Kılıçdaroğlu: Bu süreç 'cadı avına' dönecek

''Özel yetkili, mahkemelerin yaptığı soruşturmalara karşıyız. Bu şu anlama gelmesin sakın, 'bu süreç sorgulanmasın, bu süreç yargılanmasın'. Hayır bu süreç sorgulanabilir, yargılanabilir''

Haberler 25.04.2012 - 14:35 Son Güncelleme : 25.04.2012 - 14:35

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat soruşturmasına ilişkin, ’’Bu süreç ’cadı avına’ dönecek. Hiçbir endişeniz olmasın. Bundan sonra da yine Sayın Başbakan’ın izniyle, talimatıyla, öngörüleriye, önceden bilgi verilerek pek çok operasyon yapılabilir’’ dedi.

Kılıçdaroğlu, Bosna Hersek’e düzenlediği 2 günlük ziyaret kapsamında Türk Kültür Merkezi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

’’23 Nisan resepsiyonuna eşli daveti nasıl değerlendiriyorsunuz’’ şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, ’’Olabilir arkadaşlar eşli davet olabilir, eşsiz davet olabilir. Daveti yapan kişin kendi tercihidir. Onun tercihine bizim müdahale etme şansızım yok’’ şeklinde yanıt verdi.

’’Başörtülü eşlerle davete katılıma CHP’nin nasıl baktığı’’ yönündeki soruyu ise Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:

’’Gelebilirler arkadaşlar. Biz kimsenin giyinmesine, türbanına bakmıyoruz. Yani sonuçta önemli olan bir resepsiyon veriyoruz, o resepsiyona yine Meclis Başkanı’nın belirlediği bir kıyafet varsa o kıyafetle geliyorlar. Bize mesela gelen yazılarda örneğin Sayın Cumhurbaşkanı’ndan gelen yazıda erkeklerin koyu takım elbise giyinmesi istendi, biz de olabildiğince ona özen gösteririz.’’

-28 Şubat Soruşturması-

28 Şubat’a yönelik yürütülen soruşturmayla ilişkin soru üzerine de Kılıçdaroğlu, ’’Özel yetkili mahkemelere karşıyız. Özel yetkili, mahkemelerin yaptığı soruşturmalara da karşıyız. Bu şu anlama gelmesin sakın, ’bu süreç sorgulanmasın, bu süreç yargılanmasın’. Hayır bu süreç sorgulanabilir, yargılanabilir. Onu belirleyelim ve bir köşeye koyalım’’ şeklinde yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

’’Bu süreçle ilgili olarak Sayın Başbakan’ın bir açıklaması oldu, savcılara bir talimattır. Özel yetkili mahkemelerin savcılarına bir talimat. Siyasi otoriteden talimat alan bir yargılama düzeni, hukuku yargılar. Hukukun üstünlüğü değil egemen güçlerin üstünlüğü akla gelir. Aklımıza gelen de bu. Normalde hiç bu sürece müdahale etmemek gerekirdi. Bu süreç kendi mecrası içinde yürüyebilirdi ama dediğim gibi Sayın Başbakan’ın talimatı oldu, bu talimatı savcılar yerine getiriyorlar, öteden beri söylediğim bir şey var yine altını özenle çizerek söylüyorum; ’İntikam duygusu ile hukuku bulamazsınız, adaleti bulamazsınız, adalet yüce bir kavramdır, adalet sözcüğünü yıpratamazsınız’. Eğer siz adaleti sağlıklı çalışan bir mekanizma içerisinde gerçekleştiremezsiniz, ortaya çıkan adalet, adalet değildir. Belli kişilerin iradesinin yargıya yansıması anlamına gelir bu, biz bunu demokraside kabul etmiyoruz.’’

’’Bugünkü operasyonların gelişip, bir ’cadı avına’ dönüşüp dönüşmeyeceği’’ yönündeki soruyu da Kılıçdaroğlu, ’’Hiçbir endişeniz olmasın. Bundan sonra da yine Sayın Başbakan’ın izniyle, talimatıyla, öngörüleriye, önceden bilgi verilerek pek çok operasyon yapılabilir. Bu süreç ’cadı avına’ dönecek’’ şeklinde konuştu.

-Cumhurbaşkanlığı ve Anayasa değişikliğiyle ilgili süreç-

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

’’Öteden beri şunu söylüyoruz; Anayasa değişikliklerinin ’Ben yaptım oldu mantığında gerçekleştirilmesi ve yürürlüğe konulması doğru değildir’. Anayasa en ciddi hukuk belgesidir ve anayasalar toplumsal mutabakatlar sonucunda yasalaşır ama cumhurbaşkanlığı süreci ile ilgili olarak yapılan düzenleme toplumda tartışılmadı. En azından anayasa hukukunun hocaları bu konuda görüşler beyan ettiler ama dikkate alınmadı. Geldiğimiz noktada ne oldu? Bir hukuk düzenlemesi yaptılar, parlamentodan geçirdiler, sonra bir baktılar ki eksik yapmışız. Yaptıkları eksiği nasıl giderecekler, yeni bir anayasa değişikliği ile. Bunun için de parlamentoda arzu ettikleri yeterli sayıda milletvekilleri yok, kendi milletvekilleri sayısıyla bu değişikliği yapamıyorlar. Ne yapalım dediler, şark kurnazlığıyla ’efendim biz yasayı düzenleyelim, Anayasa’yı değiştirelim’.

Kanunla hangi ülkede anayasa değiştirilmiş? Kanun ve anayasa değiştirilebilir mi? Kanunlar, anayasaya uygun olur. Anayasalar kanunlara uygun olmaz. Hukukta bir hiyerarşi vardır, o hiyerarşiye herkesin uyması lazım. Anayasa vardır, yasalar vardır, tüzük vardır, yönetmelikler vardır, talimatnameler vardır, kural böyledir. Siz bu kuralları altüst ediyorsunuz, yasa çıkarıyorsunuz, Anayasa’da bir boşluğu doldurmak üzere, bunlar olmaz, yapılan hatadır, hatayı telafi etmek istiyorlar. Biz Anayasa Mahkemesi’ne gittik, bakalım nasıl karar çıkacak hep beraber göreceğiz.’’

Kılıçdaroğlu, dün Başbakan Erdoğan’ın Anayasa değişikliğine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine sözlerini şöyle sürdürdü:

’’Devleti yönetmek durumunda olan bir kişinin ciddi açıklamaları olarak görmüyorum. Devleti yöneten bir kişinin, yani sayın Başbakan’ın açıklamaları kendi içinde tutarlı olması lazım. Nedir tutarlılık? Bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu. Bütün siyasal partiler eşit sayıda milletvekili görevlendirdiler. Hiçbir siyasal parti burada ’uzlaşma olmaz’ diye yola çıkmış değil, bütün siyasal partile iyi niyetle yeni bir anayasa hazırlama, parlamentodan geçirmek için çaba harcıyor.

Bölge toplantıları yaptılar, halka gittiler. Şimdi sayın Başbakanın bütün bu gelişmeler rayında yürürken, ’efendim siz yapamazsanız biz kendimizle beraber aynı şekilde paralel düşünen partiyle yola çıkar, yeni bir anayasa yaparız ya da düzenleme yaparız’ demesi doğru değil. Sayın Başbakan, bu tür açıklamalar yapmaması gerekiyor, sayın Başbakan’ın yapması gereken önce uzlaşma komisyonundaki çalışmaları rayında gidip gitmediğini en azından kendi milletvekillerine sorup öğrenebilir ve uzlaşma komisyonu bunu çözerse Türk demokrasi tarihine çok önemli bir katkı yapacağını açıklaması gerekir. Sorumlu bir devlet adamından beklenen budur.’’

’’Başbakan Erdoğan’ın dünkü açıklamalarının ’uzlaşma komisyonunda, uzlaşmayan noktalar varmış gibi bir algı oluşturduğu’, kendisinin bu yönde bilgisi olup olmadığı’’ şeklindeki soru üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

’’Daha henüz oturup değişiklikleri konuşmadılar. Hayır, herhangi bir şey söz konusu değil. Yani ’biz uzlaşmadık’ diye bir şey söz konusu değil. Bu süreç çeşitli sivil toplum örgütlerinden, kuruluşlarından talep alma süreci, yine bu süreç Anadolu’nun çeşitli kentlerine gidip, özellikle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin katkısıyla da halkla görüşmek, bunların anayasa değişikliklerinden neler beklediklerini öğrenme sürecidir.

Belli bir süre sonra zaten normal yasa sürecine geçilecek, asıl o zaman bizim beklediğimiz ya da kamuoyunun beklediği tartışmalar olacaktır. Tartışmaların olmasını da son derece doğal kabul etmemiz gerekiyor. Siz anayasa yapıyorsunuz, bu anayasa değişikliği sırasında siyasal partilerin, sivil toplum örgütlerinin değişik görüşleri olacak, o görüşler tartışılacak, bütün mesele şu, uzlaşmayı yakalayabilir miyiz? Eğer uzlaşma sağlanabilirse, büyük çoğunluk itibariyle ben uzlaşma sağlanacağına inanıyorum, o zaman Türkiye daha sağlıklı, tutarlı, çağdaş demokrasiye uygun bir anayasayı parlamentosu da kabul edecektir. İyi niyetle bakıyoruz, biz hiç bir zaman önyargılı bakmadık, üç arkadaşımız görevli, üçü de kendi konusunu çok iyi bilen arkadaşlarımız, üçüne de benim söylediğim şu; samimi olarak Anayasa Komisyonu’na her türlü katkıyı yapın. Sağlıklı, tutarlı bir anayasayı gerçekleştirin. Söylediğim bir başka şey var, bunu AKP’li yetkililere, Sayın Cemil Çiçek’e de Sayın Başbakan’a da defalarca çağrıda bulundum. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin getirdiği darbe hukukunu değiştirmemiz lazım.

Bu Anayasa değil sadece, Siyasi Partiler Yasası var, Terörle Mücadele Yasası var, siyasi partilerin finansmanı var, YÖK Yasası var. Siz gerçekten demokrasi mi istiyorsunuz, özgürlük mü istiyorsunuz, darbenin atıklarını temizlemek mi istiyorsunuz, gelin değiştirelim. Kanun teklifini verdik biz bu konuda, bu kanun tekliflerini en son bir paket haline getirdik. Ve sayın Başbakan’a yine bir çağrıda bulunuyoruz, darbe hukukuna son vermek istiyorsanız, gelin darbe hukukundan Türkiye’yi temizleyelim, çağdaş hukuku beraber kuralım, bunu için Anayasa değişikliğine gerek yok, yasalar var, o yasalar değiştirilecek.’’

AA

Ana Sayfaya Git