Mücahit lakaplı Necmettin Erbakan, ölümünün 5. yılında Bursa İl Başkanlığında anılacak!

27 Şubat 2011 tarihinde aramızdan ayrılan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, ölümünün 5. yılında Bolu'da anılacak. Necmettin Erbakan Saadet partisi Bolu İl Başkanlığı tarafından 25 Şubat- 26 şubat tarihleri arasında düzenlenecek etkinliklerle anılacak

Haberler 25.02.2016 - 03:03 Son Güncelleme : 25.02.2016 - 03:03

27 Şubat 2011 tarihinde aramızdan ayrılan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, ölümünün 5. yılında Boluda anılacak. Necmettin Erbakan Saadet partisi Bolu İl Başkanlığı tarafından 25 Şubat- 26 şubat tarihleri arasında düzenlenecek etkinliklerle anılacak

2011 yılında vefat eden Genel Başkanları Prof. Dr. Necmettin Erbakan için düzenleyecekleri anma etkiliği hakkında bilgiler veren Saadet Partisi İl Başkanı Veysel çetinkaya şunları söyledi; Bilindiği gibi Saadet Partimiz Milli Görüşün tek temsilcisi ve 47 yıldır Türkiye ve Dünya Siyasetinde milli olma özelliğiyle bu aziz millete en hayırlı hizmetleri yapmış olan siyasi bir harekettir. Bu hareketi 47 yıl evvel başlatan, Türkiyede adil bir düzen Dünyada da İslam birliğinin kurulması için 42 yıl mücadele veren liderimiz, Prof.Dr.Necmettin Erbakan 2011 yılı 27 Şubat günü Saadet Partimizin Genel Başkanı olarak vefat etmiştir.Vefat yıldönümünde onu rahmet ve minnetle anıyor,Milli Görüşçüler olarak Saadet Partimizin öncülüğünde 26 Şubat -4 Mart tarihleri arasını Erbakan Haftası olarak kabul ediyoruz. Bilindiği gibi O Milli Görüşün iktidar olduğu dönemlerde Kıbrıs Zaferi, Ağır Sanayi hamlesi,Denk Bütçe,özellikle dar gelirlilerin yüzünü güldürecek başarılı icraatleriyle bu milletin kalbinde taht kurmuş müstesna bir liderdir. diye söyledi.

BUGÜN YAŞANAN OLAYLARI 20 YIL EVVELİNDEN HABER VERMİŞ, BASİRETLİ BİR LİDERDİ

çetinkaya açıklamasının devamında; Ayrıca bugün Ortadoğu da ve Türkiyemizin Güneydoğusunda yaşanan olayları 20 yıl evvelinden haber vermiş, basiretli bir liderdi. Siyonizmin ve Küresel Emperyalizmin büyük İsrail hedefine ulaşmak için Tüm İslam Ülkelerini ve özellikle Türkiyeyi anarşi ve iç savaş ortamına sürüklemek olduğunu deşifre etmiştir.Buna karşı olarak da İslam Birliğinin mutlaka kurulmasını savunmuştur.Savunmakla kalmamış, büyük mücadeleler sonunda 1997de D-8i yani İslam Birliğini kurmuştur. Maalesef halkımıza Onlarda hocanın talebeleri diye algı yürütülen, Biz de Erbakanın yolundayız diye demeçler veren AKP tarafından bu İslam Birliği projesi atıl ve işlevsiz bırakılmıştır diye söyledi. Eğer Türkiyeyi yönetenler bu projeyi faal hale getirselerdi.İslam Coğrafyasında bu acılar yaşanmayacak, özellikle Güneydoğu Bölgemizde yüreklerimizi yakan bu acı durum olmayacaktı. Zira D-8in ilk iki umdesi İslam Ülkeleri arasında ve kendi içlerinde Savaş Değil Barış,çatışma Değil Diyalog esasını teşkil ediyordu. Maalesef bu icraat işlevsiz bırakılınca bu bölgede ki güç ve imtiyaz, küresel güçlerin eline geçmiş,onlarda bölgeyi kan gölüne çevirmiştir dedi.

25 ŞUBATTA KURAN ZİYAFETİ VE 26 ŞUBATTA FOTOĞRAF SERGİSİ

son olarak düzenleyecekleri anma etkinlikleriyle ilgili bilgiler veren çetinkaya; Saadet Partisi olarak bizler onun açtığı bu bereketli yolda, onun hakiki talebeleri olarak, yolumuza büyük bir aşk, azim ve kararlılıkla devam ediyoruz. Onu anmak ve anlamak adına bu haftada Bolu Teşkilatları olarak,25 Şubat Perşembe günü Öğle Namazından önce Merkez Yıldırım Beyazid Camiinde okunan hatimlerin duasını ve Kuran Ziyafeti programı ile 26 Şubat Cuma günü Saat 13.30da Kadı Camii karşısındaki parti binamızın önünde fotoğraf sergisi açılışı programlarını gerçekleştireceğiz. Bu programlara tüm halkımızı davet ediyor.Herkese saadetler diliyoruz diye bilgiler verdi.

Türk siyasetçi, mühendis ve akademisyen. 28 Haziran 1996 ile 30 Haziran 1997 tarihleri arasında Türkiye Başbakanı. Lakabı Mücahid Erbakandır.

Sinop Kadı Vekili Mehmet Sabri ile Kamer Hanımın dört çocuklarının en büyüğü olarak dünyaya geldi. Anne tarafı çerkez[1], Baba tarafı ise, 19. yyın sonlarında Adananın Kozan, Saimbeyli ve Tufanbeyli bölgelerinde hüküm sürmüş Kozanoğlu Beyliğine dayanır.[2][3] İlk öğrenimine Kayseride başlamasına karşın babasının tayin olması dolayısıyla Trabzonda tamamladı. 1937de orta tahsile başladığı İstanbul Erkek Lisesini 1943te birincilikle bitirdi. Üniversiteye sınavsız giriş hak kazanmış olmasına rağmen sınava girmeyi tercih etti. Erbakanın öğrenime başladığı yıl olan 1943te, öğretim süresi altı yıl olan Yüksek Mühendis Mektebi üniversiteye dönüştürülerek adı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) olarak değiştirildi ve öğretim süresi beş yıla indirildi. Bu nedenle Erbakan kendisinden önce okula başlayan öğrencilerle birlikte tahsiline 2. sınıftan başladı. Teknik üniversitedeki dönem öğrencileri arasındaSüleyman Demirel ve Turgut Özal da vardı. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesinden 1948 yılında mezun oldu. Aynı yıl Motorlar Kürsüsünde asistan oldu (1948-1951). Bu süreçte öğretim üyesi olarak Prof. Dr. Selim Palavanla beraber motor dersi verdi.

Üniversite tarafından 1951de gönderildiği Almanyada RWTH Aachende (Aachen Teknik Üniversitesi) doktorasını yaptı. Klockner Humboldt Deutz AG motor fabrikasına davet edildi. Alman Ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezinde Prof. Dr. Schmidt ile çalışmalar yaptı ve Alman üniversitelerinde doktorasını verdi.[4]

1953te doçentlik sınavını vermek üzere Türkiyeye döndü. 1954te, 27 yaşındayken İTÜde doçent oldu. Araştırmalar yapmak üzere altı aylığına tekrar Almanyanın Deutz fabrikalarına gitti. Mayıs 1954-Ekim 1955 arasında askerlik yaptı. Tekrar üniversiteye döndü. 1956-1963 arasında 200 ortaklı ilk yerli motoru üretecek olan Gümüş Motoru kurdu ve motor üretimini gerçekleştirdi. 1965teprofesör ünvanını aldı. 1967de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Sekreterliğine seçildi. Aynı yıl, TOBBda sekreteri olarak görev yapan Nermin (Saatçioğlu) Erbakanla (1943-2005) evlendi.Bu evliliğinden üç çocuğu (Zeynep (d. 1968), Elif (d. 1974) ve Fatih (d. 1978)) oldu.

Bu dönemde, büyük sanayici ve tüccarlara karşı Anadolu tüccar ve küçük sanayicilerini savunmasıyla dikkati çekti. 25 Mayıs 1969daTOBB genel başkanlığına seçildi. Ama Adalet Partisi (AP) hükümetinin seçimleri iptal etmesiyle 8 Ağustos 1969da başkanlıktan ayrılmak zorunda kaldı

1969da Adalet Partisinden (AP) milletvekili aday adaylığı Süleyman Demirel tarafından veto edildiği için Konyadan bağımsız aday oldu ve iki milletvekili seçtirecek oy alarak milletvekili seçildi. 17 Ocak 1970te 17 arkadaşıyla Milli Nizam Partisini (MNP) kurdu. Ancak parti 12 Mart 1971 Askeri Müdahalesinden kısa süre sonra, laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü iddiasıyla açılan dava sonunda 20 mayıs 1971de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı[7]; yöneticileri hakkında ise ceza davası açılmadı. Erbakan,MNPnin kapatılmasından sonra İsviçreye gitti ve bir süre orada kaldı. 1973 Genel Seçimlerinden önce, Türkiyeye döndü. Türkiyeye dönüşüyle ilgili olarak Süleyman Demirelin liderliğindeki Adalet Partisinin oylarını bölmek amacıyla Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ile Orgeneral Turgut Sunalp tarafından ikna edilerek Türkiyeye döndüğü iddia edildi.[7][8] 11 Ekim 1972de MNP kadrolarıylaMilli Selamet Partisini (MSP) kurdu. 14 Ekim 1973 seçimlerinde Milli Selamet Partisi yüzde 12 oy oranıyla 48 milletvekilliği kazandı. Seçimlerden hemen sonra Bülent Ecevitin liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisiyle (CHP) ile MSP arasında kurulan koalisyon hükümetinde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu. Bu dönemde, Kıbrıs Harektının yapılmasını savundu. Harekttan sonra adanın tamamının ele geçirilmesini konusunda Ecevit ile görüş ayrılığına düştü. 17 Kasım 1974de hükümet dağıldı.

Mart 1975te Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) arasında kurulan I. Milliyetçi Cephe Hükümetiinde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu. 1977 Genel Seçimleriinde Milli Selamet Partisinin milletvekili sayısı yarı yarıya düşerek 24e geriledi. Temmuz 1977de AP, MSP ve MHP koalisyonuyla kurulan II. Milliyetçi Cephe Hükümetinde yine devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu. Adalet Partisinin Kasım 1979da kurduğu azınlık hükümetini dışardan destekledi. 6 Eylül 1980de partisinin Konyada düzenlediği Kudüs Mitinginin 12 Eylül Askeri müdahalesinin sebeplerinden birisi olduğu söylenmiştir.[9][10]

12 Eylülde bir süre İzmir Uzunadada gözaltında tutuldu. 15 Ekim 1980de 21 MSP yöneticisiyle birlikte MSPyi illegal bir cemiyete dönüştürmek ve laikliğe aykırı davranmak suçlamasıyla tutuklandı. 24 Temmuz 1981de serbest bırakıldı. 1983te hakkında verilen hüküm Askeri Yargıtayca bozulduktan sonra beraat etti.

1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı. 6 Eylül 1987 halk oylamasıyla tekrar siyasete döndü. 11 Ekim 1987deRefah Partisi genel başkanı seçildi. Refah Partisinin Milliyetçi çalışma Partisi (MçP) ve Islahatçı Demokrasi Partisiyle (IDP) ittifak kurduğu 1991 seçimlerinde Konyadan milletvekili seçildi.

Milli Görüş Hareketinin tarihindeki en büyük başarıyı elde ettiği 1995 seçimlerinde Refah Partisi, aldığı yüzde 21,37 oy oranı ve kazandığı 158 milletvekili ile birinci parti oldu. Doğru Yol Partisi (DYP) ile Anavatan Partisi (ANAP) arasında kurulan kısa ömürlü koalisyon hükümetinin istifasından sonra DYP ile kurduğu REFAHYOL hükümetinde, 28 Haziran 1996da başbakan olarak göreve başladı. Koalisyon hükümeti başbakanı olarak görevde olduğu 1996-1997 arası 1 yıllık dönemde Türkiye ekonomisi %7,5 oranında büyümüş ve Türkiyenin GSMHsi Dünya toplamının binde 11,96sınden binde 12,37sine yükselmiştir.[11] Yapılan reformlar arasında, kamu kuruluşları arasında havuz sisteminin kurulması ve gelişmekte olan halkın çoğunluğu Müslüman ülkelerden 8 tanesini biraya getiren D8 oluşumu gösterilebilir.

Laiklik ve Atatürkçülük tartışmaları sonucunda, post-modern darbe olarak adlandırılan 28 Şubat Süreci ile Erbakan istifa etmeye zorlansa da bu teşebbüs ilk etapta başarıya ulaşamamıştır (Koalisyon 30 Haziran 1997ye kadar devam etmiştir). 21 Mayıs 1997 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bazı eylemlerin odağı olmaya başladığı ve bazı üyelerinin laik rejimi hedef alan girişimleri nedeniyle Refah partisinin kapatılması için Anayasa Mahkemesine dava açtı. Başsavcı Vural Savaş, dava ile ilgili yaptığı açıklamada partinin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiğini ve ülkeyi giderek bir iç savaş ortamına sürüklediğini belirtti. Dava devam ederken Erbakan, başbakanlık görevini Tansu çillere devretmek amacıyla 18 Haziran 1997de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirele istifasını sundu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise yeni hükümeti kurma görevini, Doğru Yol Partisi genel başkanı Tansu çillere değil, Mesut Yılmaza verdi. 55. Hükmet (ANASOL-D) Mesut Yılmazın liderliğinde Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti,Demokrat Türkiye Partisi koalisyonu ile kuruldu.

Açılan kapatma davası sonunda Anayasa Mahkemesi, 16 Ocak 1998de Refah Partisinin kapatılmasına ve aralarında Erbakanın da olduğu 6 kişiye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesine karar verdi. Refah Partisinin kapatılma kararından bir ay önce Milli Görüş çizgisindeki Fazilet Partisi kuruldu, partinin başına önce İsmail Alptekin, ardından da Recai Kutan getirildi. Bu dönemde tarafların aksi yöndeki demeçlerine karşın, Fazilet Partisinde Necmettin Erbakana yakın olan ve ak saçlılar ya da gelenekçiler olarak tanımlanan kanat ile Recep Tayyip Erdoğanın temsil ettiği kanat olan yenilikçiler arasındaki gerilim tırmanmaya başladı.[12] Kanatlar arasındaki çekişmenin artık görünür hale geldiği 14 Mayıs 2000de yapılan FP 1. Kongresinde, yenilikçi kanadın adayı Abdullah Gül 521, Recai Kutan 633 oy aldı. Haziran 2001de Anayasa Mahkemesinin Fazilet Partisinin kapatılmasına karar vermesinden sonra kurucusu olduğu Milli Görüş Hareketi bölündü. Erbakanın desteklediği Milli Görüşçü (gelenekçi) kanat Recai Kutan başkanlığında Saadet Partisini (SP) kurarken, yenilikçiler ise Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisinde örgütlendiler.

Erbakan, Kayıp Trilyon Davası olarak bilinen -Refah Partisine 1998 yılı için yapılan yaklaşık 1 trilyon TLlik hazine yardımının harcanmış gibi gösterilerek devlete iade edilmemesi- davada, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 Mart 2002de özel evrakta sahtecilik suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkm edildi.[13] 2002 Genel Seçimlerinde Konyadan bağımsız milletvekilliği adaylığı başvurusu Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından reddedildi.[14] 5 yıllık siyasi yasağı Şubat 2003te sona eren Erbakan, 11 Mayıs 2003te Saadet Partisi Genel Başkanlığına seçildi. 3 Aralık 2003te hakkındaki mahkmiyet kararı Yargıtay tarafından onandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Kayıp Trilyon Davasında mahkum olan ve mahkumiyet kararları kesinleşen Erbakan dahil 6 kişinin parti üyeliğinden çıkarılması ve parti organlarındaki görevlerine son verilmesini isteyince Erbakan, 30 Ocak 2004te Saadet Partisi Genel Başkanlığından ve parti üyeliğinden ayrıldı.[15]

Aldığı sağlık raporu doğrultusunda infazı ertelen Erbakanın Kayıp Trilyon Davası nedeniyle aldığı hapis cezası Türk Ceza Kanununda (TCK) yapılan değişiklik uyarınca Nisan 2008de ev hapsine çevrildi. Erbakan ev hapsini çekerken Adli Tıp Kurumunun sürekli hastalık raporu doğrultusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 19 Ağustos 2008de affedildi.[16]

17 Ekim 2010da tekrar Saadet Partisinin tekrar genel başkanlığına seçildi. Sağlık durumu giderek kötüleştiği halde vefat ettiği güne dek kurmaylarıyla parti ve ülke meseleleri hakkında görüşmelerine devam etmiştir.

Ana Sayfaya Git