Skandallıklarla dillerden düşmeyen Beyoğlu'nda 20 TL için canından değil 10 yılından oldu

Beyoğlu güzelliği ile değil skandallıklarıyla ünlü olmaya başladı. İstanbul'da Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde "Çabuk paranı ver" diyerek Arslan Burak U'dan 20 TL alan Faruk Y. 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Zanlı gözü ile yargılanan şahsa 20 tl için 10 yılından oldu denildi

Haberler 14.02.2016 - 16:39 Son Güncelleme : 14.02.2016 - 16:39

İstanbulda Beyoğlu İstiklal Caddesinde çabuk paranı ver diyerek Arslan Burak Udan 20 TL alan Faruk Y. 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Zanlı gözü ile yargılanan şahsa 20 tl için 10 yılından oldu denildi

Beyoğlunda 2 ay önce çabuk para ver yoksa seni dağıtırım diyerek gece vakti Arslan Burak U.nun 20 TLsini alan tutuklu sanık Faruk Y. 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameye göre; 27 Aralık 2015 tarihinde Beyoğlu İstiklal Caddesinin çıkışında Faruk Y. (35), Arslan Burak U.nun (29) önüne geçerek çabuk para ver yoksa seni dağıtırım dedi. Bunun üzerine Arslan Burak U. da cebinde bulunan 20 TLyi Faruk Y.ye verdi.

SUçLAMAYI KABUL ETMEDİ

Olayla ilgili gözaltına alınan Faruk Y.nin yapılan üst aramasında Arslan Burak U.ya ait olduğu düşünülen 20 TL çıktı.

Hakkında Gece vakti yağma suçundan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılan sanık Faruk Y., karar duruşmasında verdiği ifadesinde, Olay günü çok aşırı alkollüydüm. Karakolda gözümü açtım. Ne yaptığımı dahi hatırlamıyorum. Ancak yağma yapan birinin cebinden silah çıkar, herhangi bir şey çıkar üzerimden hiçbirşey çıkmadı. Bu nedenle suçlamayı kabul etmiyorum dedi.

BANA BIçAK çEKMESİ ZORLA PARAYI ALMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

Mağdur Arslan Burak U. ise mahkemedeki ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını belirterek, Olay günü saat 04.30 sıralarında caddede yürüyordum. Sanık geldi. Benden para istedi. Ben de cebimde 20 TL vardı. Hepsini çıkarıp verdim. Cebimde başka para kalmadı. Bana bıçak çekmesi veya zorla parayı alması söz konusu değildir. Daha sonra polisler Git karakola şikayetçi ol dediler. Ben de gidip şikayet ettim diye konuştu.

Mahkeme heyetinin sorusu üzerine Arslan Burak U., Benim şimdiki ifadem doğrudur. O zaman paniklemiştim. Bana herhangi bir silah çekmesi de yoktur. Olay günü ayrıca Yetişin adam soyuyorlar diye bağırmadım. Ben boğazımı sıktı diye bir ifade de bulunmadım dedi.

10 YIL HAPİS CEZASINA çARPTIRILDI

Davayı 9 Şubat 2016 tarihinde karara bağlayan Başkanlığını Ahmet Korkusuzun yaptığı 10. Ağır Ceza mahkemesi, sanığın savunması, olay yakalama tutanağındaki mağdurun soruşturma aşamasındaki beyanı birlikte değerlendirildiğinde Gece vakti yağma suçunu işlediğinin sabit olduğunu belirtti.

Mahkeme heyeti, sanık Faruk Y. Gece vakti yağma suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırdı. Cezada iyi hal indirimi de uygulamayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.

MAHKEME HEYETİ GEREKçELİ KARARINI DA AçIKLADI

Mahkeme heyeti gerekçeli kararında her ne kadar sanık yağma yapmadığını, mağdur Arslan Burak U.nun da yağma olayının olmadığını, sanıktan şikayetçi olmadığını belirtmiş ise de mağdurun kovuşturma aşamasındaki bu beyanının sanığı kurtarmaya yönelik, olaya ve dosyaya uygun olmayan beyan olduğunu belirtti.

Cebinde toplam 20 TL parası olan bir kişinin parasının hepsini yardım olsun diye birisine vermesinin mümkün olmadığını belirten mahkeme heyeti gerekçeli kararında, Genellikle yağma suçlarında aradan zaman geçmesi, alınan paranın çok az olması, sanığın tutuklu olması ve yağma suçunun cezasının çok ağır olması hususları ile mağdurun acıma hissi veya araya birilerinin girmesi veya tehdit ile soruşturma aşamasındaki beyanından döndüğü, hatta tutuklu olan sanığı kurtarmaya yönelik eylemlere girdiği devamlı gözlemlediğimiz olay olduğu, bu dosyada da aynen bu olayın tekrarlandığı ve yağma suçunun işlendiği sabit olduğundan sanığın cezalandırılması gerektiği hususu mahkememizce hasıl olmuştur ifadelerine yer verdi.

EVİNE İŞ GÖTÜREN HAKİM

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Korkusuz ve 2 kadın üye hakim davayı 45 gün gibi kısa bir sürede karara bağladı. Sıfırcı Hakim olarak bilinen ve 30 yıldır evine iş götüren Mahkeme Başkanı Ahmet Korkusuz, 1985te Gaziantepte ağır ceza üyesi olarak hakimliğe başladı.

Türkiyenin farklı şehirlerinde 30 yıldır görev yapan Korkusuz, sulh ceza hakimliklerinde, tapu mahkemelerinde ve ağır ceza mahkemelerinde binlerce dosya devralıp sıfırlayarak yeni görev yerilerine atandı.

Yeni yılda belli olan devir listelerine göre Ahmet Korkusuzun başkanı olduğu İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi 2015ten 2016ya devrettiği 69 dosyayla en hızlı mahkeme olarak öne çıktı ve 21 ağır ceza mahkemesi arasında yine birinci sırada yer aldı.

Beyoğlu, İstanbulun Avrupa yakasında bulunan ilçelerinden biri. Beyoğlu ilçesini kuzeyden Şişli İlçesi, doğudan Beşiktaş İlçesi veİstanbul Boğazı, kuzeybatıdan Kağıthane ve Eyüp ilçeleri, güneyden Haliç çevrelemektedir. Yüzölçümü 8.76 km2dir. Köy yerleşimi olmayan ilçe 45 mahalleden oluşmaktadır.

Tarih yarımadanın ve Haliçin karşısında gelişen bölge Orta çağdan itibaren, Yunancada karşı yaka, öte anlamına gelen Pera () adıyla anılmaktaydı. Türkler tarafından kullanılan Beyoğlu adının, bir beyin oğlunun bölgedeki konağından kaynaklandığı ileri sürülür. Bu konuda öne sürülen iki rivayetten ilki; Osmanlı Padişahı II. Mehmed döneminde, Trabzon İmparatorluğu Prensi Aleksios Komnenosun İslamiyeti kabul ederek bu bölgeye yerleşmesinden; ikincisi ise Padişah I. Süleymandöneminin Venedik elçisi Andrea Grittinin, Rum bir kadınla evlenmesi sonucunda dünyaya gelen oğlu Luigi Grittinin Taksim dolaylarında bir konakta oturmasından dolayı bu Beyoğlu adının kullanılmaya başlanıldığını belirtir 1925 yılında Pera kullanımı resm yazışmalardan çıkarıldı ve Beyoğlu ismi kullanılmaya başlandı.

Galatanın ilk çağlara dek uzanan tarihine karşın, Beyoğlu, 16. yüzyılın ilk yarısında, içinde tek tük yapıların yer aldığı, bağlık bahçelik bir alandı.

Beyoğlu, Galatadan gelen Hıristiyanlarla yabancıların, elçilikler dolaylarına ve o zamanlar Grand Rue de Pera denilen İstiklal Caddesi boyunca yerleşmesiyle Avrupa kenti görünümünde bir yerleşme olarak ortaya çıktı.

Böylece, İstanbul içinde farklı bir topluluk 17. yüzyılda gelişmeye başladı. İlk önceleri, Fransız ve Venedik elçilikleri ile onların çevresinde yerleşmiş Fransisken misyonerleri yerleşmenin çekirdeğini oluşturuyordu. 17. yüzyılın başlarında Galatayı gösteren bir gravürde surların dışında çok az bina gözükmektedir.

1700lerde Beyoğlu, bugünkü Tünel-Galatasaray caddesinin iki tarafı ile, bu caddenin yan sokaklarına yayılmıştı. Dörtyol, merkez olmak üzere Beyoğlu gelişmişti. Batısında mezarlıklar ve doğusunda ise elçilikler vardı. 18. yüzyılda yavaş yavaş Avrupa etkisi artmıştır. 18. yüzyıl sonunda, İstiklal Caddesinde, yapıların tamamı taş veya tuğla ya da alt katları taş ve üstleri ahşaptır.

18. yüzyılın sonunda İstanbula gelen Dallaway, Beyoğlunu Galatanın yazlığı olarak tanımlıyor, yolların düzensiz olduğunu belirtiyor ve bu bölgede Fransız, İngiliz, Hollanda, Venedik, Rusya, İsveç, İspanya, Prusya ve Napolili diplomatların kışlık malikanelerinin bulunduğunu yazmıştır.

Beyoğlu, genel olarak 19. yüzyılda gelişmiştir. Bu gelişmenin nedeni, bu döneme Osmanlı dış ticaretinin daha önceki dönemlerde görülmemiş boyutlarda büyümesi ve ulaşımın gelişmiş olmasıdır. 19. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğunun dünya kapitalist sistemi ile bütünleşmesi sonucu, Beyoğlu uluslararası bir ticaret merkezi olmuştur. 19. yüzyılın başında, Beyoğlu, bahçeli evleriyle hala bir banliyö görünümünde idi. Bu yüzyılın ilk yarısında, Beyoğlu ve çevresi henüz tam olarak kentleşmemişti. İkinci yarısında ise Galatasaray ile Taksim arası gelişti. Beyoğlu, artık kapitülasyonların koruması altındaki yabancıların, tüccarların, bankerlerin, armatörlerin ve kozmopolit bir çevreye yerleşmek isteyen zenginlerin Paris modasını taklit ederek yaşadıkları bir yer olmuştur. Yüzyılın sonunda, burada, Parisin en ünlü sahne oyunlarını aynı zamanda gösteren üç tiyatro vardı. Bu tarihte, modern toplumun gereksinim duyduğu tramvay, gaz, su gibi altyapı hizmetleri sağlanmıştı. Bu kuruluşların işletme ayrıcalıkları çok uzun süreli sözleşmelerle yabancılara ya da azınlık mensuplarına verilmişti. Bu dönemdeki hızlı yapılaşma, Batıdaki örneklerden etkilenmekle birlikte Osmanlı etkisinde de kalmıştır.

20. yüzyılda Beyoğlunda Galatasaray ile Taksim arası önem kazandı. Bu alanda hala bahçeli konakların bulunması ve bunların apartmana dönüşmesi olanağı, buranın gelişmesini sağlamıştır. Ayrıca 1913de ilk elektrikli tramvayın Beyoğlunu Şişliye bağlaması Galatasaray-Taksim arasını, Tünel-Galatasaray arasına göre daha merkezi bir duruma getirmiş, Beyoğlunun en kolay ulaşılabilir ve gözde yeri yapmıştır. Bu dönemde Beyoğlunun çevresindeki semtlerde çağdaş binalar yapılmış ve yeni semtler gelişmiştir. 20. Yüzyılın başlarında Beyoğlunda da yapılan apartmanların cephelerinde Art Nouveau üslubu uygulanmıştır.

Cumhuriyet Döneminde 1950lere kadar yabancılardan ve onlar için çalışan azınlıklardan boşalan yerlere, yeni yetişen Türk iş adamları ve Beyoğlu yakasını kentin en çağdaş semti bilen aydın Türkler ilgi gösteriyorlardı. Sinema ve tiyatroları, lokanta ve pastaneleri, sanat galerileri ve mağazalarıyla hala kentin en seçkin semti idi. 1950lerden sonra, kırsal göç ve hızlı kentleşme sonucu İstanbulun aşırı büyümesi, yeni semtlerin gelişmesi, eğlence kuruluşlarının, ticaretin ve zengin ailelerin bu yeni gelişen çağdaş alt merkezlere dağılımı ve toplumun kültürel değişimi Beyoğluna olan ilgiyi azalttı.

Hala bazı lüks mağazaların İstiklal Caddesini terketmeyişi ve yoğun bir trafik akışı üzerinde oluşu eski kültürel düzeyinde olmasa bile Beyoğlunun canlılığını korumasını sağlamaktadır. Bununla birlikte, pek çok bina boş durmakta ya da atölye olarak kullanılmaktadır. Bu özellikler Beyoğlunda yavaş yavaş çöküntü alanının ilerlediğini göstermektedir.

Beyoğlu, ilk önceleri bir diplomasi merkezi olarak gelişmiş, fakat daha sonraları yabancı ticaretinin, ekonomik kontrolünün artması ve burada yoğunlaşması sonucu İstanbulun ticaret merkezi durumuna dönüşmüştür. Ticaretin yanı sıra eğlence, kültür kuruluşlarının da burada yer alması ve konumu, bütün İstanbulun odak noktası olmasını sağlamıştır.

Ana Sayfaya Git