HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş hakkında 'Cumhurbaşkanına hakaret'ten bir fezleke şoku daha!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, "Cumhurbaşkanı ve Başbakana hakaret" suçlaması ile bir fezleke daha düzenlendi

Haberler 17.03.2016 - 12:39 Son Güncelleme : 17.03.2016 - 12:39

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, Cumhurbaşkanı ve Başbakana hakaret suçlaması ile bir fezleke daha düzenlendi

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaşhakkında yeni fezleke düzenlendi. Adalet Bakanlığına gönderilen fezlekede Cumhurbaşkanı ve Başbakana hakaret suçlaması yöneltilen Demirtaşın dokunulmazlığının kaldırılması kanaatinin oluştuğu belirtildi.

FEZLEKE CUMHUHURBAŞKANI VE BAŞBAKANA HAKARETTEN DÜZENLENDİ

Bakırköy Başsavcıvekili Nafiz Özkalay, Demirtaşın 24 Aralık 2015 günü Rusya dönüşünde havaalanında yaptığı açıklamaya ilişkin fezleke düzenledi. Fezlekede, bazı vatandaşların şikayetçi olduğu kaydedildi. Demirtaşın Türkiyede toplum Rusya veya herhangi bir ülkeyle savaş istemiyor, iki ülke arasındaki gerilim hükümetin yanlış kararları sonucu oluşmuştur, ihanet ettiler diyerek kendi hatalarını örtemezler. şeklinde ifadeler kullandığı hatırlatıldı.

Demirtaşın söz konusu konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğluna yönelik halk nezdinde küçük düşürücü, saygınlığını zedeleyici ifadeler de kullandığı belirtildi.

Demitaşın Kürt halkı zorlu bir zamanda muazzam bir direniş sergiliyor şeklindeki ifadeleriyle de halkın bir kesimini diğerine karşı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işlediği de anlatıldı. Son günlerde şiddetli şekilde yaşanan terör eylemleri göz önünde bulundurulduğunda bu ifadelerin kamu güvenliği açısından tehlike içerdiği aktarıldı.

DOKUNULMAZLIĞIN KALDIRILMASI İSTENDİ

Söz konusu suçları işlediği ifade edilen Demirtaşın milletvekili olması nedeniyle dokunulmazlığı bulunduğu hatırlatıldı. TBMMden dokunulmazlığın kaldırılması kararının alınması gerektiği belirtildi.

2013 YILINDAKİ NEVRUZ İçİN DE FEZLEKE DÜZENLENMİŞTİ

Başsavcıvekili Özkalay, 5 ay önce de Demirtaş ile birlikte HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hakkında fezleke düzenlemişti. Bu fezleke, 2013 yılında Kazlıçeşmede düzenlenen Nevruz kutlamasıyla ilgiliydi. Fezlekede, izin alınarak legal bir etkinlik olarak başlayan kutlamada yasa dışı slogan, pankart, poster ve terör örgütünün sözde bayrağının açıldığı kaydedilmişti. Kutlamanın tamamen yasa dışı bir eyleme dönüştüğü ifade edilen fezlekede, düzenleme komitesi tarafından da bu duruma yönelik herhangi bir müdahalede bulunulmadığı anlatılmıştı. Terör örgütü PKK ve Abdullah Öcalanın propagandasının yapıldığı etkinliğin gövde gösterisine dönüştüğü kaydedilmişti.

Demirtaş ve Önderin terör örgütü elebaşısı Öcalanın fotoğraflarının önünde, yüzlerini kapatan PKK mensuplarının sözde örgüt bayrağını açtıkları sırada konuşmalarını yaptıkları belirtilen fezlekede, bu konuşmalarda da terör örgütü ve Öcalanın propagandasının yapıldığı anlatılmıştı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 25. dönemİstanbul milletvekili olup, Figen Yüksekdağ ile birlikte Halkların Demokratik Partisi eşbaşkanlığını yürütmektedir.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Demirtaş siyaset öncesi serbest avukatlık ve İHD (İnsan Hakları Derneği)Diyarbakır şubesinde yöneticilik yapmıştır. Uluslararası Af Örgütü Diyarbakır Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfının kurucuları arasındadır.

Abisi Nurettin Demirtaşın 2007de Genel Başkanlık yaptığı DTPde Grup Başkanvekilliği yaptıktan sonra DTPnin kapatılması sürecinde yeni kurulan BDP (Barış ve Demokrasi Partisi)ye geçerek partinin 1 Şubat 2010 tarihinde yapılan olağanüstü kongresinde Genel Başkan seçilmiştir. BDPnin Halkların Demokratik Partisine (HDP) katılması sürecinde Figen Yüksekdağ ile birlikte HDP Eşbaşkanlığına seçilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23. dönem Diyarbakır milletvekili, 24. dönem Hakkari milletvekili ve 25. dönem İstanbul milletvekilidir.

Hukuk fakültesinden mezuniyetinin ardından 2000 yılında Osman Baydemirin Diyarbakır İHD başkanı olmasıyla İHD Diyarbakır yönetimine girdi. Bu dönemde pek çok insan hakları ihlali davasında çalıştı. O dönemde kendisini en çok etkileyen olayın Silopi HADEP İlçe Başkanı Serdar Tanış ve Yardımcısı Ebubekir Denizin kaybolması olduğunu belirtmiş, Silopi ve Şırnaktaki araştırmaların olumsuz sonuçlanması sonrası Diyarbakıra dönüş yolunda yol kenarında cesetlerini bulma korkusuyla aracını yavaş sürdüğünü hatırladığını anlatmıştır.

2004 yılında Osman Baydemirin belediye başkanı seçilmesiyle İHD Diyarbakır Şube Başkanı oldu.

2006 yılında yaptığı bir konuşmada Roj TVde bir tartışma programına telefonla katılan Demirtaş, hapiste bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan için Kürt sorununun çözümünde rolünün değerlendirilmesi gerekir dediğinden ötürü hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından terör örgütü propagandası yapmak suçlamasıyla soruşturma açıldı. 2010 yılında sonuçlanan davada kendisi 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı ancak mahkeme Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vererek, Demirtaşın 5 yıl boyunca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasını kararlaştırdı.

2006 yılı sonunda kısa dönem askerlik yapan Selahattin Demirtaş askerlik dönüşü ailesinin desteğiyle bir avukatlık bürosu açtı fakat 2007 yılından alınan erken seçim kararı ve kapatılan DEPin eski Milletvekili Hatip Diclenin siyasi yasağından dolayı milletvekili adaylığının kabul edilmemesi ile Selahattin Demirtaş çevresinin de telkini ile DTP ve EMEP, ÖDP ve SDPnin katıldığı Bin Umut Adayları hareketinin desteklediği Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı oldu ve seçilerek meclise girdi.

2004 yılında hapisten çıkan kardeşi Nurettin Demirtaşın hızla yükselerek 2007 Şubatında önce genel başkan yardımcılığına ve daha sonra genel başkanlığa yükseldiği DTPde Selahattin Demirtaş henüz daha 34 yaşında iken Grup Başkanvekilliğine getirildi. Abisi sahte çürük raporu alarak askerden kaçmaya çalıştığı iddiasıyla başlayan soruşturma neticesinde gözaltına alındı ve daha sonrasında 2008 yılının Nisan ayında uzun dönem askerliğini yapmak üzere birliğine teslim oldu. Boşalan DTP genel başkanlığına Mayıs 2008de Emine Ayna getirildi. Anayasa Mahkemesinin 2009 yılında DTPyi eylemleri yanında, terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği gerekçesi ile kapatmasının ardından bu davanın sürdüğü süreçte kurulan BDPye katıldı.

Ana Sayfaya Git