Yaşam süresi uzadı, metastaz riski düştü

İstatistiklere göre kadınlarda görülen tüm kanserlerin yüzde 16'sını meme kanseri oluşturuyor. Ancak rakamlara bakıp umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor. Zira erken tanı konan meme kanseri hastaları tam şifaya kavuşabiliyor.

Haberler 24.10.2017 - 08:36 Son Güncelleme : 01.01.0001 - 00:00

Onkoloji Uzman Prof. Dr. Gökhan Demir, özellikle meme kanserinin moleküler biyolojisinin (yapsnn) çözümlenmesiyle birlikte gelitirilen, hedefe yönelik tedaviler, akll ilaçlar ve hormon tedavilerindeki yeni yaklamlarn tedavi baarsn önemli oranda artrdna dikkat çekiyor. Dünyada onkolojik aratrmalarn en fazla yapld tümör gruplarndan birini oluturan meme kanserinin tedavisinde, son yllarda yaanan ciddi gelimelerle birlikte yaam süresi uzad gibi metastaz riski de düüyor.

Meme kanseri konusunda uzun yllardan bu yana sanattan spora her platformda farkndalk çalmalar sürdürülüyor. Hem resmi, hem de sivil toplum kurulularnn bu alandaki çabalaryla özellikle erken tan konusunda kayda deer ilerlemeler saland da bir gerçek Bununla birlikte gerek yaam tarz deiiklikleri, gerekse çevresel faktörler nedeniyle meme kanseri tüm dünyada en sk görülen kadn kanserleri arasnda liderliini korumaya devam ediyor. Bu konuda yürütülen bilimsel çalmalar ise güzel haberler veriyor. Meme kanserinin ifreleri çözüldükçe yeni tedavileri gelitirmek mümkün olabiliyor. Böylelikle hastalkla mücadelede tedaviler hastalara umut olmakla birlikte, meme kanserini kronik bir hastalk haline gelmesine de yardm ediyor.

Meme kanseri

Meme kanseri artk tek bir hastalk olarak deil, birbirinden farkl alt gruplar olan bir hastalk olarak deerlendirilip tedavi ediliyor. Demir, moleküler anlamda kanserin böyle alt gruplara ayrlmasnn hem tan, hem de tedavi yaklamlarnn deimesinde son derece önemli bir dönüm noktas olduunu söylüyor. Artk farkl seçeneklerle meme kanserinde tamamen kiiselletirilmi bir tedavi uygulandn belirten Prof. Dr. Gökhan Demir, meme kanserinin iki farkl ana alt grubundaki gelimeleri ve tedavi yaklamlarn anlatyor.

Her2 molekülü

Cerb-b2 veya Her2 meme kanser hücresinin yüzeyinde bulunan ve ayrc tanda kullanlan bir molekül. Her hastada pozitif olmamakla birlikte tüm meme tümörlerinin yüzde 20sinde pozitiflik saptanyor. Meme kanserinin alt gruplarndan birini oluturan Her2 veya Cerb-b2 pozitiflii olan hastalarn tedavisinde yaanan önemli gelimeler çok büyük bir hasta grubunu etkiliyor.

Bilindii üzere meme kanseri tedavisinde bugüne kadar cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve hormonal tedaviler kullanlyordu. Bu tedavi portföyüne Her2 pozitif hastalar için akll moleküller ve hedefe yönelik tedavilerin eklenmesiyle son derece etkileyici sonuçlara ulaldn söyleyen Prof. Dr. Gökhan Demir, Bahsettiimiz tedavilerin ilki aslnda yllardr kullandmz Trastuzumab etken maddesi olan bir molekül. leri evredeki hastalarda tedaviye bu molekülün eklenmesi baary yüzde 35-40 arasnda artryor. Bununla birlikte, erken evrede hastaln tekrarlama riskini de önemli ölçüde azaltyor diyor.Son yllarda bu akll iki yeni ilaç eklendi. Pertuzumab denilen ilk yeni molekülün tedavi portföyüne katlmasnn, tümör hücresini etkisiz hale getirerek yok olmasn salayacak yeni bir stratejinin de gelimesinde etkili olduu belirtiliyor.

Akll ilaçlarn kombine

Kemoterapinin yannda bu iki ilacn kombine ekilde kullanlmasyla bugün ileri evre meme kanserinin tedavisinde çok önemli gelimelerin yaandn anlatan Prof. Dr. Gökhan Demir, Ayn zamanda ameliyat öncesi tümörün küçültülmesini esas alan neoadjuvan tedavide de etkileyici sonuçlar alnyor. Öyle ki bu ikili ilaç birleimini kullandmz baz hastalarda, tümör ameliyat öncesinde tamamyla yok olabiliyor diyor.

Hedeflenmi tedaviler

Her2 pozitif meme kanseri hastalarnda kullanlan bir dier güçlü silah da hücre içi kemoterapi, yani hedefe yönelik tedaviler. Her2 molekülüne kar oluturulan akll moleküle bir kemoterapi ilac balanarak tümöre gönderilmesini esas alan bir yaklam. Hedefe yönelik tedavileri, onkolojik kavramlar deitiren bir yaklam, olarak tanmlayan Tbbi Onkoloji Uzman Prof. Dr. Gökhan Demir, sözlerine öyle devam ediyor: Tümöre yollandnda akll ilaç tümör hücresi yüzeyine balanyor ve srtnda tad kemoterapi molekülü de tümör hücresini etkisiz hale getiriyor. TDM-1 ve Emtansine denilen moleküller tarafndan tümör hücreleri özel olarak vuruluyor ve kemoterapi ilacnn etkisi çok daha fazla oluyor. Ayn zamanda salkl hücreler çok daha az etkiye maruz kaldndan yan etkiler de azalyor.

Hormonal tedavilerde devrim niteliinde gelime

Meme kanserlerinin bir dier alt grubunu ise hormon reseptörü pozitif olan Luminal A tipi meme kanseri hastalar oluturuyor. Bu hastalarda çok uzun zamandr, kemoterapiler ile kyaslandnda yan etkileri çok daha az olan hormonal tedaviler etkin olarak kullanlyor. Ancak bu tedavilere belli bir noktadan sonra bir direnç oluuyor ya da baz hastalarda istenilen etkinlikte cevap alnamyordu. Bu konuda da devrim niteliinde aama kaydedildiini söyleyen Prof. Dr. Gökhan Demir, Son yllarda hormonal tedavilerle akll moleküllerin ve hedefli tedavilerin kombine edilmesi kavram ortaya çkt. Bu yaklam, hem hormonal tedavilerin etkinliini belirgin bir ekilde artrd, hem de zaman içinde bu tedavilere gelien direnci ortadan kaldrd diye konuuyor.

Ana Sayfaya Git