'Şimdi saat sensizliğin ertesi' Doğum günün kutlu olsun büyük üstad Ahmet Kaya!

Bugün 2000 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu Fransa'da vefat eden Ahmet Kaya'nın doğum günü. 43 yaşında hayatını kaybeden Ahmet Kaya bugün yaşasaydı 58 yaşına basacaktı.

Haberler 28.10.2015 - 12:02 Son Güncelleme : 19.03.2024 - 01:53

AHMET KAYA KİMDİR NERELİDİR?

Ahmet Kaya 28 Ekim 1957de Malatyada doğmuştur. Kasım 2000de, Fransanın Paris şehrinde 43 yaşında vefat etmiştir. Ahmet Kaya Türkiyede 1980ler ve 1990larda çıkardığı albümler ve verdiği konserlerle tanınmış, anne tarafından Türk, baba tarafından Kürt kökenli Türk Halk Müziği ve Özgün Müzik sanatçısı şarkıcı ve bestecidir.

AHMET KAYANIN HAYATI?

Ahmet Kaya 1957 yılında Malatyaya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Babası Sümerbank mensucat fabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatyada okudu. Müzikle altı yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanıştı. Okuldan geri kalan zamanlarında plak ve kaset satan bir dükknda çalışmaya başladı. Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle 1972de İstanbul Kocamustafapaşaya göç ettiler ve okulu bırakmak zorunda kaldı. İşportacılık ve çeşitli işyerlerinde çıraklık yaptı. Bu dönemde küçük bir yerleşim yerinden büyük bir şehre taşınmanın ve alışmanın sıkıntılarını yaşadı. On altı yaşında yasadışı afiş basmaktan hapse atıldı. Daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneğinin çalışmalarına katıldı. Bu çalışmaları sırasında çeşitli etkinliklerde bağlama çalmaya devam etti. Boğaziçi Üniversitesinde yapılan bir etkinlikte Ruhi Su ile tanışma fırsatı buldu ve Mahsus Mahal isimli Ruhi Su türküsünü söyledi. 1978 yılında Geliboluda askerlik yaptı, bu arada askeri orkestrada müzik çalışmalarına devam etti. Askerlik dönüşü Emine Kaya ile evlendi ve 1982 yılında kızları çiğdem doğdu.

İLK çALIŞMALARI YOKLUK İçİNDE GEçTİ

Ahmet Kaya işsizlik sebebiyle ekonomik zorluklar çekti. Bu sırada eşi kendisinden ayrıldı. Bu ekonomik sorunlarından kurtulmak umuduyla kendi deyimiyle sistemin tersine hareket ederek hapse girmeye çalıştı. Nihayetinde uzun uğraşılar sonucu çıkardığı Ağlama Bebeğim albümünü 1985 yılında yayınladı. İstanbul Şan Tiyatrosunda küçük bir konser verdi. Yayımlandığı yıl albüm toplatıldı fakat daha sonra sansürü kaldırıldı. 1985te ikinci albümü Acılara Tutunmak için birinci albümde olduğu gibi Değişim Stüdyosuyla anlaştı. Stüdyonun sahibi, o sıralarda Metris Askeri Cezaevinde olan Selda Bağcanın kardeşi Sezer Bağcandır. Cezaevinde tanıştığı 12 Eylül Darbesi mağduru Gülten Hayaloğlu ile Ahmet Kayanın tanışmasına aracılık etti. Albüm yayımlandıktan sonra evlendiler. Gülten Hayaloğlu hapishanede idam cezasına mahkm olan Nevzat çelikin Şafak Türküsü şiirini Ahmet Kayaya iletti. Böylelikle geniş kitlelerce tanınması sağlanan albüm, 1985 yılında yapılıp 1986da piyasaya çıkan Şafak Türküsü oldu. Bu albümde aranjör Oğuz Abadanla çalıştı ve hemen hemen tüm besteleri kendisi yaptı. Aynı yıl An Gelir albümünü yayınladı. Ahmet Kayanın 1987 yılında kızı Melis doğdu.

AHMET KAYANIN MÜZİK TARZI NASILDI?

İlk dönem albümlerinde genel olarak bağlamaya ağırlık verdi. Ahmet kayanın tarzı pop, Türk halk müziği ve arabesk kategorilerine tam olarak dahil edilemediği için özgün müzik denilmeye başlandı. Kendisi müzik tarzının devrimci arabesk veya protest olarak tanımlanmasına karşı çıktı. Sözlerini kendisinin yazdığı bestelerle beraber, Attil İlhan, Can Yücel,Nevzat çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe, Ahmed Arif gibi tanınmış şairlerin şiirlerini de bestelemiştir. Genellikle şarkılarında toplumsal meseleler işlenir. Toplam yirmiiki albümünde sadece bir Kürtçe şarkısı (Karwan) vardır ve bir tane de Kürtçe açılış bulunur.

Boğaziçi Üniversitesinde Ruhi Su ile tanışıp Mahsus Mahal isimli türküyü çaldığı zaman, Ruhi Su bağlamanın bu şekilde, at teper gibi çalınmayacağını söyler. Yıllar sonra Ahmet Kaya bir konserinde bağlama çalarken bu olaya nüktedan bir gönderme yaparak Bağlama böyle de çalınır der.

AHMET KAYAYA YAPILAN SUçLAMALAR

Ahmet Kaya 10 Şubat 1999da Magazin Gazetecileri Derneğinin Princess Otel kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneğine, Cumartesi Annelerine, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum. dedi. Bunun sözleri üzerine davetlilerin bir kısmı tepki gösterip, küfür etmeye ve kendisine çeşitli eşyalar fırlatmaya başladılar. Kaya, MGD görevlileri tarafından kongre salonundan olağandışı koşullarda dışarıya çıkartıldı.

Bu olayın hemen sonrasında Ahmet Kayanın 1993 yılında Berlinde Kürt İşadamları Derneğinin düzenlediği bir gecede verdiği iddia edilen bir konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet Gazetesinde yayınlanması üzerine Bölücü PKK örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesinde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. Ahmet Kaya 16 Haziran 1999da Türkiyeden ayrıldı. Yargılamaların sonucunda gıyabında toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra bu görüntülerin düzmece olduğu belirlendi.

KONSERDE SUçALAMA YAPILDI

1999 yılında Münihde PKK yanlıları tarafından düzenlenen konserde Arabamı o şerefsizlerin memleketinde bıraktım dediğini iddia eden Hürriyet Gazetesi haberi için hakkında DGM tarafından bir kez daha soruşturma başlatıldı. 9 Şubat 2000 yılında Zaman Gazetesine yaptığı röportajda Ben 3 tane şerefsizin yüzünden ülkemde arabama bile binemedim dedim diyerek yalanladı. 1999da Almanyanın Münih şehrindeki Barış, Demokrasi ve Özgürlük Festivali isimli organizasyonda söylediği ve içinde Kürdüz Ölene Kadar, Vallahi biz dostu özledik, Kürdüz sonuna kadar, Vallahi Apoyu özledik sözleri geçen şarkısı nedeniyle eleştirildi. 1999 Mart ayında Ordu Valiliği, Ahmet Kayanın kasetlerinin kentte satılmasını ve bulundurulmasını yasakladı.

Ahmet Kaya, yasal suçlamaların yanı sıra çeşitli kesimlerce lüks içinde yaşarken yoksulluk edebiyatı yapmakla suçlandı. Bu eleştirilerle ilgili olarak yöneltilen bir soruya şu şekilde yanıt verdi:

BENİM Hİç MERCEDESİM OLMADI

Benim hiç Mercedesim olmadı. Şimdiki arabam Mercedesten daha pahalı, cip olduğu için gözüne batmıyor insanların. Salaklaşmamak lazım; bunlar önemli şeyler yani. Biz insanların yoksulluğunu savunmadık. Bizler yaşamımız boyunca insanların zenginliğini savunduk. Yani ben cipe binsem, Mercedese binsem; bunlar önemli şeyler midir? Ben tarihin yüklediği misyonu yerine getiriyor muyum? Bu önemli. Tam 30 sene aç yaşadım bu ülkede, 30 yıl boyunca. Bütün lokantaların kenarlarına gidip, o lahmacunların nasıl çıktığına baktım. Artık ben bu saatten sonra bunu yerim ve kimse bunu engelleyemez...

ÖLÜMÜ NASIL GERçEKLEŞTİ

Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000 yılında Hoşçakalın Gözüm isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Parisin Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 17 Kasım 2000de 30.000in üzerinde kişinin katıldığı törenle Parisin Per Lachaise mezarlığına defnedildi.

AHMET KAYANIN ALBÜMLERİ

Ağlama Bebeğim (1985)

Acılara Tutunmak (1985)

An Gelir (1986)

Şafak Türküsü (1987)

Yorgun Demokrat (1987)

Başkaldırıyorum (1988)

Resitaller-1 (1989)

İyimser Bir Gül (1989)

Resitaller-2 (1990)

Sevgi Duvarı (1990)

Başım Belada (1991)

Dokunma Yanarsın (1992)

Tedirgin (1993)

Şarkılarım Dağlara (1994)

Beni Bul (1995)

Yıldızlar ve Yakamoz (1996)

Dosta Düşmana Karşı (1998)

Hoşçakalın Gözüm (2001)

Dinle Sevgili Ülkem (2002)

Biraz da Sen Ağla (2003)

Kalsın Benim Davam (2005)

Gözlerim Bin Yaşında (2006),

Resitaller 3

1984 Selda Bagcan Ahmet Kaya Kocero Fadike

Ana Sayfaya Git