İstanbul'da yer altı su kanalları bulundu

Küçükçekmece Göl Havzası'nda yapılan arkeolojik kazılarda, İstanbul'un Roma İmparatorluğu'nun başkenti olmasının ardından inşa edildiği düşünülen yer altı su kanalları sistemi bulundu.

Haberler 18.12.2012 - 06:09 Son Güncelleme : 18.12.2012 - 06:09

Küçükçekmece Göl Havzası’nda devam eden arkeolojik kazı çalışmalarının 2012 yılı sonuçları, İstanbul İl Özel İdaresi’nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Toplantıda konuşan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul’u araştırmanın ve keşfetmenin görevleri olduğunu belirterek, ’’(İstanbul’un taşı toprağı altın) sözünü kim söylemişse doğru söylemiş. İstanbul’un altı da, üstü de tarih’’ dedi.

Vali Mutlu, eserlere sahip çıkma noktasında sadece İstanbul’un altındaki eserlere değil, üstündeki eserlere de sahip çıktılarını ifade ederek, binlerce eserin onarımını yaptıklarını aktardı.

Kazının en önemli eserinin açıklanması konusunda proje heyetinin kendilerini onurlandırdığını söyleyen Mutlu, ’’Hepimizi heyecanlandıran önemli şeyleri ortaya çıkarttınız. Manastırıyla, limanıyla, mevcut yollarıyla... Su sarnıcı ile ortaya koyduğunuz çalışmalar çok kıymetli. Tüm bu çalışmaları taçlandıran çalışma ise o mükemmel su yolu. Ama bu su yolu öyle bildiğiniz su yolu değil. Şu ana kadar 300 metresi keşfedilen bir su yolu’’ diye konuştu.

İstanbul’un altını ve üstünü incelemeye devam ettiklerini vurgulayan Mutlu, ’’Su hattının içerisine girilebiliyor, gezilebiliyor. Adeta bugünkü su yollarında kullanmış olduğumuz sistemin bir benzerini orada görebiliyorsunuz. 5 ayrı rögar sistemi de olan ama ileriye doğru ne çıkacak, ne kadar daha gideceğiz, asıl kaynağı nasıl bulacağız? Bütün bunları araştırmaya devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.

Mutlu, keşifte emeği geçen herkesi kutlayarak, İstanbul’a sahip çıkma, zenginliklerini ortaya koyma noktasında her zaman üzerine düşen görevleri yerine getirmeye hazır olduklarını kaydetti.

ENDER BİR SU SİSTEMİ

Proje Başkanı ve Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün ise ilk çalışmalarına 2007 yılında başlanan ve Almanya, İspanya, İngiltere, Amerika, Fransa, Hollanda, Yunanistan ve Avusturya’dan pek çok bilim insanının çalışma yaptığı kazı alanıyla ilgili bilgi verdi.

Aydıngün, çalışmalar kapsamında, sadece 2012 yılında müzeye yaklaşık 100 eserin teslim edildiğine işaret ederek, çalışmalarda bulunan en yeni eserin 900 yıllık olduğunu ve 2013 yılı sezonu için Mart ayında çalışmaya başlamayı düşündüklerini ifade etti.

Küçükçekmece Göl Havzası’nda bu yıl bulunan su kanalının önemine değinen Aydıngün, bulunan su kanallarının yaklaşık 300 metre uzunluğunda, tünelleri olan ’’müthiş’’ bir alt yapı örgü sistemi olduğunu söyledi.

Aydıngün, yaklaşık 2 bin yıllık olan sistemle ilgili, şunları belirtti:

’’Baca sistemi bulunan su kanalının içinde, tamirat bacaları var. Roma Dönemi’ne ait su kanal sistemleri vardı. Ancak üstündeki kapaklarıyla, orijinal olarak yerinde olması çok önemli. Su ile ilgili çalışmalar yapanlar için önemli bir çalışma alanı olacak. İstanbul’daki su kanalları içerisinde baca kapağıyla beraber bulunan ender bir su sistemi. Su kanalının yer yer derinliği 8 metreye kadar ulaşan 5 bacası var.’’

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili de daha önceki konuşmalarında burasının İstanbul’un yeni tarihi yarım adası olduğunu söylediğini bildirerek, ’’Buranın değeri artacak. İstanbul bu konuda yeni değerler kazanacak. Biz kazı alanımızı turizm alanında da değerlendirmeye çalışıyoruz. Burası için bakanlığa ören yeri olması için başvurduk. Bunun ön koşullarını hazırlamaya çalışıyoruz’’ diye konuştu.

İstanbul’a gelen turistler için yeni bir alanın açılmış olacağını kaydeden Bilgili, alanın ören yeri olması halinde hem doğal güzellikler açısından hem tarihi, kültürel miras açısından hem de kuş yolları açısından çok farklı bir ören yeri olacağına dikkati çekti.

Bilgili, İstanbul’da Küçükçekmece Göl Havzası ve Yoros Kalesi’nde arkeolojik kazıların devam ettiğini anlattı.

Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Komsuoğlu da kazı alanındaki çalışmaların üniversiteleri tarafından yürütüldüğünü anlatarak, ’’Bunlar zahmetli işler. Akademiyle bilim zahmeti, direnmeyi ve üşenmemeyi gerektiriyor’’ dedi.

Komsuoğlu, üniversitenin sadece arkeoloji bölümünün değil, jeofizik ve adli tıp bölümünün de içinde bulunduğu bir çok bölümünün projeye destek verdiğini dile getirdi.

SU KANALLARI SİSTEMİ

Anadolu Speleoloji Grubu Derneği (ASPEG) üyeleri tarafından yapılan ayrıntılı araştırma sonucunda bulunan ’’Apsisli Yapı Kanalı’’ ve ’’Büyük Sarnıç Kanalı’’ olarak adlandırılan iki su tünelinin yapılış amacının, yer altı suyunu tünel içine aktarmak ve aynı tünel içinde çok az bir meyille akıtarak yeryüzü seviyesinin üzerine kadar çıkartmak olduğu belirlendi.

Çalışmalarda, göl üzerindeki Firuzköy Yarımadası’nda bulunan su yolunun imparatorların simgeleri olduğu düşünülen damgalı tuğlalarla inşa edildiği gözlendi.

’’Apsisli Yapı Kanalı’’nın 144 metrelik alanında çalışmalar yapıldığı ve kanalın suyunun kanala 28 metre uzaklıkta bulunan ve halen kullanılan antik çeşmeden çıktığı tespit edildi. Büyük Sarnıç Kanalı’ndan çıkan suyun ise hemen yanda bulunan büyük açık sarnıcı doldurma amacı ile yapılmış olduğu belirlendi.

Çalışmalarda, bazı yerlerinde, yukarıya doğru uzanan düzgün dikdörtgen bacalar bulunan her iki tünelin de işlevini devam ettirdiği ve içinden yaz-kış su çıktığı görüldü.

AA

Ana Sayfaya Git