Manda "Dicle" anne oldu

Diyarbakır'da Dicle Üniversitesince (DÜ) yürütülen proje kapsamında 3 yıl önce İtalyan mandasından alınan embriyonun Anadolu mandasına nakledilmesiyle doğan "Dicle"nin dünyaya gelen yavrusuna "Hevsel" ismi verildi.

Haberler 27.11.2025 - 11:35 Son Güncelleme : 27.11.2025 - 11:35

DÜ bünyesinde GAP Bölge Kalkınma İdaresi desteğiyle 2020de kurulan manda üretim işletmesinde yürütülen çalışma kapsamında, yüksek süt verimiyle bilinen İtalyan mandalarından alınan embriyolar yerli Anadolu mandalarına transfer ediliyor.

Embriyo transferiyle 2022de dünyaya gelen ilk yavru Dicle, işletmede damızlık olarak yetiştirildi ve bu yıl ilk doğumunu gerçekleştirdi.

Böylece proje kapsamında ikinci kuşak saf İtalyan manda yavrusu elde edildi.

İşletmede dünyaya gelen yeni yavruya, Dicle Nehrinden beslenen ve UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan Hevsel Bahçelerinden esinlenilerek Hevsel adı verildi.

çalışmayla, hem bölge koşullarına uyumlu hem de yüksek süt ve et verimine sahip damızlık ırkların oluşturulması hedefleniyor.

- Bu çiftlik aynı zamanda damızlık gen merkezi olarak planlandı

DÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadık Yayla, AA muhabirine, fakülte bünyesinde yürütülen çalışmalarla Diyarbakırın hayvancılık potansiyelinin daha görünür hale geldiğini söyledi.

Diyarbakırın büyükbaş hayvan varlığında yıllardır ilk sıralarda yer aldığını, küçükbaş hayvancılıkta da benzer şekilde öne çıktığını ifade eden Yayla, Temel hedefimiz Diyarbakırda mandacılığın bilinirliğini artırmak, tanınırlığını geliştirmek ve üreticilere öncülük etmektir. Bu çiftlik aynı zamanda damızlık gen merkezi olarak planlandı. Böylece hem üreticilerimize kaliteli damızlık materyal sağlayacağız hem de bölgedeki mandacılığın yaygınlaşmasına katkıda bulunacağız. dedi.

Yayla, geçmiş yıllarda İtalyadan getirilen embriyoların yerli mandalara transfer edildiğini ve başarılı sonuçlar elde edildiğini anlatarak, İlk embriyo transferiyle doğan yavrumuz Dicle, bugün yavrusunu dünyaya getirdi. Böylece merkezimizde Diclenin yavrusunu da görmüş olduk. Bu döngünün sürdürülebilir şekilde birçok jenerasyona yayılmasını amaçlıyoruz. İlk yavruya Dicle adı verilmişti. Diyarbakır için önemli bir yer olan Hevsel Bahçelerinden ilham alarak yeni doğan yavruya da Hevsel adını verdik. diye konuştu.

- Yavrularımızın süt verimi yüksek

DÜ Dölerme ve Suni Tohumlama Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Ferit Özmen ise manda yetiştiriciliğini geliştirmeye yönelik çalışmaların Türkiye açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi.

Uzun süredir hem suni tohumlama hem de embriyo nakli üzerinde yoğun bilimsel çalışmalar yürüttüklerini belirten Özmen, şöyle konuştu:

çalışmalarımızda temel iki amacımızdan biri, İtalyan mandalarından embriyoları elde edip Anadolu mandalarını taşıyıcı anne yapıp coğrafi koşullara dayanıklı yavrular elde etmek ve bölgemizde ihtiyaç duyulan damızlık hayvan teminine katkı sunmak, ikincisi ise fakültemiz bünyesine böyle bir işletme kurup, öğrencilerimize uygulamalı eğitim vererek mandacılık sektörüne kalifiyeli eleman yetiştirmektir.

İlk yavru Diclenin sağlıklı şekilde dünyaya geldiğini dile getiren Özmen, bu işin sürdürülebilirliğine karar vermek hem de yavruların adaptasyonunu inceleyebilmek için Dicleyi işletmede bıraktıklarını kaydetti.

Özmen, Diclenin kardeşlerini dönem dönem işletmelere gönderdiklerini ifade ederek, bu şekilde küçük de olsa genetik ıslaha katkı sunmayı amaçladıklarını, yetiştiricilere ucuz, kaliteli damızlık temininde bulunduklarını belirtti.

Islah çalışmasındaki temel amaçlardan birinin de aynı bakım ve besleme koşullarındaki hayvanlardan daha fazla ürün elde etmek olduğuna işaret eden Özmen, bunu yapmanın yegane yolunun hayvanların genetik kapasitesini artırmak olduğunu ifade etti.

Özmen, Şu an yaptığımız şey aslında bu. Doğan her bir yavrumuza sadece bir yavru gözüyle bakmıyoruz, o yavrudan elde edilecek olan bütün yavruların genetik kalitesinin iyileşmesi olarak görüyoruz. Bir yavrumuzu bir işletmeye, köyümüze gönderdiğimiz zaman süreç içerisinde o yavrudan doğan ve onun bir şekilde genetiğinin bulaştığı bütün yavrularımızda bir iyileşme bekliyoruz ve annelerine göre verim artışı bekliyoruz. Bu meydana gelirse besiciler daha fazla kazanacak ve ülke ekonomimize daha fazla katkı sunulacak. dedi.

Bu noktada yaptıkları uygulamayı prototip işletmeye benzeten Özmen, Diyarbakırda bu işin yapılabilirliğini test ettiklerini, yapılabileceğini gördüklerini söyledi.

Özmen, şunları kaydetti:

Yavrularımızın genetik olarak süt verimleri yüksek, coğrafi koşullara da dayanıklılar. Islah çalışmalarında da yetiştiriciler açısından çok önemli katkılar ortaya çıkıyor. Örneğin Diclenin taşıyıcı annesinin süt verimi ortalama 4 litreydi. Diclenin ise günlük ortalama süt verimi 8-10 litre arasında. Hevselin de anne olduğunda 10-15 litre süt verimine ulaşmasını bekliyoruz. Bu da süt veriminde en az üç katlık artış sağlandığını gösteriyor.

Ana Sayfaya Git