Kanuni'den İzmir 1918'e uzanan Halit Ergenç dizi yolculuğu! Halit Ergenç diziyi red mi etti? kimdir?

Muhteşem Yüzyıl Süleyman Han ile izleyicilerinin karşısına çıkan ve üzerine mıhlanmış rolü ile de tam not alan Halit Ergenç, dizileri bırakacak mı? Halit Ergenç ekranlara veda mı edecek? şeklinde kafalarda yer edinen açıklamalar! Halit Ergenç kimdir?

Haberler 25.03.2016 - 21:02 Son Güncelleme : 25.03.2016 - 21:02

Muhteşem Yüzyıl Süleyman Han ile izleyicilerinin karşısına çıkan ve üzerine mıhlanmış rolü ile de tam not alan Halit Ergenç, dizileri bırakacak mı? Halit Ergenç ekranlara veda mı edecek? şeklinde kafalarda yer edinen açıklamalar! Halit Ergenç kimdir?

En son Kanuni Sultan Süleyman rolüyle karşımıza çıkan Halit Ergenç yeni bir dönem dizisiyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Ergençin partneri ise güzel oyuncu Cansu Dere...

Halit Ergenç, yeni bir dönem dizisiyle ekrana dönecek. Muhteşem Yüzyıl adlı tarihi dizide Kanuni Sultan Süleyman karakterine hayat veren oyuncu, yeni projesi için hazırlıklara devam ediyor. Uzun bir süre ekrandan uzak kalan Ergenç, bir ay önce O3 Productions şirketiyle sözleşmesini yenilemişti. Aylar süren çalışmalar sonucunda Ergençin rol alacağı dizinin senaryosu yazılmaya başlandı. Senaryo yazma süreci kapsamında Ergençin de fikri alındı.

ÜçÜNCÜ KEZ BİRLİKTE

Yine bir dönem dizisinde başrol oynayacak Ergençin partnerinin ise Cansu Dere olacak. Yapım şirketi konuyla ilgili Önceliğimiz senaryonun son halini Halit Ergençin beğenmesi. Ergençle birlikte rol alacak kadın oyuncuya en son onay verilecek açıklamasını yaptı. 2009 yılında Acı Aşk adlı filmde birlikte başrolü paylaşan Cansu Dere ve Halit Ergenç, Muhteşem Yüzyılda da beraber rol almıştı. Dere, Kanuni rolüne hayat veren Ergençin cariyesi olarak izleyici karşısına geçmişti. Dere ve Ergenç, bu projeyle üçüncü kez birlikte rol alacak.

Kaynak: Hürriyet

HALİT ERGENç BİYOGRAFİSİ

Halit Ergenç, 1970 doğumlu tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu. Zerda ve Aliyedizilerinde canlandırdığı karakterlerle tanınan Ergenç, izlenme rekorları kıran1001 Gece dizisinde, iş adamı Onur Aksal rolüyle televizyon ekranlarında oldu. 2011 yılından beri Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni Sultan Süleymanı canlandırdı. Halit Ergenç, 30 Nisan1970de İstanbulda dünyaya geldi. Müzisyen ve oyuncu olan babasıMehmet Sait Ergençin ikinci evliliğinden olanoğluydu ve aile içindeki huzursuzluklarla büyüdü. Anne ve babası ilkokula girdiği sene ayrıldı. Babası daha sonra yeniden evlenen Ergenç, annesi Yüceışıka daha yakındı.

Beşiktaş Atatürk Lisesini bitirdikten sonra, 1989da İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Bölümüne girdi. Burada geçirdiği bir senenin ardından müziğe yönelen Ergenç, gizlice girdiği konservatuar sınavıylaMimar Sinan Üniversitesi, Opera Bölümünü kazandı. Daha sonra Müzikal Tiyatro Oyunculuğu Bölümünün açılmasıyla buraya geçiş yapan Ergenç, okuduğu yıllarda bilgisayar operatörlüğü ve pazarlamacılık gibi işlerde çalıştı. Para kazanmak için paspas da sattı, karaborsa bilet de. Pencerelere güvenlik ve güneş filmi de yaptı, İstanbul Festivalinde nota çevirmenliği de, yer göstericilik de... Tekstil fuarında robot kılığında robot dansı da yaptı.

Lise döneminde şarkı söylemeye başlayan ve okul orkestrasında solist olan Ergenç, 3 yıl boyunca Ajda Pekkan ve Leman Sama vokalistlik yaptı. Aynı dönemde dans öğretmenliği de yaptı ve Ajda Pekkanın konserlerinde dansçı olarak yer aldı.

1996da Dormen Tiyatrosunda oynamaya başladı. Kral ve Ben adlı müzikalde başrol oynayan Ergenç yine 1996da Karamelek dizisinde Kürşat rolüyle dizi oyunculuğuna adım attı. Müzikal, opera ve bale alanında Kiss Me Kate, Tatlı Charity, Beni Seviyor, Kral ve Ben, Amphitrion 2000, Evita, Hayalet ve Ötekiler, Şarkılar Susarsa gibi çalışmalarda yer aldı. Köşe Kapmaca (1996) ve Böyle mi Olacaktıda (1997) oynadıktan sonra 2000de gittiği New Yorkta, The Adventures of ZAK adlı müzikalde oynadı.

Hiç Yoktan Aşk (Erdal rolünde-2000), Ölümün El Yazısı (2000) adlı filmlerde ve Dedem, Gofret ve Ben (Vedat rolünde-2001) adlı dizide oynadıktan sonra, Ece Uslunun başrolünde olduğu Zerdada Devran isimli karakteri canlandırdı.

Bugün Git Yarın Gel, Popcorn, Arapsaçı, Sevgilime Göz Kulak Ol gibi tiyatro oyunlarında yer alan Ergenç, 2004de Aliye dizisinde Sinan rolünde ekranlara geldi. Daha önce Karamelekte rol arkadaşı olan Sanem çelikle ve Nejat İşlerle birlikte oynayan Ergenç, bir süre boyunca da Büyük Teklif adlı bir yarışma programını sundu.

6. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali kapsamında düzenlenen bir söyleşiye katılan Halit Ergenç, vatandaşlara televizyon izlememe çağrısında bulunarak şunları söyledi:

Siz evinizde oturup televizyonun başında gününüzü geçirdikçe asosyal oluyorsunuz. Komşunuzdan kopuyorsunuz. Özellikle çocuklar için bu çok büyük tehlike. çünkü çocuklar belli bir süre sonra sokakta oynamamaya başlıyor. Arkadaşlarını göremiyor. Televizyon da bunu yapıyor. Ben televizyona iş yapıyorum, dizilerde oynuyorum. Ama ben televizyon izlemiyorum. Bu çarkın içindeyim, ama çocuğuma da televizyon izlemesini tavsiye etmem. Sizlere de etmiyorum. Bazen sabah evde vakit geçirmek için televizyonu açıyorum. Ama herkes birbiriyle kavga ediyor. Bağrış çağrış var. Diyorsunuz ki bedava. Bedava değil bu. Özgürlüğünüz elinizden gidiyor. Bunun da bedeli yok.

Ayrıca bir öğrencinin Aliyeyi mi yoksa Şehrazatı mı daha çok seviyorsunuz? şeklindeki sorusuna da, Aliyeyi Sinan, Şehrazatı da Onur daha çok seviyor yanıtını verdi.

2005de Babam ve Oğlum filminde yer alan Ergenç, 2006 yılında The Net 2.0 (Ivanakov rolünde), Tramvay (Nezih rolünde) ve İlk Aşk olmak üzere 3 filmde rol aldı. İzleyicinin büyük ilgisini çeken 1001 Gece adlı dizide iş adamı Onur Aksalı canlandırmaya başlayan Ergenç, dizide Bergüzar Gökçe Korel, Tardu Flordunve Ceyda Düvenci ile başrolleri paylaştı.

Marlon Brandonun Bir aktörün başına gelebilecek en kötü şey, kendi hakkında yaratılan efsaneye inanmasıdır sözünü beğenen Ergenç, Benim onlara adım atmamı beklemeden, insanlar bana adım atıyorlar artık diyor ve şöhretin sıradan insanlarla hiç yüz yüze gelmemek anlamına geldiği bir piyasada, insanlarla konuşabildiği için ünlü olmayı seviyor.

Halit Ergenç, çok bağlı olduğu ve sevdiği özürlü kız kardeşinden öğrendikleriyle bir özürlüyü canlandırmayı düşünüyor ve kendi senaryosunu yazmak istiyor.

Halit Ergenç askerliğini Kütahyada Bedelli olarak yapmıştır.

2011 yılı başı itibariyle Show TV ve Star TV de yayınlanan Muhteşem Yüzyıl dizisinde Osmanlı Devletinin en parlak devrinin padişahı Kanuni Sultan Süleyman karakterini canlandırdı. Yönetmenliğini Taylan Biraderlerin yaptığı, yapımcılığını Timur Savcının üstlendiği, senaryosunu Meral Okay ve Meral Okayın ölümünden sonra Yılmaz Şahinin yaptığı Muhteşem Yüzyıl dizisinde; Halit Ergenç, Meryem Uzerli, Vahide Gördüm, Nebahat çehre, Okan Yalabık,Burak Özçivit, Ozan Güven, Mehmet Günsür, Nur Fettahoğlu, Selma Ergeç,Pelin Karahan, Merve Boluğur, Engin Öztürk, Aras Bulut İynemli, Berrak Tüzünataç, Deniz çakır, Meltem Cumbul, Sarp Akkaya gibi oyuncular rol almıştır.

Halit Ergenç, 2007 yılında Gizem Soysaldı ile evlendi. 2008 yılında boşandı. 7 Ağustos 2009 tarihinde oyuncu Bergüzar Gökçe Korel ile evlendi. Ali (d.Şubat 2010) adında bir oğlu var.

Ödülleri : 2009 - Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro ödülü, En iyi Erkek Oyuncu

2006 - Altın Kelebek Ödülleri, En iyi Erkek Oyuncu

Tiyatro Oyunları :

2000 - Bugün Git Yarın Gel / Yön: Haldun Dormen 1998 - Popcorn / Yön: Haldun Dormen 1997 - Arapsaçı / Yön: Haldun Dormen 1996 - Sevgilime Göz Kulak Ol / Yön: Haldun Dormen

Müzikal, Opera ve Bale: 2002 - Kiss Me Kate / Yön: Altan Günbay 2001 - The Adventures of ZAK_New York / Yön: Dan Richenbach 2000 - Amphitrion 2000 / Yön: Haldun Dormen 1999 - Tatlı Charity / Yön: Tony Stevens 1999 - Beni Seviyor / Yön: Önder Göksever 1997 - Evita, Hayalet ve Ötekiler / Yön: Haldun Dormen 1996 - Kral ve Ben / Yön: Haldun Dormen

1995 - Şarkılar Susarsa / Yön: çetin Akcan

Film ve Dizileri : 2011 - 2014 Muhteşem Yüzyıl (dizi) 2010 - Misafir (Sinema) 2009 - Dersimiz Atatürk (Sinema) 2009 - Acı Aşk (Sinema) 2008 - Devrim Arabaları - Yön: Tolga Örnek (Sinema) 2007 - Terrayı Kurtarmak (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi) 2006 - Tramvay(Sinema) 2006 - İlk Aşk - Yön: Nihat Durak (Sinema) 2006 - 2008 Binbir Gece (dizi) 2005 - The Net 2.0 - Yön: Charles Winkle (Sinema) 2005 - Babam ve Oğlum - Yön: çağan Irmak (Sinema) 2004 - Aliye (dizi) 2003 - Şapkadan Babam çıktı(dizi) 2003 - Okul (Sinema Filmi) 2003 - Esir Şehrin İnsanları (dizi) 2003 - Baba (Kartal) (dizi) 2002 - Zeybek Ateşi (dizi) 2002 - Zerda (dizi) 2002 - Kumsaldaki İzler (dizi) 2002 - Azad (dizi) 2001 - Dedem, Gofret ve Ben (dizi) 2000 - Ölümün El Yazısı - Yön: Feyzi Tuna(Sinema) 2000 - Hiç Yoktan Aşk (dizi) 2000 - Hiç Yoktan Aşk - Yön: Filiz Kaynak (Sinema) 2000 - Dadı (dizi) 1998 - Ölümün El Yazısı (TV Filmi) 1997 - Böyle mi Olacaktı (dizi) 1996 - Tatlı Kaçıklar (dizi) 1996 - Köşe Kapmaca (dizi) 1996 - Gurbetçiler (dizi) 1996 - 1999 - Kara melek 1994 - Gülşen Abi (dizi)

Kanuni Sultan Süleymanı tanıyalım

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN BİYOGRAFİSİ

Kanuni Sultan Süleyman, 10. Osmanlı Padişahı. 46 yıllık padişahlık dönemindeTürk hakimiyeti doruk noktasına ulaşırken, Osmanlı en yüksek dönemini yaşadı. 27 Nisan 1495 tarihindeTrabzonda dünyaya gelen Kanuninin babası Yavuz Sultan Selim, annesi deHafsa Hatundu. Babası tarafından küçük yaşlarından itibaren yetiştirilmeye başlanan Kanuni, çok iyi bir tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve babaannesiGülbahar Hatundan alan Kanuni, yedi yaşına gelince öğrenimine devam etmesi için İstanbula, dedesi Sultan II. Bayezidin yanına gönderildi. Süleyman, İstanbulda Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendiden aldığı tarih, fen, edebiyat ve din derslerinin yanı sıra, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu.

Birkaç sene babası Yavuz Sultan Selimin yanında kalan Şehzade Süleyman,1509da kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisara oradan da Bolu, kısa bir süre sonra da annesinin doğum yeri olan Kırımdaki,Kefe sancakbeyliğine atandı.

Yavuz Sultan Selimin 1512de tahta geçmesi üzerine İstanbula çağırılan ve babasının kardeşleriyle mücadeleleri sırasında İstanbulda kalarak babasına yardım eden Süleyman, bu dönemde Saruhan sancakbeyliği de yaptı. Yavuz Sultan Selimin ölümü üzerine, 30 Eylül 1520de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçen ve kardeşleri arasında tek erkek çocuk kendisi olduğu için tahta geçişi kolay ve kavgasız olan Süleyman, hükümdar olmasından bir yıl sonra Belgradı Osmanlı topraklarına kattı.

Babasının yaptığı yeniliklerle sağlamlaşmış temeller üzerinde duran bir devletin başına geçen Kanuni, iç bunalımlarla çok uğraşmasına gerek kalmadan Batıdünyasını inceleme ve Osmanlıyı gözlemlerine dayanarak geliştirme fırsatını buldu.

Yavuz Sultan Selim döneminde Mısırın alınmasının ardından, Şam Valisi olarak atanan Canbirdi Gazelinin çıkardığı ilk isyanla başlayan bir dizi isyanı kontrol altına almaya çalışan Kanuni, amacı Memlük Devletini yeniden kurmak olan Canbirdi Gazeliyi, Ocak 1521de Dulkadiroğullarından Şehsuvaroğlu Ali Beykomutasındaki Osmanlı kuvvetleriyle bozguna uğratılarak yakalattı ve idam ettirdi. Takip eden yıllarda yine Mısırda sadrazamlık hakkının kendisinde olması gerektiğini savunan Ahmet Paşa, Anadoluda Safevilerin desteğiyle ortaya çıkan Kalender çelebi ve 1527de vergi sistemini bahane ederek ayaklananBaba Zünnun isyanlarıyla uğraşan, Kanuni Sultan Süleyman, çıkarılan bütün isyanları başarıyla bastırıldı.

Kanuni döneminde Avrupanın en güçlü devleti olan Roma-Germen İmparatorluğu hükümdarı Şarlken, Macaristana hakim olabilmek amacıyla,Macar Kralı II.Lui ile yakın ilişkilere sahipti. II. Lui, Şarlkene güvenerek vergilerini ödemiyor ve kendisine gönderilen Osmanlı elçilerini öldürtüyordu. Bunun üzerine, Kanuni harekete geçti ve Belgrad, karadan ve Tuna Irmağından kuşatıldı. 29 Ağustos 1521de ele geçirilen şehre, Belgrad Muhafızı olarak Balı Paşa getirildi. Kanuni Sultan Süleymanın ilk fethi olan bu olay sonrasında, İstanbula gönderilen bazı Belgradlılar kurulan Belgrad köyüne yerleştirildi. Belgradın fethinin önemli olmasının bir başka sebebi de bundan sonraki seferler açısından, Osmanlının Avrupaya açılan en büyük kapısı olmasıydı.

Alman İmparatoru Şarlkenin, fikirlerine karşı çıkan Fransa Kralı Françoisyı esir almasının ardından, Françoisnın annesi Düşes Dangolenin yardım istemesi üzerine, Barboros Hayreddin Paşayı Fransanın Akdeniz kıyısındaki Niceşehrine gönderen Kanuni, Şarlkenin donanmasını alt ederek, hem Fransayı hem de Fransız Kralını kurtardı.

Daha sonra Françoisnın da baskılarıyla Şarlkene karşı savaş açmaya karar veren Kanuni, orduyu Tuna Nehrinden geçirerek Macaristana soktu. 29 Ağustos 1526 tarihinde I. Viyana Kuşatmasının ardından Macar ordusuylaMohaçta yapılan savaş sonunda Budin alındı. Macaristan Osmanlı topraklarına katıldı ve başına Macar soylularından Jan Zapolya getirildi.

Macaristanın fethi, Osmanlıyı Avusturya ile karşı karşıya getirdi. Macaristanın Osmanlı hakimiyetine girmesini istemeyen Avusturya Dükü Ferdinandın, Şarlkenin de desteğiyle Jan Zapolyayı tanımayarak ve Budine girmesinin ardından karşı sefere çıkan Kanuni, Budini geri aldı. Tekrar savaşa girmeyi göze almayan Ferdinand ve Şarlkenin Avusturyanın başkenti Viyanaya çekilmelerinin ardından 26 Eylül 1529 tarihinde Viyana kuşatıldı. Ancak kış mevsimine girilmesi nedeniyle 16 Ekimde kuşatma kaldırıldı. Osmanlının, Viyana kuşatmasından bir sonuç elde edememesine rağmen, Macaristandaki durumunu güçlendirmesinin ve Avrupanın karşı saldırı yapmasını engellemesinin ardından, Kanuniye bir elçi göndererek, vergi karşılığında Macaristanın kendisine verilmesi isteğinin kabul edilmemesi neticesinde Ferdinand Budini kuşattı.

Bunun üzerine Almanya seferine çıkan ve Budini geri alıp Estergona kadar ilerleyen Osmanlı ordusu, Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenledi. Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturyada bir çok kasaba, şehir ve kale fethedildi. Fetihlerin ardından Ferdinandın barış istemesi sonucunda 22 Temmuz1533 tarihinde imzalanan İstanbul Antlaşması ile bir süreliğine Ferdinand ve Şarlkenin hem Macaristan hem de tüm Avrupayı ele geçirme çabalarının önüne geçilmiş oldu. Ancak Ferdinandın Macaristandan vazgeçmeye niyetli değildi. Ferdinandın Budini tekrar kuşatmasının ardından 1540 yılında Macaristan seferine çıkan ve Budine giren Kanuninin, Sigismundu Erdel Beyliğine ataması ve Macaristanı Osmanlı Devletine bağlı Budin eyaleti haline getirmesinin ardından Süleyman Paşa bu bölgenin beylerbeyliğine atandı. Avusturyanın elinde sadece Kuzey Macaristanın kaldığı bu sefer sonrasında, Osmanlı-Macaristan, Almanya, Avusturya ilişkileri Kanuninin ölümüne kadar devam etti.

Kanuni Sultan Süleymanın Avrupaya yönelmesini değerlendirmek isteyen Safevi Devleti, doğuda Osmanlı İmparatorluğu için tehlike yaratmaya başladı. Avrupada İstanbul Antlaşmasıyla geçici de olsa barışı sağlamasının ardınan, İran üzerine ilk seferine çıkan ve Azerbaycan, Tebriz ve Hamedanı alan Kanuni, Irakeynseferiyle de 1534 senesinde Bağdatı ele geçirdi.

Kanuninin Avusturyaya sefer düzenlemesinden yararlanmak isteyen Safevi ŞahıTahmasbın, kardeşinin Osmanlılara sığınmasını öne sürerek, Tebriz, Nahçıvanve vanı ele geçirmesi üzerine Kanuni, ikinci kez İrana sefer düzenledi. 1548de seferden Van ve Tebriz geri alınmış olarak dönüldü. 1553 yılında tekrar saldırıya geçen Safeviler, Doğu Anadoluda ilerleyerek musa kadar gelip, Erzurumu kuşattılar. Bu olay üzerine üçüncü İran seferine çıkan Kanuninin, Revan, Nahçıvan ve Karabağı almasının ardından Şah Tahmasbın isteği üzerine barış yapıldı ve 1555de Amasya Antlaşması imzalandı. Osmanlı İmparatorluğu ve İran arasında yapılan ilk resmi antlaşma özelliğini taşıyan antlaşma sayesinde, Yavuz Sultan Selim döneminden beri devam eden İran sorunu çözüme kavuşurken, Doğu Anadolu, Tebriz ve Bağdat Osmanlı hakimiyetinde kaldı.

Denizciliğe önem verilen Kanuni döneminde Rodos Adası, St Jean Şövalyelerinin elindeydi. Korsanlık yaparak denizlerde huzuru bozan ve Türk donanmasına zarar veren Şövalyeleri durdurmak için 1522 yılında düzenlenen seferle Rodos ele geçirildi.

Cezayirin 1516da Baba Oruç ve kardeşi Barbaros Hayreddin Paşa tarafındanİspanyollardan alınmasının ve 1518 senesinde Barbaros Hayreddinin, Cezayirin başına geçmesinin ardından Kanuni, 1533 senesinde Barbaros Hayreddin Paşayı İstanbula çağırarak Kaptan-ı Deryalığa getirdi. Böylece, Cezayir Osmanlı topraklarına katılmış oldu. Osmanlı Donanmasının başına geçen Barbaros, daha sonra Ege Denizinde Venediklilerin elinde bulunan adaları aldı. Osmanlı Devleti tarihine geçmiş denizcilerden biri olan, Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa, Kuzey Afrikayı da ele geçirdi.

Osmanlıların Akdenizde kuvvetlenmeleri ve tüm Ege denizine hükmetmeleri Avrupayı harekete geçirirken, devam eden Avusturya ve Macaristan seferleri büyük bir Haçlı donanması hazırlanmasına neden oldu. Venedik ve Cenevizliler dışında Malta, Portekiz ve İspanyaya ait gemilerin de bulunduğu Andrea Doriakomutasındaki Haçlı donanmasıyla, 27 Eylül 1538de Preveze Körfezinde yapılan savaşta, Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması büyük bir zafer elde etti. Tarihe Preveze Deniz Zaferi olarak geçen bu savaş sonunda, Akdenizin hakimiyeti tamamen Osmanlının eline geçti.

1541de Haçlı donanması Cezayire saldırdıysa da Osmanlı donanması karşısında bozguna uğradı. Barbaros tarafından yetiştirilen Turgut ReisTrablusgarbı karadan ve denizden kuşatarak aldığı seferle, 1551de Bingazi de Osmanlı Devleti topraklarına dahil oldu.

Turgut Reisin, İspanyollara ait olan Cerbe Adasını kuşatmasının ardından, Andrea Doria komutasındaki bir Haçlı donanması İspanyol güçlerine yardıma geldi. Savaş sonrasında kazanılan zaferle Cerbe Adası 1559 yılında Osmanlının oldu.

1522 yılında, Rodosun fethinin ardından Maltaya yerleştirilen St. Jean Şövalyelerinin, Osmanlı için bir tehlike oluşturması sebebiyle, Trablus ve Cezayirin güvenliği için Maltanın alınması gerekiyordu. Ancak 1565 senesinde çıkılan ve Turgut Reisin hayatını kaybettiiği kuşatma başarılı olmadı.

Coğrafi keşiflerin ardından sömürge arayışlarının başlamasının, Portekiz ve İspanya gibi devletleri sömürge elde etmeye yöneltmesi, Kızıldeniz ve Hintticaret yollarına hakim olmaya çalışmaları ve Ümit Burnunun keşfi, Osmanlıların baharat ticaretine büyük darbe vurdu. Bu sebeplerden ötürü Kanuni döneminde, dört kez Hint deniz seferi düzenlendi. Ancak Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına uygun olmaması nedeniyle bu seferlerden hiçbiri tam başarıyla sonuçlanmadı. Ancak Yemen, Eritre, Sudan sahilleri ve Habeşistanın bazı bölgeleri Osmanlı topraklarına katıldı. Arap yarımadası tamamen Osmanlı denetimine girerken, Kızıldenizde de Osmanlı egemenliği sağlandı.

1551 yılında düzenlenen İkinci Hint Seferinde Osmanlı donanmasının başında bulunan Piri Reis, bu sefer sırasında Maskatı alarak Portekiz donanmasını bozguna uğrattıysa da, donanmayı Basrada bırakıp ganimetlerle geri döndüğü için Mısırda idam edildi.

Ana Sayfaya Git