Havaların aşırı derecede sıcak geçtiği Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu bölgesinde, enfeksiyonya dayalı hastalıklar artarken, bir çok hastanede yatak sıkıntısı baş gösterdi. Bölgeye sağlık hizmeti veren Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde yaşanan yer sıkıntısı yüzünden bazı servislerde, bir yatakta birden fazla hasta tedavi edilmek zorunda kalınıyor. Hasta yakınlarının, bulaşıcı hastalıklar karşısında yaşanan duruma tepki gösterirken, çözüm üretilmesini istedi. Sağlık uzmanları ayrıca, islah vakalarına karşı aileleri uyardı.
ÇOCUK HASTALIKLARI HASTANESİ
Doğu ve Güneydoğu'ya sağlık hizmeti veren bölgenin en büyük çocuk hastanesi olan Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ndeki bazı servisler ve özellikle acil servis, hasta yoğunluğu karşısında yetersiz kalıyor. Yatan hasta servisindeki bazı hasta odalarında her yatakta bir hastanın bulunması gerekirken en az iki ve bazen üç hasta çocuğun aynı yatakta tedavi görüyor.
ACİL SERVİS VE ODALAR DOLU
Yoğunluğa karşı yetkililer çözüm arayışı içerisinde bulunurken, hasta yakınları tepki gösteriyor. Hasta olan çocukların şifa bulup iyileşmeleri gerekirken, bir türlü iyileşemediklerini dile getiren hasta yakınları “Biz çocuklarımızı doktora getiriyoruz doktor çocuğun tedavi edilmesi için yatması gerektiğini söyleyerek hastaneye yatırıyor. Fakat bütün odalar dolu olduğu için biz çocuklarımızı hasta olan başka çocuklarla beraber yatırmak zorunda kalıyoruz.
BOŞ YATAK BOŞ ODA BULUNMUYOR
Hastamızı yatırma işlemleri yaparken odalarda çok hasta olduğunu bizi başka bir odaya almalarını hemşirelere söylediğimizde, hemşireler bize ‘boş odalarımız yok hesabınıza gelirse ister hastanızı yatırın, ister yatırmayın o sizin sorununuz. Siz bilirsiniz” diyor. Fakat biz çocuğumuzu keyfi yatırmıyoruz. Çocuğumuz hasta dediğimizde de keyfiniz bilir şeklinde bize cevap veriyorlar. Ama o yatan hasta servisindeki yataklı odalarda değil hasta olan çocukların iyileşmesi, sağlam olan yetişkin insanlar bile hasta düşer. Odalardaki bulunan kirli hava, çocukların hasta olması için yeterlidir” sözleriyle sıkıntılarını dile getirdi.
KADIN DOĞUM HASTANESİ BOŞ
Yoğunluğun özellikle yaz mevsimine dayalı çocuklarda sıkca görülen enfeksiyona dayalı hastalıktan kaynaklandığı bildirilirken, Sağlık yetkilileri, Diyarbakır çocuk hastalıkları hastanesinin 400 yatağın üzerinde olmasına rağmen yetersizliğine vurgu yaparken, Diyarbakır-Siverek karayolu üzerindeki, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıklara Hastanesi'ne dikkat çekerken şöyle dediler:
"Şuan ki, Çocuk hastanesi, eski SSK binasında hizmet veriyor. Hastane büyük ama bölgeye yeterli değil. Ancak, Siverek yolu üzerinde yeni failiyete giren, Kadın Doğum hastanesinin bir çok katı boş. Burdaki katlar kullanılabilinir. Neden, burası kullanılmıyor. Doğru olan da, Kadın ve Çocuk hastanesi aynı yerde olması gerekir. Ama, bizde farklı. Geçici de olsa, boş servisler kullanılarak, sağlıkta yeni faciaların yaşanması önlenebilinir. Aksi taktirde bir yatakta, birden fazla hastanın kalması, bulaşı hastalıkların artmasına tedavi gören hastaların da iyileşmemesine neden olur. Aileler tepkilerinde haklılar.*
ÇOCUKLARDA İSHALE DİKKAT
Öte yandan, Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yıldırım Baykara, yaz mevsiminde yaşanan sıvı kaybının, ishalde ölüm sebebi olduğunu söyledi. Baykara, yaz mevsiminin gelmesiyle çocuklarda yaz ishali şikayetlerinin arttığını belirtti. Yaz ishali şikayetlerinin en çok kırsal kesimden geldiğini vurgulayan Baykara, bunun da temizlenmeyen kuyu sularından kaynaklandığını ifade ederek şöyle konuştu:
''Kırsal kesimde yaşayanlarda özellikle kuyu sularının dezenfeksiyonunda problem olduğu için ishal vakaları yaşanıyor. İshalin en büyük nedeni yeterli hijyen olmamasıdır. Ellerin yıkanması, meyve ve sebzelerin bol suyla yıkanması ve kuyu sularının klorlanması çok önemlidir. Kırsal kesimde genelde kuyu suları tüketiliyor. Yaz mevsiminde insanların sıvı tüketimi artıyor. Sıvı tüketiminin artmasıyla birlikte hijyenik olmayan kuyu sularının kullanılması durumunda yaz ishallerinde artış görülmektedir.''
ÇAMAŞIR SUYU KULLANILSIN
Yaz ishalinde suların klorlanmasının önemine değinen Baykara, şunları söyledi: ''Çocuklarda görülen yaz ishallerinde özellikle sıvı kaybı, ateş, kusma ve karın ağrısı şikayetiyle hastalar bize başvuruyor. Sosyoekonomik yönden kısıtlı olan bölgelerde bu şikayetler daha fazla görülüyor. Özellikle suyun temiz olması çok önemlidir. Suları klorlayamıyorsak bile, 1 litre suya 5 damla çamaşır suyu ekleyip tüketilen su yaz ishallerini azaltır.'' Bazı ailelerin, çocukları ishal diye sıvı tüketimini kısıtladığına ve bunun yanlış bir uygulama olduğuna da dikkati çeken Baykara, ishal olan çocukların sıvı tüketiminin artırılarak, bol sıvı içeren hafif gıdaların yanında yağsız yiyecekler verilmesi ve mümkün olan en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiğini önerdiklerini sözlerine ekledi.
ZAMANINDA TEDAVİ EDİLMEYİNCE
İshalin başlıca sebebinin kullanılan su olduğuna işaret eden Uzmanlar, zamanında tedavi edilmeyen çocuklarda görülebilecek amiplin kistlerinin karaciğer apsesi, bağırsak ülserasyonlarına sebebiyet verdiğini bildirdi. Bazı amipleri kistlerinin klora karşı dirençli olduğunu ifade ederek, bu nedenle de sulara fazla klor verilmesinin de yeterli olmayabileceğini ifade etti.
KLORA DİRENCLİ AMİPLİN KİSTLERİ
Amiplin kistlerinin yiyecek ve içeceklerle bulaştığına dikkat çeken Uzmanlar, “Sudaki amip kistleri klorlamaya duyarlıdır. Yüksek ısıda ölürler. Sinekler ve hamam böcekleri de amip kistlerinin taşınmasında rol oynar. Hasta, amipin bulaşıcı formunu (4 çekirdekli kist) ağız yoluyla alır. İnce bağırsaklarda kist çatlar ve ortaya 4 tane amipçik çıkar. Bunlar da ikiye bölünerek 8 amipçik oluşturur. Daha sonra kalın bağırsağa geçerek, hastalık yapıcı form olan trofozoid şekline dönüşürler ve olgunlaşırlar. Burada su kaybına uğrayan amip, tekrar 4 çekirdekli kist formuna dönüşür ve dışkı ile atılır. Dolayısı ile taşıyıcı olanların dışkısında bu kistler bulunur. Kistler toprak ve suda canlı kalabilirler. Amipler kalın bağırsağa yerleşerek yaralar oluştururlar. Kalın bağırsağın herhangi bir yerine yerleşebilirler, ancak kan akımının az olduğu yerleri tercih ederler…
Kaynak: Diyarbakır Söz