Ramazanda baklava yerine sütlaç, kavurma yerine haşlama

Prof. Dr. Garipağaoğlu: ''Ağır tatlılardan uzak durun. Tok tutan ve kan şekerini ani yükseltmeyen besinlere sık yer verin''

Haberler 24.07.2012 - 23:51 Son Güncelleme : 24.07.2012 - 23:51

Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, ramazanın oldukça sıcak günlere denk geldiğini belirterek, öğünlerde ağır tatlılardan uzak durulması, tok tutan ve kan şekerini ani yükseltmeyen besinlere yer verilmesi gerektiğini kaydetti.

Garipağaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, bu yıl oldukça sıcak günlere denk gelen ramazan ayında, oruç tutanların çok daha dikkatli olması, yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermesi, öğün sayısını artırması, sahur, iftar ve iftar sonrası olmak üzere 3 ya da daha fazla öğün beslenilmesi gerektiğini kaydetti. Garipağaoğlu, oruç tutanlara şu önerilerde bulundu:

’’Yemekleri hızlı yemeyin, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yiyin. Orucunuzu su, hurma, zeytin ve çorba ile açın, mümkünse 20-30 dakika ara verin, daha sonra ana yemeğe geçin ya da normal akşam yemeğinizi yiyin. İftarda ana yemek olarak ızgarada, fırında ya da tencerede yapılmış az yağlı et yemeklerini, etli sebze ya da kuru baklagil yemeklerini tercih edin.

Ağır tatlılardan uzak durun. Tok tutan ve kan şekerini ani yükseltmeyen besinlere sık yer verin. Bunun için beyaz ekmek yerine kepek ya da bol tahıllı ekmek, pirinç pilavı yerine bulgur pilavını tercih edin. Şeker ve şekerli besinleri çok sık tüketmeyin. Şeker, vücuda sadece kalori verir, fazla tüketildiğinde şişmanlığa neden olur. Tüketilecekse lokma, tulumba, baklava gibi ağır tatlılar yerine, güllaç, sütlaç ve dondurma gibi sütlü tatlıları veya meyveli tatlıları tercih edin. Yiyeceklerin daha hafif ve sağlıklı olabilmesi için kızartma ve kavurma yerine, haşlama, ızgara, buğulama veya fırında pişirme yöntemlerini seçin.’’

Ramazanda günlük 2-3 litrelik sıvı gereksinimini karşılamaya da özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Garipağaoğlu, bunun için başta su olmak üzere soda, ayran, çay çeşitleri, kahve, komposto, taze sıkılmış meyve suları, limonata gibi içeceklerin tercih edilmesi, sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, omlet, çorba, tam buğday veya çavdar ekmeği, az yağlı börek, meyve, fındık, ceviz, komposto gibi besinlere ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti.

Garipağaoğlu, iftar sonrası yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

’’İftardan sonra hareket edilmesi çok önemli. İftardan hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmeyin. Koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmeyi deneyin. Kısa mesafeli yürüyüşlerin, yenilen besinlerin sindirimine ve kilo kontrolüne yardımcı olduğunu unutmayın. Tuzluğu masadan uzak tutun. Tuz içeriği yüksek besinler, susuzluğa neden olur. Tansiyonu yükseltebilir. Yemeklerin tadını tuz yerine baharatlarla zenginleştirin. Günlük enerji alımınızın dengeli olmasına özen gösterin. Enerjinin fazla alınması şişmanlığa, az alınması zayıflığa, yetersiz beslenmeye neden olur. Bunun için yediğiniz besinlerin miktarlarını ve hareketinizi gözden geçirin.’’

AA

Ana Sayfaya Git