Bülent Arınç: Yeni süreçte Öcalan olacaktır, olmalıdır

BAŞBAKAN eski Yardımcısı Bülent Arınç, kamu güvenliği tesis edildikten sonra yeni şartlar ile isminden başlayarak belki pek çok şeyi de değiştirmek suretiyle yeni bir çözüm sürecine ihtiyaç olduğunu söyledi. Arınç, "Şimdi şüphesiz yeni süreçte Öcalan ve İmralı olacaktır ve olmalıdır" dedi.

Haberler 21.01.2016 - 11:42 Son Güncelleme : 21.01.2016 - 11:42

Kuzey Irakın Erbil kentinden yayın yapan Kürdistan 24 TVnin dün akşamki yayınında Bülent Arınçla yapılan röportaj yer aldı. çözüm sürecinin 2009dan bu yana seyrini anlatan Arınç, yeni bir çözüm süreci gerektiğini söyledi. Yeni bir çözüm sürecinde Abdullah Öcalanın önemli olacağını belirten Arınç, şunları söyledi:

Yani hem örgüt, hem Kürt halkı üzerinde Öcalanın olumlu bir etkisi olacağını ben şahsen düşünüyorum. Ancak siyasi temsil konusunda HDP olmalı mıdır, buna bir karar vermek lazım. Benim kanaatim HDP bir siyasi aktör olarak kalabilir de ama bugünü kadar yaptığı işlerden hiç bir fayda olmadığına göre onun yerine Öcalanın da onay vereceği başka siyasetçiler de olabilir. çünkü bir temsil ve bir araya gelme söz konusu olduğunda bunu Öcalanın itibar ettiği siyasetçileri koymak lazım.

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kürtlerin siyasi temsilciliğini sadece HDP yapmıyor. Şimdiye kadar Meclis çatısı altında olduğundan dolayı, bir siyasi temsilci olarak HDPden istifade etmeye çalıştık ancak HDP bu süreçte görevini yerine getirmediği gibi verdiği sözü de tutmadı dedi.

Merkezi Erbilde bulunan Kürdistan 24 TVye gündemdeki konuları değerlendiren Arınç, Bu partiye güvenimiz kalmadı ancak bununla birlikte eğer hükümet biz onlarla başladık onlarla bitireceğiz derse bilemem. Yine bazı konular da hükümet HDPden istifade edebilir. Hükümet siyasi partinin temsilciliğine ihtiyaç yok da diyebilir, sadece akil insanları, Öcalan ve gazetecileri yeterli görebilir. Hükümetin diğer Kürt taraflarla irtibat halinde olması lazım. Mesela neden Kemal Burkay veya başka bir Kürt parti temsilcisi bu süreçte rol almasın değerlendirmesinde bulundu.

Arınç, yeni çözüm sürecinde HDPnin rol alıp almayacağı konusunda herhangi fikrinin olmadığını dile getirerek, şöyle konuştu:

Yapılacak görüşmeler sırasında siyasi temsilci sıfatıyla HDPnin tekrar muhatap kabul edilmesi konusunda iyi bir karar verilmesi lazım. Zira HDP, üzerine düşen sorumlulukları başarılı bir şekilde yerine getiremediği gibi tavrını şiddetten ve silahlı örgütten yana kullandı. Bana göre HDPnin siyasi bir aktör olarak kalması daha iyi çünkü bugüne kadar yaptığı işlerden bir sonuç çıkmadı. Bu yüzden HDPnin yerine başka siyasi temsilcilerin getirilmesi de mümkündür ancak Öcalanın da onları kabul etmesi gerekiyor. Bu bir temsilcilik meselesidir ve Öcalanın da onlara güvenmesi lazım.

HDPnin 7 Haziran seçimlerinde yüzde 10 barajını geçmesiyle oluşacak siyasi ortamın sayesinde güçlü bir ateşkesin meydana geleceğine inandıklarını ancak tam tersine şiddet olaylarının arttığına dikkati çeken Arınç, Kandilden il ve ilçelerde savaşın başlatılması çağrısı yapıldı ve maalesef bugüne kadar devam eden terör olayları o zaman yavaş yavaş alevlenmeye başladı. Bu olayların arasında Türkiye 1 Kasımda tekrar seçimlere gitti ve AK Parti tekrar tek başına iktidar olmayı başardı. Bunun ardından şehirlerde çatışmalar başladı diye konuştu.

PKKnın, çözüm süreci sırasında Türkiyenin bazı bölgelerinde çok sayıda silah, patlayıcı madde, cephanelik ve mühimmat stokladığını belirten Arınç, çatışmaların alevlenmesiyle birlikte Kobanide eğitilen bazı güçleri, hendeklerin kazıldığı bölgelere yerleştirmeye başladılar. Güvenlik güçlerinin sokaklara girişini engellemek için bombalı tuzaklar ve mayın döşemeye başladılar. Büyük bir başkaldırı hesabı içerisindeydiler ancak başarılı olamadılar. Bölgedeki çatışmaların sonuna gelindi. Cizre, Silopi, Yüksekova ve Dargeçit ilçelerindeki militanların yüzde 80i etkisiz hale getirildi ifadelerini kullandı.

Bülent Arınç, Türkiye ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile ilişkileri hakkında ise şunları kaydetti:

İyi ilişkilerin bir kısmına ben de şahitlik ettim. Hem Sayın Mesut Barzani hem de Sayın Neçirvan Barzani ile görüşmeler yaptım. Türkiye Irakın bütünlüğü çerçevesinde Kürt bölgesini tanıyor. O bölge ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler içerisindedir. Şuanda bahsettiğim ilişkiler en yüksek düzeyde. Kürt Bölgesi Başkanlığı ve Parlamentosu ile çok iyi ilişkiler var. Bizim kendi toprak bütünlüğümüz ve teröre karşı verdiğimiz mücadelede olumlu tutum sergiliyor. Bu ilişkilerin sürekli bir şekilde gelişmesi ve devam etmesini arzuluyorum. Unutmamalıyız ki Türkiyenin en büyük ihracatı Almanyaya ve ardından Iraka yapılıyor. Iraka yapılan ihracatın yüzde 70i Kürt Bölgesi üzerinden diğer bölgelere yapılıyor. Sayın Barzaninin hükümeti ve Türkiye arasındaki ilişkiler karşılık anlayış ve saygı çerçevesindedir.

Ana Sayfaya Git