Beyaz Show’un Beyazıt Öztürk’ü 16 yıl sonra bir klipte oynayacak, Beyazıt Öztürk Kimdir?

Kanal D’nin efsane programı Beyaz Show’un başarılı sunucusu Beyazıt Öztürk, 16 yıl aradan sonra bir klip için kamera karşısına geçecek.

Haberler 21.03.2016 - 17:28 Son Güncelleme : 21.03.2016 - 17:28

Kanal Dnin efsane programı Beyaz Showun başarılı sunucusu Beyazıt Öztürk, 16 yıl aradan sonra bir klip için kamera karşısına geçecek.

Akşamın haberine göre Ayla çelikin Bağdat şarkısında ona eşlik eden Beyazıt Öztürk, çelikin ısrarları sonucu şarkının klibinde rol almayı da kabul etti.

Ünlü şovmen, en son 2000 yılında Ayşegül Aldinçin Ben Kimselere Yar Olmam ve Emel Sayının Aşkını Söyle adlı şarkıların klibinde rol almıştı.

Hatırlanacağı üzere programına katılan Ayşe Öğretmenin güneydoğudaki operasyonları eleştirmesi karşısında sessiz kalan Beyazıt Öztürk eleştiri oklarının hedefi olmuş, bu nedenle de zor günler geçirmişti.

Beyazıt Öztürk Kimdir?

Türk şovmen, talk-show programı sunucusu, komedyen, aktör, radyo programcısı. Üniversite yıllarında heves ettiği radyo programı sunuculuğundan, modern kültürün yeni eğlence stillerinden biri haline gelen stand-upçılığa ve oradan televizyon ekranlarına sıçrayan ilginç bir kariyere sahip olan Öztürk; ironik bir biçimde r harfini telaffuz edememesine rağmen program sunuculuğu yapmış ve beklenilenin aksine oldukça büyük ilgi görmüştür. Eğlence ve komedi unsurlarına ağırlıklı olarak yer verdiği talk-showunu yıllardır sürdürmekte ve popüler kültürün bir parçası olmasına rağmen, değişmeyen çizgisiyle Türk halkından büyük beğeni toplamaktadır. Sahne ve televizyon hayatının başlangıcından beri Beyaz takma adını kullanmaktadır.

Beyazıt Öztük, 12 Mart 1969 yılında Boluda, memur bir ailenin ikinci oğlu olarak dünyaya geldi. Aslen Artvinlidir. Babasının polis olması nedeniyle, ilk ve orta öğrenimini Anadolunun farklı illerinde tamamladı. O zamanlar iki aşamalı olarak yapılan üniversite giriş sınavının ilk aşamasını geçip ikincisini kazanamayınca, resim yeteneğini değerlendirebileceği düşüncesiyle güzel sanatlara yöneldi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesinin Seramik-Heykel bölümünü kazandı. Aynı zamanda lisanlı basketbolcu olan Öztürk, üniversite eğitimini sürdürürken, bir yandan da radyo programcılığıyla ilgilenmeye başladı. Özel televizyon kanallarının ve radyoların sayısının hızla arttığı bir dönemde, ev arkadaşıyla birlikte Eskişehir radyolarında çalışmaya başladı. Ancak r harfini telaffuz edememesi nedeniyle, sunuculuk isteği reddedildi ve sadece program hazırlamakla yetindi. Yine de kuralları aşarak sesini dinleyicilere ulaştıran Öztürk, farklı ve esprili tarzıyla beğeni topladı. Sonrasında, ev arkadaşının kurduğu Genç Radyoda program sunmaya devam etti ve arkadaşlarıyla birlikte, siyasi içerikli bir mizah dergisi olan Gınayı çıkarmaya başladı. Beyaz takma adını ilk defa bu dergi için çizdiği karikatürlerin altında kullandı. Eskişehirde geçirdiği bu dönemde, iki heykel, iki seramik, bir karikatür sergisi açan Öztürk, son olarak da bir karma seramik sergisine katıldı.

Ömer Karacanın kurduğu Radyo Klastan gelen teklif üzerine, amatör radyocunun yolu İstanbula düştü. Burada, Gece Tavuğu adlı bir programıyla profesyonel yayıncılığa başladı ve geniş bir dinleyici kitlesi oluşturdu. Yine Karacan tarafından, 1995te kurulan Number One TVye geçen Öztürkün yıldızı burada parladı. Webcam aracılığıyla stüdyodan, Beyaz adıyla canlı yayın yapmaya başladı. Programında yüzünün görünmediği, karanlık bir silüetten izleyiciye seslendi ve büyük ilgi gördü. 90lı yılların ortalarında, kariyerinde radyoculukla başlayan bu süreç, televizyon programları ve stand-up şovlarıyla devam etti.

Number One TVde geçirdiği uzunca bir zamandan sonra, başka bir televizyon programı için Kanal 6ya geçti. Ancak, Beyazıt Öztürkün adının ülke çapında bilinir hale gelmesinin nedeni olan asıl program, -günümüzde de halen yayınlanmakta olan- Beyaz Showdur. Bir talk-show niteliğinde olan programın ilk konukları, Hande Ataizi ve Yılmaz Erdoğandı. Beyaz Show, komedi ve eğlence unsurlarını da içermesiyle Türk halkı tarafından büyük beğeniyle karşılandı. İlk olarak Kanal Dde yayınlandıktan sonra Star TVde ekranlara gelmeye başladı. Televizyon çalışmalarının yanı sıra 1999 yılında, Gemilerde Talim Var adlı bir de türkü albümü çıkardı. Öztürk, birçok televizyon kanalında farklı programlar da sundu. TRTde 5+1 Şans Topu ve Kanal Dde Aileler Yarışıyor adlı yarışma programının sunuculuğunu yaptı. Bu arada ilk göz ağrısı olan radyoculuktan vazgeçmeyerek, Best FM ve Radyo Dde program yapmaya devam etti.

1997 yılında, yapımcılığını Atıf Yılmazın üstlendiği, Haluk Bilginer ve Türkan Şorayın başrolünü paylaştığı Nihavend Mucize adlı filmde oynayarak, sinema sektöründe de yer almaya başladı. 2002de Kanal Dde yayınlanan Biz Size Aşık Olduk adlı dizide Cem rolüyle ve 2004te yine aynı kanalın Karım ve Annem dizisinde Levent rolüyle ekranlarda karşımıza çıktı. Birçok reklam ve müzik klibinde oynamasının yanında, Aktüel dergisinde, Kardan Adam adını verdiği bir köşe için makaleler yazmaya başladı.

2005 yılında, O Şimdi Mahkum adlı filmdeki rolünün ardından, yine aynı yıl, Haluk Bilginerle birlikte Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? filminde, tam anlamıyla oyunculuk yeteneğini sergileme fırsatı buldu. Bu filmdeki performansıyla, Sadri Alışık adına düzenlenen sinema ödüllerinde, En İyi Erkek Oyuncu dalında ödüle layık görüldü.

Beyazıt Öztürk, ayrıca Okan Üniversitesi Danışma Kurulu Üyesidir.

2006 yılında bir anjiyo ameliyatı geçiren Beyazıt Öztürk, 2006 2007 yılları arasında ise Kadir çöpdemir ile birlikte Biri Bana Anlatsın programını hazırlayıp sundu. 1996 yılından beri de Beyaz Show adlı Şov programını sundu. Şov programının bünyesinde, youtube muadili bir yapım olan, 6 Haziran 2006 tarihinde kurduğu pikniktube adlı bir internet sitesini de yürütüyor.

Tiyatro

2005 - Yıldızların Altında (Müzikal oyun)

Filmleri

1997 - Nihavend Mucize

2001 - Dansöz

2002 - Sır çocukları

2002 - Biz Size Aşık Olduk (Dizi)

2004 - Karım ve Annem (Dizi)

2005 - O Şimdi Mahkum

2006 - Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? (Hacivat)

2009 - Kurtlar Vadisi Pusu (Konuk oyuncu) (Dizi)

2012 - Yalan Dünya (Dizi)

Albüm

1997 Beyaz Türküler

Türkan Şoray Kimdir?

Oyuncu. 60lı yılların başında start alan sinema kariyeri boyunca sayısız filmde rol alan Şoray, Sultan lakabıyla anılmaktadır. Türk sinemasının gelmiş geçmiş en güzel ve büyük oyuncularından biri olan aktris, kariyeri boyunca hep zirvede kalmayı başarmıştır. Dramadan komediye farklı türlerdeki rolleri başarıyla canlandıran aktris, güzel, kırılgan, utangaç ama ulaşılmaz bir kadın profili çizmiş, bu özellikleri dolayısıyla da halkın sevgilisi olmuştur.

28 Haziran 1945de devlet demir yollarında memur olan Halit Şoray ve ev hanımı Meliha Şorayın kızı olarak İstanbulda dünyaya geldi. Ekonomik açıdan sıkıntılar yaşayan bir ailesi olan Şoray, öğrenimine Rami Taş okulunda başladı. Sürekli olarak mahalle değiştirdiklerinden, farklı okullara devam etmek zorunda kalan Şoray, ilköğrenimini 1956da Feriköy İlkokulunda tamamladı.

Şorayın babası bir süre sonra işini bırakıp polis memuru oldu, annesi ise bir lastik fabrikasında çalışmaya başladı. Zorlu yaşam koşulları sebebiyle Şoray, küçük yaşta evin işleriyle ilgilenmek zorunda kalmıştı. 1954te kız kardeşi Nazan Şoray dünyaya geldikten sonra anne babası arasındaki geçimsizlik üst noktalara ulaşmıştı ve çift boşanma kararı aldı. Kız kardeşiyle birlikte annesinde kalan Şoray, liseye devam ediyordu. Boşanma sonrası Karagümrükteki Sarmaşık Sokaka taşınan aileyi yine zorlu günler bekliyordu. Ancak Şorayın ev sahiplerinin kızı Emel Yıldızla taşınması hayatının dönüm noktalarından biri olacaktı. Yıldız sayesinde Yeşilçama adım atan Şorayı o dönem Nisan Haperin asistanı olan Türker İnanoğlu keşfedecekti. Köyde Bir Kız Sevdim filmindeki rol için önceden Emel Yıldızla anlaşılmasına rağmen Şoraya şans verildi. Annesi Meliha Şoray kızının aktris olmasını istemediği halde maddi sıkıntıları yüzünden çalışmasına onay vermişti. İlk filmi için kamera önüne geçen Şorayı sinemada uzun soluklu bir kariyer dönemi bekliyordu.

O dönemde henüz 15 yaşında olan ve Şadi çadırcı ile nişanlı olan Şoray, ilk filminden sonra yeni teklifler almaya başlamıştı. Bir süre sonra çadırcıdan ayrılıp İnanoğlu ile nişanlanan oyuncu, Aşk Rüzgarı ve Utanmaz Adam filmlerinden sonra basının da dikkatini çekmeye başladı ve dönemin ün yapmış haftalık popüler dergilerinden Sinema için kapak kızı seçildi. Şorayın 15 Mart 1961de basılan dergiyle artık yüzü tanınmaya başlamıştı. Sinema dergisinin ardından Artist, Büyük Gazete ve Ses gibi yayınlarda da görüldü.

Eylül 1962de bir film setinde tanıştığı Rüçhan Adlının Şorayın hayatında önemli bir rolü olacaktı. Zira baba sevgisini kendisinden 23 yaş büyük olan Adlıda bulan Şoray, bu ilişkisini yirmi yıl gibi uzun bir süre sürdürecekti. Rüçhan Adlının evli olması nedeniyle magazin basınında haklarında birçok şey yazılıp çizilen çift, tüm olumsuzluklara rağmen birlikte olmayı seçmişlerdi. Şorayın Sultan olarak anılmasında ve Şoray Kanunları olarak nitelendirilen kurallarının oluşmasında Rüçhan Adlının büyük rolü vardı. Zira Adlı, Şorayın her filmde rol almasını istemiyor, dekolte giymesine, filmlerdeki ağır çalışma koşullarına ve öpüşmesine karşı çıkıyordu. Adlı, oyuncuya bazı kısıtlamalar getiriyordu ve ona Sultanım diye hitap ediyordu. Bu hitap biçimi daha sonra dönemin ünlü yayınlarında haber oldu ve Şoray, Sultan lakabıyla anılmaya başladı.

Şoray Otobüs Yolcularından sonra, aktris olarak kendini iyice yetiştirmiş olduğu görülen Acı Hayatta rol aldı. Sinema yazarları tarafından Yılın filmi seçilen Acı Hayat, Şoraya 1964te I. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırdı. Şoray, filmografisi için oldukça önemli olan bu filmdeki rolüyle sinema eleştirmenleri ve senaristlerden büyük övgüler aldı.

Şoray sayesinde ailesinin maddi durumu da düzelmiş, üst üste çektiği filmlerle oyunculukta kendine sağlam bir yer edinmeye başlamıştı. Dönemin ünlü yapımcıları ve film şirketi sahipleri Murat Köseoğlu (Aca Film), Osman Seden (Kemal Film), Nevzat Pesen (Pesen film) Şorayı filmlerinde oynatabilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. Oyuncu 60lı yıllara çok kısa sürede damgasını vurmuş, 1965te Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akınla birlikte Türk sinemasının en iyi dört kadın oyuncusundan biri olmuştu. Aynı yıl rol aldığı Sürtük adlı film, Türk sinema tarihi açısından önemliydi, zira inanılmaz bir seyirci rakamına ulaşmış, Şorayı büyük bir yıldız yapmış ve gazino filmleri dönemini başlatmıştı.

Ancak 1966dan sonra yapımcıların para makinesi olarak gördüğü Şoray, ardı ardına benzer konulu filmler çekmeye başlamıştı ve sinemalarda sadece Şoray filmleri gösteriliyordu. Bu durum oyuncunun filmlerine gösterilen ilgiden kaynaklanıyordu ancak sinema izleyicisinde bir süre sonra bıkkınlık yaratmaya başlamıştı.

70lerin başında yine zirvede görünen Şoray, 1972 yılıyla birlikte mesleki yaşamında yeni bir döneme başladı. Zira film sayısını ciddi anlamda azaltma kararı almıştı. Aynı yıl çektiği Cemo ve Dönüş filmleriyle başarı kazanan Şoray için Dönüş filmi ayrı bir önem taşıyordu. çünkü oyuncunun ilk yönetmenlik deneyimiydi. Tepkilerle karşılaşsa da o dönemde hapiste olan Yılmaz Güneyden rejisörlüğü için kutlama mesajı alan Şorayın kendine güveni arttı. Film yılın en büyük hsılat getiren yapımı olmasının dışında 1973 yılında Moskova Film Festivalinde özel bir ödül aldı. İkinci yönetmenlik denemesi olan Azapta için 1973te kamera arkasına geçen Şoray, ilki kadar başarılı olamadı.

70li yıllarda ortaya çıkan porno film furyasının yanında muhtıra nedeniyle de Şoray, bu süreç içinde çok az yapımda yer aldı. Bunlardan biri de Atıf Yılmazın yönetmenliğinde büyük ses getiren ve başrollerini Kadir İnanırla birlikte paylaştıkları Selvi Boylum Al Yazmalımdı.

80ler, Şorayın hem özel hayatında hem de sinema kariyerinde önemli değişikliklerin gerçekleştiği yıllar oldu. Zira oyuncu, 1983te Rüçhan Adlıyla 20 yıl süren ilişkisini sona erdirdikten sonra, Şoray kanunlarının pek hükmü kalmamıştı. Kendisi gibi oyuncu olan Cihan Ünalla yine 1983te dünya evine giren Şorayın 1 yıl sonra annesi hayata gözlerini yumdu. 1985 yılında kızı Yağmur Ünal dünyaya geldikten sonra Şoray film çalışmalarına bir süre ara verdi ve 1987de Hayallerim Aşkım ve Sende başrolde oynadı. Aynı yıl Ünaldan boşanan Şoray, Rumuz Goncagül, Gramofon Avrat, Soğuktu ve Yağmur çiseliyordu gibi başarılı filmlerde rol aldı. 1993te Aziz Nesinin aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan Tatlı Betüş isimli TV dizisinde kamera önüne geçtikten sonra ona Altın Portakalda ikinci kez en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıracak olan Bir Aşk Uğruna 1994te vizyondaydı. Aynı yıl babasını bir yıl sonra da büyük aşkı Rüçhan Adlıyı kaybeden Sultan, Yerçekimli Aşklar, Nihavend Mucize gibi yapımlardan sonra, Türk televizyon tarihinde çok önemli bir yere sahip olan İkinci Baharda Hanım rolünü canlandırdı. 2001de TV izleyicisiyle Haluk Bilginerle başrolleri paylaştıkları Tatlı Hayat ile yeniden buluşan Şoray, 1997den sonra ilk kez uzun bir metrajlı bir filmle kamera önüne geçecekti: Gönderilmemiş Mektuplar.

Şoray, Mürüvvetsiz Mürüvvet ve Cemile isimli TV dizilerinden sonra 2006da Uğur Yücelin yönetmenliğini yaptığı Hayatımın Kadınısın isimli filmle izleyiciyle buluşmuştur.

Haziran 2015 ayında Muğlanın Menteşe ilçesinde çekimlerine başladıkları, senaryosunu Onur Ünlünün yazdığı ve Yağmur Ünalın yapımcılığını üstlendiği Uzaklarda Arama adlı filmin yönetmenliğini annesi Türkan Şoray yapacak. Yağmur Ünal, ayrıca bir hayat kadınını canlandıracağı bu filmde ilk defa oyunculuk da yapacak. Filmin oyuncuları ise Sevda Erginci, Doğa Konakoğlu, Eşref Kolçak, Tanem Sivar, Fırat Tanış, Kaan Urgancıoğlu, Suna Selen, Elif Atakan, Mustafa Uğurlu, Ekin Türkmen, Pınar Göktaş, Sercan Badur, Mehtap Bayri gibi oyuncular olmuştur.

Fatma Girik Kimdir?

Oyuncu. Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğitle birlikte Türk sinemasının 60lı yıllardan bugüne en önemli aktrislerinden biridir. Sert ve mağrur bakışları, haksızlıkların karşısında oluşu, sözünü esirgemeyen yapısıyla karakteristik rollerin oyuncusu olan Girik, bu özellikleri dolayısıyla Erkek Fatma adıyla anılmıştır. Köy temalı filmlerin de vazgeçilmez oyuncusu olmuş, çevirdiği 180den fazla filmle birçok ödülün sahibi olmuştur. 19881993 yılları arasında Şişli Belediye Başkanı olarak görev yapan Girik, Söz Fatoda isimli reality show programıyla toplumsal sorunlara farklı bir perspektiften bakıp, çözüm yolları aramıştır. Ezo Gelin, Keşanlı Ali Destanı, Büyük Yemin ve Acı aktrisin önemli filmlerindendir.

12 Aralık 1942de Münevver Girik ve Hayri Girikin üç çocuğundan biri olarak İstanbulda dünyaya geldi. Babası dalgıç, annesi ev hanımıydı. Müesser Girik ve Günay Girik isimlerinde iki kardeşi de olan Girikin çocukluğu Sultanahmette geçti. Cağaloğlu Ortaokuluna devam ederken, ailesine yardımcı olmak zorunda kaldığı için eğitimini ikinci sınıfta sonlandırdı. Girik, annesiyle birlikte filmlerde figüranlık yapmaya başlamıştı ve küçük rollerle izleyicinin karşısına çıkıyordu. İlk filmi yönetmenliğini ve senaristliğini Seyfi Havaerinin yaptığı Lekeydi. Lekeyi oyuncu olarak adından bahsettirmeyi başaramadığı birkaç iddiasız yapım daha izledi. Fatma Girikin performansıyla dikkatlerden kaçmayacağı film, Memduh Ünün yönetmenliğindeki 1960 yapımı Ölüm Peşimizdeydi. Memduh Ünle tanışıklığı Girikin hayatındaki dönüm noktalarından biri olacaktı. Zira o dönem Beşiktaşlı futbolcu Varol ile birlikteliğini sonlandırmış ve Ünle uzun soluklu bir birlikteliğin ilk adımını atmıştı.

Fatma Girik kendi ağzından sinemaya başlayışını şöyle anlatmaktadır :

12 yaşına gelince, gazete okuyan babamın karşısına geçtim; en kararlı ses tonuyla, Baba ben artist olmak istiyorum dedim. Babam biraz daha okumaya devam ettikten sonra gazeteyi katlayıp yanına koydu ve sadece Ne b.k olursan ol ama adam gibi ol dedi. Komşumuz Sezai Abi Yeni Sabah Gazetesinde işçiydi ama vakit buldukça filmlerde figüranlık yapıyordu. Annemle bana, Gelin sizi sete götüreyim dedi, ve anne-kız birlikte setlere gidip figüranlık yapmaya başladık. Bazı komşular Ana-kız filmlere gidiyor, kızını şıllık mı yapacak diye tepki gösterdi. 13 yaşındaydım, büyük hayaller kurmuyordum. Leventte bir villada oturur muyum, evde yardımcılarım olur mu, adıma ödüller konulur mu gibi şeyler aklımın ucundan bile geçmezdi. Tek derdim eve ekmek götürmekti. İlk olarak barda oturan bir kızı oynadım, elime 2.5 lira tutuşturdular. Bir sene sonra, 1957de 1000 TL karşılığında oyunculuğa başladım. Bu parayı eve getirip anneme verdiğimde mavi bir bluz ve muz istedim. Muz o kadar ulaşılmazdı ki bizim için o zamanlar; ilk kez 14 yaşında yedim.

İlk figüranlık yaptığım filmin yönetmeni Memduh Ündü. O yıllarda Muhterem Nurla büyük aşk yaşıyordu. Filmin başrol kadın oyuncusu Neriman Köksal, erkek oyuncusu da Talat Artemeldi. Dedem yaşındaki Talat Artemel elçi gönderip annemden beni isteyince annem setlere gitmemi yasakladı. Gönderdiği elçi de Memduh Ünün büyük aşk yaşadığı Muhterem Nurdu. Memduh Ün, Antalyada çektiği Murada Ereceğiz adlı filmde beni kesmeye başladı. O sıralar Memduh Ün 38, ben 15 yaşındaydım. Film bitti İstanbula geldik; Memduh bana, Bak sen çok küçüksün, böyle olmaz. Kendi dengin birini bul dedi ve özür dilercesine birşeyler söyledi, ayrıldık. Meğer Muhterem Nurla kavga edip ayrılmışlar, o küslük sırasında beni idare etmiş!

Ömer Lütfi Akad bir gün Memduh Ünü bir kenara çekti. Konuşuyorlar. Yıllar sonra Memduh anlattı; Böyle yeteneksiz kızlarla ne uğraşıyorsun? demiş. Memduh Ün de, Hayır Lütfi, onda bir ışık var. O ışık bir gün çıkacak ortaya diye cevap vermiş. Kemal Filmin sahibi Osman Seden de, benim için Daha çocuk diye düşünüyordu. O sırada setlerde makyajcı olarak çalışan Feridun Karakaya (Cilalı İbo) bana makyaj yapıp, Osman Sedene Nasıl olmuş? diye gösterdi. Osman Seden, Bu kadından bir b.. olmaz dedi. Memduh, Osman Sedene de Şimdi öyle pek kabiliyetli gözükmese de göreceksin bir gün çok açılacak, kendini gösterecek demiş. O zamanlar beyaz perdede olmak, sevdiğin biri elinden tutmuş gibi bir his verirdi.

İşte biz bu duygularla film çekiyorduk. İnsanlar bizi olduğumuz gibi sevdiler. çünkü biz beyaz perdede de kendimize yakın özellikte kadınları oynadık. Dürüst, samimi, fedakar, aşka ve gurura inanan. Gurur dolu bir uzun yolculuk oldu bizimkisi. Sinemada para kazanmadık. Sahneye çıktım; sinemada ün, sahnede para kazandım.

1959da Memduh Ünle tekrar birlikte olduğumuzda 16 yaşındaydım. O 39. Muhterem Nurdan ayrılmıştı. Beraber olmaya başladıktan sonra başkalarını sokmadık hayatımıza. Memduh Ün ile 50 yılı aşkın büyük bir aşk, sevgi, tutku, şefkat, saygı, olmazsa olmaz beraberlik yaşıyoruz. Bizim ilişkimizin içine biz her şeyi sığdırdık. Aşkı büyüttük, besledik, vazgeçilmez hale getirdik. Beni incitmedi, kadınlık gururumla hiç oynamadı. Onu anlatırken gözlerim doluyor, tüylerim diken diken oluyor. Daha da büyüyor aşk biçim değiştirdikçe, yok olma ihtimali hiç kalmıyor. O sen, sen o oluyorsun. Onu doktora götürmeyi kimselere bırakamam, ne yiyeceğini benden başka kimse düşünemez, ilaç saatini benim kadar iyi kimse bilemez, neden üzülüp, neye sinirlenip, neye sevineceğini ben kendim gibi bilirim ve hayatı onun için öyle kurgularım.

Civanmert, Duvaksız Gelin, Kısmetin En Güzeli ve Severek Ölenler gibi filmlerde izleyicinin karşısına başrolde çıkan Girikin popülaritesi giderek artıyordu. Fatma Girikin ağlatılan ve ezilen kadın rollerinden Erkek Fatma olarak anıldığı döneme geçişi 1962 yılında yine Memduh Ünün yönetmenliğini yaptığı Belalı Torun filmiyle oldu. Filmde bir erkeği canlandıran ve bunun için saçlarını kısacık kestiren aktris, gerçek hayatta da dobra dobralığı, sözünün eri oluşu ve haksızlığa tahammül edemeyen yapısıyla Erkek Fatma imajıyla örtüşüyordu.

Girik, filmografisinde oldukça önemli bir yerde duran Keşanlı Ali Destanı isimli yapımdaki oyunculuğuyla Antalya Altın Portakal Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandığında tarih 1965i gösteriyordu. Dönemin başarılı aktrisleri Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray ve Filiz Akın arasında kendisine ayrıcalıklı bir yer edinen Girik, sinemalarda filmleri en çok ilgi gören oyunculardan biri olmuştu.

1968 yılına gelindiğinde Girikin şarkıcılık kariyeri başlamıştı. Sinemadan sahneye geçenler içinde en başarılı olanlardan biriydi. Bu dönemde Öksüz, Vuruldum Bir Kıza, Köroğlu gibi yapımlarla kamera karşısına geçmeye devam eden aktrisin aynı yıl başrolde oynadığı Ezo Gelin isimli filmi büyük başarı kazandı. Behçet Kemal çağların romanından beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Orhan Elmastı. Köylü kızı imajını Ezo Gelinden sonra Boş Beşik ve birçok filmle daha sürdüren Girik, Anadoludaki kadınların sorunlarının işlendiği filmlerde güçlü bir oyunculuk sergiledi.

Fatma Girik 70li yıllarda kozmetik ve ev tekstili firmalarının reklam filmlerinde oynadı.

1987de Yeşilçamda yaşanan kriz sonrası bir TRT projesi olan Gönül Dostlarıyla TV izleyicisiyle buluşan Girik, bu dizideki başarılı performansıyla Kültür Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldü. Atılgan, sabırsız ve kendine güvenli, dik kafalı ve inatçı olması Fatma Girikin oyunculuğuna da gerçek hayattaki projelerine de yansıyordu. Bu özellikleriyle çizdiği sağlam imaj, halkla kurduğu samimi ilişki ve haksızlıkların karşısında olması nedeniyle 1988 yılında politikaya atılan Girik, Şişli Belediye Başkanı oldu. 1993 yılında görev süresi tamamlandıktan sonra, Söz Fatoda isimli reality show programıyla izleyicinin karşısına çıkan Girik, toplumsal sorunları irdeleyen ve çözümler arayan bu programa uzun süre devam etti.

1999da TV dizilerinin gördüğü yoğun ilgi üzerine bu formattaki projelerde görülmeye başlayan oyuncu, Bize Ne Oldu?, Benim İçin Ağlama ve Hasret gibi yapımlarda rol aldı.

Fatma Girik 2001 yılında İstanbul Uluslararası Film Festivalinde onur ödülüne layık görüldü.

Girik, 2005te yönetmenliğini Tunç Başaran ve Memduh Ünün birlikte yaptıkları Büyülü Fener ve yine aynı yıl çekilen Sinema Bir Mucizedir filmlerinde rol aldı.

Fatma Girik, 1959 yılından, öldüğü 16 Ekim 2015 tarihine kadar Sinema Yönetmeni Memduh Ün ile birlikte yaşadı. Bodrumda evlerinde yaşayan Fatma Girik, 17 kedisi ve 2 köpeği vardır.

Aldığı Ödüller

1965 - 2. Antalya film şenliği, Keşanlı Ali Destanı, en iyi kadın oyuncu

1967 - 4. Antalya film şenliği, Sürtüğün Kızı, en iyi kadın oyuncu

1969 - 1. Adana altın koza film şenliği , Büyük Yemin, en iyi kadın oyuncu

1969 - 1. Adana altın koza film şenliği, Ezo Gelin, en iyi kadın oyuncu

1971 - 3. Adana altın koza film şenliği, Acı, en iyi kadın oyuncu

1998 - 35. Antalya film şenliği, Sürtüğün Kızı, yaşam boyu onur ödülü

2001 - İstanbul Uluslararası Film Festivalinde onur ödülü

2007 - 18. Ankara Uluslararası Film Festivali, Aziz Nesin Emek Ödülü

Plakları

1965 - Aguş / Aşka Şepke

1975 - Aşk Düğümü / Su Sızmazdı Aramızdan

Filmleri

1954 - İstiklal Uğrunda

1956 - Yetimler Ahı

1957 - Memiş İş başında

1957 - Leke

1958 - Murada Ereceğiz

1958 - Memiş Gangsterler Arasında

1958 - Gönülden Ağlayanlar

1959 - Talihsizler

1959 - Sevdalı Gelin

1959 - Ömrümün Tek Gecesi

1959 - Eceline Susamışlar

1959 - çakır Eminem

1959 - Bağrıyanık

1960 - Vatan ve Namus

1960 - Üsküdar İskelesi

1960 - Telli Kurşun

1960 - Ölüm Peşimizde

1960 - Kaldırım çocuğu Kopuk

1960 - Fakir Şarkıcı

1960 - Civanmert

1960 - Cici Ktibem

1960 - Aşk Hırsızı

1960 - Aliii

1960 - çapkın Hırsız

1961 - Seviştiğimiz Günler

1961 - İki Damla Gözyaşı

1961 - Duvaksız Gelin

1961 - Boş Yuva

1961 - Avare Mustafa

1961 - Mahalleye Gelen Gelin

1962 - Sokak Kızı

1962 - Küçük Beyefendi

1962 - Kısmetin En Güzeli

1962 - Günahsız Aşıklar

1962 - Fosforlu Oyuna Gelmez

1962 - Fatoşun Bebekleri

1962 - Erkeklik Öldü Mü Atıf Bey?

1962 - çöpçatan

1962 - Belalı Torun

1962 - Cengiz Hanın Hazineleri

1963 - Zoraki Milyoner

1963 - Zifaf Gecesi

1963 - Yavaş Gel Güzelim

1963 - Yaralı Aslan

1963 - Katır Tırnağı

1963 - Hop dedik

1963 - Bulunmaz Uşak

1963 - Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri

1963 - Bire On Vardı

1963 - Bazıları Dayak Sever

1963 - Barut Fıçısı

1963 - Badem Şekeri

1963 - Kiralık Koca

1964 - Tophaneli Osman

1964 - Tatlı Sert

1964 - Öpüşmek Yasak

1964 - Öp Annenin Elini

1964 - Muhteşem Serseri

1964 - Köye Giden Gelin

1964 - Koçum Benim

1964 - Kırk Küçük Anne

1964 - Kimse Fatma Gibi Öpemez

1964 - Keşanlı Ali Destanı

1964 - Halk çocuğu

1964 - Galatalı Fatma

1964 - Fatoşun Fendi Tayfuru Yendi

1964 - Beş Şeker Kız

1964 - Varan Bir

1964 - Hizmetçi Dediğin Böyle Olur

1964 - Kanun Karşısında

1965 - Yıldız Tepe

1965 - Üç Kardeşe Bir Gelin

1965 - Sevişmek Yasak

1965 - Severek Ölenler (Kartalların Öcü

1965 - Seveceksen Yiğit Sev

1965 - Şenol Birol Gool

1965 - Şeker Hafiye

1965 - Şeker Gibi Kızlar

1965 - Kumarbaz

1965 - Korkunç İntikam

1965 - Hırsız

1966 - Bir Garip Adam

1966 - Altın Şehir

1966 - Yiğitler Ölmezmiş

1966 - Seni Bekleyeceğim

1966 - Ölüm Temizler

1966 - Kucaktan Kucağa

1966 - Kolsuz Kahraman

1966 - Karakolda Ayna Var

1966 - Koca Yusuf

1966 - Hedef Ankara

1966 - Fakir çocuklar

1966 - Fabrikanın Şoförü

1966 - Ben Bir Sokak Kadınıyım

1966 - Bana Bela Derler

1966 - Avare Kız

1966 - Aşkın Kanunu

1966 - Allahaısmarladık Yavrum

1966 - Namusum İçin

1967 - Zilli Nazife

1967 - Ya Sev Ya Öldür

1967 - Yaprak Dökümü

1967 - Son Gece

1967 - Ömre Bedel Kız

1967 - Kız Kolunda Damga Var

1967 - Kiralık Kadın

1967 - Karakolda Ayna Var

1967 - Hırsız Prenses

1967 - Dolmuş Şoförü

1967 - Ayşecik (Canım Annem)

1967 - Ağa Düşen Kadın

1967 - Sürtüğün Kızı

1968 - Vuruldum Bir Kıza

1968 - Öksüz

1968 - Nilgün

1968 - Köroğlu

1968 - Ezo Gelin

1968 - çöl Kartalı Şeyh Ahmet

1968 - Ana Hakkı Ödenmez

1969 - Vatan ve Namık Kemal

1969 - Menekşe Gözler

1969 - Erkek Fatma

1969 - Büyük Yemin

1969 - Boş Beşik

1970 - Sevenler Ölmez

1970 - Şoför Nebahat

1970 - Meçhul Kadın

1970 - Ham Meyva

1970 - Duyduk Duymayın Demeyin

1970 - Yarın Son Gündür

1971 - Solan Bir Yaprak Gibi

1971 - Satın Alınan Koca

1971 - Önce Sev Sonra Öldür

1971 - Mualla

1971 - Mahşere Kadar

1971 - Kerem ile Aslı

1971 - İki Ruhlu Kadın

1971 - Acı

1971 - Namus

1971 - Murat ile Nazlı

1973 - Toprak Ana

1973 - Kızgın Toprak

1973 - Kambur

1973 - Gönülden Yaralılar

1973 - Dağdan İnme

1974 - Önce Vatan

1974 - Kuma

1974 - Kara Peçe

1975 - Ağrı Dağı Efsanesi

1977 - Ölmeyen Şarkı

1977 - Meryem ve Oğulları

1977 - Hatasız Kul Olmaz

1977 - İntikam Meleği (Kadın Hamlet)

1978 - Yaşam Kavgası

1978 - Gelincik

1981 - Kanlı Nigar

1982 - Kaçak

1982 - Gülsüm Ana

1984 - Postacı

1984 - Nefret

1985 - Yılanların Öcü

1987 - Japon İşi

1987 - Hacer Ana

1987 - Gönül Dostları (Dizi)

1988 - Kadın Dul Kalınca

1988 - Sevgilerin En Güzeli

1988 - Bu Devrin Kadını

1988 - Tek Başına Bir Kadın

1988 - Dünya Fraggle (Dizi)

1989 - Namusun Bedeli

1990 - Gün Ortasında Karanlık

2000 - Benim İçin Ağlama (Dizi)

2001 - Bize Ne Oldu (Dizi)

2003 - Gurbet Kadını (Dizi)

2005 - Sinema Bir Mucizedir / Büyülü Fener

2006 - Hasret (Dizi)

2007 - Oğlum İçin (Dizi)

2009 - Altın Kızlar (Dizi)

2012 - Babalar ve Evlatlar (Dizi)

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır