KENDİ PARALARINI KAZANACAKLAR
Köyün kurulmasındaki asıl amacının şiddet gören kadınların sanat edinebilmeleri, topluma kazandırılmaları ve ayaklarının üzerinde durabilmelerini sağlamak olduğu belirtilirken ayrıca köye eğitim, rehabilitasyon ve spor merkezleri de yapılacak. Eğitim merkezlerinde kadınlara sertifika programlı el işi, biçki dikiş, takı tasarım gibi mesleki kurslar düzenlenecek aynı zamanda tarım yapma olanağı sunulacak.
TOKİ’DEN EV SAHİBİ OLACAKLAR
Harran ilçe merkezine 2 kilometre uzaklıkta kurulacak köye sığınan kadınların çalışırken kazandıkları paraları hesaplarına yatırılacak. Köyden meslek sahibi olarak ayrılan kadına TOKİ’yle işbirliği yapılarak, biriken parasıyla ev alınacak. Köyde yalnızca şiddet gören kadınlara değil, kimsesizler ve eşlerinden ayrı olup maddi sıkıntı çeken kadınlara da barınma hakkı sağlanacak.
DOĞAYLA BÜTÜNLEŞİK BİR PROJE
Mimarlığını yaptığı projenin dünyada ve Türkiye’de örnek olmasını hedeflediklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Gülay Yedekçi, "Ekolojik Kadın Köyümüz, sürdürülebilir ve erişilebilir tasarım ilkeleriyle oluşturulan bir proje olarak tasarlandı. Dünyada ve Türkiye’de örnek bir proje olmasını hedefliyoruz. Köy içerisinde yapılan evler ve ulaşım karbon salınımını sıfıra indirgeyecek şekilde olacak. Burada gri suyun arıtılarak bostanlarda kullanılmasını istiyoruz. Engelli insanların kullanabileceği yeşil alanlar da tasarladık” dedi.
Şiddet gören kadınlar için böyle bir projeyi hayatta geçirmeyi hedefledikleri ileri süren Gülay Yedekçi, "Kadına şiddete karşı gelebilmek için yalnızca mimari projeler yetmez. Bu soruna ‘dur’ diyebilmek için her alanda kapsamlı çalışmalar yapmak lazım. İnsan odaklı projeler üretebilmek, özellikle gençlerin söz sahibi olabileceği, rant kaygısından uzak, özgürlükçü bir vizyon anlayışıyla yeni bir yaşam enerjisi yaratmak istiyorum. Bu nedenle yalnızca mimari alanda değil, siyasi alanda da var olmak istedim” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz