaşamında dönüm noktası olan 1983 yılında, Fikret Hakan ve Salih Güney ile başrolü paylaştığı Haram filmi ile oyunculuk kariyerine ilk adımı atan ve daha sonra, 1984 yılında Kenan Kalavla başrolü paylaştığı ikinci filmi Tutkuda oynayan Avşar, 1985te batağa batırılan bir kızı canlandırdığı, Tele Kızlarda Tarık Akanla birlikte oynadı. Aynı yıl Tolga Savacıyla Sekreteri ve İbrahim Tatlısesle de Mavi Maviyi çeviren Avşar, 1986 yılında Hakan Balamirle başrolü paylaştığı Üç Halka 25, Aytaç Armanla oynadığı Fatmagülün Suçu Ne gibi filmlerin yanı sıra, Kısrak, Alın Yazım, Dağlı Güvercin ve Sevda Ateşi gibi filmlerde de rol aldı.

1987 yılında Alamancının Karısı ve Bir Kırık Bebek çektiği filmlerin ardından, 1989 yılında, Sinema Yazarları Derneğinin düzenlediği yarışmada en iyi kadın oyuncu seçilen, Fazilet ve Öğretmen Zeynep filmlerinde rol alan Avşar, 1990da başrolü Yaman Okay ile paylaştığı Benim Sinemalarımdaki rolüyle, 9. Uluslararası Tahran Film Festivalinde Jüri Özel Ödülü aldı.

Aynı yıl çevirdiği Hasan Boğulduda Yalçın Dümerle başrolü oynayan Avşar, Sinan çetinin yönetmenliğini yaptığı ve Cem Özerle başrolü paylaştığı, 1993 yapımı Berlin in Berlin filmdeki rolüyle Uluslararası Moskova Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü alarak, yurt dışında düzenlenen bir festivalde ödül alan tek Türk kadın sinema sanatçısı oldu. Bu filmiyle, Kültür Bakınlığından Sinema Başarı Ödülü, ve Sinema Yazarları Derneğinden en iyi 5. film ödülünün de sahibi olan ve 1995 yılında Mehmet Aslantuğ ile, evlilik ve aşk ilişkilerinde mutlu olamayan bir kadının öyküsünün işlendiği, Bir Kadının Anatomisi adlı filmde oynayan Avşar, Tomris Giritlioğlunun yönettiği, 1999 yapımı Salkım Hanımın Taneleri filminde büyük beğeni topladı.

çektiği filmlerle şöhretin basamaklarını hızla tırmanan ancak bununla yetinmeyen Avşar, şarkıcılığın ardından, program sunuculuğuna ve tiyatroculuğa da başladı.

1980lerin sonunda müzik hayatına adım atan Avşar, assolist olarak sahnelerde yerini aldı. Müzik eğitimi aldıktan sonra yurtiçi ve yurtdışı konserleri veren Avşar, 1988 yılında çıkardığı Herşey Gönlünce Olsun albümünün ardından, 1990da Hatırlarmısın, 1991de Hülya Gibi, 1993te Dost musun Düşman mı, 1995te Yarası Saklım, 1999da Hayat Böyle, 2000de Sevdim ve 2002de de, Aşıklar Delidir adında albümlere imzasını atan Avşar, 2000 yılında, Kral TV tarafından düzenlenen yılın müzik ödüllerinde, en iyi kadın şarkıcı ödülünün sahibi oldu. Barış Mançonun anısına hazırlanan karışık albümde, Zalim Sultanı okudu.

90lı yılların başında, bir sene kadar Günaydın Gazetesinde köşe yazarlığı yaptıktan sonra, televizyona geçiş yapan ve 1993 yılında, Sevginin Gücü dizisinde oynamasının ardından, 1995de Süper Yıldız, 1998de Ah Bir Zengin Olsam, 2000de de, Savunma dizisinde rol aldı. 2004 senesinde, Zümrüt ve Kadın İsterse dizilerinde oynayan Avşar, 2006 yapımı Kadın Seversenin yanı sıra, Anadolu Kaplanı dizisinde de konuk oyuncu olarak rol aldı.

Yönetmenliğini, Birkan Uz ve Uğur Aksayın yaptığı ve Medyapım tarafından, talk show formatında yayınlanan Hülya Avşar Show, Türkiyede ilk defa Uğur Aksay tarafından uygulanan, 16/9 mm sinematografik formatta, dijital reji ile çekilen show programı olma özelliğini taşımaktadır.

Müzik, sinema, televizyon çalışmalarının ardından Aralık 2000 de kendi adını taşıyan Hülya Dergisini çıkarmaya başlayan ve ilk tiyatro deneyimini, 2002 yılında, Mazlum Kiperin yönettiği, Bugün Benim Doğum Günüm adlı tek kişilik oyununda yaşayan Avşar, Nisan 2003te, ilk kitabı Mavi Yansımayı elektronik ortamda yayınladı.

Ağırlıklı olarak spor dallarından tenise zaman ayıran, vakıf ve derneklere büyük ilgisi olan Avşar, Ajans Pressin 953 ulusal, bölgesel ve yerel yayında, 2005 yılının ilk 5 ayını mercek altına aldığı araştırmasında, hakkında çıkan tam 1940 haber ile birinci sırada yer aldı.

AC Nielsenin, Marka olduğuna inandığınız sanatçı sorusuna, ankete katılanların yüzde 40ı Marka olmuş sanatçı yok cevabını verdi. Halkın yarısı marka olmuş bir sanatçı olmadığına inanırken, diğer yarısı ise Hülya Avşarı en marka sanatçı olarak seçti. Avşar, yüzde 15.8 ile ilk sırada yer alırken, İbrahim Tatlıses yüzde 9,5 ile ikinci ve Tarkan yüzde 8,5 ile üçüncü yer aldı.

Rol aldığı filmler, diziler ve şarkıcılığının yanı sıra, futbolcu Tanju çolak, Coşkun Sabah, Osman Hattat, Mehmet Aşıcıoğlu gibi isimlerle yaşadığı ilişkilerle de adından söz ettiren Avşar, Mehmet Tecirlinin ardından ikinci evliliğini, Ağustos 1997de, üç aylık hamileyken, daha önce Ayşem Saraçoğluyla evlenen, işadamı Kaya çilingiroğlu ile Pariste gerçekleştirdi.

2005 yılında, Kadıköy 3. Aile Mahkemesinde yapılan ve yaklaşık bir saat süren duruşma sonunda, şiddetli geçimsizlik nedeniyle aile birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle tek celsede boşanan, Hülya Avşar Kaya çilingiroğlu çifitinin, ayrılığın ardından velayeti Avşara verilen, 15 Ocak 1998 doğumlu, Zehra adında bir kız çocukları vardır.

Kaya çilingiroğlundan boşandıktan sonra 2006 yılı ile 2010 arası iş adamı Sadettin Saran ile beraber olmuştur.

2009 2012 yıllarında Acun Ilıcalı tarafından hazırlanan Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasında Acun Ilıcalı ve Ali Taran ile birlikte jüri üyeliği yapmıştır. 2011 2012 yılında, 3. Sezonda Ali Taran yerine eski futbolcu Sergen Yalçın jüri olmuştur. 2012 2013 yılında 4. Sezon Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasında Acun Ilıcalı ve Sergen Yalçın ile tekrar jürilik yapmıştır.

Hülya Avşar, 2013 yılında yeni kurulan banka olan OdeaBankın reklamlarında oynamıştır.

2015 yılında Rising Star Türkçe adıyla Yükselen Yıldız mart ayında Acun Ilıcalının kanalı TV8de başlayan yarışma programında Hülya Avşar, Sertab Erener ve Fuat Güner ile beraber jüri koltuğunda oturacak.

12 Kasım 2015 tarihinde Star TVde başlayacak olan, yapımcı Timur Savcının yapımcılığını üstlendiği,Kösem Sultan dizisinde Safiye Sultanı Hülya Avşar canlandıracak. Kösem Sultanı ise Beren Saat canlandıracak. Ekin Koçun canlandırdığı I. Ahmetin eşi olacak olan Kösem Sultanın çocukluğunu ve gençliğini Yunan oyuncu Anastasia Thsilimpou 9 bölüm canlandıracak.

Tarkan Kimdir?

1992 yılında Kıl Oldum Abi adlı parçasıyla büyük bir çıkış yakalayan Tarkan, Şımarık ve Şıkıdım gibi parçalarıyla Avrupada müzik listelerine girmeyi başarmış, ardından çıkardığı İngilizce albüm Come Closerın başarısı ile Türkiye ile sınırlı kalmayacağını göstermiştir.

Tarkan Tevetoğlu, 17 Ekim 1972de aslen Rizeli olan bir aileden Almanyanın Frankfurt yakınlarından bulunan Alzey kasabasında doğdu. İlköğretimi Almanyada tamamladıktan sonra 15 yaşında ike ilesi ile birlikte Türkiyeye döndü. Babası Ali Tevetoğlunun oğlunda gördüğü müzik yeteneği ile 13 yaşındayken Klasik Türk Müziği eğitimi almaya başladı. Eğitimini Karamürselde devam eden sanatçı 1990 yılında Karamürsel Lisesinden mezun oldu.

Müzik eğitimi için İstanbula gittikten sonra 1990 ile 1992 yılları arasında Üsküdar Musiki Cemiyetine devam etti. 1993 yılında prodüktör Mehmet Söğütoğlu ile tanışmasının ardından İstanbul Plak ile anlaşma yaptı. İlk albümü Yine Sensiz 1992 yılında piyasaya çıktı. Albümün çıkış şarkısı Kıl Oldum Abi ile kısa sürede büyük bir çıkış yakaladı. Albüm 900 bin adet satıldı ve Tarkan bir anda tüm televizyonların ve magazinin kilit noktası haline geldi.

Ardından 1994 yılında çıkardığı Aa Acayipsin adlı albümde Sezen Aksu ile çalışan Tarkan, daha ikinci albümü ile Türk Pop Müzik camiasının en önemli isimlerinden biri haline geldi. Bu albümden sonra Türkiye ve dünya turuna çıkan sanatçı, Türkiye ve Avrupada 24 konser verdi. Bu konserlerin 25i, ulusal çapta gerçekleştirilen en büyük sponsorlu turne kapsamında, Tarkanı Türkiyenin farklı illerinde yaklaşık 10 bin seyirci ile buluşturan stadyum konserleriydi. Sanatçının kariyerindeki en büyük dönüm noktalarından olan albüm 2,5 milyona yakın satıldı. Avrupada da 950 bin rakamına ulaştı.

1995 yılında Ahmet Ertegün ve Atlantic Records ile anlaşma imzaladı. Türkiyede medyanın yoğun takibi ve baskılarının artması üzerine New Yorka giden sanatçı burada bir yandan albüm çalışmalarına devam ederken bir yandan da New York Baruch Üniversitesinde dil eğitimi aldı.

O dönemin en önemli yıldızları icra eden menajeri Ahmet San ile 1995te sözleşme imzaladıktan sonra 1994-1997 yılları arasında İsviçre, Hollanda, İngiltere ve Almanyada toplam 12 şehri kapsayan 3 büyük Avrupa turnesine çıktı. 1995 yılında New York Palladiumda verdiği konser, Türkiyede canlı yayınlandı. Tarkan, 1997 Temmuzde üçüncü albümü Ölürüm Sana rekor satışlarını kırıp Türkiyede 2,5 milyon sattı. Aynı yıl kendi müzik şirketi HITT Prodüksiyonu kurdu, 1998 yılında Walt Disneyin 35. uzun metrajlı çizgi filmi olan Herkülün baş karakterini Türkçe olarak seslendirdi. Filmin müziklerinden Yolumdayımı seslendirdi.

Bu albümde yer alan ve bir Sezen Aksu parçası olan Şımarık, kısa sürede dünya çapında tanındı ve daha sonra başka yabancı sanatçılar tarafından da çeşitli dillerde yorumlandı. Ahmet Ertegün ile olan anlaşmazlıklarından dolayı Atlantic Recordstan ayrıldıktan sonra Türkiyeye dönerek askerlik görevini yerine getirdi. Tarkan, 2001 yılında Kuzu Kuzu isimli single çalışmasını piyasaya sürdü. Aynı yıl Karma adlı albümünü yayınladı. Albümde yer alan Kuzu Kuzu ve Hüp gibi çalışmalar ile iyi bir dönüş yaptı. Washington Post Tarkan ile ilgili yaptığı bir haberde, Tarkannın Fransadan Danimarkaya müzik listelerine girebilmeyi başarmış, Rusyada en çok satan Rus olmayan sanatçı ünvanını almaya layık görülmüştü.

2003 yılına gelindiğinde Tarkan yeni albümü Dudu adlı albümünün çalışmalarını tamamladı. Nazan Öncel ile çalıştığı bu albüm ile Rusyada 1 milyon satış rakamına ulaştı, aynı ülkeden en iyi yabancı şarkı ödülünü aldı.

Bir yandan reklam filmlerinde oynayan sanatçı 2001 yılında Pepsi ile gerçekleştirilen sponsorluğun ardından, çekimleri Kapadokyada yapılan Turkcellin Hazır Kart reklamlarında yer aldı. Özgürlük İçimizde adlı bestesini de seslendirdiği aynı proje kapsamında Tarkan-Özgürlük Yolcusu takvimi piyasaya sunuldu. 2004te petrol şirketi OPETin reklamlarında yer aldı. 2006 Yılında da Avea sponsorluğunda bir dizi konser verdi.

Dünyadan müziği ile olumlu eleştirilen almasından haraketle İngilizce albüm yapma kararı alan sanatçı, 2005in Ekim ayından beklenen single Bounceu piyasaya sürdü. Hemen ardından ilk İngilizce albümü olan Come Closer aynı anda tüm Avrupa ve Türkiyede satışa sunuldu. Kısa bir süre sonra albümde yer alan Start The Fire adlı ikinci single çalışmasını yaptı.

Müziğe kısa bir süre ara verdikten sonra 2007 yılının Aralık ayında altıncı albümü Metamorfoz ile tekrar sevenleriyle kavuştu. Albüm klasik bir Tarkan albümü olmamasından ötürü olumsuz eleştrilere maruz kalsa da sevenleri Tarkanı yanlız bırakmadı. Albüm tüm bu olumsuz eleştirilere rağmen 2 ayda 500 bin satış rakamına ulaştı.

Ayşe Armannın Tarkan ile yaptığı röportaj :

Sesiniz sedanız çıkmıyor. Kendinizi geri mi çektiniz Allah aşkına!

- Ne alakası var, geri çekilme filan yok! Tam tersine, yeni bir Türkçe pop albüm hazırlıyorum. İngilizce albüm çalışmalarım sürüyor. Sonra birbiri ardına bir sürü konser var. Dubaiden sonra, Kopenhag, Hamburg, Los Angeles. Yoğunum yani, başımı kaşıyacak vaktim yok. Ama artık magazin programlarında ve dergilerinde yer almıyorum...

Yoksa, bilinçli bir tercih mi bu?

- Fevkalade bilinçli.

Peki neden?

- Medyayla aramızda güven krizi var! Söylediklerimin çarpıtılmasından, zorla birtakım polemiklere sokulmaktan sıkıldım. Benim için artık bu tür şeylerin esprisi yok. Canım istemiyor. Eğlenceli gelmiyor. Hatta sıkıcı ve banal buluyorum. Bir de tabii itiraf etmem gerekirse, inciniyorum. Doğrudan kafama ateş ediyorlar.

Hala deriniz kalınlaşmadı mı?

- Hayır. Kaşarlaşamadım bir türlü. Derim hl ince. Üzülüyorum. O yüzden röportajlara hayır diyorum.

Ama, sanatçılar magazinle beslenirler, diye biliriz. Bu bir karşılıklı ihtiyaçtır...

- Benim böyle bir ihtiyacım yok. Lütfen ukalalık gibi değerlendirmeyin, o gürültüde, o kargaşada yer almak bana manasız geliyor. Bir de artık beni bilen biliyor ya. Konserlerim tıklım tıklım. Bana yetiyor. Daha ne isterim?

İyi de, ertesi gün gazeteye baktığımızda, sizden hiç söz edilmiyor ya da adınız eskiye oranla çok daha az geçiyor... Korkmuyor musunuz?

- Hayır. Gazetelerin seni eskisi kadar yazıp çizmemesi, popülariteni kaybettiğin anlamına gelmiyor. Tam tersine, birilerini her gün gazetede manşetlerde gördüğüm zaman kuşku duyuyorum, bir reyting problemi varmış gibi geliyor bana. Bu mekanizmadan uzakta durmak istiyorum. Ben magazin haberlerle değil, işimle anılmak istiyorum.

İnsan, belli bir doygunluğa gelince mi böyle hissediyor?

- Bilmem, olabilir. İnsan doyuyor galiba. Eskiden daha fazla dışarı çıkıyordum. Haber olmak için mi çıkıyordum, dışarı çıktığım için mi haber oluyordum bilmiyorum. Ama artık dışarı bile çıkmak istemiyorum. İçime kapandım biraz. Daha doğrusu, kendimi tanımaya çalışıyorum. Müzik yapıyorum, hobilerimle meşgulüm, çok sık seyahat ediyorum. Uzaklaşınca, Türkiyeyi daha net görüyorum. Ne kadar küçük bir dünyam olduğunu, ne salak şeylerle uğraştığımı fark ediyorum. Ama işte bir süre sonra Türkiyeyi özlüyorum, geliyorum hooop yine kendimi o girdabın içinde buluyorum.

Yine de ben Hakkımda yazılsın çizilsin istemiyorum laflarına inanmıyorum...

- Ama doğru söylüyorum. Konsere çıkıyorsam, yeni bir albüm yapıyorsam ya da söylemek istediğim yeni bir şey varsa, o zaman röportaj veriyorum. Bazen de Hadi çıkayım ortalığa da, etrafı şöyle bir sallayayım diyorum. Ama işte hepsi o kadar. Yoksa o yaldızlı dünyanın bir yalandan ibaret olduğunu biliyorum. O yüzden de, epey bir zamandır başka türlü yaşıyorum. Sevgilimle, köpeğimle, arkadaşlarımla mutluyum.

Sevgilisi gerçek değil. Paravan. Onun aslında erkek sevgilileri var! laflarına ne diyorsunuz?

- Gülüyorum. Bu ülke, beni illa gay yapacak, o zaman rahat edecekler! Altı senedir birlikteyiz Bilgeyle. Bir yalan, altı sene nasıl sürdürülebilir?

Sevgiliniz de çok geride, kendi halinde biri. çok gösterişli değil, çok frapan değil, çok meme değil, çok popo değil. Rahatlıkla öyle birini de seçebilirdiniz. Siz Tarkansınız, sahnelerin seks tanrısı...

- Sadece sahnede öyleyim. O sahneden indim mi, herhangi biri, sıradan biriyim. Bilgeyle birlikte mutluyuz. Zaten onun kendini olmadığı bir şey gibi göstermeyen halini seviyorum. Zor bir hayatımız var. Her zaman didikleniyoruz. Sağa sola rahat gidemiyoruz.

Siz yurtdışındayken, o ne yapıyor?

- Bazen yanıma geliyor. Bazen de gelmiyor. Özlemek ikimize de iyi geliyor. İstanbulda ikimizin ayrı evi var. Ama çoğunlukla birlikte geçiriyoruz zamanımızı.

O da röportaj vermiyor. Birkaç kez aradım. Kibarca savuşturdu beni. Onu nasıl tutabiliyorsunuz? İnsanlar şöhret için bu kadar delirirken...

- Bu tür şeyler onu hiç ilgilendirmiyor.

Allahım ben Tarkanla sevgiliyim. Seviştiğim adam Tarkan! filan da yapmıyor mu bu kadın!

- İlk zamanlar belki biraz sarhoşluk yaşadı. Ama medyanın üzerine gitmesinden hep rahatsız oldu. Ben de çıkayım Tarkanın sevgilisi olmak nasıl bir şey anlatayım heveslerine kapılmadı.

Kız kardeşi daha farklı ama...

- Hangisi Berna mı? Deli o. Ama tatlı bir deli. çok severim. Üç kız kardeş onlar, üçü de çok farklı. Bilge, ağırbaşlı. Zaten avukat. Mesleği de başka türlüsünü kaldırmaz. Göz önünde olamaz. Öyle bir niyeti olmaması da çok hoşuma gidiyor.

Tamam röportaj vermemenizi anladım, ama sizi çılgınca seven hayranlarınıza ne olacak? Onlara haksızlık değil mi?

- E haksızlık oluyor tabii. Onlar benim orada burada daha sık karşılarına çıkmamı istiyorlardır. Amerikaya gittiğimde çok kıskanıyorum, çok güzel talk-showlar görüyorum, normal kanallarda da, MTVde de. Türkiyede maalesef yok. Türkiyede kiminle, hangi talk-showda sohbet edeceğim? Mutlaka, abuk sabuk yerlere çekilecek, olmadığım biri gibi gösterileceğim. Konu dönüp dolaşıp hep aynı yere gelecek: Gay misin, biseksüel mi?

Duyarlı, utangaç ve mütevazısınız... Ama sahneye çıkınca seks tanrısı oluyorsunuz. Nasıl bu kadar değişiyorsunuz? Orada ne oluyor? Hormonlarınızda değişen bir şeyler mi oluyor?

- Kesinlikle oluyor! Orası, yani sahne başka bir şey. Her şey bir arada, insanlar, spotlar, müziğin yüksek volümü... İnsanlar ismini haykırıyor, tezahürat ediyor... Seni arzuluyorlar... Bunu hissediyorsun... Kaplana dönüyorsun... Ve ben sahneyi çok seviyorum. Onaylandığımı, takdir edildiğimi hissediyorum. Ama sahneden inince, tekrar sıradan adam oluyorum. Bunu da seviyorum...

Bunca zaman Tarkan imajı, Tarkan sesi, Tarkan stili, Tarkan müziği diye bir şey yarattınız. Şimdi ne yapıyorsunuz? Bundan daha fazla yapabileceğim bir şey yok, diyor musunuz?

- Demez miyim? Kendime karşı acımasız bir adamım, içimde kendimi yerden yere vuruyorum. Ve yetersiz buluyorum. Daha iyi olabilirdin diyorum. Daha iyi söyleyebilirdin, daha iyi söz yazabilirdin, daha iyi dans edebilirdin... Hayatım kendimi nasıl geliştirebileceğimi düşünmekle geçiyor. Ama dürüst olmak gerekirse, bazen de Aman be! diyorum, Ne uğraşacaksın bunlarla. Şöhreti batsın! Her şeyi bırakıp, bir kenara çekileyim istiyorum.

Amerikada tanıyorlar mı sizi sokakta yürürken filan?

- Los Angelesta tanıyorlar. Orada Latin çok, Meksikalılar filan. Miamide de tanıyorlar. Venezüellalılar, Brezilyalılar var. Ama Amerikalılar tanımıyor. Hoşuma da gidiyor.

New Yorkta da ordu halinde mi yaşıyorsunuz?

- Hayır. Tekim. Güvenlik de yok. İlk zamanlar öyle değildi tabii, Michael Jackson gibi beş korumayla dolaşıyordum. Limuzinler filan. Özenmişim demek ki. Şimdi komik geliyor.

Peki korktuğunuz şeyler değişti mi?

- Sağlıksal paranoyalarım olmaya başladı...

Nasıl yani? Ölüm korkusu mu?

-Yok ölmekten hiç korkmuyorum, hatta İyi bile olur diyorum. Erken gitmekte fayda var. çok yaşanılası bir dünya değil. Biraz karamsarım son zamanlarda. Bir yandan da genetik mirasımdan şüpheliyim. Babam genç yaşta kalpten gitti, kolesterolü yüksekti, benim de öyle. Annemin de yıllardır problemleri var. Bazen Acaba şeker hastası mı olacağım, kalp hastası mı? diye korkulara kapılıyorum. Check-uplara gidiyorum, Allaha şükür, dizim dışında her şey iyi. Bazen de, yapmak istediklerimi yapabilecek miyim, diye düşünüyorum. Zamanım yetecek mi, daha çoook şey var yapmak istediğim...

Neler mesela?

- Kendim dışında birilerine faydalı olayım istiyorum. Örnek aldığım isimler: Bono ve Angelina Jolie. Angelina Jolie bile Hollywoodun yalan olduğunun fark etti.

Peki Angelina Jolieninki bir PR faaliyeti olamaz mı?

- Olsa ne fark eder. Kadının, yardıma ihtiyacı olanlara faydası oluyor mu, oluyor. Ayrıca, samimi olduğuna inanıyorum.

Siz niye yapamıyorsunuz?

- İstiyorum ama olmuyor. Denedik. Destek alamıyoruz.

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır