Sancar’ın keşfiydi!

Aziz Sancar'ın keşfi Türkiye'de yapılan çalışmayla kanseri önleyen ilaca dönüşüyor

Haberler 23.01.2023 - 01:13 Son Güncelleme : 01.01.0001 - 00:00

Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancarın keşfi, Türkiyede yapılan yeni bir araştırma sayesinde kanseri önleyebilecek bir ilaca dönüşüyor. Dünyada ilk olan bu yeni araştırma, kanserle mücadelede yeni bir cephe açacak.

Prof. Dr. Sancarın çalışmasına göre, kansere karşı koruyucu melek olarak adlandırılan p53 adlı bir genin yokluğunda, kanseri engellemenin tek yolu, biyolojik saati düzenleyen mekanizmalardan, CRY adlı proteinin silinmesi. Ancak Prof. Dr. Sancarın deney farelerinde genetik yöntemlerle gerçekleştirdiği silme işlemi, insana uygun değil. Koç Üniversitesi araştırmacılarından Prof. Dr. Halil Kavaklı ve ekibi, dünyada ilk kez CRY proteininin ilaçla yok edilebileceğini gösterdi. Prof. Dr. Kavaklı, 2 milyon molekül arasından tek tek taranarak bulunan yeni keşfin detaylarını ilk kez anlattı.

Hücrelerin DNA onarım mekanizmasını haritalandırmasıyla 2015 yılında Nobel ödülünü alan ilk Türk bilim insanı olarak tarihe geçen Prof. Dr. Aziz Sancarın başka bir araştırmasından elde edilen sonuçlar, kanser tedavisi için kullanılacak potansiyel bir ilaca dönüşüyor. Kansere karşı koruyucu melek olarak adlandırılan ve hücrenin kontrolsüz çoğalmasını önleyen p53 geninin yokluğu, tüm kanserlerin yüzde 50sine davetiye çıkarıyor. Prof. Dr. Sancarın araştırmasına göre ise p53 geninin mutasyona uğradığı bir hücrede, biyolojik saatimizi düzenleyen mekanizmalardan biri olan CRY adlı protein silindiğinde, kanser gelişimi önleniyor. çünkü CRY yok edildiğinde, canlı vücudunda kanser hücresini kendi kendine ölüme götüren başka yolaklar aktive oluyor ve tümör, daha oluşmadan engelleniyor. Ancak Prof. Dr. Sancarın hayvanlarda genetik müdahale ile gerçekleştirdiği bu silme işlemini, insanlara uygulamak, yani CRY proteinini genetik yollarla yok etmek mümkün değil.

5-6 YIL İçİNDE KANSERİ ÖNLEYİCİ İLAç OLARAK KULLANILABİLİR

Koç Üniversitesinden Türk bilim insanları, bu proteini ilaçla silebilecek bir çalışma gerçekleştirdi. Hayvan deneylerinde ilaç adayı molekülün etkinliğini de ispatlayan araştırmacılar, insanlar üzerinde yapılacak faz çalışmaları için hazırlanıyor. Koç Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi İstanbul Eczacılık Fakültesi, Medipol Üniversitesi ve Gebze Teknik Üniversitesinden bilim insanlarının birlikte yürüttüğü araştırmanın başındaki isim Koç Üniversitesi Biyoloji Mühendisliği ve Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümlerinde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Halil Kavaklı. Prof. Dr. Kavaklı, 2000li yıllarda 5 yıl boyunca Prof. Dr. Aziz Sancarla da yan yana çalışmalar yürütmüş bir isim. Prof. Dr. Kavaklı, henüz araştırma aşamasında olan bu yeni keşfin, her şey yolunda giderse 5-6 yıl içinde eczanelerde ilaç olarak raflarda yerini alabileceğini kaydetti. Ekip, şimdilerde özellikle ölüm oranı çok yüksek olan pankreas ve karaciğer kanserinde bu molekülün etkinliğini görmek üzere farelerde çalışmalara başladı.

HER ŞEY KORUYUCU MELEK GENİ P53ÜN DEĞİŞİMİ İLE BAŞLIYOR

Prof. Dr. Kavaklı, Prof. Dr. Aziz Sancar ile beraber yürüttükleri çalışmalardan da bahsederek, Ben 2000-2005 yılları arasında Aziz Hoca ile birlikte çalışmıştım. Beraber, bu biyolojik saati düzenleyen ana proteinlerden bir tanesi olan Kriptokrom (CRY) üzerinde yıllarca çalışma yürüttük. Kriptokrom olmazsa, biyolojik saatin bozulduğunu biliyoruz. p53 geni ise diğer bir adıyla koruyucu melek diyoruz buna, normal bir hücrede, hücre bölünmesini kontrol eden bir gen. Yani hücre bölünmesinin tam 24 saatte bir olmasını sağlıyor. İşte bu koruyucu melek geni olmadığında, hücre içerisinde bölünmeyle ilgili yolaklarda bir takım problemler ortaya çıkıyor. Aslında kanser dediğimiz şey de tam olarak bu. Hücrenin kontrolsüz bölünmesi. p53, sağlıklı bireylerde mutasyona uğramadan var olan bir gen iken; çeşitli faktörlerden dolayı mutasyona uğrayabiliyor. Tüm kanser türlerinin yüzde 50sinden ise bu değişim sorumlu. Bazen p53 geni hiç çalışmıyor. Bu da kansere neden oluyor. 2011 yılında Aziz Hocanın çalışması şunu gösterdi: p53 olmayan farelerde, biyolojik saatin önemli proteinlerinden birisi olan Kriptokromlar (CRY) silindiğinde, hayvan kansere yakalanmıyor ve hayvanın ömrü yüzde 50 artıyor dedi.

GENETİKLE YAPILAMAYANI İLAçLA MÜMKÜN KILDILAR

Araştırma ekibinden İstanbul Üniversitesi (İÜ) Biyoloji Bölümünden Doç. Dr. Şeref Gül, CRY proteinini yok edebilecek potansiyel molekülü bulabilmek için tam 2 milyon doğal molekülü araştırdı. Bunlar içinden etkili olacağı düşünülen molekül keşfedildikten sonra, Medipol Üniversitesi Farmakoloji Bölümünden Prof. Dr. Mustafa Güzel, deniz canlılarından elde edilmiş bu molekülü kimyasal olarak sentezleyerek, deney hayvanlarına verilebilecek ilaç formunu elde etti. İÜ Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalından Prof. Dr. Alper Okyar ise ilaç adayı molekülün hayvanlardaki yan etki çalışmaları ve ilacın etkinliği ile ilgili testleri yürüttü. Gebze Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Nuri Öztürk de molekülün hücre içindeki etkilerine yönelik bazı testleri gerçekleştirdi. CRY silindiğinde biyolojik saatin uzadığını kaydeden Prof. Dr. Kavaklı , şu bilgileri verdi: Periyot dediğimiz şey yani 24 saatlik süreç, (CRY silindiğinde) 25-26 saate çıkabiliyor. Ama genetik olarak CRYı silmek mümkün değil ve etik birtakım problemler de teşkil ediyor. Öyle gidip insanda CRY proteinini kafanıza göre silemezsiniz, bunun bir sürü başka etkileri var. Ama bir molekül (ilaç) yoluyla bunu yapmakta herhangi bir engel yok. Biz de çalışmamızda bu proteini silebilecek bir molekülü bulduk. Bunun, biyolojik saat mekanizmasındaki görevini ortaya çıkarınca, bu molekülü kullanarak CRYı silersek p53 olmayan canlılarda anti kanser ya da kanserden koruyan bir molekül haline gelebileceğini düşündük. İlaç olarak bunun potansiyelini araştırmaya başladık

HİçBİR YAN ETKİSİ OLMADI

Prof. Dr. Kavaklı, yeni molekülün belirli dozlarla 4-5 hafta boyunca p53 geni olmayan hayvanlara verildiğinde, toksik etkisinin olmadığını da kanıtladıklarını kaydederek sözlerini şöyle noktaladı: Yani yan etkisi de yok. Madem yan etkisi yok ilaç gibi, kanda belirli bir süre de kalabiliyor; o zaman etkinlik çalışması yapalım dedik. Bütün bu çalışmalarımız aslında 3 yıl sürdü. p53 geni taşımayan bir fare modeli kullandık. Kontrol grubu fareler, yaklaşık 20 hafta içinde tümus bezi kanserine yakalanıp ölürken, 5 hafta ilaç vererek gözlemlediğimiz fareler yüzde 25 daha fazla yaşadı. Sonuçta bu bize şunu gösteriyor, p53 geni yokluğunda CRYı sildiğinizde, gerçekten hayvanı kanser oluşumundan koruyabiliyorsunuz. Preklinik dediğimiz laboratuvar ve hayvan deneylerini tamamladık. Şu anda bizim moleküle baktığımızda faz çalışmalarına hazırız. Eğer her şey yolunda giderse tahminimizce 5-6 yıl içinde ilaç olarak eczane raflarındaki yerini alabilecek

Ana Sayfaya Git