Gülben Ergen vahşet hakkında ne dedi? Gülben Ergen'de tepki veren ünlüler listesine adını yazdırdı

Müzik dünyasının makenlere taş çıkartan güzel şarkıcısı Gülben Ergen, Kayseri’de yaşanan üvey anne skandalına kayıtsız kalmadı. Başarılı şarkıcı Gülben Ergen, üvey annenin iki küçük çocuğa yaptığı vahşeti sosyal medya platformu Instagram hesabından tepki gösterdi. Üvey annenin yaptıkları yanına kar kalırcasına 46 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Haberler 24.12.2015 - 13:47 Son Güncelleme : 19.07.2023 - 16:21

Müzik dünyasının makenlere taş çıkartan güzel şarkıcısı Gülben Ergen, Kayseride yaşanan üvey anne skandalına kayıtsız kalmadı. Başarılı şarkıcı Gülben Ergen, üvey annenin iki küçük çocuğa yaptığı vahşeti sosyal medya platformu Instagram hesabından tepki gösterdi. Üvey annenin yaptıkları yanına kar kalırcasına 46 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Sosyal medya platformu Instagram hesabından dünyalar tatlısı oğulları Atlas, Ares ve Güneyin uyurken çekilen fotoğrafını paylaşan Gülben Ergen çelik, fotoğrafın altına duygu dolu notunu düştü.

Güzel sanatçı Gülben Ergenin paylaşımı şu şekilde

Kayseride insan görünümlü kadının minicik çocuğa şiddetini izledim! Ayağının atına vurduğu sopayı... aç, aç ağzını diyerek çocuğun ağzına sokuşunu izledim! Yerde süründürüp tepetaklak ettiği çocuğun haykırışlarını dinledim! Yerimde duramıyorum! Ülkem insanının değerlerinden korkar oldum! Sevgisizlik şiddetin ilacıdır! Bu tesadüfen haberini gördüğümüz video! Görmediklerimiz bilmediklerimiz var... İçe atar çocuk bu acıyı... Sonra öyle bir çıkartır ki, yakar dünyayı! çünkü yaktılar onun dünyasını! Ayağının altı şiş çocuk... Yerde sürünmekten atleti dışa çıkmış çocuk... Sopa sokulan ağzı zonklayan çocuk... Sen ne hissediyorsun? Bizi öküzden ayıran duygunun adı merhametse sana sahip çıkalım çocuk... O kadının aldığı ceza ölüm olsa ne yazar? çocuk ne olacak çocuk? Pedagog lazım... Oyun terapisi lazım... İyilik lazım... Derin sohbetler etmek lazım... İçinde gömdüğünü dışa akıtması lazım... çocuklarımın varlıklarına şükür ederek o beyaz yastığa uzanıp dualara sığınacağım şimdi. çok acıyor canım ama çok...

Gülben Ergen Kimdir?

Gülben Ergen, 1972 doğumlu ünlü ses sanatçısı, sinema ve dizi oyuncusu. Mankenlikle başladığı kariyerinde Fırat, Marziye ve Dadı adlı dizileriyle tanınan Ergen, ayrıca albümleriyle de şarkıcılıkta kendini kanıtlamış bir isim. 2004 yılının eylül ayında Sultans of the Dance ve Anadolu Ateşi adlı şovlarıyla adını duyuran Mustafa Erdoğan ile evlenen Ergen, 18 Ocak 2007de bir erkek çocuk dünyaya getirdi.

Gülben Ergen Erdoğan, 25 Ağustos 1972de Mazhar ve Gülser Ergenin kızı olarak İstanbulda dünyaya geldi. İlkokuldan sonra Erenköy Kız Lisesinde orta öğrenimini tamamlayan Ergen, lise öğrenimini ise Kadıköy Ticaret Lisesinde aldı. Ergen, 1987de lise 2. sınıftayken katıldığı Sinema Yıldızı Yarışmasında 2. seçildi. Hürriyet Gazetesi tarafından düzenlenen bu yarışma sayesinde tanınan bir yüz haline gelen Ergen, liseyi bitirdikten sonra mankenlik yapmaya başladı.

1988 yapımı Bülent Ersoy ve İsmet Özhanın başrolünde olduğu Samim Değer filmi Biz Ayrılamayız (Mine rolünde), Ergenin ilk sinema filmi oldu. Yine 1988de Kartal Tibetin yönettiği ve Kenan Kalavla birlikte oynadığı Deniz Yıldızı filminin ardından, Cüneyt Arkın ile Av (1989), Serdar Gökhan ve Eşref Kolçakla birlikte ise Kanun Savaşçıları (1989) adlı filmler, 18indeyken kendisinden beş yaş büyük ağabeyini trafik kazasında kaybeden Ergenin oynadığı diğer filmler oldu.

Ergen, 1990da Orhan Kemalin ünlü eserini TRT ekranına taşıyan ve büyük beğeni toplayan Hanımın çiftliği adlı dizi filmde; Erol Taş, İlknur Bozkurt ve Fikret Hakanla birlikte rol aldı. 1991de Osman F. Sedenin senaryosunu yazıp yönettiği ve Halide Edip Adıvarın eserinden uyarlanan Yol Palas Cinayeti, 1992de ise yine Osman F. Seden imzalı İki Kız Kardeş adlı filmlerde, Aydan Şenerle birlikte kamera karşısına geçti.

1994te ünlü Maksim Gazinosunda, İbrahim Tatlısesin alt kadrosunda yer alan Gülben Ergen, aynı zamanda ünlü türkücünün Haydi Söyle adlı parçasının klibinde oynadı. Bunun ardından yine 1994de Tatlısesin başrolünde olduğu ve yönetmenliğini de üstlendiği Fırat adlı dizide rol aldı. Ergen, bu dizinin çekimleri sırasında Fırat Nehrinde geçen bir sahne sırasında kuvvetli akıntı nedeniyle çok zor anlar yaşadı.

Şarkıcılık konusunda da yeteneğini ortaya seren Ergen, 1997de Merhaba adlı ilk albümünü çıkardı. 1998de cuma, cumartesi ve pazar günleri, Bostancı Gösteri Merkezinde Huysuz Virgin (namı diğer Seyfi Dursunoğlu) ile Castra Castra Show adını verdikleri bir şov sergiledi. Televizyon izleyicileri için hazırladığı Gümbür Gümbür Gülbence programı ile hayran kitlesini iyice arttıran Gülben Ergenin atladığı önemli basamaklardan birisi de Kadir İnanır ile birlikte çevirdiği Marziye isimli dizi oldu. Diziye de ismine veren Marziye karakterini canlandıran Ergen, 1998-2000 yılları boyunca televizyon izleyicisini ekrana kitlemeyi başardı.

1999 yılında Avşa Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü başta olmak üzere birçok ödüle layık görülen Gülben Ergen, yıl biterken Kör Aşık adlı ikinci albümünü piyasaya sürdü. 2000 yılında Haldun Dormen ve Kenan Işık ile birlikte Dadı adlı dizide buluşan Ergen, Melek isimli bir dadıyı canlandırdığı bu komedi dizisinde de başarısını gösterdi ve Magazin Gazetecileri Derneği, 9. Altın Objektif Ödüllerinde 2000 yılının En İyi Kadın TV Yıldızı Ödülüne layık görüldü. Ergen aynı zamanda Altın Kelebek, 2000 yılının En İyi Kadın Oyuncusu Ödülünün de sahibi oldu.

1998-2001 yılları arasında TGRTde yayınlanan Gülbence adlı programı yayınlandı.

2001de genel yayın yönetmenliğini üstlendiği Gülbence isimli bir dergi çıkaran Ergen, 2003de Ali Sürmeli, Yasemin Kozanoğlu ve Deniz Türkali ile birlikte başrollerini paylaştığı, yayını sadece 8 bölüm süren Hürrem Sultan adlı dizide rol aldı. Ünlü kanuni ve Türk müziği orkestra şefi Taşkın Sabahla çalışmaya başlayan Ergen, son 4 albümünü de (Sade ve Sadece-2002, Uçacaksın-2005, 9+1 Fıkır Fıkır-2005 ve Gülben Ergen-2006) Sabahın müzik yönetmenliği eşliğinde hazırladı.

Gülben Ergen, 2004 yılının eylül ayında Sultans of the Dance ve Anadolu Ateşi adlı şovlarıyla adını dıyuran ve Yılmaz Erdoğanın da kardeşi olan Mustafa Erdoğan ile evlendi. Ergen, 18 Ocak 2007de Atlas ismini verdikleri bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Gülben Ergen Erdoğan ve Mustafa Erdoğan çifti, yakınları ve hayranları tarafından hastaneye gönderilecek çiçekler yerine, Tema Vakfı aracılığıyla bağışlanan fidanlarla gerçekleşen Atlas Bebek Ormanını oluşturdu. 2008 yılında müzik çalışmalarına devam eden sanatçı Aşk Hiç Bitmez adlı albümü ile müzik piyasasına güçlü bir dönüş yaptı.

14 Mayıs 2008 tarihinde atvde yayınlanmaya başlayan Gülben Ergenle Sürpriz adlı programı sunmuştur.

2010 yılında Gülben Ergen öncülüğünde başlatılan çocuklar Gülsün Diye kampanyasının devamı olarak çocuklar Gülsün Diye Derneği kuruldu. Gülben Ergenin başkanlığını, Araştırmacı Elvan Oktarın ise başkan yardımcılığını üstlendiği çocuklar Gülsün Diye Derneği, Türkiyede okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Şimdiye kadar; Tokat, Mardin, Trabzon, Erzurum, Sinop, Hatay, İstanbul, Aydın, Zolguldak,Van ve Sivasda olmak üzere toplam 11 anaokulu inşaatı tamamlaıp, içlerini çağdaş bir eğitim için gereken tüm materyallerle donatarak Milli Eğitim Bakanlığına teslim edildi.

Meyvesiz bir gün geçiremeyen Gülben Ergen, ev yemeklerini tercih ederken; sebze yemeklerini, köfte-patates kızartmasını ve sıcacık bir domates çorbasını en şık yemeğe tercih edermiş. Gülben Ergen, Anadolu Ateşi Grubunun kurucusu Mustafa Erdoğan ile 5 Eylül 2004 tarihinde evlendiler. 18 Ocak 2007de Atlas ismini verdikleri bir oğlu oldu. Daha sonra 22 Haziran 2009 tarihinde Ares ve Güney adını verdikleri ikiz oğulları dünyaya geldi. 11 Nisan 2012 tarihinde boşandılar.

Gülben Ergen, 16 Eylül 2013 tarihinde Show TVde yayınlanmaya başlayan GÜLBEN adlı programla ekranlara geri döndü. Programın ilk konuğu Okan Bayülgen olmuştur.

Gülben Ergen, 28 Eylül 2014 tarihinde TV sunucusu Erhan çelik ile İzmirin Selçuk ilçesinin Şirince köyünde evlendi.

Gülben Ergen, Acun Ilıcalının kanalı TV8de 3 Ağustos 2015 Pazartesi akşamı yayın hayatına başlayacak olan ve sunuculuğunu Acun Ilıcalının yapacağı Rising Star (Yükselen Yıldız) yarışmasında, Demet Akalın, Mustafa Sandal ve Fuat Güner ile birlikte jüri üyeliği yapacaktır.

Bülent Ersoy Kimdir?

Bülent Ersoy, 1952 yılında Malatyada dünyaya geldi. 1960 yılına kadar Malatyada kaldı. Daha sonra ailesiyle birlikte İstanbula göç etti. Esas adı Bülent Erkoçdur. çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Melahat Pars, Rıdvan Aytan gibi üstadlardan ve belediye konservatuarı hocalarından özel dersler aldı. İstanbul Belediye Konservatuarını bitiren değerli sanatçı, aldığı akademik terbiye vasıtasıyla hem Tanrı vergisi sesini hem de müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı buldu.

İlk olarak 1970 yılında Üsküdar Fıstıkağacında dönemin ilk aile gazinolarından birisi olan Özlem Aile Gazinosunda sahneye çıkarak sahne hayatına başladı. Fikret Torunun Sunar Konser Bürosu olarak düzenlediği ses yarışmasına katılarak bu yarışmada birinciliği kazanmış ve 1000 lira para ödülü almıştır. Sonrasında bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmıştır.

1971 yılında Saner Plaktan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada, güfte ve bestesi bestekr Muzaffer Özpınara ait Lüzm Lalmadı ve Neye Yarar Gelişin adlı eserleri seslendirdi. Sahneye ilk adımını 1974 yılında Büyük Maksim Müzikhollerinde attı ve müzik dünyasına bomba gibi düştü. Ancak gerçek soy ismi Erkoç olan sanatçının soyadı Müjdat Gezen tarafından Ersoy olarak değiştirilmiştir. Bu yıllardan itibaren gerek ismi gibi bülend-paye sesiyle gerekse hanımefendi kişiliğiyle Türk halkının beğenisini kazandı.

Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar Ekolünün temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında, akademik sanat kariyerinin de yüksek olması hasebiyle olağanüstü bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. Baharı Bekleyen Kumrular Gibi, Dert çekmeye Gidiyorum gibi her okuduğu şarkıyla grafiği sürekli yukarı tırmandı. O yıllarda TRTye, musikimizin bahtsızlığından ötürü kenara itilmiş, klasik makamlarda eski ve kalıcı eserler yorumladı. Yetmişli yılların ortasında daha da ileri giderek; o günkü müzik piyasasında pop, arabesk ve fantezi vb. gibi ticari şarkılar revaçta olmasına karşın Itrnin Tut- Mucize-I Gyanı gibi eserlerden oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında ki tüm hesapları altüst etti ve satış rekoru kırdı.

Ağustos 1980de İzmir Fuarında seyircilerden gelen tezahürat sonrası göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı, hakkında soruşturma açtı. Eylül 1980de İzmir Kordondaki evinde bir hkime hakaret edince tutuklanarak 45 gün hapis cezası aldı ve Buca Cezaevinde tutuklu kaldı.

14 Nisan 1981de Londrada Charring Cross Hastanesinde geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu, ancak pembe nüfus kağıdı alması yıllar sonra, sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özalın öncülüğünde çıkartılan bir kanun sayesinde oldu.

Bülent Ersoya 12 Eylül darbesi sonrası Haziran 1981de diğer travesti ve transseksüel sanatçılarla birlikte sahne yasağı getirildi. Bu dönemde kariyerine Almanyada devam eden sanatçı orada Türk filmlerinde oynamaya devam etti, bir müddet de Avustralyada yaşadı. 1988 yılında Türkiyeye döndü.

Yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce konser veren Bülent Ersoy, Düşkünüm Sana, Yaşamak İstiyorum, Biz Ayrılamayız ve Ablan Kurban Olsun Sana gibi satış grafiği çok yüksek albümlere imza attı. 1995 tarihini taşıyan Benim Dünya Güzellerim, S Müzik etiketiyle çıkan ilk albümü oldu. Selçuk Tekayın müzik yönetmenliğini, Özkan Turgayın aranjörlüğünü yaptığı albümde on şarkı seslendirdi. Aynı yıl janrına ve yorumuna uygun olarak Alaturka 95 adında bir albüm yaparak Klasik Türk Musikisine hizmetini de eksik etmedi. Muzaffer Özpınarın yönetmenliğini yaptığı albümde Hacı Arif Bey, Münir Nureddin Selçuk, Selahaddin Pınar, Kadri Şençalar, İsmail Hakkı Bey, Kemani Serkis Efendi gibi birçok üstdın eserlerine yorumuyla hayat verdi. Ondört eserin yeraldığı çalışmada; Aziz İstanbul, Dönülmez Akşamın Ufkundayım, Nerelerde Kaldın Ey Servi Nazım gibi klasik eserlerin yanında Alıverin Bağlamamı çalayım ve Karam adlı iki de anonim türküye de yer verdi.

1989 yılında Adanada verdiği bir konser sırasında bir seyirciden gelen çırpınırdı Karadeniz adlı isteği okumadığı için Hacı Tepe isimli kişi tarafından kurşunlanarak bir böbreğini kaybetti.

Bülent Ersoy, bir sonraki çalışmasını 1997 yılında yayınladı. Maazallah ismini taşıyan albüm, piyasaya sürülmeden dahi yüksek siparişler aldı ve büyük yankı uyandırdı. Albümün hazırlık aşamasında bu sefer Halil Karaduman ve Osman İşmenle çalışan sanatçı, popüler şarkılardan ve anonim türkülerden oluşan bir repertuar seslendirdi. Albüme ismini veren Maazallah adlı şarkısının video klibi ise büyük ses getirdi.Bülent Ersoyun son albümü ise 2002 senesinde çıkardığı Canımsın albümüdür.

Otuz yıla yaklaşan sanat yaşamında pek çok ilke imza atan Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi. 1980 yılında London Palladiumda ve 1983 yılında Madison Square Gardenda sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu. 30 Mart 1997te ise Ümmü Gülsümden sonra, etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne alan ilk sanatçı oldu. Dario Morenodan sonra Olympiada konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu.

Bugüne değin otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihine ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en önemli yorumcular arasında yer aldı. Müzik yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi, Japonyada ses laboratuvarlarında yapılan testler sonucu yüzde yüz kusursuz bulundu ve 1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi.

Ana Sayfaya Git