301'den beraat!

301'den yargılanan Diyarbakır Barosu yöneticilerine beraat...

301'den beraat!

DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu'nun yeni ve eski yöneticileri, TCK 301’den yargılandıkları davada beraat etti.

Diyarbakır Barosu tarafından 2016 ve 2018 yılları arasında yapılan açıklamalar ve hazırlanan raporlar nedeniyle mevcut Baro Başkanı Nahit Eren, eski baro başkanı Ahmet Özmen ve dönemin Yönetim Kurulu üyesi 9 ismin yargılandığı davada karar açıklandı.

 Baro yöneticilerin, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. Maddesini oluşturan “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçunu oluşturan 216. Maddesi uyarınca yargılandığı dava, Diyarbakır 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

TCK 301'DEN SUÇLANDILAR

Baro yöneticilerine yönelik yargılama süreci, Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) yapılan şikayetlerle başladı. Şikayetler doğrultusunda Batman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma başlatıldı. Adalet Bakanlığı’nın baro yöneticileri hakkında soruşturma izni vermesi üzerine yürütülen soruşturmalar daha sonra tek bir dosyada toplandı. Soruşturma sonucunda hakkında iddianame hazırlanan o dönemki Baro Başkanı Ahmet Özmen ve Yönetim Kurulu üyeleri Sertaç Buluttekin, Serhat Eren, Nahit Eren, Mahsum Batı, Nuşin Uysal Ekinci, Cihan Ülsen, Muhammet Neşet Girasun, İmran Gökdere, Velat Alan ve Ahmet Dağ’a suçlama olarak iki kez TCK’nin 301’nci ve 216’nci maddeleri yöneltildi.

İddianamede suç delilleri olarak ise Baro tarafından 24 Nisan 2017 tarihinde yayınlanan “24 Nisan/Büyük Felaket: Ermeni Halkının Acısını Paylaşıyoruz” başlıklı basın açıklaması, 24 Nisan 2018 tarihinde yayınlanan “Ermeni Halkının Dinmeyen Acısını Paylaşıyoruz” başlıklı basın açıklaması ile birlikte Hakkari’deki Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) operasyonuna dair hazırlanan rapor ve Meclis’te “Kürdistan” ifadesi kullanan HDP eski milletvekili Osman Baydemir’e ilişkin destek açıklaması yer aldı.

Batman 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen bu iddianame, daha sonra mahkemece avukatların görev yaptığı Diyarbakır’a gönderildi. 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen davanın ilk duruşması, 18 Kasım 2020’de görülmeye başlandı.

SAVCI BERAAT İSTEDİ

Davanın dün görülen 7’nci duruşmasında, sanıklar arasında yer alan mevcut Baro Başkanı Nahit Eren, eski baro başkanı ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) delegesi Ahmet Özmen ile Sertaç Buluttekin, İmran Gökdere ve Cihan Ölsen hazır bulundu. Duruşmayı, baro yöneticileri ile çok sayıda kişi takip etti.

Duruşma, daha önce ifadesi alınmayan sanıklardan Sertaç Buluttekin ve İmran Gökdere'nin savunmalarının alınmasıyla başladı. Savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirten Av. İmran Gökdere, birlikte yargılandığı meslektaşlarının önceki duruşmalarda yaptığı savunmalara katıldığını ifade edip, beraatını talep etti.

Diyarbakır Barosu’nun çalışma alanının meslek kuruluşu ve sivil toplum örgütü olarak ikiye ayrıldığını dile getiren Av. Sertaç Buluttekin de toplumsal barışı ve adaletin tesis edilmesi için yürüttükleri faaliyetlerde suç unsuru bulunmadığını iddia etti.  Buluttekin, beraat talebinde bulundu.

Davanın esasına ilişkin mütalaasını açıklayan iddia makamı, yöneltilen suçlamaların sabit olmaması nedeniyle sanıkların tüm hakkında beraat kararı verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıklardan Nuşin Uysal Ekinci'nin henüz alınmayan savunmasının dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle bu yönde alınan ara karardan dönülmesini kararlaştırdı.

EREN: BU FAALİYETLERİ YAPMAK ZORUNDAYIZ

Savcılık mütalaasına karşı söz verilen isimlerden Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, baro olarak yaptıkları çalışmalar nedeniyle zaman zaman bu tür yargısal baskılarla karşı karşıya kaldıklarını öne sürdü. Eren, “Bu coğrafyada yaşanan olayları bir hukuk örgütü olarak kamuoyu ile paylaştığımızda yargı tehdidine maruz kalıyoruz. Bir hukuk örgütünün TCK'nin 301. maddesinden dolayı sanık koltuğuna oturtulması kabul edilebilir değil. İddia makamının bugünkü mütalaası keşke bu soruşturmayı başlatanlarca esas alınsaydı. Keşke Adalet Bakanlığı bu konuda soruşturma izni vermeseydi. Baroların faaliyetlerini özgürce yapmadığı ülkede barış, demokrasi ve insan haklarının gelmeyeceğini biliyoruz. Demokrasi ve insan hakları açısından bu faaliyetlerimizi yapmak zorundayız” dedi. 

ÖZMEN: BARO YARGILANMAK İSTENDİ

“Keşke bu dava buraya kadar gelmeseydi” diyen eski Baro Başkanı Ahmet Özmen ise, burada kendilerinin şahsında Diyarbakır Barosu'nun faaliyetleri ve tüzel kişiliğinin yargılanmak istendiğini söyledi. Özmen, “Baro olarak yasaların bize tanığı yetkilerle, yine yasal olarak yapmamız gereken şeyler nedeniyle yargılandık” ifadelerini kullandı.

Sonrasında sırayla söz verilen sanık avukatları, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına katıldıklarını söyleyip, müvekkilleri hakkında derhal beraat kararı verilmesini istedi.

HEPSİ BERAAT ETTİ

Taleplerin alınmasının ardından duruşmaya ara vermeden kararını açıklayan mahkeme, yöneltilen tüm suçlamalar yönünden sanıkların tümü hakkında beraat kararları verdi. Mahkeme beraat kararını Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 223’e 2/a maddesini oluşturan “Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması” esasına dayandırdı.

Kaynak: Diyarbakır Söz