Nurettin Veren’den çarpıcı açıklamalar!

Nurettin Veren 1996'ta Gülen'in afaroz mektubuyla uzaklaştırıldı örgütten. 28 Şubat sürecinde Veren'in anlattıklarına muhafazakar medyadan kimse kulak vermedi. O da Doğu Perinçek'in kanalında konuştu. Bu durum Gülen ve Veren arasındaki çatışmada Gülen'in haklı Veren'in haksız olarak algılanmasına yol açtı ve Veren'e adeta karartma uygulandı.

Haberler 23.08.2016 - 15:44 Son Güncelleme : 01.01.0001 - 00:00

Nurettin Veren 1996ta Gülenin afaroz mektubuyla uzaklaştırıldı örgütten. 28 Şubat sürecinde Verenin anlattıklarına muhafazakar medyadan kimse kulak vermedi. O da Doğu Perinçekin kanalında konuştu. Bu durum Gülen ve Veren arasındaki çatışmada Gülenin haklı Verenin haksız olarak algılanmasına yol açtı ve Verene adeta karartma uygulandı.

1966dan 1996 ya kadar bilfiil Fethullah Gülenin yanında olan Nurettin Verenden çarpıcı açıklamalar...

Gülenin Kestanepazarında örgütü sıfırdan kurduğu günlerden 1996ya kadar bilfiil yanında olan bir isim Veren. Anlattıkları bu yüzden çok dikkat çekici. Yakın zamana kadar örgütün içinde olanlara ve bugün itirafçı olarak medyada konuşanlara da bir çağrısı var. Gelin FETÖ ile birlikte mücadele edelim diyor.

FETÖ ile ilgili elinde hala çok sayıda kayıt olduğunu ancak Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız dışında kimseye güvenmediğini söylüyor. Şu anda bile FETÖ karşıtı gibi gözüküp medya üzerinden manipülasyon yapanlar var diyor. Gülenin 28 Şubatın mağduru değil planlayıcısıdır olduğunu savunuyor. Gülenin Tansu çiller için Bunları kolay yönetiriz dediğini söylüyor.

Bu yapının çekirdek kadrosundaydınız, bütün bildiklerinizi devletle paylaştınız mı?

Bildiğim pek çok şeyi anlattım, anlatmaya çalıştım. Kendi yazdığım kitapların yanı sıra benimle yapılan röportajlar da kitaplaştı. Faik Bulut yazılarımdan hareketle kitap yaptı, Hikmet çetinkaya ile 11 günlük röportaj yaptık. 3. günde durdurdu Gülen. 2006ydı galiba. Mahkeme kararıyla durdurdu. Arkasından Sabah gazetesi ve Milliyet gazetesi 15 gün süren Gülen röportajları yayınladı. Merdan Yanardağ kitap yaptı. 15 Temmuzdan bu yana da konuşuyorum. Savcılara da anlattım, elimdeki belgelerin bir kısmının da kopyasını aldılar. Yakında bildiklerimizin bazısını da kitap olarak yayınlayacağız. Fotoğraflar belgeler olacak. Ancak bazı şeyler de var, şimdi ne kadarını söylemek doğru emin olamıyorum. Bu yüzden de Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızla görüşmek istiyorum. Bazı isimler var, belki şu anda onların isimlerinin söylenmesi doğru olmayabilir. Onlar doğru bulmayabilirler. Böyle endişelerim var.

Görüşme talebinde bulundunuz mu?

Buradan söylüyorum işte. Bazı troller var, bizi Doğu Perinçekin adamı diye lanse eden, Gülenin trolü diye lanse eden, bana Mason falan diyen. İnsanları buna inandırmaya çalışıyorlar.

BENİ HAPSE ATANLAR DA ŞİMDİ FETÖ TUTUKLUSU

Size suikast yapanlar şimdi nerede?

Gülenden ayrıldıktan sonra da kaç kere suikast girişimine uğradım. Beni öldürtmek isteyen adam yakalanmış, fotoğrafı var, bu adamlar şimdi darbeci polisler olarak yakalanmış, fakat bunun haberi bile yapılmıyor.

Gülenin çocuklarınızı sizden kopardığını ailenizi dağıttığını söylüyorsunuz...

Benim bu evladım (yanımızdaki beyi göstererek), eşimin oğludur aslında. Ama öz evlattan öte. İnsan hem eşinizden hem evlatlarınızdan aynı anda ihanete uğrar mı? Ben uğradım.

Eşiniz ve çocuklarını Güleni mi tercih etti yani?

Evet, 1966dan 2001e kadar ben ayrılmıştım Gülenden ve Antalyada yaşıyorduk. Kızlarım Fatih Üniversiyesindeydi. Bu süreçte kızlarımız da eşimi de boş bırakmadılar. Eşim beni boşadı, çocuklarım da. Onlardan maaş aldıklarını ve onları tercih edeceklerini söylediler.

GÜLEN ÖNCE İNSANLARI AHMAKLAŞTIRIR SONRA YÖNETİR

Türkiyenin yakın tarihindeki pek çok karanlık olayda bunların parmağı olduğuna dair bulgular var. Sizin bu şahitlikleriniz oldu mu hiç, yahut kuşkularınız?

Gülenin Türkiyenin gündemiyle ilgili her meselede hayret ettiğim bir ilişkisi var. 1986ya kadar sadece okul ve yurtlarla ilgileniyordu. O kadar kapalı bir toplum ki nasıl söyleyeyim, üzerinde tükenmez kalem olursa namazın olmaz çünkü mürekkebin içinde alkol var, Atatürkün resmi var bu yüzden cebinde para varken namazın olmaz gibi şeylerle ahmak hale getirilmişiz. Zaman gazetesi pusula dağıtmıştı. Camilerde pusulayla ölçüm yapıyoruz, neymiş camilerin kıblesi yanlışmış... Firavun rayetini ahmaklaştırdı, diyor Kuranı kerimde. Bu da cemaati böyle ahmaklaştırmış. Bu bir kendine tabi kılma yöntemi. Cemaat böyle ahmaklaştırılırken o başka işlerle meşgul oluyor. Mesela Güvenlik kurulundaki şu şu paşalar iyi şu şu paşalar kötü diyor.

Neye göre? Hangi paşalar için bunu diyor?

Biz o zaman bu tip ifadeleri hocanın iyiliğine mükemmelliğine yoruyorduk. Onu da niye ilgilendirdiğini bilmiyoruz. Bize söylenen okul, yurt, talebeye burs. Kendisi daha değişik şeylerle ilgilenebiliyor ama biz bunları Türkiyeye faydalı olabilecek işler olarak anlıyoruz. Ordunun içinde yüzde 80-90 ateist üst düzey var. Biz de haliyle dindar insanlar olarak bu durumdan rahatsızlık içinde olabiliyoruz.

HAPİSTEYKEN Üç FETÖ İMAMI GELİP BENİ TEHDİT ETTİ

Hapse girmeniz nasıl oldu?

Beni öldürmek istiyorlar diye suç duyurusunda bulundum. Bunlar haberleşti. Bunun üzerine Gülene iftira ve tehdit suçlamasıyla hapse atıldım. Bir sene denetimli serbestlik, bir sene de hapis cezası aldım. Onun da 4 ayını Kırklareli Açık Cezaevinde yattım. Para cezası da verdiler.

Ben hapisteyken Gülenin imamları Nevzat Ayvacı, Hüseyin Hersekli, Elmas Cankurt ziyaretime geldi. Gelip bana sus konuşma dediler. Bunlar nasıl beni ziyaret edebiliyor. Başsavcı buna nasıl müsaade eder. Hapishane müdürü hala duruyor. Söyledim onu da.

Hapisten çıktıktan sonra Ahmet Taşgetiren!i, Hüseyin Gülerceyi, Latif Erdoğanı, Tamer Korkmazı falan aradım. Birlikte hareket edelim diye. Oralı olmadılar. Gazeteciler Yazarlar Vakfında da birlikteydik bunlarla. Vakfı dışarıya açılmak için kurmuşuz. Gülen siyasilerle görüşüyor. Tansu Hanımla ben görüştürdüm Güleni. Başta basına intikal etmedi. İki ay sonra duyuldu görüşme.

Ne zaman oldu bu görüşme, ne konuştunuz?

Sene 1993, Güleni merak ediyorlardı.

PENSİLVANYAYI GÜLEN ABDYE GİTMEDEN 10 SENE ÖNCE ALDIK

çillerden mi gelmişti talep?

Tabi. Bu iş fevkalade büyüyünce Gülenin hedefinde farklılıklar oluşmaya başladı. 66dan 93e gelmişiz. Üç-beş evle başlayan iş yüzlerce yurt olmuş, 86dan sonra okul olmuş, sonra üniversite hazırlık kursları falan... 88de Altın Nesil Vakfı Amerikada bir yer satın alıyor. Dışa ilk açılma böyle oluyor.

Gülenin oturduğu yer mi?

Evet. Gülenin şimdi kaldığı yeri biz taa 88de satın almışız. O 98e gitti, biz 88de Altın Nesil Vakfına aldığımızı zannediyoruz o çiftliği.

Gülenin bir gün ABDye gitme planı 10 sene öncesinden var mıydı yani?

Evet ama biz Gülenin gitmesi için aldığımızı bilmiyoruz. Biz saf saf para topluyoruz, oradan bir yer alıyoruz, niye alıyoruz? Altunizadede para toplanıyor, o toplanan paraların çerez kadar kısmıyla alınıyor o arazi ve ev.

90 sonrası üniversite hazırlıklar başlıyor, Zaman gazetesi alınıyor. 93te televizyon var. Mızrak çuvala sığmıyor artık. Ben de tam bir diplomat gibi Özalla görüşüyorum, Tansu ile görüşüyorum. İş benim sırtımda. İlhan (İşbilen) da kızakta. Ben Tansu hanımla görüşmesini istedim, ısrarcı da oldum. İstemiyor görünüyordu. Senin hocan ne akıllı ne iyi bir adam diyorlar, diye teşvik ettim. Neyse uçağa bindik gittik. Bu sefer de kamera çekmesin, Özer çiller olmasın, özel kalem olmasın falan... şart koşuyor. Konutta 2-2,5 saat kadar bir görüşme oldu. çıktık, adam uçtu. Ben bu kadar ahmak olduklarını bilmiyordum falan demeye başladı. Biz bunları rahat yönetiriz, ben zannediyordum ki bunların olağanüstü karizmaları var meğerse dedi bunlar normal insanmış falan dedi.

çİLLER İçİN BİZ BUNLARI RAHAT YÖNETİRİZ DEDİ

Bu ifadeleri kullandı mı?

Aşağı yukarı. Şöyle söyleyeyim, affedersiniz Ben bu siyasileri bize madik oynar diye biliyordum dedi.

Ben o kasetleri de bulacağım. Teyp kasetleri o kadar çok ki...

Kendi aranızdaki konuşmalar da mı kaydediliyordu?

Evet. O zaman her şey kaydediliyordu. Cemaatin önce gelenlerine dinletilecek olanlar, halka açık olanlar var. çok kayıt yapılırdı. O özel bir görüşmeydi ama biri basıyor kasete.

Bu kayıtlar nerde şimdi?

Mahrem yerde. Büyük bir kısmı bende, küçük bir kısmı devlette.

Devlet bunları sizden istemedi mi?

İstesin ama ben güvenmediğim bir devlete vermem.

Hala mı güvenmiyorsunuz?

Canlı yayında da söyledim, ben Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan başka kimseye güvenmiyorum.

Neden peki birazını verdiniz de birazını vermediniz?

Ben bana sorulan sorulara cevap verdim. ayrıca tam olarak mücadele edildiğini de düşünmüyorum. Devlet hala müdafaada. Mücadele safhasına geçilebilmiş değil bana kalırsa.

MİTe sızmamız lazım şeklinde bir yaklaşımı da var mıydı Gülenin.

Ben 2005te bir kitapta yazdım, Şu imam kara kuvvetleriyle, şu imam deniz kuvvetleriyle şu imam hava kuvvetleriyle, Kemalettin Özdemir de MİTle ilgilensin demişti.

Kemalettin Özdemir ayrılmadan siz onu ifşa etmiş oldunuz yani...

Evet 2007de ayrıldı o. Ben kendimi de ihbar ettim, ben bu işin hem sanığıyım, hem tanığıyım diye söyledim Kanaltürkte. Lütfen beni sorgulayın ve tutuklayın dedim. Benim bu söylemlerin onları korkutuyordu. Oralı olmadılar.

CUMHURİYETİ SATIN ALMAK FETÖ İçİN çOK KOLA

Medyayı çok iyi kullandılar. Kendilerinin olmayan medyayı da. Cumhuriyet gazetesini mesela. Nasıl yapabiliyorlar bunu?

Satın alıyor. Onlar için iş değil bu. Göreceksiniz çıkacak hepsi. Doğu (Perinçek) bey bana dedi ki, Latif Erdoğanı göndermiş ona. Yanında bir kaç kişiyle. 5 milyon yada 8 milyon dolar gibi bir para teklif etmiş. Partiye yardım edelim demiş. Biz kabul etmedik dedi. Alaattin Kaya geldi bana, şu kadar milyon dolar falan para teklif ediyor. Akıllı ol hocayı karşına alma diyor. Ben de Zaten her şey benim üzerimde bana ne teklif ediyorsunuz dedim. Her şey yapmama imkan veren bir vekaletname vardı ama biz kullanmadık onu. Yani Cumhuriyet gazetesini de çok kolay almışlardır. Onlar için mesele değil.

Hİç EVLENMEDİ çÜNKÜ İNSANÜSTÜ BİRİ EVLENMEZDİ!

Neden hiç evlenmedi?

O da bir müdanasızlık, kendini aşmak gibi. Kendini olağanüstü biri olarak göstermenin bir yolu yani. Nefsine yenilmemek gibi. En az uyur, en az yer, en çok namaz kılar. Evlenmemesi de böyle bir şey. Erişilmez bir insan.

Peygamber Efendimiz evlenmiş ama...

Bediüzzamanı örnek gösteriyor, Hz. Yahya hiç evlenmemiş diyor. Sonra Benim paramla evlenilmez, ben Diyanetten maaş alıyorum, din adamı olarak aldığım para çoluk çocuk beslemek için kullanılmaz diyor. Ben evlendirelim seni diye teklif ettim bana çok kızdı. Hacı Kemal Erimez vardı, İzmirin zengin kuyumcu ailelerinden biri. Tataristan, Moğolistan fatihi derledi ona. Onun adını bir okula da verdiler galiba. O çok teklif ederdi Gülene, seni evlendirelim derdi.

Öldürülen haydar Meriçin iddialarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bana Kırklarelinde yatarken de çok soruyorlardı. Ben hiç öyle bir şeye şahit olmadım. Olsa sezerdim herhalde.

Hiç tuhafınıza giden bir durum...

Konuşmalarında, oturup kalkmasında öyle bir zaaf görmedim. Şaşırdığım bazı şeyler olurdu ama. Yanında kalan Cevdet vardı. Cevdet Türkyolu, yeğeniyle evli. O kadar dövüyor, çarpıyor çırpıyor, Cevdet tık demiyor. Ama Cevdet de ona o kadar rahat davranıyor ki, herkes önünde titrerken Cevdet arkadaşına davranır gibi davranıyor. Ben de Bu ne küstahlık böyle derdim, kendisine de derdim Neden böyle davranıyorsun diye. Bir şeye güveniyor demek ki. Barbaros var, o da evli barklı, çocukları var adamın. Okulların müdürü. Yemeklerini yapar, fedakar biri. Barbaros da bazen hocaya dikleniyor, kafa tutuyor. Hoca ona da çok ileri gidemiyor. Bunlar ahlaksızlığa delil sayılmaz ama dikkatimi çekerdi, nasıl cüret edebiliyorlar diye düşünürdüm.

MUSTAFA ÖZCAN çÖZÜLSE YAPI ANLAŞILABİLİR

En kritik isim kim sizce?

Mustafa Özcan, bütün mal mülk onun elinde olduğu için hoca ona şu anda söz geçiremiyor. O bir çözülse bu yapının bütün dünya çapındaki organizasyonu çözülmüş olur. Kütahya Tavşanlılı, hiç de ummayacağın bir tip. Sinirleri çok güçlü, en ağır hakaretlere tahammül edebilen biri.

Sizin aforoz edilmenize neden olan şey?

Gülen askeriyeyi, yargıyı, mülkiyeyi ele geçirin diyor. Genelkurmay nezdinde irtica ve PKK tehdidi var. Biz tehdit algısında ön planda değiliz belki ama yapılanma olarak bir numarayız. İrticadan neler kastediliyor, Aczimendiler, Nakşiler falan. Fiziki yapılanma olarak devleti en çok ürkütecek olan biziz aslında. Bir konuşma yapıyor; yüz kişi civarında körpe emniyet amirleri, kurmay binbaşılar, kaymakamlar, hakimler, savcılar falan var. Ben hocam bu çok yanlış oldu dedim. Kamera çekiyor. Bölge imanlarına gidecek kasetler. Mutlaka bu sızacak dedim. Konuşmasında diyor ki Şimdi biz bunları burada konuştuk, siz buradan çıkarken nasıl şu meyve suyu kutularını çöpe atacaksınız burada benim söylediklerimi de çöpe atıyorsunuz diyor. Kamu kuruluşlarındaki ilk çekirdek yapılanmaydı o.

Sizin için kopuş anı bu mu yani?

Evet, ondan sonra zaten onun bana tavrı değişti, benim ona tavrım değişti.

DEMİRELE İKİ KERE GİTTİM, ASKER DARBE YAPACAK DEDİM

Erbakanla ilgili ne derdi?

Erbakanın yaptığı işin ülkeye zarar getireceğini, yaptığı işin askerler tarafından bir türlü kabul edilmeyeceğini ve bütün Müslümanlara yapılan hizmetlere zararı olacağını söylerdi. bunu açık söyledi. Askerin ihtilal yapmasına gerekçe olabileceğini söylerdi.

28 Şubatta nasıl bir rol aldı?

Beni iki defa Demirele gönderdi. Gecenin geç vaktinde. Asker darbe yapacak diye. Biz de kuzu kuzu gittik.

PAPAZLARLA GÖRÜŞÜRDÜ MÜSLÜMAN CEMAATLERLE GÖRÜŞMEZDİ

Nerden haber alıyor?

Genelkurmayda çalışan kurmay yüzbaşılar, binbaşılar var. Onlar bir takım bilgiler getiriyor. O da aldıkları bilgilere göre ve yahut olmasını planladığı şekilde Demirele yolluyor beni. Refah-Yol hükümeti dönemi. Bu hiç hoşuna gitmiyor zaten. Tansu-Mesut hükümeti devam edemeyince kuruluyor Erbakan-çiller hükümeti. Biz Gülen asker müdahale edecek diye istemiyor sanıyoruz ama belki Amerika da istemiyor. Ortak dinar, İslam Birliği falan diyor Erbakan. Amerika ister mi böyle birini. Düğmeye belki Amerika basıyor, Gülen de beni gönderiyor. Ben de hükümeti kurtarmak için gittiğimi düşünüyorum. 2-3 ay arayla iki kere gittim. Bir kaç zaman sonra da Hürriyette manşet çıkıyor: Beceremediniz gidin

Sonra ikisi de istifa edip ayrılıyorlar ama güya darbe olmasın derken darbe oluyor. Hükümetin düşmesine biz sebep olduk, darbe olacak diyerek onların istifasını sağladık. Yazdım bunu, Yıllar sonra benim o gidip gelmelerimin Gülenin darbe harekatı olduğunu anladım dedim.

Erbakan için de zaten Reha Muhtarın yayınında da Kalben ruhen hiç sevmediğim bir insandır demişti. İki kişiyi sevmem biri Usame Bin Ladin, diğeri Necmettin Erbakan...

Erbakanı bir terör örgütü lideriyle aynı hizada tutuyor, birlikte zikrediyor yani.

Evet, aynen... Bir Ramazan günü Erbakan bunu iftara davet etti, İzmir Efes Otelinde. Bana sen git dedi. Papazlarla görüşüyor ama Müslüman hiçbir cemaat önderine yakın durmuyor. Öyle bir adamdı.

TANSU çİLLER BİZE GÜVENEREK 33 TEŞKİLAT BAŞKANLIĞINI BOŞALTTI

Meral Akşeneri çillere tavsiye etme meselesi nedir?

Benim tavsiyem oldu Gülenin söylemesi üzerine. Işılay Saygın ve Ufuk Söylemezi tavsiye ettik. Işılay Saygın bize destek oluyor, İzmirli olduğu için. Benim de Ege Üniversitesinden okul arkadaşım. O da zaten milletvekili. Ufuk Söylemez de Halk Bankası Genel Müdürü. Tansu hanım ona talimat veriyor o da bize bazı yerleri vakıf olarak ucuz fiyata kiraya veriyor. Bize sıcak davranıyor, işin takibinde yardımcı oluyor Bilir kişi fiyat tespiti yaptı, bir ay içinde değişir fiyat, acele edin diyor mesela. Meral Akşenerle de tanışıyoruz. Tansu hanım da bizden siyasete girecek eleman istiyor. Gülen biz kendi camiamızı siyasete sokmayız diyor, öbür partilerle de aramız bozulur diye düşünüyor. Tansu hanım ise cemaatin elemanlarından partiye katılım istiyor. İl başkanı ilçe başkanı olsun istiyor, özellikle İstanbulda. Gülen, bizde eleman yok diyor ama kadın yanlış anlayacak hem o kadar büyüksünüz, hem adamımız yok diyorsunuz, nasıl iş bu. Bize güvenerek 33 teşkilat başkanlığını boşalttı. Kadronun tamamını bizden bekliyor.

çiller neden size bu kadar iltifat ediyor?

Cemaatin dürüst elemanları var, maddi manevi gücü var, bir de bana madik atmazlar diyor düşünüyor. Kadın bize Şifa Hastanesini verdi, Nil Matbaacılığı verdi. 27 bin metrekare. Biz nasıl destek çıkmayalım buna. Sonra bizim önerimizle Mehmet Emin Hasırcılar İstanbul İl Başkanı yapıldı. Ama başka isim vermememize Tansu hanım çok üzüldü. Işılay Saygın ve Ufuk Söylemez ve Meral Akşeneri söylememiz bundan sonra oldu. Kendilerinin haberi olmayabilir ama biz söyledikten sonra üçü de bakan yapıldı. Meral hanım bana yaş imzayla bir teşekkür mektubu gönderdi.

(Star)

Ana Sayfaya Git