İşte Benim Stilim'in Nurella lakapli jürisi Nur Yerlitaş'ın ayrılma nedeni herkesi şaşırttı! Reklam krizi, Nur Yerlitaş neden ayrıldı, kimdir?

TV8’in fenomen programı İşte Benim Stilim’in fenomen jürisi modacı Nurella lakaplı Nur Yerlitaş'ın jürilikten ayrılma nedeninin para olduğu iddia ediliyor.Kemal Doğulu'nun yerine Hakan Akkaya, Nur Yerlitaş'ın yerine de Neslihan Yargıcı geliyor.

Haberler 13.12.2015 - 21:01 Son Güncelleme : 13.12.2015 - 21:01

TV8in fenomen programı İşte Benim Stilimin fenomen jürisi modacı Nurella lakaplı Nur Yerlitaşın jürilikten ayrılma nedeninin para olduğu iddia ediliyor. İşte Benim Stilim Ünlülerde jürilik yapmak istememesinin asıl nedeni Nurellanın oynadığı reklam filmlerinden yüzde 20 pay istemesi olduğu belirtiliyor.

Nur Yerlitaş ve Kemal Doğulunun koltuğuna kimler geliyor?

Kemal Doğulunun yerine Hakan Akkaya, Nur Yerlitaşın yerine de Neslihan Yargıcı geliyor.

İşte Benim Stilim

İşte Benim Stilim (eski adıyla Bu Tarz Benim), Production House tarafından yapılan moda yarışması programı. Öykü Serter tarafından sunulan yarışmanın jüri koltuğunda Nur Yerlitaş, Ivana Sert ve Kemal Doğulu bulunmaktadır, eleme gecelerinde ise jüriye Uğurkan Erez ve bir konuk jüri katılmaktadır.

İlk olarak Bu Tarz Benim adıyla Show TVde yayınlanmaya başlayan yarışma, yapımcı şirketin kanalla olan sözleşmesini feshederek tv8 ile anlaşması sonucunda 15 Eylül 2014te ikinci sezonu ile tv8de yayınlanmaya başlamıştır. Ancak Show TVnin Joker Yapım ile aynı adla bir program hazırlaması nedeniyle davalık olmuş, mahkeme kararı sonucu adını değiştirmek zorunda kalmış ve yayınına İşte Benim Stilim olarak devam etmiştir.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 23-24 Ocak 2015 tarihlerinde yayınlanan programla ilgili yarışma formatından çıkılarak reyting uğruna insan onurunun hiçe sayıldığı gerekçesiyle kanala ceza kesti.

Nur Yerlitaş Kimdir?

Nur Yerlitaş, 11 Aralık 1960 tarihinde İstanbul Vefada doğmuştur. Annesinin adı Saadet Yerlitaşdır. Benan adında bir kız kardeşi vardır. Dobralığı ile biliniyor. Bu yüzden sözünü sakınmak hiç ona göre değil. Kendisini dikişçi ve kostüm tasarımcısı olarak tarif ediyor. Bilindik ifadesiyle modacı olarak anılmak istemiyor. Bir dikiş atölyesi vardır.

80li yıllarda Paristen, Milanodan valiz içinde getirdiği kıyafetleri satarak modacılığa başlamış.

Kendisini Arızalı olarak tarif eden Nur Yerlitaş, stres atmak için bulaşık yıkıyor. Bazen gecenin bir saati geceliğinin üstüne palto giyip bir kafeye gidiyor.

Nur Yerlitaş, Nişantaşında ikamet etmektedir. İtalyanın Milano kentinde de yüksek tavanlı minik bir dairesi var. Mutfağında iki buzdolabı var. Birinde meyveler, içecekler, diğerinde pasta tipi yiyecekler bulunuyor.

Nur Yerlitaşın evinde iki yardımcısı var, banyoda hamam usulü yıkanıyor. Her sabah yardımcıları tarafından taslarla, keselerle yıkanıyor.

Derin Mermerciye de Bülent Ersoya da elbise dikiyor. Ajda Pekkan, Bülent Ersoy, Sibel Can, Petek Dinçöz ve Seda Sayanın sahne kostümlerini hep Nur Yerlitaş diker.

Nur Yerlitaş, 2007 yılında Show TVde Şebnem Dönmezin sunuculuğunu yaptığı Bak Kim Dans Ediyor adlı yarışmada jüri üyeliği yaptı.

2010 yılında Show TVde yayına giren Yemekteyiz adlı yarışmada Nur Yerlitaş, Barbaros Şansal, şarkıcı Cenk Eren, gazeteci yazar Ece Vahapoğlu ve eski Avrupa güzelimiz Neşe Erberk ile yarıştı. İlk gün Nur Yerlitaşın evsahipliği yaptığı Yemekteyize Seda Sayan da konuk olarak katıldı.

2011 yılında Show TVde yayınlanan Bugün Ne Giysem adlı yarışmada jüri üyeliği yaptı. Diğer jüri üyeleri ise Moda Tasarımcısı İvana Sert, Hakan Akkaya ve Kareograf Uğurkan Erez oldu.

Nur Yerlitaş, 2011 yılında Demet Akalının Türkan klibinde Türkan Şorayı canlandırdı. Klipte birçok ünlünün yanı sıra İzzet çapada rol aldı.

Kemal Doğulu Kimdir?

Uzun süre sanatçıların stylingini, imaj makerlığını, makjözlüğünü, kuaförlüğünü, fotorafçılığını ve modelistliğini yaptı. 2006 senesinde tanıştığı Hande Yenerin Hande Maxi adlı elektronic soundlı maxi singleında sanatçının fotorafçılığını, imaj markerlığını ve stylingini yaptı.

Hande Maxiden itibaren Hande Yener ile çok samimi olan Kemal Doğulu, sanatçının bundan sonraki albümlerinde sanat yönetmenliğini, imaj markerlığını, stylingini, fotorafçılığını ve kliplerinin de yönetmenliğini üstlendi. Şarkıcılığa başlaması ise bir gün Hande Yener, konserine kendi vokalisti gelmeyince Kemal Doğulu da çok cesurca Ben bu konserde vokalistliğini yaparım. Zaten kulağım da çok iyi. Gör, bak; konserden sonra sen bile çok şaşıracaksın. diyerek müzik yolculuğuna başladı. Hande Yener ve Erol Temizel Kemal Doğuluyu çok beğenip proje yapmaya karar verdiler. Bunun sonuncunda da Kemal Doğulu 2008 Yılının Ocak Ayında 1 Yerde adını verdiği verdiği elektronic soundlu maxi single çıkardı. Maxi singleın ilk klibi olarak maxi single ile aynı ismi taşıyan 1 Yerde adlı şarkıya çekildi ve yayına girmesinden kısa süre sonra bütün müzik kanalarında yayınlanmaya başladı. Şubatın başlarında MTV Türkiyede yayınlandı.

Martın başında ise MTVnin bütün dünyada yayınlanan kanalında yayınlandı ve kısa süre sonra World Chart Exskpress (World Top 10) listesinde de 1 numaraya kadar yükseldi, 4 hafta üst üste 1 numarada yer aldı. Maxi singleın 2.klibi ise Nedense, Nedense? adlı şarkıya çekildi. Klip Temmuz sonunda çekildi ve 3 Ağustos 2008 Pazar günü de ilk kez Kral Tvde yayınlandı. 4 Mart 2009 çarşamba günü 2.Projesini Albüm olarak piyasaya sürecek. Bu 2.Albümünde ise Kemel Doğulu çok faklı soundlar deneyerek yurt dışına açılmayı planlıyor.

Maxi Singleın Şarkı Listesi

1. 1 Yerde (Orijinael Version) 04.24

2. Nedense, Nedense? (T-ekspess Mix) 05.31

3. 1 Yerde (Erol Temizel Mix) 04.48

4. Nedense, Nedense? (Orijinael Version) 05.03

Klipleri

Bir Yerde (12 Ocak 2008 Cuma)

Nedense, Nedense? (3 Ağustos 2008 Pazar)

Hande Yener Kimdir?

12 Ocak 1973 İstanbul doğumludur. 1992 yılında Hülya Avşarın vesilesiyle Sezen Aksuyla tanıştı. 2 yıl Sezen Aksunun vokalistliğini ve asistanlığını yaptı. 2000 yılında ilk albümü Senden İbaret ile Türkiyede Disko Pop akımını başlattı ve çok büyük bir başarı yakaladı. Ardından 2002 yılında Sen Yoluna Ben Yoluma albümü ile Türk Pop Müzikinde kalıcı olduğunu kanıtladı. 2004 Yılında Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor albümüyle zirveye oturdu. Dünyaca ünlü yönetmen Luca Tommassini ile bu albümde çalışmaya başladı ve kaliteli şarkılarına birbirinden kaliteli klipler çekmeye devam etti. 2006 yılında tüm popülerliğini ve bir çok parayı hiçe sayarak büyük bir risk altına girdi ve Apayrı isimli albümde karşımıza çıktı. Bu albümle Elektronik Müzike hafif bir geçiş yaptı. Ardından Hande Maxi adlı Maxi Singleı ile bu duruşunda kararlı olduğunu gösterdi. Hiç durmadan çalışan Hande Yener 2007 yılında Nasıl Delirdim adlı albümüyle karşımıza çıktı. Bu albümde Elektronik Müziki başarılı bir şekilde uyguladı. Romeo adlı parçası haftalarca listelerde zirvede kaldı ve otoriteler tarafından tam not aldı. Türkiyeye Elektronik Müziki tam olarak kazandırmış oldu.

2008 yılında çıkardığı Hipnoz albümünde özel ses efektleri kullanıldı ve Elektronik Müzikteki başarısına bir yenisini daha ekledi. Nisan başında Hayrola adlı son stüdyo albümünü müzik severlerle paylaşan elektronik müziğin kraliçesi, albümdeki tüm sözleri kendi yazdı. Bu albüm için de birbirinden cesur pozlar veren Yener yine farkına ortaya koyacak tarzda. Albümde Teoman ile düet yapacakları parça Arsız yer alıyor. Hayrola adlı parçanın video klibi 21 nisan salı günü müzik kanallarında yayına girmiştir.Klibin yönetmenliğini Kemal Doğulu üstlenmiştir. Hande Yener Disco kralı programında hayrola parçası eşliğinde yaptığı cesur show ile oldukça ilgi çekmiştir. Bu albümde sanatçı şimdiden 15 televizyon programına ve 10 radyo programına konuk olmuştur. Hande Yener Hayrola promosyon kapsamında Balansta gazeteciler tarafından oldukça konuşulan bir konser vermiştir.Mayıs ayı içerisinde üniversite ve halk konserlerine başlayacağını Pal FM ve Beyaz Show programında hayranlarına açıklamıştır.

Makbule Hande Özyener, bilinen sahne adıyla Hande Yener, Türk şarkıcı ve söz yazarı. Ses getiren bir çıkış yaptığı yıllardan itibaren sık sık çıkardığı albümlerle Türk pop müziğinde kendine yer edindi. Müziğinin yanı sıra kıyafetleri ve sık değiştirdiği saç rengiyle adından bahsettirdi. Zaman zaman müzikal tarzında da değişiklikler yaptı, pop müzikten elektronik müziğe geçtiği dönemde yaptığı bakkal müziği tanımlaması yüzünden çeşitli tartışmaların içinde yer aldı. Kariyerindeki adımları ve kişiliği birçok kez incelenerek yorumlandı, bazen Türk Pop Müziğinin Kraliçesi şeklinde anıldı. Bunun bir sonucu olarak onuncu stüdyo albümüne Kraliçe (2012) adını verdi.

Kadıköy, İstanbulda doğan Hande Yener, ortaokul eğitimi sonrasında ailesi konservatuvara gitmesine izin vermeyince Erenköy Kız Lisesine başladı ancak bu okulu ikinci sınıfta terk ederek evlendi. Küçük yaşlarından beri hayalini kurduğu şarkıcılığı yapmak için Sezen Aksuya ulaşmaya çalıştı ve tezghtarlık yaptığı mağazaya gelen Hülya Avşar aracılığıyla Aksuyla tanıştı. Aksunun yanında bir dönem geri vokallik yaptıktan sonra Altan çetin ile çalışarak hazırladığı ilk stüdyo albümü Senden İbareti 2000 yılında yayımladı. Bu albümün ardından MÜ-YAP sertifikalı Sen Yoluna... Ben Yoluma... (2002), Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor (2004) ve Apayrı (2006) dahil olmak üzere çeşitli başarılar yakalayarak 2000lerin en iyileri arasında gösterilen albümler hazırlayıp satışa sundu. Yalanın Batsın, Sen Yoluna... Ben Yoluma..., Acele Etme, Kırmızı, Kelepçe, Aşkın Ateşi, Kim Bilebilir Aşkı, Romeo, Sopa, Bodrum, Ya Ya Ya Ya, Naber ve Sebastian gibi birçok şarkısı hit oldu.

Yener, hayranı olduğu ve birçok yerde övgüyle bahsettiği Madonna başta olmak üzere birçok isimden etkilendi. İmajı, klipleri ve performansları Madonnanın da aralarında bulunduğu çeşitli kişilerle benzer bulunarak sıkça karşılaştırıldı. Uzun yıllar dinlenebilecek albümler yapmayı istediğini ve müziğini güncel tutma çabası içinde olduğunu ifade etti. Türkiyede 2000li yıllarda tek bir albümü bir milyondan fazla satan az sayıdaki şarkıcıdan biri olarak kayıtlara geçti. 2013te YouTubeda en çok izlenen Türk şarkıcı oldu. Aynı yıl kısa bir dönem ses yarışması Veliahtın jüri koltuğunda oturdu. LGBT topluluğu tarafından bir gay ikonu olarak görülen Yener, 2008de Kraliçe Fabrikada filmine gey ikonu olarak konuk oldu. 2015te iş hayatına atılarak Muğlada Sebastian Beach Club adlı gece kulübü ve plajı işletmeye başladı. Bugüne kadar dört Altın Kelebek Ödülü ve dört Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere onlarca ödül kazandı.

Türkan Şoray Kimdir?

28 Haziran 1945de devlet demir yollarında memur olan Halit Şoray ve ev hanımı Meliha Şorayın kızı olarak İstanbulda dünyaya geldi. Ekonomik açir ailesi olan Şoray, öğrenimine Rami Taş okulunda başladı. Sürekli olarak mahalle değiştirdiklerinden, farklı okullara devam etmek zorunda kalan Şoray, ilköğrenimini 1956da Feriköy İlkokulunda tamamladı.

Şorayın babası bir süre sonra işini bırakıp polis memuru oldu, annesi ise bir lastik fabrikasında çalışmaya başladı. Zorlu yaşam koşulları sebebiyle Şoray, küçük yaşta evin işleriyle ilgilenmek zorunda kalmıştı. 1954te kız kardeşi Nazan Şoray dünyaya geldikten sonra anne babası arasındaki geçimsizlik üst noktalara ulaşmıştı ve çift boşanma kararı aldı. Kız kardeşiyle birlikte annesinde kalan Şoray, liseye devam ediyordu. Boşanma sonrası Karagümrükteki Sarmaşık Sokaka taşınan aileyi yine zorlu günler bekliyordu. Ancak Şorayın ev sahiplerinin kızı Emel Yıldızla taşınması hayatının dönüm noktalarından biri olacaktı. Yıldız sayesinde Yeşilçama adım atan Şorayı o dönem Nisan Haperin asistanı olan Türker İnanoğlu keşfedecekti. Köyde Bir Kız Sevdim filmindeki rol için önceden Emel Yıldızla anlaşılmasına rağmen Şoraya şans verildi. Annesi Meliha Şoray kızının aktris olmasını istemediği halde maddi sıkıntıları yüzünden çalışmasına onay vermişti. İlk filmi için kamera önüne geçen Şorayı sinemada uzun soluklu bir kariyer dönemi bekliyordu.

O dönemde henüz 15 yaşında olan ve Şadi çadırcı ile nişanlı olan Şoray, ilk filminden sonra yeni teklifler almaya başlamıştı. Bir süre sonra çadırcıdan ayrılıp İnanoğlu ile nişanlanan oyuncu, Aşk Rüzgarı ve Utanmaz Adam filmlerinden sonra basının da dikkatini çekmeye başladı ve dönemin ün yapmış haftalık popüler dergilerinden Sinema için kapak kızı seçildi. Şorayın 15 Mart 1961de basılan dergiyle artık yüzü tanınmaya başlamıştı. Sinema dergisinin ardından Artist, Büyük Gazete ve Ses gibi yayınlarda da görüldü.

Eylül 1962de bir film setinde tanıştığı Rüçhan Adlının Şorayın hayatında önemli bir rolü olacaktı. Zira baba sevgisini kendisinden 23 yaş büyük olan Adlıda bulan Şoray, bu ilişkisini yirmi yıl gibi uzun bir süre sürdürecekti. Rüçhan Adlının evli olması nedeniyle magazin basınında haklarında birçok şey yazılıp çizilen çift, tüm olumsuzluklara rağmen birlikte olmayı seçmişlerdi. Şorayın Sultan olarak anılmasında ve Şoray Kanunları olarak nitelendirilen kurallarının oluşmasında Rüçhan Adlının büyük rolü vardı. Zira Adlı, Şorayın her filmde rol almasını istemiyor, dekolte giymesine, filmlerdeki ağır çalışma koşullarına ve öpüşmesine karşı çıkıyordu. Adlı, oyuncuya bazı kısıtlamalar getiriyordu ve ona Sultanım diye hitap ediyordu. Bu hitap biçimi daha sonra dönemin ünlü yayınlarında haber oldu ve Şoray, Sultan lakabıyla anılmaya başladı.

Şoray Otobüs Yolcularından sonra, aktris olarak kendini iyice yetiştirmiş olduğu görülen Acı Hayatta rol aldı. Sinema yazarları tarafından Yılın filmi seçilen Acı Hayat, Şoraya 1964te I. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırdı. Şoray, filmografisi için oldukça önemli olan bu filmdeki rolüyle sinema eleştirmenleri ve senaristlerden büyük övgüler aldı.

Şoray sayesinde ailesinin maddi durumu da düzelmiş, üst üste çektiği filmlerle oyunculukta kendine sağlam bir yer edinmeye başlamıştı. Dönemin ünlü yapımcıları ve film şirketi sahipleri Murat Köseoğlu (Aca Film), Osman Seden (Kemal Film), Nevzat Pesen (Pesen film) Şorayı filmlerinde oynatabilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. Oyuncu 60lı yıllara çok kısa sürede damgasını vurmuş, 1965te Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akınla birlikte Türk sinemasının en iyi dört kadın oyuncusundan biri olmuştu. Aynı yıl rol aldığı Sürtük adlı film, Türk sinema tarihi açısından önemliydi, zira inanılmaz bir seyirci rakamına ulaşmış, Şorayı büyük bir yıldız yapmış ve gazino filmleri dönemini başlatmıştı.

Ancak 1966dan sonra yapımcıların para makinesi olarak gördüğü Şoray, ardı ardına benzer konulu filmler çekmeye başlamıştı ve sinemalarda sadece Şoray filmleri gösteriliyordu. Bu durum oyuncunun filmlerine gösterilen ilgiden kaynaklanıyordu ancak sinema izleyicisinde bir süre sonra bıkkınlık yaratmaya başlamıştı.

70lerin başında yine zirvede görünen Şoray, 1972 yılıyla birlikte mesleki yaşamında yeni bir döneme başladı. Zira film sayısını ciddi anlamda azaltma kararı almıştı. Aynı yıl çektiği Cemo ve Dönüş filmleriyle başarı kazanan Şoray için Dönüş filmi ayrı bir önem taşıyordu. çünkü oyuncunun ilk yönetmenlik deneyimiydi. Tepkilerle karşılaşsa da o dönemde hapiste olan Yılmaz Güneyden rejisörlüğü için kutlama mesajı alan Şorayın kendine güveni arttı. Film yılın en büyük hsılat getiren yapımı olmasının dışında 1973 yılında Moskova Film Festivalinde özel bir ödül aldı. İkinci yönetmenlik denemesi olan Azapta için 1973te kamera arkasına geçen Şoray, ilki kadar başarılı olamadı.

70li yıllarda ortaya çıkan porno film furyasının yanında muhtıra nedeniyle de Şoray, bu süreç içinde çok az yapımda yer aldı. Bunlardan biri de Atıf Yılmazın yönetmenliğinde büyük ses getiren ve başrollerini Kadir İnanırla birlikte paylaştıkları Selvi Boylum Al Yazmalımdı.

80ler, Şorayın hem özel hayatında hem de sinema kariyerinde önemli değişikliklerin gerçekleştiği yıllar oldu. Zira oyuncu, 1983te Rüçhan Adlıyla 20 yıl süren ilişkisini sona erdirdikten sonra, Şoray kanunlarının pek hükmü kalmamıştı. Kendisi gibi oyuncu olan Cihan Ünalla yine 1983te dünya evine giren Şorayın 1 yıl sonra annesi hayata gözlerini yumdu. 1985 yılında kızı Yağmur Ünal dünyaya geldikten sonra Şoray film çalışmalarına bir süre ara verdi ve 1987de Hayallerim Aşkım ve Sende başrolde oynadı. Aynı yıl Ünaldan boşanan Şoray, Rumuz Goncagül, Gramofon Avrat, Soğuktu ve Yağmur çiseliyordu gibi başarılı filmlerde rol aldı. 1993te Aziz Nesinin aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan Tatlı Betüş isimli TV dizisinde kamera önüne geçtikten sonra ona Altın Portakalda ikinci kez en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıracak olan Bir Aşk Uğruna 1994te vizyondaydı. Aynı yıl babasını bir yıl sonra da büyük aşkı Rüçhan Adlıyı kaybeden Sultan, Yerçekimli Aşklar, Nihavend Mucize gibi yapımlardan sonra, Türk televizyon tarihinde çok önemli bir yere sahip olan İkinci Baharda Hanım rolünü canlandırdı. 2001de TV izleyicisiyle Haluk Bilginerle başrolleri paylaştıkları Tatlı Hayat ile yeniden buluşan Şoray, 1997den sonra ilk kez uzun bir metrajlı bir filmle kamera önüne geçecekti: Gönderilmemiş Mektuplar.

Şoray, Mürüvvetsiz Mürüvvet ve Cemile isimli TV dizilerinden sonra 2006da Uğur Yücelin yönetmenliğini yaptığı Hayatımın Kadınısın isimli filmle izleyiciyle buluşmuştur.

Haziran 2015 ayında Muğlanın Menteşe ilçesinde çekimlerine başladıkları, senaryosunu Onur Ünlünün yazdığı ve Yağmur Ünalın yapımcılığını üstlendiği Uzaklarda Arama adlı filmin yönetmenliğini annesi Türkan Şoray yapacak. Yağmur Ünal, ayrıca bir hayat kadınını canlandıracağı bu filmde ilk defa oyunculuk da yapacak. Filmin oyuncuları ise Sevda Erginci, Doğa Konakoğlu, Eşref Kolçak, Tanem Sivar, Fırat Tanış, Kaan Urgancıoğlu, Suna Selen, Elif Atakan, Mustafa Uğurlu, Ekin Türkmen, Pınar Göktaş, Sercan Badur, Mehtap Bayri gibi oyuncular olmuştur.

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır