Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, 1 Kasımda yapılacak seçimlere girmeme kararı aldıklarını açıkladı. Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: Halkımızın nispi huzurunun ve kısmi kazanımlarının uluslararası güç odaklarının menfaatlerine kurban edildiği, seçmen iradesinin sağlıklı bir şekilde sandığa yansımayacağı bir ortamda, niteliğin düştüğü, partilerin nicelik olarak yükselmek için katıldığı bir yarışa girmenin çok anlamlı olmadığını düşünüyoruz. Bağımsız adaylarla veya seçim ittifakı yoluyla başka partilerin listelerinde yer almak suretiyle de katılmama kararı aldık.
O defterleri kapattık Zekeriya Yapıcıoğlu, gazetecilerin Bu bir boykot kararı mı? ve AK Partiden seçim için ittifak teklifi aldınız mı? sorularını şöyle yanıtladı: Hayır, bu bir boykot kararı değildir. Seçmenlerimiz sandığa gitmekte, dilediğine oy vermekte serbesttir. İttifak görüşmeleri demeyelim, belki ittifak ön görüşmeleri şeklinde bazı partilerden bize teklifler geldi. Bunları değerlendirdik. İttifak görüşmesine evrilmeye değecek nitelikte teklifler olmadığı için o defterleri kapattık. AK PARTİYE DOLAYLI DESTEK HÜDA-PARın seçimde yokuz kararı, AK Partiye dolaylı destek anlamına gelirken, 7 Haziran seçimlerinde Bağımsız adaylarla seçime giren HÜDA-PAR, daha önce AK Partiye giden oylarını kendi sandığında gördü. Diyarbakırda 30 bine yakın oy alan HÜDA PARın bu oyları, daha önceki seçimlerde Ak Partiye giden oylar olarak değerlendirilmişti. AK Parti, 7 Haziran seçim sonuçlarında, ikinci milletvekilini 6 bin 500 oy eksikliğiyle, HDPye kaptırmıştı. HÜR Dava Partisi (Hüda-Par) Genel Başkanı Zekeriye Yapıcıoğlu, 1 Kasımda yapılacak genel seçimlere, bağımsız veya herhangi bir parti ile yapılacak bir ittifakla bile olsa seçimlere girmeyeceğini açıkladı. Yapıcıoğlu, seçmen iradesinin sağlıklı biçimde sandığa yansımayacağını iddia etti. Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Partisinin Diyarbakır İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, 1 Kasımda yapılacak seçimlere girmeme kararı aldıklarını açıkladı. Yapıcıoğlu, şöyle konuştu: 7 Haziran seçimleri de, 30 Mart 2014 seçimleri de özellikle bölgemizde normal koşullar altında yapılmadı. Mevcut şartlar nedeniyle seçmenlerin iradesinin sağlıklı bir şekilde sandığa yansıyamadığı hatta sandığa yansıyan iradenin de sandıktan tam olarak çıkmadığı bir vakıadır. 20 Temmuz 2015 günü başlayan yeni sürecin koşulları 30 Mart 2014 ve 7 Haziran 2015 koşullarından daha kötüdür. çatışmaların ve akan kanın bir an önce durmasını, memleketin normale dönmesini umuyor ve diliyoruz. Fakat bu konuda maalesef çok iyimser değiliz. Bu şartlarda halkın iradesinin sandığa sağlıklı bir şekilde yansımayacağını düşünüyoruz. BATIDAKİ SEçMEN DOĞUYA, DOĞUDAKİ SEçMEN BATIYA GİTTİ Doğu ve Batıdaki olaylarla seçmenlerin yer değiştirmek zorunda kaldığını, bu yüzden halkın iradesinin sandığa sağlıklı olarak yansıyacağına inanmadığını belirten Yapıcıoğlu, şöyle konuştu: Özellikle Kürt seçmenler kayıtlı olduğu yerde kalmaya devam edebilecek mi? Silopi, Lice, Hazro, Kulp, Varto ve benzeri yerlerde özellikle de Cizrede 8 günlük sokağa çıkma yasağından sonra fırsatını bulanlar, imkanı olanlar akın akın göç ediyor. Batıda oturanlar ise doğuya doğru göç ettirilmek isteniyor. Şemdinli gibi yerlerden de güneye, Irak Kürdistanındaki akrabalarının yanına göç ediyor. Halk iki ateş arasındadır. Bu çatışmanın makul ve mantıklı bir gerekçesi de yoktur. Siyasi hesaplarla gerilim tırmandırılmakta, gencecik canlara kıyılmaktadır. Silah seslerinin ve ağıtların arasında sağduyuya, doğruya çağıranların sesleri de boğulmaktadır. Öfkenin kabardığı, acıların derinleştiği ortamda konuşmak bazen beyhudedir. MEMLEKETİN YANGIN YERİNE DÖNMESİNE RAZI DEĞİLİZ Siyasi partilerin seçim yoluyla yönetime gelmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, son olayları, Yemeğini pişirebilmek için komşusunun evinin yanmasını beklemek gibi bir şeydir diye nitelendirdi. Yapıcıoğlu, Böyle bir siyaset anlayışından memlekete hayır gelmez. Bu anlayış bir parça ateş alabilmek ve onunla yemeğini pişirebilmek için komşusunun evinin yanmasını istemek gibi bir şeydir. Aç kalmaya razıyız ama memleketin yangın yerine dönmesine razı değiliz dedi. Hİç BİR ŞEKİLDE SEçİMLERE KATILMAYACAĞIZ Seçmen iradesinin sağlıklı sandığa yansımayacağına inandıkları için 1 Kasım seçimlerine katılmayacaklarına dikkat çeken Yapıcıoğlu, şöyle konuştu: Hüda-Par olarak, halkın nisbi huzur ve kısmi kazanımlarının uluslararası güç odaklarının çıkarlarına kurban edildiği, seçmen iradesinin sağlıklı sandığa yansımayacağı, niteliğin düştüğü, partilerin nicelik olarak yükselmek için katıldığı bir yarışa girmenin çok anlamlı olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle YSK kararı nedeniyle parti olarak katılamayacağımız 1 Kasım seçimlerine bağımsız adaylarla veya seçim ittifakı yoluyla başka partilerin listelerinde yer almak suretiyle de katılmama kararı aldık. Siyaset seçimlerden ibaret değildir. Seçim atmosferinde sesinizi duyurmakta da zorlanırsınız. Seçime girmeyen bir parti olarak doğruları anlatmaya devam edeceğiz. Bunu oy toplamak için değil, halkımızın maslahatı ve halkımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak yapacağız. Ta ki halkımız sözümüzü oy kaygısıyla söylenmiş şeyler olarak algılamasın ve daha iyi dinlesin. O DEFTERLERİ KAPATTIK Zekeriya Yapıcıoğlu, gazetecilerin Bu bir boykot kararı mı? ve AK Partiden seçim için ittifak teklifi aldınız mı? sorularını şöyle yanıtladı: Hayır, bu bir boykot kararı değildir. Seçmenlerimiz sandığa gitmekte, dilediğine oy vermekte serbesttir. İttifak görüşmeleri demeyelim, belki ittifak ön görüşmeleri şeklinde bazı partilerden bize teklifler geldi. Bunları değerlendirdik. İttifak görüşmesine evrilmeye değecek nitelikte teklifler olmadığı için o defterleri kapattık. AK PARTİYE DOLAYLI DESTEK HÜDA-PARın seçimde yokuz kararı, AK Parti cephesinde büyük yankı uyandırdı. Alınan karar AK Partiye dolaylı destek anlamına gelirken, HÜDA-PAR, 7 Haziran seçimlerinde Bağımsız adaylarla seçime girmiş ve ülke genelinde yüksek oranda oy almıştı. Diyarbakırda 30 bine yakın oy alan HÜDA PARın bu oyları, daha önceki seçimlerde Ak Partiye giden oylar olarak değerlendirilmişti. AK Parti, 7 Haziran seçim sonuçlarında, ikinci milletvekilini 6 bin 500 oy eksikliğiyle, HDPye kaptırmıştı.