Karanlık adam Kenan İmirzalıoğlu ile taş manitası Sinem Kobal sonunda evleniyor! Düğün tarihi ne zaman, kimdir?

AY Yapım’ın hazırladığı bir proje ile güzel oyuncu Fahriye Evcen’le birlikte rol alacak olan efsane karizmatik oyuncu Kenan İmirzalıoğlu ile ATV’nin uzun sürmeyen dizisi Analar ve Anneler’in güzeller güzeli oyuncusu Sinem Kobal çifti muratlarına ermeye hazırlanıyor. Aşklarını resmiyete dökmek isteyen Kenan İmirzalıoğlu ve Sinem Kobal çifti bu yaz sonunda nikah masasına oturacak.

Haberler 20.01.2016 - 10:21 Son Güncelleme : 20.01.2016 - 10:21

AY Yapımın hazırladığı bir proje ile güzel oyuncu Fahriye Evcenle birlikte rol alacak olan efsane karizmatik oyuncu Kenan İmirzalıoğlu ile ATVnin uzun sürmeyen dizisi Analar ve Annelerin güzeller güzeli oyuncusu Sinem Kobal çifti muratlarına ermeye hazırlanıyor. Aşklarını resmiyete dökmek isteyen Kenan İmirzalıoğlu ve Sinem Kobal çifti bu yaz sonunda nikah masasına oturacak.

Güzeller güzeli oyuncu Sinem Kobal ile Vestelin reklam yüzü olan karizmatik oyuncu Kenan İmirzalıoğlu evlilik yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.

Karizmatik oyuncu Kenan İmirzalıoğlunun yılbaşı gecesi yaptığı romantik evlilik teklifini kabul eden güzel oyuncu Sinem Kobalı düğün heyecanı sardı. Sinem Kobal ve Kenan İmirzalıoğlu çiftinin bu yaz nikh masasına oturacağı ve düğün için mekn baktığı öğrenildi.

Sinem Kobal müjdeyi sonunda verdi

Nişantaşı Sofa Otelde önceki gün gerçekleşen ödül törenine katılan güzel oyuncu Sinem Kobal, evlilik teklifini doğruladı. Ayaküstü soruları cevaplandıran güzel oyuncu, Evlilik hakkındaki duyumlarınız doğru açıklaması yaparak tartışmalara son noktayı koydu.

Kenan İmirzalıoğlu kimdir?

Kenan İmirzalıoğlu, Mustafa ve Yıldız İmirzalıoğlu çiftinin en küçük çocukları olarak, 18 Haziran 1974 tarihinde, Ankaraya bağlı olan Balada Üçem Köyünde dünyaya geldi. Derviş ve Yasemin adında kardeşleri vardır. İlköğretimini Balada tamamladıktan sonra orta öğretimini tamamlamak için Ankaraya teyzesinin yanına taşındı. Orta ve lise öğrenimini Ankarada yaptı.

İlk denemesinde üniversite sınavını kazanamayarak ailesinin yanına dönmüş olsa da, bir sonraki üniversite sınavını kazanarak Yıldız Teknik Üniversitesine yerleşen İmirzalıoğlu, burada Matematik okudu. Üniversitedeki arkadaşlarının ısrarları üzerine katıldığı modellik yarışmasından başarıyla ayrılması üzerine modellik kariyerine başladı ve 1995 yılında Türkiyenin En İyi Modeli seçildi. Türkiye birincisi olarak katıldığı Best Model of the World yarışmasını da kazanan İmirzalıoğlu, bu yarışmayı kazanan ilk Türk erkeği oldu.

Televizyon ve sinema ekranlarıyla tanışması ise, ünlü yönetmen Osman Sınavın sayesinde gerçekleşti. Sınavın desteğiyle takıldığı Deli Yürek dizisinin seçmelerinde başarılı oldu ve 1999-2002 yılları arasında yayın hayatını sürdüren dizide, Yusuf Miroğlu karakterini canlandırdı. Başarılı oyuncu, dizinin devamı olarak gösterilebilecek olan sinema filmi Deli Yürek: Bumerang Cehenneminde rol alarak sinemaya da atıldı. Deli Yürek süreci bittikten sonra dil eğitimi için Amerikaya gitti. Amerikadan dönünce bir çok film ve dizi için teklif aldı. Uğur Yücelin yazıp yönettiği Alacakaranlık dizisini kabul etti. Daha sonra aynı kadronun hazırladığı Yazı Tura adlı sinema filminde rol aldı.

2003-2005 yılları arasında, Yağmur Taylanın yönettiği ve Uğur Yücel ile beraber başrollerini oynadığı Alacakaranlık adlı polisiye dizide Ferit çağlayan karakterini canlandırdı. 2006da Suat Yalazın eserinden sinemaya uyarlanan, yönetmenliğini Mustafa Şevki Doğanın üstlendiği Son Osmanlı Yandım Alide rol aldı. Alacakaranlıkı 2005-2007 yılları arasında Selin Demiratar ile beraber başrollerini paylaştığı Acı Hayat ve 2009 yılından itibaren yayınlanmakta olan Ezel adlı diziler izledi. Cansu Dere ile beraber başrolünü paylaştığı ve de usta yönetmen Uluç Bayraktar tarafından yönetilen dizi, Türk televizyonlarının en çok izlenen aksiyon ve drama dizilerinden birisi oldu.

2001 yılında çekilen Bumerang Cehenneminden sonra bir süre sinemaya ara veren İmirzalıoğlu, 2004 yılında başrollerini Olgun Şimşek ile paylaştığı ve Uğur Yücel tarafından yazılıp yönetilen Alacakaranlık ile sinemaya geri döndü. Her ne kadar başarılı bir gişe başarısı kazanamamış olsa da, Alacakaranlık film festivallerinde ve eleştirmenlerin gözünde büyük bi başarı kazandı.

2007 yılında vizyona giren Kabadayıda efsanevi oyuncu Şener Şen ile beraber çalışma fırsatını yakalayan İmirzalıoğlu, bu filmde canlandırdığı uyuşturucu bağımlısı mafya babası Devran rolüyle sevenlerinin gönlünde taht kurmayı başardı. Ünlü oyuncunun rol aldığı son sinema film, 22 Ocak 2010 tarihinde vizyona giren Ejder Kapanı oldu. Akrep Celal adlı bir başkomseri canlandırdığı film sayesinde, ikinci kez Uğur Yücel ile beraber çalışma fırsatı bulan İmirzalıoğlu, filmden beklentilerinin yüksek olduğunu belirtti.

Uzun süredir, Alacakaranlıkta beraber rol aldığı oyuncu Zeynep Beşerler ile beraber olan ünlü oyuncu, gece hayatından fazla haz etmiyor ve evinde sakin bir yaşam sürdürmeyi tercih ediyor.

2012de Osman Sınavın Yönetmenliğini üstlendiği Tuğçe Kazaz ile Başrollerini paylaştığı Uzun Hikaye adlı Sinema Filminde oynadı. Yine 2012 yılında başlayan Karadayı adlı dizide Bergüzar Korel ile başrolü paylaştı.

Ödüller

2005 Adana Altın Koza Film Festivali-En İyi Erkek Oyuncu (Yazı Tura)

2010 Sadri Alışık Sinema Ödülleri-Ayhan Işık Jüri Özel Ödülü (Ejder Kapanı]

2010 İsmail Cem Televizyon Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu Ödülü (Ezel)

2010 37.Altın Kelebek Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu Ödülü (Ezel)

Filmleri

1998-2002 Deli Yürek (Yusuf Miroğlu) Dizi

2001 Deli Yürek: Bumerang Cehennemi (Yusuf Miroğlu) Film

2003-2005 Alacakaranlık (Ferit çağlayan) Dizi

2004 Yazı Tura (Cevher) Film

2005-2007 Acı Hayat (Mehmet Kosovalı) Dizi

2006 Son Osmanlı Yandım Ali (Ali) Film

2007 Kabadayı (Devran) Film

2009 Ejder Kapanı (Akrep Celal) Film

2009-2011 Ezel (Ezel Bayraktar) Dizi

2012 - Uzun Hikaye

2012 Karadayı (Dizi )

Şener Şen Kimdir?

Kemal Sunal ve İlyas Salman ile beraber oynadığı komedi filmleri ile izleyicilerin gönlünde taht kuran Türk sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu. Ünlü sinema oyuncusu Ali Şenin oğlu olan Şener Şen, tiyatro kökenli bir oyuncu olup, ufak yan rollerle sinema sektörüne girmiş, Arzu Film ile beraber çektiği komedi filmleri ile ünlü olmuş ve de kariyerinin son yıllarında oynadığı Muhsin Bey, Eşkiya ve Kabadayı gibi dram filmlerindeki başarısıyla Türkiyenin yetiştirdiği en iyi oyunculardan birisi olduğunu kanıtlamıştır.

Şener Şen, 26 Aralık 1941 tarihinde, Adanada dünyaya geldi. Komedi ve dram tarzındaki pek çok sinema filminde rol alan Yeşilçamın unutulmaz oyuncularından Ali Şenin oğlu olarak dünyaya gelen Şener Şen, babası gibi oyuncu olma isteğiyle tiyatroya başladı.

İlk olarak 1958 yılında, Yeşil Sahnede oyunculuğa başlayan Şener Şen, 1964-1966 yılları arasında öğretmen olarak Doğu Anadoluda görev aldıktan sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarında yan rollerde yer alarak profesyonel oyunculuğa başladı.Şen, zaman içinde daha büyük rollerde görülerek mesleğinde ilerleme fırsatı yakaladı.

Tiyatronun yanı sıra dublaj sanatçısı olarak da çalışan Şen, 1967 yılında çekilen Sözde Kızlar adlı sinema filmi ile beyazperdeye adımını attı. 1971 tarihli Altın Prens Devler Ülkesinde adlı yapımda babası Ali Şen ile beraber rol alan başarılı oyuncu, 70li yılların ilk yarısında pek çok filmde yan rollerde gözüktükten sonra asıl çıkışını 1975 yılında rol aldığı iki filmle yakaladı; Bizim Aile ve Hababam Sınıfı.

1975 tarihlinde vizyona giren, Rıfat Ilgazın aynı adı taşıyan kitabından uyarlanan ve de yönetmenliğini Ertem Eğilmezin yaptığı Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Şeni şöhrete taşıyan yapım oldu. Kadrosunda Münir Özkul, Tarık Akan, Adile Naşit ve Kemal Sunal gibi pek çok ünlü ismi barındıran bu filmde Şenin canlandırdığı sakar, beceriksiz ve saf beden eğitimi hocası Body Ekrem karakteri halk tarafından çok sevilince devam filmleri olan 1976 tarihli Hababam Sınıfı Uyanıyor, 1977 tarihli Hababam Sınıfı Tatilde ve de serinin son filmi olan 1978 tarihli Hababam Sınıfı Dokuz Doğurdunun kadrolarında da yer aldı.

Hababam Sınıfı serilerinde beraber rol aldığı iki aktör, Kemal Sunal ve İlyas Salman, Şenin uzun bir süre boyunca çekeceği pek çok komedi filminde kendisiyle beraber rol oynadı. İlyas Salman ile beraber Banker Bilo, çiçek Abbas, Dolap Beygiri gibi filmlerde rol alan Şen, Kemal Sunal ile beraber ise Süt Kardeşler, Tosun Paşa, Kibar Feyzo, Davaro gibi pek çok komedi filminde rol alarak unutulmaz bir ikili oluşturdu. Bu dönemde oynadığı filmlerde genellikle üçkağıçı, güvenilmez, kurnaz ama şansı sürekli kötüye giden bir karakteri canlandıran Şen, Kemal Sunal ve İlyas Salmanın canlandırdığı saf karakter tiplemelerine çok iyi bir antitez oluşturarak unutulmayacak filmlere imza attı.

Şenin kariyerinin olgunlaşma dönemi olarak tanımlanabilecek olan ve genellikle dram ağırlıklı filmlerde rol oynadığı dönemin başlangıcı ise 1984 yılına rastladı. İlk olarak 1984 tarihli, Ertem Eğilmez yönetmenliğinde çekilen Namusluda fazlasıyla dürüst ve onurlu olduğu için sistem tarafından kabul edilmeyen Ali Rıza karakterini canlandıran Şen, daha sonra ise 1985 tarihli Nesli çölgeçen filmi Züğürt Ağada feodalizmin modernite içinde çözülmesini sonucunda Ağalıktan vazgeçmek zorunda kalan bir köy ağasının İstanbulda başından geçen maceraları başarıyla canlandırdı.

1985 tarihli çıplak Vatandaş ve 1986 tarihli Milyarder, Şenin yeni sinema anlayışının ekranlardaki temsilcileri olurken, 1987 yılında vizyona giren Muhsin Bey, Şener Şenin sanat hayatındaki doruklardan birisini temsil etmekteydi. Yavuz Turgulun senarist ve yönetmen olarak can verdiği Muhsin Bey, prensiplerine sonuna kadar bağlı, eski kafalı ve modası geçmiş bir müzik yapımcısı olan Muhsin Bey ve onun şöhret yapmak için çabaladığı yanık sesli genç sanatçı Ali Nazikin hikayesini konu alıyordu. Değişen dünyada eski değerlere bağlı olarak yaşamaya çalışan Muhsin Bey karakteriyle Türk Sinemasının başyapıtlarından birisine imza atan Şen, ayrıca bu film sayesinde ileriki yıllarda pek çok kez beraber kamera karşısına geçeceği Uğur Yücel ile de ilk defa bir başrolde beraber çalışma fırsatı yakaladı.

Muhsin Beyin ardından 1987 yılında Selamsız Bandosu ve Zengin Mutfağı filmlerinde başrol oynayan Şen, 1988 tarihli Arabesk ile bir kez daha unutulmaz bir oyunculuğa imza attı. Yönetmenliğini Ertem Eğilmez, yapımcılığını ise Türker İnanoğlunun üstlendiği ve senaryosunda Gani Müjdenin görev aldığı Arabesk, Türk sinemasında arabesk kültürünün izlerini çözümleyen ve de bu duruma traji-komik bir bakış açısı getiren kuvvetli bir absürd komedi ve hatta yer yer müzikal filmiydi. Müjde Ar ve rol arkadaşı Şener Şenin fevkalede oyunculukları sayesinde film 26. Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Film ödülünü kazandı.

Arabesk sonrasında rol aldığı film sayısını azaltan ve de filmlerin aralarındaki süreyi uzatan Şener Şen, artık tam anlamıyla bir yıldız oyuncu portresi çiziyordu. 1990 yılında Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni ile Muhsin Bey karakterine yakın bir portre çizen başarılı oyuncu, 1992 yılında Yavuz Turgul yönetmenliğindeki Gölge Oyununda Şevket Altuğ ile beraber başrolde yer aldı. Bir sonraki filmi Amerikalı ise Amerikan Pop Kültürünün ülkemizde yarattığı değişimlere eğlenceli bir bakış açısı getiren başarılı bir absürd komedi örneğiydi. Amerikan filmlerinden bire bir alınmış bölümlerle desteklenen (Evde Tek Başına, Temel İçgüdü vs..) Amerikalı, Lale Mansur, Taner Barlas ve Eray Özbal gibi başarılı oyuncuları bir araya getirdi.

Amerikalının ardından üç yıl boyunca sinema filmi çekmeyen Şen, 1996 yılında Eşkiya ile beraber sinemalara geri döndü. Yavuz Turgul tarafından senaryosu yazılan ve de yönetilen Eşkiya, Baran adlı eski bir eşkiyanın 35 yıllık hapis hayatının ardından geçmişiyle hesaplaşmasını ve de Cumali adındaki genç bir serserinin hayatına dahil olmasını anlatırken bir yandan da uyuşturucu ve mafya ilişkilerine değiniyordu. Şeni Uğur Yücel ile bir kez daha başrollerde bir araya getiren Eşkiya, uluslararası film festivallerinde ve de 19. Sinema Yazarları Derneği Ödüllerinde pek çok ödül kazandı.

Eşkiyanın vizyona girmesinin ardından sekiz yıl hiçbir sinema filmi çekmeyen Şen,bu süre içerisinde sadece 2000 yılında gösterime başlayan T.V. dizisi İkinci Baharda rol aldı. 2004 yılında vizyona giren ve başrollerini Meltem Cumbulla paylaştığı Gönül Yarasında bir kez daha Yavuz Turgul ile beraber çalışma fırsatı bulan Şen, 2007 yılında ise senaryosunu Yavuz Turgulun yazdığı ve yönetmenliğini Ömer Vargının yaptığı Kabadayıda rol aldı. Kenan İmirzalıoğlu, Aslı Tandoğan ve Rasim Öztekin gibi başarılı sanatçıların rol aldığı Kabadayı gişede 10.000.000 dolarlık bir hasılata imza atarken, eleştirmenler tarafından II. Eşkiya olarak nitelendirildi.

İki kez evlenen Şener Şenin ilk evliliğinden bir kızı oldu. 1975 doğumlu olan kızı Bengü, babası ve dedesi gibi oyunculuğu seçmedi; hep kameralardan uzak durdu. Şener Şen ikinci evliliğini Muhsin Beyfilminin çekimleri sırasında tanıştığı rol arkadaşı Sermin Hürmeriç ile yaptı. 1989da evlenen çift, Şener Şenin bir başka hit filmi Eşkıyadan sonra 11 yıllık evliliklerini 2000 yılında bitirdi.

Şener Şenin yakın zamanda vizyona girmesi beklenen filmleri arasında ise Av Mevsimi yer alıyor.

Meltem Cumbul Kimdir?

Sinema ve dizi oyuncusu, şarkıcı. Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu ödülü sahibi aktris, Gegen Die Wand(Duvara Karşı) ve Gönül Yarası(Lovelorn) gibi uluslararası arenada oldukça başarılı olan filmlerde rol aldı. TV kariyeri Ömer Karacanın teklifiyle başlayan Cumbul aynı zamanda Karacanın sahibi olduğu plak firması NR1de bir single çalışması yapmıştır. Stirling/English/Manikiza bestesi Where Are You isimli hitin Türkçe versiyonu olan Seninleyimi seslendiren Cumbul, The Lost dizisinin oyuncularından Marc Senter ile evlilik hazırlığında olduğunu açıklamıştır. 17 Ekim 2007 günü Amerikalı Oyuncu Marc Senterdan Ayrıldığını Açıkladı. Müstakbel eşini oyuncu Lindsay Lohana kaptıran Cumbul, bu yüzden üç yıldır yaşadığı Los Angelastan ayrılıp İstanbula döndü.

Meltem Cumbul, 5 Kasım 1969 tarihinde İzmirde dünyaya geldi. Bankacılıktan emekli olan babası Sedat Cumbul Konya Akşehirli, annesi İzmirlidir. 1992 yılında vefat eden bir abisi ile Funda ve Yonca adında ablaları vardır. İzmir Özel Yusuf Rıza İlkokulunu bitirdikten sonra, Meltem Cumbul 13 yaşındayken İzmirden İstanbula taşınmışlar.

1987 yılında Özel Ata Lisesinden mezun olduktan sonra, Mimar Sinan Üniversitesinin Tiyatro bölümüne kaydoldu. 1991 yılındaki mezuniyetinin ardından profesyonel anlamdaki ilk iş deneyimi için Londraya gitti. Londradaki Şekspir Tiyatro Kumpanyasında tecrübe kazandı.

Ömer Karacanın keşfettiği Cumbul, gönlü tiyatroda olmasına rağmen Karacanın yapımcısı olduğu Genç çizgi isimli programı sundu. O dönemde TRT için Radyotek isimli bir program da hazırlayan Cumbul 1993 yılında Londradan Türkiyeye döndü ve Aşağı Yukarı isimli yarışmayı sunmaya başladı.

1994 yılında yine bir TV projesi olan Nerden Başlasak Nasıl Anlatsak? isimli talkshowu sunan Cumbul, programda ünlü isimlerle sohbet ediyor ve starların taklitlerini yapıyordu. TV izleyicisi tarafından büyük ilgiyle karşılanan programdan sonra Marguerite Durasın Ayrılık Müziğinde başrolde oynadı. Tiyatro projelerine o dönemde ağırlık veren oyuncu aynı zamanda Arnold Weskerin Dört Mevsim isimli oyununu da sahneye koydu ve yönetmenliğini yaptı.

Alp Buğdaycının başrolde oynadığı Bir Sonbahar Hikayesi filmiyle ilk sinema tecrübesini yaşayan oyuncu daha sonra Sahte Dünyalar isimli TV dizisinde oynadı.

1995te Böcek ve Bay E filmlerinde ufak rollerde göründükten sonra, yönetmenliğini Barış Pirhasanın yaptığı ve uluslararası isimlerden oluşan oyuncu kadrosuyla dikkat çeken ödüllü film Usta Beni Öldürsenede performansıyla adından söz ettirdi.

1997de TVdeki başarılı projelerine bir yenisini daha ekledi: Meltem Cumbul Show.

Karışık Pizza, Duruşma, Propaganda, Geboren in Absurdistan gibi filmlerde başrolde onayan Cumbul, 90lı yıllar boyunca TV, sinema ve tiyatro çalışmalarıyla yükselişe geçmişti. 1999da rating rekorları kıran ve Türk televizyon tarihinde en çok başarı kazanan dizilerden biri olan uzun soluklu TV dizisi Yılan Hikyesindeki rolüyle hafızlara kazındıktan sonra, Maruf (2001) Biz Size Aşık Olduk (2002) Beşik Kertmesi (2002), Gurbet Kadını (2003) gibi iddiasız yapımlarda kamera önüne geçti. Mucizeler Komedisi müzikalinde, Şener Şenle birlikte rol aldı.

Cumbul 2000 yılında bir West End ve Broadway showu olan Smokey Joes Cafe müzikalinin Türkiye ayağında başroldeydi.

Meltem Cumbul ilk ödülüne Ziya Öztanın yönetmenliğini yaptığı Abdülhamit Düşerken filminde gösterdiği başarılı oyunculuğuyla kavuştu. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi olan Cumbul, Berlin Altın Ayı ödülünü kazanan dünya sinemasının önemli filmlerinden biri olan Fatih Akın imzalı Gegen Die Wand (Duvara Karşı)da yardımcı kadın oyuncu rolündeydi.

2004te Türkiyede yapılan Eurovizyon Şarkı Yarışmasının sunuculuğunu Korhan Abay ile birlikte gerçekleştirdi. Aynı yıl mimar çağlayan Tuğalla evlendi ancak bir yıl sonra Tuğaldan boşandı.

2005te usta oyuncu Şener Şen ve Timuçin Esenle birlikte Gönül Yarasında başrolleri paylaşan Cumbul, filmdeki başarılı performansıyla adından uzun süre bahsettirdi. Film Amerikada ve Avrupanın birçok ülkesinde gösterime girdi.

Cumbul 26. İstanbul Film Festivalinin uluslar arası jürisinde Jane Champion, Jan Chapman gibi önemli isimlerle birlikte jüri üyeliği yaptı ve Californiadaki Palm Springs Uluslarararası Film Festivalinin galasına davetli olarak katıldı.

2005in sonunda oyunculuk konusunda eğitim alıp kendini geliştirmek için Los Angelesa giden Cumbul The Lost isimli dizinin ünlü oyuncusu Marc Senter ile büyük aşk yaşamaya başladı.

Meltem Cumbul 2005 - 2007 yılları arasında Los Angelesta sinemayla ilgili projeler konusunda çalıştı ve nikah masasına Marc Senter ile birlikte oturma hazırlıkları yaptı.

Gökçe Albayrak Tarafından Meltem Cumbulla Yapılan Röportaj

* Los Angelesa iyice yerleştiniz. Orada neler yapıyorsunuz?

İki proje üzerine çalışıyorum. Birincisi; 11 Eylülden sonra Amerikanın Müslümanlara karşı önyargısını konu alıyor. ABD çok demoktarik bir ülke olduğu için, İkiz Kulelere yapılan saldırıdan sonra boş yere mağdur olan insanları, Amerikalılarla birlikte anlatmak istiyorum.

* İkinci projenizin konusu ne?

çocukluğumdan beri hem korktuğum, hem de izlemeye doyamadığım vampir hikayeleri... Ölümsüzlüğün hüznünü yaşayan vampirlerin öyküleri bana çok acıklı gelir. Bu projenin de bir yıldır üzerinde çalışıyoruz. İrlanda-Amerika ve Türkiye ortak yapımı olacak.

* Ne zaman başlayacaksınız?

Her şey iyi ve tam istediğimiz gibi olsun diye uğraşıyoruz. Sanıyorum bu yıl içinde start alacağız. Biri Amerikada diğeri ise İrlandada çekilecek. Ben aynı zamanda bu iki bağımsız filmin de kreatif prodüktörü olacağım. Yani kendime proje yarattırmış oluyorum!

* Hollywood Meltem Cumbul ismini yeterince tanıdı mı?

Endüstri tarafından evet ama halk tarafından tanınmıyorum. Halkın tanıması için benim orada film yapmam lazım. Amerikalılar alt yazılı filmlerden çok sıkılıyor. Avrupa sinemasını bile zor takip ediyorlar.

* Yeni projelerinizin size hayli katkısı olacak o zaman...

Bu işe baş koymak lazım. Bu işe baş koyup, zaman verip, kafanı kullanıp, doğru insanlarla çalışmak gerekiyor. Benim şansım; ödül almış olmam. Dolayısıyla birçok insan bana ulaşabildi. Ayrıca çok iyi iki aktör koçuyla çalışıyorum; Suzan Berg ve Eric Moris. Onların çevresi ve bana tanıştırdıkları insanlar çok kıymetli. Erkek arkadaşım Marc Senter da bu işlerin içinde olduğu için bana öneriler getirebiliyor.

* Kendinizi bir an önce Hollywooda gösterme çabanız var mı?

Öyle bir derdim yok. çok senaryo geliyor bana ama ben hiçbirini kabul etmedim. İyi şeyler değildi, içime sinmedi. Burada nasıl seçim yapıyorsam orada da aynısını uyguladım.

* Türkiye Los Angelesdan bakınca nasıl görünüyor?

Yurtdışında olduğun zaman, Türkiye ile daha fazla ilgilenmeye başladım. Daha çok köşe yazarı okuyup, daha çok haber takip edebiliyorum. Herkesi çok daha iyi tanıyorum artık. Dışarıda olduğum için daha objektif bakabiliyorum. Bazen çok umutlu bazen de çok umutsuz oluyorum...

* Umutsuzluğa düşünce İyi ki buradayım diyor musunuz?

Hiçbir zaman öyle düşünmedim. Orada mutluyum ama İstanbula geldiğim zaman da mutlu oluyorum. Mesela, Hrant Dinkin öldürülmesi beni çok yıktı. Ben orada Ermenilerle yaşıyorum; bankacım Ermeni. Yüzüne bakamadım! Ben Amerikada kendi bankacıma yaklaşık 1 ay gidemedim. O benimle o kadar özel ilgileniyor ki; sanki bunu ben yapmışım gibi hissettim! Ve bu yüzden bir ay sonra gittiğimde ondan özür diledim.

* Dink suikasti ABDdeki Ermenileri nasıl etkiledi?

Oradaki Ermeniler, tabii ki yara aldıkları için sana karşı kötü davranıyorlar. Ama ben empati kurmaya çalışıyorum. Dolayısıyla bu anlamda ilişkileri kuvvetlendirmek benim orada yaptığım ve yapacağım şeyler.

* Kültür elçisi gibisiniz yani...

çok doğru. Üzücü şeyler olunca üzülüyorum ama Orhan Pamuk Nobel kazandığı zaman arkadaşlarıma kitaplarını hediye alıyorum.

* En çok neyi özlüyorsunuz?

Ailemi, dostlarımı ve İstanbulu.

* Peki dönmeyecek misiniz?

Hayır öyle bir şey yok. İyi projeler olursa Türkiyede dizi de film de yapmak istiyorum.

* Los Angeles sizi sadece sinema sektörüyle değil aşkla da buluşturdu. Erkek arkadaşınız Marc Senterla nasıl tanıştınız?

Sınıfta tanıştık. Marc, aktör koçum Eric Morisin 5 yıllık öğrencisi. Derse girdiğim an beni kafaya koymuş aslında. Sahne üzerinden aşk ilanları yapıyordu. Romeo ve Juliet tiradını bana ithaf ediyordu. Ama benden 10 yaş küçük olması beni durdurdu. Daha önce hiç kendimden bu kadar küçük biriyle ilişki yaşamamıştım. O yüzden uzun süre direndim. Marc sabırla bekledi ve ben tabii sonunda çöktüm! Şimdi ben çok kıymetli bir şey yaşıyorum ve bu anlamda iyi ki yaş önyargımdan kurtulmuşum diyorum.

*Marcın Türkiye ve Türk kızları hakkında daha önce bilgisi var mıydı?

Annesi 16 yaşındayken babası NATOda çalıştığı için 4 yıl İzmirde yaşamış. Bana kara kalem eski İzmir resimleri hediye ettiler. Annesi Türkçe sözler biliyor. Yani ailesinin Türkiye hakkında bilgisi var ama Marcın çok yok. Benimle öğrenmeye başladı; Türkiyeyi çok merak ediyor.

* Marcı Türkiyeye getirecek ve bizimle tanıştıracak mısınız? Evet, yaza gelecek.

Hayat belli olmaz!

* Peki Marc Senterle evlenmeyi düşünüyor musunuz?

O çok evlenmek istiyor. Ben evliliği ancak o istiyor diye yapabilirim. Evlilik benim için çok önem taşıyan bir şey değil. Benim için iki insanın hayatı paylaşması, birbirlerine destek vererek yol alması çok daha önemli. Ama Marc çok istiyor diye evlilik yapabilirim.

* Yani bir gün Meltem Cumbul evlendi haberi alır mıyız? Bilmiyorum!

* Bana biraz öyle olacakmış gibi geldi de! Şimdiye kadar direndim. Bilmiyorum hayat belli olmaz.

Kendimi gurbette hissediyorum

* Los Angelesda günleriniz nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz?

çok fazla yazıyorum ve okuyorum. Bir spor hocam var onunla haftada 3 gün çalışıyorum. Psikolojimle birlikte vücut direncimi de güçlendiriyorum. Senaryolar, hikayeler üzerine çok çalışıyorum. çok fazla yemek yapıyorum.

* Amerikalılara Türk yemekleri yediriyorsunuz yani...

Evet en çok köfte, patates ve pilavımı seviyorlar. Ama yoğurtla her şeyi yememe bir anlam veremiyorlar. Ben de onların, dolmayı yoğurtsuz yemelerine anlam veremiyorum.

* Los Angelesda sizi en çok ne zorluyor? Hasret çekiyor musunuz?

Türkçe konuşmak isteği ve kendini gurbette hissetmek gibi insanı zorluklar yaşıyorum.

* Oscarın kırmızı halısında yürümeyi kendinize ne kadar yakın görüyorsunuz?

Olmayacak şey değil! İyi film yapmak önemli. Önemli olan iyi senaryo, iyi yönetmen, iyi oyuncular, iyi bir proje. Hiçbir şey uzak değil! Ama bunlar zaman isteyen şeyler. Öyle pat diye olacak işler değil.

* Türkiyede sizden böyle bir beklenti var... Başarı bekliyorlar...

Benim kimseye bir sözüm yok. Her şey benimle ilgili. Benim hiç kimseye bir şey kanıtlama problemim yok.

2010 yılının başlarında İstanbul Leventte Meltem Cumbul stüdyosu adında bir oyuncu eğitim merkezi açtı. Aynı zamanda Mimar Sinan Üniversitesinde oyunculuk dersleri vermektedir.

2011 yılında 69. Altın Küre Ödülleri töreninde en iyi yabancı film kategorisinde Meltem Cumbul 30 saniyelik kısa konuşmasında, Yurtta Barış, Dünyada Barış diyerek barış mesajı verdi.

Meltem Cumbul, 2011 yılında Hindistanda çekilen Tell Me O Khuda adlı Bollywood filminde bir Türk kadını canlandırmıştır.

2012 yılında Kotex Reklamında oynadı.

28 Mayıs 2013 tarihinde eşi Ali Can Özbaşdan boşanma kararı aldıktan sonra beraber oturdukları Gümüşsuyundaki evini terk ederek Cihangirde bir eve taşındı. 6 Eylül 2013 tarihinde resmen boşandılar.

Evlilikleri

1.evliliği : Meltem Cumbul 25 Nisan 2003 tarihinde iç mimar çağlayan Tuğal ile gizlice evlenmiş ve bu evlilik 2 yıl sürmüştür.

2.birlikteliği : 2005 - 17 Ekim 2007 tarihleri arasında kendisinden 12 yaş küçük Amerikalı Oyuncu Marc Senterla aşk yaşadı.

3.birlikteliği: 2008 yılında kendisinden 39 yaş büyük Usta Yönetmen Yavuz Turgulla aşk yaşadı.

4.birlikteliği: Oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ ile Ocak 2009da başlayan ve 9 ay süren birlikteliği oldu.

5.evliliği : Meltem Cumbul Kuşadasının ünlü turizmcilerinden, 5 yıldızlı İmbat ve Grand Blue Sky Otellerinin sahibi Erol Özbaşın oğlu olan ve kendinden 12 yaş küçük Ali Can Özbaş ile 23 ağustos 2012 tarihinde evlendi. 28 Mayıs 2013 tarihinde boşanma davası açtı. 6 Eylül 2013 tarihinde resmen boşandılar.

Ödülleri

2014 - 9. Uluslararası Dadaş Film Festivali -En iyi kadın oyuncu (Kadın İşi: Banka Soygunu)

2006 - Gönül Yarası filmindeki Dünya rolüyle Fipresci En İyi Kadın Oyuncu Ödülü

2004 - 11. çASOD En İyi Oyuncu Ödülleri - En İyi Kadın Oyuncu (Abdülhamit Düşerken)

2003 - 40. Antalya Film Şenliği - En İyi Kadın Oyuncu (Abdülhamit Düşerken)

2000 - 12. Ankara Film Festivali - En İyi Kadın Oyuncu (Duruşma)

1999 - 4.Sadri Alışık Ödülleri - En İyi Kadın Oyuncu (Karışık Pizza)

Filmleri

1994 - Bir Sonbahar Hikayesi

1995 - Bay E

1995 - Böcek

1997 - Usta Beni Öldürsene

1998 - Karışık Pizza

1999 - Propaganda

1999 - Doğum Yeri Absürdistan

2000 - Duruşma

2001 - Maruf

2003 - Abdülhamit Düşerken

2004 - Duvara Karşı

2005 - Gönül Yarası

2008 - The Alphabet Killer

2008 - Mevlana Aşkı Dansı Seslendirme

2009 - Her Şeyin Bittiği Yerden

2011 - Tell Me Oh Khudaa (Bir Hint Filmi)

2011 - Labirent

2013 - Kadın İşi: Banka Soygunu

2015 - Yaktın Beni (Leyla) (Sinema Filmi)

Televizyon Dizileri :

1995 - Sahte Dünyalar

1995 - çiçek Taksi

1996 - Tatlı Kaçıklar

1999 - Yılan Hikayesi

2002 - Beşik Kertmesi

2002 - Biz Size Aşık Olduk

2003 - Gurbet Kadını

2005 - Avrupa Yakası (Konuk oyuncu)

2006 - Arka Sokaklar (Konuk oyuncu)

2007 - Parmaklıklar Ardında (Konuk oyuncu)

2007 - Doktorlar (Konuk oyuncu)

2008 - Aşk Yakar

2011 - Nuri

2013 - Muhteşem Yüzyıl 4. Sezon (Fatma Sultan)

2014 - Kusursuz Plan

Talkshow

1993 - Aşağı yukarı

1993 - Rifle King Kong Show, Kanal 6

1994 - Nereden Başlasak Nasıl Anlatsak, Kanal D

1995 - Kolaysa Sen de Gel, atv

1997 - Meltem Cumbul Show, Kanal 6

Tiyatro

2003 - Taming of the Shrew Başrol -İstanbul Şehir Tiyatroları

2001 - Travelogue Konuk Oyuncu -Ankara Devlet Opera ve Balesi

2000 - Smokey Joes Cafe Konuk Oyuncu -Ambassador Tiyatro Grubu

1997 - Tell Scherezade, Tell Başrol

1995 - Four Seasons Yapımcı -Beyaz Sahne Tiyatrosu

1994 - Lyrics of Farewell Başrol - Igot Tiyatrosu

Sezen Aksu Kimdir?

Annesi fen öğretmeni Şehriban Hanım, babası matematik öğretmeni Sami Bey olan Fatma Sezen Yıldırım, 1954 yılının 13 Temmuzunda Denizli Sarayköyde dünyaya geldi. 3 yaşına kadar doğduğu yerde yaşadı. 3 yaşında İzmire, yıllar sonra Kalbim Egede Kaldı diyeceği yere taşındılar.

çocuklarını disiplinli yetiştirmeyi isteyen Sami Bey ve Şehriban Hanım, Sezene karşı her zaman mesafeli olmaya çalışmışlardı. Ancak bu tutum bile daha küçücük yaşta herkesin ilgisini çekmeye çalışan Sezenin yaramazlıklarına engel olamamıştı. Etrafındaki insanlar ona Cüce Bela diyordu. Hergün Konak-Köprü troleybüsünde şarkı söylüyor, haftada bir kez saçının rengini değiştiriyor, sıklıklada intihara kalkışıyordu. O yıllarda, sonradan Allah babama acıdı da şarkıcı oldum. dediği bir de takıntısı vardı: Dansöz olmak.

Üniversite de dahil olmak üzere tüm eğitim sürecini İzmirde tamamladı. 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdi. 1974 yılının Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlenince okulu bıraktı.

Gençlik çağında sanatın bütün dallarına ilgi duyan Sezen, resim, tiyatro ve dans dersleri aldı. Lisede kendini iyice müziğe verdi. 1970 yılında Hafta Sonu dergisinin açtığı Altın Ses yarışmasında 6. oldu. Sezen aklında ve kalbinde müzik yatıyor olmasına rağmen 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdi. Üniversite kantinini konser salonu gibi kullanan Sezen, üniversiteden ikinci sınıfta ayrılıp İzmir Radyosu sanatçılarının ders verdiği İzmir Radyosu Sanatçılar Derneğine girerek yıllarca herkesi peşinde sürükleyen, binlerce dizesi, binlerce melodisi olan kendi çizgisini çizmeye başladı.

Sezen, 1974 yılında bir plak şirketine 3 şarkılık bir bandını gönderdi. Aynı yılın Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlendi. Evliliğinden bir hafta sonra, Yeşil Giresunlu tarafından plak yapmak için çağrıldığı İstanbula gelerek plak çalışmasına başladı. 1975e girerken piyasaya ilk 45liği çıktı: Haydi Şansım. Plak hemen hemen hiç satmadı.

Yabancı bir şarkıdan alınan besteye söz yazılmıştı ve sonuç tam anlamıyla fiyaskoydu. (Plak Sezen Aksuya sorulmadan Sezen Seley adına çıkarılmıştı. Kimbilir belki de daha iyi olmuştu. Yıllar sonra marka olacak bir isim hemen hemen hiç satmayan bir plakla beraber anılmacaktı.) Gene aynı sene (1975) ikinci 45liği Yaşanmamış Yıllar/Kusura Bakmayı çıkardı. Albümdeki parçalar Sezenindi ve plak satışları hiç de fena değildi.

Sezen Aksu üçüncü 45liği Olmaz Olsun/Vurdumduymazı 1976 yılında çıkardı. Plak 45likler listesinde haftalarca bir numarada kaldı. Bu iki plak Sezen Aksunun başlangıcı sayılabilir. 1976 yılında, yıllar sonra idol olacak, şarkıları dillerden düşmeyecek bir Sezen Aksu vardı artık.

Genç sanatçı, 1976 yılında ilk sahne çalışmasına başladı. Bebek Belediye Gazinosunda sahne alıyordu. 1977 yılında Allahaısmarladık/Kaç Yıl Geçti Aradan, Kaybolan Yıllar/Neye Yarar 45likleri ve ilk 33lüğü olan Allahaısmarladık piyasaya çıktı.

1978 yılında Hurşid Yenigünün iki bestesine söz yazan Sezen, Gölge Etme/Aşk 45liğini yaptı. Gene aynı sene piyasadaki en eski Sezen Aksu albümü olan Serçe çift LP olarak piyasaya çıktı. 1979 yılıda boş geçmedi. Bu yıl İlk Gün Gibi/Yalancı ve Allahaşkına/Sensiz İçime Sinmiyor 45likleri piyasaya çıktı. Aynı yıl Sezen kendini sinemada da gösterdi. Sezenin ilk filmi başrolünü Bulut Arasla paylaştığı bir Atıf Yılmaz filmi olan Minik Serçe idi. Bir yıldız doğarken, başka bir yıldızın sönüşünü anlatan film o dönemde beğeni toplayamadı. Bu filmi senelerce Sezen de seyretmemiş olacak ki, 1999 yılında Okan Bayülgenin Zaga programında filmi seyrederken, kendisi de haline çok gülmüştü. Yine aynı programda Sezen filmde hiç öpüşmediğini, o sahnelerin klasik hilelerden biri olduğunu da açıklamadan geçmedi.

1980 yılında Sevgilerimle albümünü çıkaran Sezen için 1981 çok özel bir yıl olacaktı. Müzik, tiyatro ve özel yaşamı çok renkli geçti. Ağlamak Güzeldir albümü sonrası Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı müzikal için çalışmalar yaptı.

Sezen, 10 Temmuz 1981de Beşiktaş Evlendirme Dairesinde Sinan Özer ile evlenirken 4,5 aylık hamile olduğu gündeme geliyor ve bu kez de özel hayatıyla konuşuluyordu. Yıl yine 1981, Kasımın 11i, Mithat Can Özer dünyaya geldi, Sezen artık anneydi. Sezen hayatının erkeğini bulmuştu. O günlerde bir dergiye yaptığı açıklamada Beni Ocaka kadar rahatsız etmeyin diyordu çiçeği burnunda anne. Ama Sezen bu, sanatsız yapamazdı, yapamadı da. Aralık ayında Sezen Aksu Aile Gazinosu için çalışmaya başlamışdı.

1982 yılında Şan Müzikholünde Sezen Aksu

Aile Gazinosu adlı müzikali gösterime girdi. Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Altan Erbulak ile aynı sahneyi paylaşan Sezen, sahnede 7 farklı karakteri canlandırdı.

Yıl 1982... Sezen Aksu, hayranları ve Türk klasikleri için çok özel bir yıl. Sezen ilk kez bu yıl Acelen ne bekle Firuze dedi. Firuze bu yıl piyasaya çıktı. Bu yıllarda Firuze dillerden düşmüyordu. Sezen 2 yıl sonra Sen Ağlamayı ve 1991de Gülümseyi çıkarıp Türk Müziğine büyük klasikler kazandırdı. Tabii her şeyin bir sırası vardı. 1982 yılında Sezen Aksu, dönemin popüler dergisi Hey tarafından Yılın Kadın Sarkıcısı seçildi. 1983 yılında Heyin Geleneksel Oskar Konserine de Yılın Kadın Şarkıcısı olarak katıldı Sezen.

1983 yılında Sezen Aksunun, Eurovision macerası başladı. Söz ve müziği Ali Kocatepeye ait Heyamola parçasını Ali Kocatepe ve Coşkun Demir ile birlikte seslendirdi. 3 yıl arka arkaya yaşanacak ve yıllar sonra da vokalisti Işın Karacanın yaşayacağı klasik bir tablo ilk bu yıl yaşandı. Türkiye finaline kalan bu parça yurtdışında ülkemizi temsil etme hakkını elde edemedi. 1983 yılında Heyamola parçasının 45liği Hey Dergisi tarafından yılın plağı seçildi. Aynı yıl Sezen, oğlunun babası Sinan Özerden boşandı.

1984 yılında Sezenin Eurovision macerası devam etti. Sezen bu yıl Halay, 1945 ve Merhaba Ümit adlı parçalarla Türkiye finaline kaldı. İlk olarak Merhaba Ümiti bırakan Sezen Türkiye finalinde Halay ve 1945i seslendirmeye karar verdi. Türkiye finali olmadan iki hafta önce Türkiyeye gelen yabancı bir dostu Sezene sadece 1945i seslendirmesini önerdi. 1945in sözlerinin tüm dünyayla ilgili olduğunu düşünen Sezen bu parçanın yurtdışında da ülkemizi daha iyi temsil edeceğini düşünerek Halaydan vazgeçti. Türkiye finalinde 1945i seslendiren Sezen Aksudan herkes birincilik bekliyordu. Ama sonuç hiç de iç açıcı değildi. Sahnede kıyafetiyle prenseslere benzeyen Sezen Aksu aranjman yüzünden tabiri yerindeyse güme gitmişti.

Sezen 1984 yılında Avrupada şanssızdı ama Türkiye için aynı şey söylenemezdi. Bu yıl 6 Eylülde Sen Ağlama piyasaya çıktı. TRTnin denetiminden geçemediği için ilk başlarda televizyonda seslendirememişti Sezen şarkılarını. TRT, 1985in başından itibaren Sezenin parçalarını yayınlamaya başladı ve albüm olağanüstü bir ilgi gördü. Haftalarca listelerde kalan bu albümün 56. haftasında Sezen Aksu albümün bu kadar listelerde kalmasıyla ilgili Hey Dergisine yaptığı açıklamada Bekliyordum ama bu kadarını değil... Ne yalan söyleyeyim, 1 yılı aşkın sürece listelerde kalacağımı sanmıyordum. Tüm müzikseverlere candan, gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. diyordu.

1985 yılında Sezen Eurovisionda yine Türkiye finaline kaldı. Bu kez parçanın adı Küçük Bir Aşk Masalıydı. Sözleri Sezene ait olan bu parçayı Sezen Aksu ve Özdemir Erdoğan birlikte seslendirdi. Ama sonuç değişmedi. Bu yıl da Sezen yurtdışında ülkemizi temsil edemedi.

1985 yılında Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra isimli müzikal için hazırlandı Sezen. 1986 yılının ilk haftasından itibaren gösterime girdi Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra. Şan Müzikholünde kapalı gişe oynayan bu müzikal dönemin dünyasını ve Türkiyesini Tiye alıyordu. Sahnede büyük beğeni toplayan Sezen, sahneyi Şener Şen, İlyas Salman, Ayşen Gruda gibi ustalarla paylaştı.

Sezen 1988 yılında Sezen Aksu88i çıkardı. Bu albüm Sezen Aksu plakları arasında özeldir. çünkü Sezen Aksu88 plak formatında çıkan son Sezen Aksu albümüdür.

1989 yılında Sezen Aksu Söylüyor albümüyle karşımıza çıktı. Son iki albümüyle birlikte artık Sezen Aksu, Türk Müziği için yeri dolmaz bir efsaneydi. Daha devamı da vardı...

Onyedi dergisinin Ocak 86 sayısında okuyucu anketinde açık farkla Sezenin 1985in en büyük kadın şarkıcısı seçildiği yazıyordu.

Sezen Aksu ile birlikte 80lerde Firuze, İkinci Bahar, Sen Ağlama, Geri Dön, Tükeneceğiz, Git..., Beni Unutma, Değer mi?, Sarışınım, Geçer, Gidiyorum, Belalım, Bırak Beni, Şinanay, Son Bakış hit olmuştu. Sezen Aksu söylemişti. 90larda da söylemeye devam edecekti...

1990lı yıllarda Kanal 6da Sezen Aksu Show programını yapmaya başladı.

1990larda Sezen Aksunun müzikseverlere çok sürprizi vardı. Öncelikle prodüktör tarafını gösterdi bize. Alışılmış starlar dışında ilk defa yeni biri çıkıyordu piyasaya, Sezen Aksunun vokalisti Aşkın Nur Yengi... Aşkın Nur Yengi, Sevgiliye albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Albüm Sezen Aksu prodüksiyonuydu ve bir milyona yakın tiraj elde etti.

1990 yılında Sezen Aksu beyaz perdede karşımıza çıktı. Yönetmenliğini Yavuz Özkanın yaptığı Büyük Yalnızlıkta Sezen Aksu, Ferhan Şensoyla kamera karşısındaydı. Film 1990 yılında Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Görüntü dalında ödül aldı. Filmin müziklerini Onno Tunç yapmıştı. Onno Tunç bestesi olan Uçurtma Bayramları da enstrumantal olarak bu filmde bulunmaktaydı.

Yıllar geçtikçe eski haliyle eğlenmeyi seven Sezen, bu filmle de 2003 senesinde, Yayla Sanat Merkezinde verdiği unplugged konserde dalgasını geçmişti. Önder Fıratla bu filmi seyredişlerini, Önder Fıratın belli etmemeye çalışsa da çok sıkıldığını anlatan Sezen izleyenleri kahkahaya boğmuştu.

Sezen 1991de Aşkın Nur Yenginin ikinci albümü Hesap Verin prodüksiyonunu üstlendi. Albüm Aşkının ilk albümü gibi iyi bir tiraj elde etti.

Sezen Aksuya inanılmaz bir popularite kazandıran 1991, bambaşka bir albümün çıkış yılıydı. 1991de müzik yönetmenliğini Onno Tunçun yaptığı Gülümse çıktı. Albüm, 2 milyonu aşan bir tiraj elde etmişti. Albümün bu kadar çok satmasının sebebi şarkıların seçkinliğinin yanısıra Sezenin hitap kesimiydi. Sezeni her kesimden insan dinliyordu. Aşka düşen de, aşktan kaçan da, arabesk dinleyen de, pop dinleyen de, varoşu da, zengin kesimi de Sezeni dinliyordu artık. İçinde bu kadar tezatlık olan insan kesiminin bu albümde birleşmesi Gülümseyi farklı yapan asıl etkendi. 1991de bu albüme ait Hadi Bakalımın Avrupada singleı çıktı. Bu signle da klibi olmamasına rağmen iyi bir satış elde etti.

1992de Sezen yine vokalistlerine albüm yapmaya devam etti. Sertab Ereneri tanıttı bizlere. Sertabın ilk albümü Sakin Ol başarılı bir satış grafiği çizdi. Sertabın albümünden birkaç ay sonra sıra Levent Yüksele gelmişti. Sezen Aksu, Aşkın ve Sertabtan sonra Leventin albümünün de prodüktörlüğünü üstlendi. Med-Cezir iyi bir tiraj elde etmiş olmasına karşın, satıştan daha önemli olan bu albümün günümüze klasik bırakmasıydı. Albüm, şarkıların güzelliği Leventin yorumuyla birleşince Tuana, Med-Cezir, Beni Bırakın gibi klasikleri müziğimize kazandırmış oldu.

Sezen Aksu her zaman istediği müziği yapmıştı ama Gülümseden sonra her şey daha da değişikti. Sezen Aksu müzik lüksüne ulaşmıştı. Bu lüks ilk meyvesini 1993 yılında verdi. Sezen, Deli Kızın Türküsü ile çıktı karşımıza. Sezen Aksunun alışılmış tarzında olmayan bu albüm, kapağına kadar değişikti. Sezen Aksu kitlesini seçmişti ve artık onlara müzik ziyafeti çekiyordu. Bu farklı albümde Küçüğüm ve Masum Değiliz ilk hit olan parçalardı. Bu albümün bir özelliği ve bir değişikliği daha müzik direktörünün Uzay Heparı olmasıydı.

Uzay, hızlı yaşamayı seviyordu, motosiklet tutkunuydu. 1994ün, 20 Mayısında Uzay motosikletiyle giderken park halindeki Demet Akbağın arabasına çarptı. Zeynep Tunuslu ile henüz 6 aylık evliydi ve sadece bir gün önce bir çocuğunun olacağını öğrenmişti. 11 gün bitkisel hayatta kalan Uzay, 31 Mayıs günü 26 yaşında aramızdan ayrıldı motosiklet sevdasına. Sanat dünyasını, sevenlerini özellikle genç hayranlarını ve tabii ki Sezeni yasa boğdu. Sezen, Uzayı, Yas parçasında sanırım hiçbirimizin yaşamayacağı duygularla yaşadı. Sezen Yası kendisinin okuyamayacağını söylemişti ve şarkıyı Leventin ikinci albümüne koydu. Bu çok özel parçayı Levent Yüksele vermesi en doğruydu. çünkü Levent Yüksel de, Uzayın ölümünden sonra albümü bir milyona yakın satmasına rağmen Sezen Aksunun arkasında vokal yapacak, bas gitar çalacak kadar tevazu sahibi ve vefakar biriydi.

1 Kasım 1994te çıkan Sertabın Ll albümü Sezen Aksu prodüksiyonuydu, iyi bir satış başarısı elde etti. Bu albümün en önemli özelliği ise Uzayın anısına adanmasıydı.

1995 yılında Sezen yine farklı çıktı karşımıza. Buram buram Anadolu kokan şarkılar vardı Işık Doğudan Yükselirde. Eleştirmenlere Eski Sezen Aksu nerede? diye sorduran bu albüm, müzik açısından en iyi Sezen albümlerinden biriydi. Yunus Emrenin, Mevlananın ve Aşık Daiminin eserleri Sezen Aksunun yıllar geçtikçe daha da güzelleşen yorumuyla albümde yer aldı. Fahir Atakoğlunun da iki eseri vardı albümde. Bunlardan biri albümün hitlerinden, sanat müziği tınısıyla kulağımızı okşayan Alturka, diğeri ise özellikle kusursuz düzenlemesiyle Yaktılar Halimimiydi. Gülümsenin müziğini yapan Arto Tunçun da bu albümde iki bestesi vardı. Albümde dikkat çeken bir dörtlük de Bedri Rahmi Eyüboğluna ait;

Bu Anadolu var ya bu Anadolu

Bu misli menendi görülmemiş cömert ana

Bu her yanı meme, bu her yanı dudak, bu her yanı gül

Bu zırnık almadan veren, habire veren yedi gül...

Bedri Rahmi Eyüboğlu

1997 yılının Aralık ayında piyasaya çıkan Düğün ve Cenaze yine çok eleştirildi. Öyle ki birkaç eleştirmen, Sezenin ne dediğini anlamadığını bile yazmıştı. Bütün bu eleştiriler albümün kötü satmasında çok büyük etken oldu. Oysa albümün düzenlemeleri ve besteleri yine eşsizdi. Goran Bregoviçi dünyaya tanıtan 9 tane Goran Bregoviç, 1 tane Kurtis Jasavev bestesinden oluşan albüm Düğün ve Cenaze adını Goran Bregoviçin orkestrasından aldı. Albümün sözlerini ise Sezen, Pakize Barışta ve Meral Okay ile birlikte yazdı.

1998 yılında Düğün ve Cenaze albümünün en büyük hiti Erkeklerin singleı çıktı. 1998in Nisan ayında ise Levent Yükselin üçüncü albümü Adı Menekşe piyasaya çıktı. Bir kez daha Sezen Aksu nun prodüksiyonluk üstlendiği albüm çok başarılı bir yapıt olmasına rağmen belki de tanıtımının iyi yapılamaması nedeniyle iyi bir satış elde edemedi. Yine 1998in Aralık ayında Sezen Aksunun albümü Adı Bende Saklı raflardaki yerini almıştı. Sezen bu kez albümüyle basından tam not aldı. Kimilerine göre eski Sezen dönmüştü. Albümdeki Tutuklu ve Adı Bende Saklı parçaları Sezen klasikleri arasında yerini aldı.

1999un son günlerinde Sezen Aksu hayranlarına bir sürpriz yaptı ve Sarı Odalar singleını piyasaya çıkardı. Parçaya klip 3. köprüyü protesto etmek için Arnavutköyde çekildi.

2 Haziran 2000 günü Sezen yine yeni bir albümle, Deliverenle, çıktı karşımıza. Oh Oh, Kahpe Kader ve Keskin Bıçak albümün hit parçaları oldu ve bir milyona yakın bir tiraj elde etti. (Deliveren, içindeki şeytanla meleği yönlendiren anlamına gelmekte)

Sezen 2001 yılında sağlık problemleriyle ilgilendi. Temmuzun sonunda ve Ağustosun başında 6 konser veren Sezen, Park Ormanda yine çok şiddetli esti. Dev orkestrası ve sesiyle 6 gece hayranlarını büyüledi. Konser hediyesi olan Remix Maxi Single piyasaya sürülmedi, Sezen fanatiklerinin koleksiyonlarındaki yerini aldı. Maxi Singleda Oh Oh ve Kahpe Kaderin Kıvanç Kutlumuş tarafından düzenlenen ikişer remixi bulunmakta.

Sezenin bir zamanki vokalisti Işın Karaca da 2001 yılında Eurovisionda Türkiye finaline kaldı ama yine aynı son yaşandı.

2001 yılının sonuna doğru Sezen Aksunun 6 yıldır vokalistliğini yapan Işın Karacanın albümü Anadilim Aşk piyasaya çıktı. Albüm yine bir Sezen Aksu prodüksiyonuydu.

21 Aralık 2001den itibaren ve 2002nin hemen başında Sezen, Efendy Show Theatredaki konserleriyle sevenlerinin karşısındaydı.

20 Mayıs 2002 günü Sezen Aksu sevenlerine Şarkı Söylemek Lazım albümünü sundu. Bu albüm Sezenin DMC firmasından çıkarttığı ilk albümüydü.

2002in yazında da dolu dolu Sezen Aksu vardı. 12 Haziranda Açıkhavada konserlerine başladı Sezen. Sezenin ilk ışığını Mart ayında Diyarbakırdaki konserinde verdiği sürprizi yaz sonunaydı. Türkiyenin bütün dillerini ve medeniyetlerini bir araya getiren Türkiye Şarkıları isimli konser serisini sundu. Konserlerde Sezene Rum, Ortodoks, Ermeni ve Musevi korolarıyla birlikte Diyarbakır Belediyesi çocuk Korosu da eşlik etti. Sahnede Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve Rumca şarkılar, türküler söylendi. Diyarbakır Belediyesi çocuk Korosu en büyük alkış alanlardandı. Sezen konserinin sonunda onbinlerce kişiyle birlikte Şarkı Söylemek Lazımı ve Mevlananın sözlerinden oluşan Yeniliğe Doğru şarkısını söyledi.

Her yaptığıyla kendinden söz ettiren Sezen bu sefer Türkiyeyi bambaşka sallamıştı. Günlerce televizyonlarda konuşulan, gazetelerde yazan Türkiye Şarkılarını 1 Eylül 2002 günü Hürriyet Gazetesi Yasa Meclisten, icraat Sezenden başlığıyla manşetten verdi.

Bu konser dizisi sadece Türkiyede değil birçok ülkede de haber oldu. AP ajansının çektiği bir fotoğraf birçok ülkede yayınlandı.

2003 yılının başında Beşiktaşta BKMde Unplugged konserler veren Sezen yoğun ilgi üzerine konserlerine önce Maltepe Yayla Sanat Merkezinde daha sonra Türkiyenin değişik şehirlerinde devam etti.

2003 yazı bitmeden Sezenin yeni albümü Yaz Bitmeden çıktı. Biri enstumantal olmak üzere 4 yeni şarkı içeren albümde ayrıca daha önce başka yorumcuların seslendirdiği Sezen Aksu şarkıları vardı. Yeni şarkılardan biri olan Farkındayıma Vanın Gevaş ilçesinde klip çekildi.

Sezen Aksunun uzun bir aradan sonra 2005 yılında piyasaya sürülen yeni albümü Bahane, beklenenin de üzerinde ilgi gördü. Aksunun son şarkılarını dinlemek için sabırsızlanan müzikseverlerin yoğun ilgisi sayesinde albüm, ilk iki haftalık sürede 320 bin sattı.

Sezen Aksu aynı zamanda İstanbul gece eğlencesi anlayışına farklılık getiren Oba Barda ve 1997 yılında Uğur Yücel ile Bostancı Gösteri Merkezinde kabare türünde sahne gösterileri sergiledi.

Evlilikleri

1.evliliği : Hasan Yüksektepe ile evlendi, çok kısa bir süre sonra boşandı.

2.evliliği : 1974 yılının Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlendi.

3.evliliği : 10 Temmuz 1981 tarihinde Sinan Özer ile İstanbulda evlendi ve aynı yıl oğlu Mithat Can Özer (d.11 Kasım 1981) doğdu. 1983 yılında boşandı.

4.evliliği : 1993 yılında gazeteci Ahmet Utlu ile evlendi. 1997 yılında boşandı.

Albümleri .

1977 - Allahaısmarladık

1978 - Serçe

1980 - Sevgilerimle

1981 - Ağlamak Güzeldir

1982 - Firuze

1984 - Sen Ağlama

1986 - Git

1988 - Sezen Aksu88

1989 - Sezen Aksu Söylüyor

1991 - Gülümse

1993 - Deli Kızın Türküsü

1995 - Işık Doğudan Yükselir

1996 - Düş Bahçeleri

1997 - Düğün ve Cenaze

1998 - Adı Bende Saklı

2000 - Deliveren

2002 - Şarkı Söylemek Lazım

2003 - Yaz Bitmeden

2005 - Bahane

2005 - Bahane Remix

2008 - Deniz Yıldızı

2009 - Yürüyorum Düş Bahçelerinde...

2011 - Öptüm

2011 - Öptüm Remix

2013 - Kayıp Şehir

Ödülleri

1995 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, Yekta Okur Özel Ödülü

2003 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, Yılın en çok satan albümü ödülü

2004 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, Yılın en çok satan albümü ödülü

2005 - POPSAV ödülü, En iyi sanatçı ödülü

2005 - Altın Kelebek 2005 TV Yıldızları Yarışması, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2006 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri İki adet Diamond ödülü, Yılın en çok satan albümü ödülü

2005 - Altın Kelebek 2005 TV yıldızları yarışması, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2007 - Powertürk Müzik Ödülleri, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2008 - İZTO, İzmir Şehrine Katkı Ödülüİzmire katkı ödülü

2009 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, En iyi kadın sanatçı ödülü

2009 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, MÜ-YAP özel ödülü

2012 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, En iyi klip ödülü

Filmleri

1979 - Minik Serçe

1981 - Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı müzikali

1983 - Neşeli Kuklalar

1986 - Bin Yıl Önce Bin Yıl Sonra müzikali

1990 - Büyük Yalnızlık

2012 - Max Maceraları: Kralın Doğuşu (seslendirme)

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır