Son Dakika! DHKP-C'li Canlı Bombacı İntihar mı Etti?

DHKP-C üyesi Hakan Özek dün İstanbul Pendik'teki evinde seri numarasız Zig Sauer marka silahla kafasına ateş ederek intihar etti. Yakınları Özek'i aradıklarında ulaşamıyınca şüphelendiler, durumu hemen ailesine bildirdiler. Ağabeyi eve geldiğinde kardeşinin yerde cansız bedeniyle karşılaştı.

Haberler 20.02.2016 - 10:58 Son Güncelleme : 20.02.2016 - 10:58

Kastamonulu olan Özek 10 yıl önce eşindin boşanmış ve terör örgütü DHKP-Cye katılmış ve bir çok kanlı eylemlerde bulunmuş ve polisin canlı bomba listesinde yer almaktadır. 8 ay önce henüz bilinmeyen bir nedenle örgütten ayrılmıştır.

İstanbul Pendik Yenişehir Mahallesi Reyhan Caddesi üzerindeki bir apartman dairesinde yalnız yaşayan terör örgütü DHKP-C üyesi Hakan Özek (42), önceki gün seri numarası bulunmayan Zig Sauer marka tabancayı başına dayayıp tetiğe bastı. Özek olay yerinde hayatını kaybederken, kendisine telefonla ulaşamayan arkadaşları durumu ailesine bildirdi. Eve giden ağabeyi, kardeşinin cesedini buldu.

Hakan Özek kimdir?

Kastamonunun Araç İlçesi nüfusuna kayıtlı olan ve 10 yıl önce eşinden boşanan Hakan Özekin, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan sabıkası olduğu ve uzun süre polis tarafından canlı bomba olarak arandığı öğrenildi. Özekin adı, polis tarafından hazırlanan ve aralarında İstanbul Emniyet Müdürlüğüne intihar saldırısı düzenlemek isterken vurularak öldürülen Elif Sultan Kalsen ile Dolmabahçede polise saldırı düzenlediği sırada vurulan Fırat Özçelikin de bulunduğu canlı bomba listesinde de yer almıştı.

ÖRGÜTLE İLİŞKİSİNİ 8 AY ÖNCE KESMİŞ

Özekin aktif olarak faaliyet gösterdiği terör örgütü ile ilişkisini yaklaşık 8 ay önce henüz bilinmeyen bir nedenle sonlandırdığı öğrenildi. Ailesinin maddi desteği ile hayatını sürdürdüğü kaydedilen Özekin ölümüyle ilgili geniş çaplı soruşturma başlatan polis, ceset üzerinde herhangi bir darp izine rastlamadı.

Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (kısaca DHKP-C) ,30 Mart 1994 tarihinde Devrimci Sol örgütünün partileşme kararı alması ile Dursun Karataş liderliğinde kurulan yasadışı Marksist-Leninist partidir.Parti (DHKP) siyasal faaliyetler ve propagandadan, Cephe (DHKC) ise askeri örgütlenme ve silahlı eylemlerden sorumludur.

DHKP-C Türkiye Amerika Birleşik Devletleri,Birleşik Krallıkve Avrupa Birliğinin terör örgütleri listesinde bulunmaktadır. ABD 2014 yılında örgütün üç önemli ismi Musa Asoğlu, Zerrin Sarı ve Seher Demir Şenin bulunmasını sağlayacak bilgileri veren kişilere 3er milyon dolar ödül vereceğini açıklamıştır.

DHKP-C nihai amacını Türkiyede mevcut anayasal düzeni yürüttüğünü öne sürdüğü silahlı öncü savaş ile yıkarak Marksist-Leninist ilkelere dayalı Devrimci Halk İktidarını kurmak olarak açıklamaktadır.Türkiyede iktidarın uzun süreli bir halk savaşı ile ele geçirilmesini ve yürütülecek şehir gerillası mücadelesi ve silahlı propaganda eylemlerinin gerekliliğini savununan Mahir çayan tarafından teorize edilmiş Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisini Türkiyede devrimin stratejisi olarak temel alan örgüt, şehirlerde hücre evleri şeklinde örgütlenmekte ve oluşturduğu Silahlı Propoganda Birlikleri ile çeşitli eylemler düzenlenmektedir.

1994te kuruluşunda bugüne kadar çeşitli sansasyonel terör eylemlerini üstlenen örgüt, ismini özellikle Özdemir Sabancı suikasti (Sabancı Süikasti ölümünden 11 gün önce Ümraniye Cezaevindeki çatışma sırasında öldürülen 4 DHKP-C üyesine karşı misilleme gerçekleştirildi.Gazi Mahallesi olayları, F Tipi cezaevlerine karşı gerçekleştirdikleri ölüm oruçları ile duyurmuştur

Günümüzde, DHKP-C yöneticilerinin önemli bir kısmı İtalya, Almanya, Belçika, Hollanda ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde yaşamaktadır.2008 yılında örgütün kurucu lideri Dursun Karataşın ölümünün ardından, örgütte liderlik sorunu ortaya çıkmıştır. Bugüne kadar birçok isim öne atıldıysa da, 2014 yılında Yunanistanda yakalanan Hüseyin Fevzi Tekin örgütün bugünkü kilit ismi ve lideri olarak görülmektedir

Örgütün Yunanistanda Lavrion, Kinesa ve Dileyside, Lübnan ve Suriyede kampları bulunduğu, örgüt militanlarının buralarda eğitim gördükleri öne sürülmektedir. Fakat örgüt, Suriye rejimi ile bir ilişkisi olduğunu, militanlarının Suriye İç Savaşında hükümet güçleriyle birlikte savaştığını ve burada eğitim kampları bulunduğunu yaptığı açıklamalarla reddetmiştir.

Yasal olarak faaliyet gösteren Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD), Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu, Haklar ve Özgürlükler Cephesi ve Halk Cephesi gibi dernek ve oluşumların DHKP-C ile ilişkisi olduğu, alt örgütlenmeleri gibi çalıştıkları çeşitli yetkili makamlarca iddia edilmektedir.Ayrıca, albümlerindeki bazı şarkılarının hayatını kaybeden DHKP-C militanlarına adanması nedeniyle protest müzik grubu Grup Yorumun örgüt ile bağları olduğu öne sürülmektedir. Fakat bu drum grup üyelerince yalanlanmıştır.

Partinin askeri örgütlenmesi olan DHKC 31 Mart 2015 tarihinde Berkin Elvan soruşturmasını yürüten savcı Mehmet Selim Kirazı İstanbul çağlayan adliyesinde rehin almış, çeşitli medya kaynaklarına yaptıkları açıklamalar ile Berkin Elvanının öldürülmesinden sorumlu olan polislerin isimlerinin kamuoyuna açıklanmasını ve polislerin cinayeti itiraf etmelerini talep etmişlerdir.Saatler süren müzakerelerin ardından bir sonuca ulaşılamamış, polis operasyonu başlatınca militanlar savcıyı öldürmüştür operasyonun sonuda örgüt militanları Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol ölü olarak ele geçirilmiştir. Ertesi gün ise örgüt üyesi Elif Sultan Kalsen Vatan Caddesinde İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü binasına silahlı saldırı yapmış ve ölü olarak ele geçirilmiştir.

12 Mart 1971de gerçekleşen askeri darbenin ardından, diğer birçok örgüt ve hareket gibi DHKP-Cnin mirasını sahiplendiği THKP-C ağır darbe yemiş, ve örgütün lideri Mahir çayan Kızılderede üç İngiliz askerin kaçırılması olayının ardından askeri kuvvetleri ile çatışmada hayatını kaybetmişti. Aynı dönemde, örgütün diğer militanları İstanbul ve Ankarada gerçekleştirilen operasyonlar ile tutuklanmış ve çeşitli cezalara çarptırılmıştı. Fakat 1974 yılında Bülent Ecevit (CHP) ve Necmettin Erbakan (MSP) tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti 37.Hükümetinin çıkardığı genel afla serbest kalan içlerinde Oğuzhan Müftüoğlu, Nasuh Mitap gibi isimler İstanbulda bulunan Bülent Uluer, Paşa Güven ve Dursun Karataş gibi isimler ile birlikte önce Devrimci Gençlik dergisini çıkarmaya başlamış ve Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonunun kuruluşunu gerçekleştirmiştir.[34] Daha sonra Devrimci Yolun kuruluşu ile devam eden süreçte, İstanbul ve Ankara merkezli bu iki grup bazı konularda özelliklede Mahir çayandan kopuş olarak nitelendirilen aktif silahlı direnişi bırakma kararının ardından anlaşmazlıklara düşmüş ve ardından İstanbul grubu Ankara grubu ile önce ilişkileri askıya aldıklarını açıklamış, ardından Devrimci Solu kurduklarını kamuoyuna duyurmuşlardır.Dursun Karataş, Bülent Uluer, Paşa Güven gibi isimlerin oluşturduğu İstanbul Dev-Genç grubu Devrimci Solu kurarken Devrimci Yol hareketine olan eleştirilerini yayınladıkları Devrimci Yol Hareketinde Tasfiyecilik ve Devrimci çizgi broşüründe dile getirmiştir. Buna göre, Ankara merkezli grup THKP-Cyi sahiplendiğini söylemesine rağmen onun çizgisini savunmamakta, ve kendilerini merkeze yerleştirerek İstanbul grubunu tasfiye etmek istemişlerdir.Aksine, Devrimci Solun Mahir çayanın Kesintisiz Devrim II-IIIde ortaya koyduğu devrim stratejisini ve Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisini benimseyeceğini öne sürmüştür. Yine, İstanbuldaki gruba göre Devrimci Yol Ankara merkezinin meçhul bir geleceğe ertelediklerini iddia ettikleri partileşme, kendiliğindenciliğin önüne geçmek için Devrimci Solun başlıca hedeflerinden biriydi. Bu dönemde, kurucuları tarafından Devrimci Sol partileşme sürecinde olan bir örgütlenme olarak tarif edilmiş, partinin silahlı mücadele içerisinde şekilleneceği öne sürülmüştür.

DHKP-C üyesi Canlı Bomba olarak bilinen Hakan Özek, Pendikteki evinde kendini öldürdü, Hakan Özek kimdir nerelidir?

Kurulan ilk Merkez Komitede yapılan iş bölümünün ardından Dursun Karataş Kadrolaşma,Bölgeler, Gençlik Sorumlusu ve Genel Siyasi Sorumlu olurken, Paşa Güven işçi ve memur örgütlenmelerinden ve hapishane ilişkilerinden, Hüseyin Solgun ise basın-yayın ve İstanbul mahalli alan sorumlusu olmuştur. Genel Siyasi sorumlunun tek başına karar verme yetkisinin bulunmadığı, yurtdışında ve diğer parti ve hareketlerle olan ilişkilerde Devrimci Solu temsil edeceği kararlaştırılmıştır. Bu dönemde, ayrıca örgüt gençlik ve mahalleler dışında öğretmenler,memurlar,bürokasi ve kadınlar arasında da örgütlenme çalışmaları yürütmüş, bu doğrultuda Devrimci İşçi Hareketi, Devrimci Memur Hareketi, Devrimci Kadın Hareketi gibi oluşumları ortaya çıkarmıştır.

Devrimci Sol bu dönemde, Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisini hayata geçirebilmek için ilk olarak illegal silahlı örgütlenmesi Faşist Teröre Karşı Silahlı Mücadele Ekipleri (FTKSME)ni oluşturmuştur. Ülkede halkın maruz kaldığı iddia edilen faşist terörün ancak devrimci şiddet ile bertaraf edilebileceğini öne süren Devrimci Solda bu konuda en önemli görevi FTKSMEler üstlenmiştir. (ileride SDB olacak DHKP-C kuruluşu ile SPB ye dönüşecektir.) Aynı zamanda, bu ekipler bir okul olarak tasarlanmış, buradan yetişecek kadrolardan Silahlı Devrimci Birliklerin (SDB) oluşturulması planlamıştır.

Bu doğrultuda, 1978-1980 yılları arasında gerilla savaşı vermek ve silahlı eylemler düzenlemek üzere kırlarda ve şehirlerde çok sayıda SDBler kurulmuştur. Bu yıllar arasında, Devrimci Sol protesto ve propaganda amaçlı çok sayıda karakol baskınları, silahlı kite gösterileri, misilleme ve cezalandırma eylemleri, şirket veya özel dershane baskınları düzenlemiştir. Bu eylemler genellikle Devrimci Sol Merkez Komitesinin düzenlemeyi kararlaştırdığı çeşitli kampanyalar kapsamında düzenlenmiştir. Bu kampanyalar sırasıyla şunlardır; Emperyalizme, Faşist Teröre, İşsizliğe ve Pahalılığa Karşı Mücadele Kampanyası (1979, Temmuz-Ağustos), 24 Ocak Kararlarını ve Zamları Protesto Kampanyası (1980, Şubat), Karakollardaki İşkence ve Tariş Direnişindeki Polis Baskınına Karşı Kampanya (1980, Ocak-Şubat), İşkenceye Karşı Kampanya (1980, Nisan), Kürdistanda Milli Baskıya Karşı Mücadele Haftası (1980, Haziran).

1980 yılında Devrimci Sol Türkiye tarihinde sansasyonel iki suikastı düzenlemiş ve üstlenmiştir. Bunlardan ilki 27 Mayıs 1980 gerçekleştirilen Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili Gün Sazak suikastıdır. Eylem, Devrimci Sol Ankara kadrosundan Cengiz Gül tarafından gerçekleştirilmiş. İkinci suikast ise, 1971-1972 yılları arasında Başbakanlık yapan Nihat Erimin Mahir çayan ve arkadaşlarının intikamının alınması amacıyla öldürülmesidir.

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır