Güneş tutulması psikolojimizi nasıl etkiliyor?

Uzmanlar, güneş tutulması gibi olayların daha alçakgönüllü olmamız ve başkalarına özen göstermemiz için bize ilham olabileceğini söylüyor.

Haberler 08.04.2024 - 10:20 Son Güncelleme : 08.04.2024 - 10:20

8 Nisanda bir Güneş tutulması gerçekleşecek. Güneş tutulmasının üzerimizdeki olası etkilerini ödüllü bilim yazarı David Robinson, BBC Future için kaleme aldı.

8 Nisanda gerçekleşecek tutulmanın Kuzey Amerikada gözlemlenebileceği belirtilirken, uzmanlar bu olayın psikolojimiz üzerinde güçlü bir etki bırakabileceğini öne sürüyor.

Araştırmalara göre bu hayret verici olaya tanıklık etmek, daha alçakgönüllü olmamız ve başkalarına özen göstermemiz için bize ilham veriyor. 2017 yılındaki tutulmanın psikolojik etkilerini araştıran ABDdeki Johns Hopkins Üniversitesinde psikolog Sean Goldy, İnsanlarda yakınlık hissi güçlenebilir, başkalarıyla ya da topluluklarıyla daha yakın sosyal bağlar geliştirdiklerini söyleyebilirler diyor.

Uzunca bir süredir bilimsel çalışmalara dahil edilmeyen hayranlık duygusu son 20 yıldır gittikçe daha fazla ilgi gören bir alan haline geldi. Duygu, kendimizi küçük hissettiren enginlik algısının tetiklediği merak ve hayret duygusu olarak tanımlanıyor.

Kanadadaki Toronto Üniversitesinden psikolog Jennifer Stellar, Bu, çok büyük ve dünyaya bakış açınıza meydan okuyan bir şeyi algıladığınızda hissettiğiniz duygudur. Algılanamayacak kadar sıradışı bir nesneye ya da kişiye karşı duyumsanan bir histir diyor.

ABDdeki Berkeley of California Üniversitesinden psikolog Dacher Keltnerın Awe (Hayranlık) adlı kitabında yazdığı gibi, merak duygusu benliğimizin veya egomuzun kusur bulan, özeleştiri yapan, baskıcı, statü bilincine sahip sesini susturabilir ve bizi güçlendirebilir. Dayanışmacı olmamızı, zihnimizi harikalara açmamızı ve yaşamın derin kalıplarını görmemizi sağlar.

Bu iddialı bir tez ancak Keltner ve meslektaşları bunu destekleyecek çok sayıda kanıt topladı.

2018 yılında yaptıkları ve hayranlığın alçakgönüllülükle ilişkisini inceleyen çalışma bunlardan biri. Araştırma ekibi katılımcıların yarısına Dünyadan uzaklaşarak Evreni gösteren kısa bir video izletirken, diğer yarısına bahçe çitlerinin nasıl yapılacağını anlatan rahatlatıcı bir video gösterdi.

Ardından her iki gruptan da önce güçlü, sonra zayıf yanlarını yazmaları istendi. Hipotezlerindeki gibi uzay videosu izletilen grup hayranlık hissini yaşamış olması muhtemel gruptu ve yazılarında güçlü yönleri diğerlerininkinden daha azdı. Bu alçakgönüllülüğün bir işareti olarak yorumlandı.

Aynı makaledeki başka bir çalışmada araştırmacılar, katılımcıların üçte birinden hayranlık duydukları bir zamanı hatırlamalarını istedi. Diğer üçte biri komik bir şeyle eğlendikleri bir zamanı hatırlarken geri kalanı yiyecek almak için olaysız bir yolculuk yaptıklarını hatırladı. Katılımcılar daha sonra çeşitli faktörlerin hayatlarındaki başarılarına ne kadar katkıda bulunduğunu yüzde 0 ile yüzde 100 arasında bir ölçekte değerlendiren bir dizi soruyu yanıtladı.

Bu faktörler arasında kendi yetenekleri veya şans ya da tanrı gibi dış faktörler de vardı. Araştırmacılar hayranlık hissini yaşayanların bu soruya daha alçakgönüllü yanıt verdiğini buldu.

Makalenin baş yazarı Stellar, Hayranlık, kendinize odaklanma ve önem verme duygularınızı azaltıyorsa bu anlamlıdır diyor ve ekliyor: Egomuz algımıza ve kararlarımıza yön verir ancak hayranlık gibi kendimizi aşan bir duygu egomuzun üzerimizdeki etkisine son verebilir.

Stellar, Kendimize odaklanmayı bıraktığımızda sen ve ben arasındaki sınır silinmeye başlar. Hepimizi aynı insanlık ağının parçası gibi görebiliriz diyor.

Buna ek olarak hayranlık duygusunun insanların topluluklarıyla daha bağlantılı hissetmesini sağladığını gösteren kanıtlar da var. Benzer etkiler, Avustralyadaki New South Wales Üniversitesinden psikolog Katherine Nelson-Coffey ve meslektaşlarının yaptığı bir çalışmada görülebiliyor.

Bunun için 47 katılımcıdan oluşan bir gruptan Carl Saganın Soluk Mavi Nokta adlı eserinden uyarlanan bir metni okuyan bir ses eşliğinde sanal gerçeklik başlıklarıyla uzay yürüyüşü yapması istendi. Diğer grubaysa Dünya ve Plütonun küçük bir modeli gösterildi. Araştırma sonuçlarına göre ilk grubun, Kendimi başkalarına ve tüm insanlığa daha yakın hissettim gibi ifadeleri onaylama olasılıkları çok daha yüksekti.

Hayranlık hissinin, insanları daha fedakar davranışlara yönelttiğini bulan araştırmalar da var. Irvinedeki Califorinia Üniversitesinde Psikoloji Profesörü Paul Piff ve meslektaşları, yeryüzü belgeseli izleyen bir grupla komedi programı izleyen bir başka grubu kıyasladıkları araştırmalarında, belgesel izleyenlerin 100 dolarlık bir çekiliş için bilet paylaşma olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu.

Bu deneyler ne kadar ilgi çekici olsa da, insanların laboratuvar dışında gelişen doğal olaylara karşı spontane tepkilerini yansıtmayabilirler. Bu sorudan yola çıkan Sean Goldy, 2017deki tutulmada aradığı cevapları buldu.

Ay ve Güneşin hizalandığı nadir olayın, hayranlık duygusunu uyandırması muhtemeldi. İnsanların sosyal medyada anlık tepkilerini inceleyen Goldy, X paylaşımlarının konumlarını kullanarak hangi kullanıcıların olaya birebir tanıklık ettiğini ve hangilerinin etmediğini tahmin edebiliyordu. Daha sonra paylaşımların dil bilimsel analizini yaptı.

Örneğin, şaşırtıcı veya akıllara durgunluk veren gibi sözcüklerin hayranlığı temsil ettiği düşünülürken, belki ve olasılıkla gibi temkinli sözcükler alçakgönüllülüğü temsil ediyordu. Sosyalliğe eğilimse ilgi, gönüllü gibi kelimelerin yanı sıra şükran ve sevgi ifadeleriyle kodlandı. Sonuçlara göre tutulmaya tanıklık edenlerin tweetlerinde hayranlık ifade etme olasılıkları diğerlerinin iki katıydı.

Tahmin edildiği gibi bu, alçakgönüllülük ve sosyallik hislerinin daha yoğun görülmesiyle bağlantılıydı. Etkiler insanların kullandığı zamirlerde de görünür durumdaydı: Tutulmaya tanık olan insanların biz gibi çoğul birinci kişi zamirlerini kullanma olasılığı daha yüksekti. Bu da kolektif bir deneyimi yansıtıyordu. Goldy, Sadece 24 saatlikti diyerek bu etkilerin görece kısa ömürlü olduğunu vurguluyor.

Ana Sayfaya Git