Görüş Bildir

Bu sistemlerin kökü cehalet!

"Teröristi ve terör örgütlerini ayırt etmiyoruz, kurgulanmış sistemdir" diyen Bakan Soylu, "Bu sistemlerin kökü cehalettir, başka hiçbir şey değildir" dedi.

Bu sistemlerin kökü cehalet!

SİİRT-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Ne yaparlarsa yapsınlar, ne ederlerse etsinler, onun için biz PKK'yı, DEAŞ'ı, FETÖ'yü birbirinden ayırt ediyor, değiliz. Hepsi aynı. Hepsi kardeşliğimizi, birliğimizi ve beraberliğimizi, gücümüzü azaltmak için kurgulanmış sistemlerdir. Hepsi bir sistemdir ve hepsiyle aynı anlayışla mücadele ediyoruz. Bu sistemlerin kökü cehalettir, başka hiçbir şey değildir." dedi.

Bakan Soylu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere beraberinde, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay ile Siirt'e geldi.

Güres Caddesi'nde esnafı ziyaret eden Soylu, vatandaşlarla görüştü. Kentteki sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir lokantada bir araya gelen Bakan Soylu, bu coğrafyanın ortaya koyduğu kültür birikimine ve anlayışına tüm dünyanın ihtiyacı olduğunu belirtti.

Sahip oldukları kültür birikiminin ülke üzerine oynanan oyunları boşa çıkardığını aktaran Soylu, bu kadar işle karşı karşıya kalan büyük bir milletin birbirine olan muhabbetinin her geçen gün artığını, 15 Temmuz'da Siirt'te ortaya konulan kararlılığı konuştuklarını kaydetti.

"Sınavdır, bu imtihandır. Acaba ne yapacaklar diye karşı karşıya kaldığımız bir sürecin adıdır. Herkes kol kola omuz omuza demokrasiye milli iradesine ezanına bayrağına sahip çıkan istilayı engellemek için kendi bedenini hiç düşünmeden ortaya koyan o anlayışı memleketin her noktasında hisseden bir yapıyı Siirt nasıl ortaya koymuşsa Malatya, Trabzon, Kırklareli, Ankara, İstanbul aynı şekilde ortaya koymuş." diyen Soylu, memleketin 81 vilayetinin de aynı şekilde ortaya koyduğuna işaret etti.

Yıllardır ülkenin birlik içinde durduğu gibi gönül coğrafyasından da kopmadığını  anlatan Bakan Süleyman Soylu, Srebrenitsa'da bir kıyım olduğu zaman sanki kendi öz evlatları parçalanmış gibi hissettiklerini ifade etti.

"Bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar"

Bir taraftan Cerablus, bir taraftan El-Bab, bir taraftan Suriye, bir taraftan Yemen ve Libya'da insanların karşı karşıya kaldığı sürece hiçbir zaman duyarsızlık ortaya koymadıklarını, bunun bir gönül coğrafyası olduğunu anlatan Soylu, bir gönül köprüsüyle birbirlerine bağlandıklarını bildirdi.

Sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklarını vurgulayan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Türk-Kürt, Arap, Sünni-Alevi diyorlar ama bunların her birisi, nereden planlanırsa planlansın, ne kadar kuvvetle ve şiddetle bir ayrılığı isterse istesin, bu millet birbirleriyle öyle bir bütünleşiklik ortaya koyuyor ki her seferde bu planları yapanlar ne yaparlarsa yapsınlar, aynı tezgahları ortaya koyarlarsa koysunlar, hangi provokasyonu bir şekilde Türkiye'de uygulamak isterlerse istesinler, bilmenizi istiyorum ki burada büyük bir samimiyet var ve bu samimiyet çok net ve açıktır. Bu samimiyetin sahibi elbette ki bu millettir ama bu samimiyetin koruyucusu da bu samimiyetin gücü de cenabı Allah'tır. Biz buna inanıyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne ederlerse etsinler, onun için biz PKK'yı, DEAŞ'ı, FETÖ'yü birbirinden ayırt ediyor, değiliz. Hepsi aynı. Hepsi kardeşliğimizi, birliğimizi ve beraberliğimizi, gücümüzü azaltmak için kurgulanmış sistemlerdir. Hepsi bir sistemdir ve hepsiyle aynı anlayışla mücadele ediyoruz. Bu sistemlerin kökü cehalettir, başka hiçbir şey değildir."

Bu sistemlerin kökünün bu coğrafyayı tanımamak ve insana saygı duymamak olduğunu aktaran Soylu, Cenabı Allah'ın yarattığı, eşref-i mahlukat olarak nitelendirilen insanı bir şekilde yok farz ettiklerini, onu bir makine olarak değerlendirdiklerini belirtti.

Her gün yeni bir umut bayrağı      

"Onun için bunlarla mücadele edeceğiz. Sadece bunlarla terörle mücadele ettiğimiz yöntemlerle etmiyoruz. Üniversitelerimizle, okullarımızla ve ana okullarımızla ediyoruz. İnsanımızın işinin çok daha iyi olmasını temin etmek için ediyoruz." ifadelerini kullanan Soylu, bir taraftan umutsuzluğa sevk etmek istediklerini, ama her gün yeni bir umut bayrağı salladıklarını vurguladı.

Avrasya Tüneli'ni açtıklarını, bütün dünyanın kendi derdine düşmüşken, "Acaba biz ne yapacağız?" diye bir endişe içerisindeyken, Asya ile Avrupa'yı yeniden birbirine bağlamanın heyecanını, onurunu ve gururunu yaşadıklarını kaydeden Soylu, valilik ve bir asfalt yol gibi sadece bir yapı ortaya koymadıklarını, aslında bütün dünyaya bayrak salladıklarına işaret etti.

"Bizimle uğraşanlara bayrak sallıyoruz. Diyoruz ki 'Ne yaparsanız yapın, ne ortaya koyarsanız koyun biz yolculuğumuza devam ediyoruz ve devam edeceğiz'. Evet, Marmaray'da öyleydi. Osmangazi Köprüsü'nde öyleydi ve ifade etmek istiyorum, Üçüncü Köprü'de de öyleydi. Allah nasip edecek." ifadelerini kullanan Soylu, dünyanın en büyük havalimanını açtıkları zaman da aynı heyecanı, gururu ve mutluluğu yaşayacaklarını anlattı.

"Hiçbir yerden kem bir söz duymadık"

Kanal İstanbul'u açtıkları, Çanakkale'deki 18 Mart Köprüsü'nü bu milletle bütünleştirdikleri zaman da bu coğrafyanın birbirine olan yakınlığını, birbiriyle olan bütünleşmesini yine ortaya koymaya çalışacaklarını bildiren Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu bölgenin hemen hemen her noktasında bir taraftan milletimize nasılsınız, iyi misiniz? dedik. Diğer taraftan 'ne olursunuz birliğimize, beraberliğimize ve yarınımıza sizden destek istiyoruz. Bize ve bu ülkenin yarınlarına güç verin. Bu coğrafyayı kan gölüne döndürmeye çalışanlara burada İbrahim Hakkı Hazretlerinin, İsmail Fakirullah'ın o ışığını bu coğrafyanın bütün içtenliğiyle beraber ortaya koymaya çalışın' dedik. Hiçbir yerden kem bir söz duymadık. Sadece 'dirayetli olun, dualarımız sizinle birliktedir, birliğimizi ve beraberliğimizi devam ettirdiğiniz için minnettarız, müteşekkiriz, bizimle beraber olmaya devam edin' diyen anlayışı, sahiplenmeyi burada gördük."

Bakan Soylu, AK Parti'nin yaklaşık 14 yıldır adım adım bir sessiz devrimin nasıl gerçekleşeceğini ifade etmeye çalıştığını, demokrasi, adalet, kalkınma, büyüme, zenginleşmenin en önemli çizgilerinden biri olduğunu aktardı.

Hükümet hangi programı ortaya koyuyorsa onu gerçekleştirebilmek onu bir şekilde icra edebilmek için hep birlikte gayret gösterdiklerini vurgulayan Soylu, bunu sağladıkları andan itibaren bölgenin Türkiye'nin yatırım merkezi olacağını bildirdi.

"Çocuklarımızın yeri anasının yanıdır"

Terörü tasfiye ettikleri andan itibaren çocukların işle ve gelecekle yarına daha iyi adım atacağını belirten Soylu, şöyle konuştu:

"Geçen günlerde yine uluslararası bir yayın kuruluşu Türkiye'de maalesef çocuklarımızın bir bölümünün teröre bulaştırıldığı dağa götürüldüğü konusunda bizim de birkaç kez dile getirdiğimiz anlayışı kendi uluslararası yayın organında dile getirdi. Bizim çocuklarımızın yeri ora değildir. Bundan hepimiz her birimiz ve bu ülkede yaşayan herkes sorumludur. Bizim çocuklarımızın yeri anasının yanıdır, babasının sevgisidir, beraber arkadaşlarla okuduğu okuldur, ilmin ve bilimin peşinde koşmaktır, üretimin yanıdır. Bizim çocuklarımızın yeri kol kola girip omuz omuza yürüyüp, yarına ait bu anlayışı bütün dünyaya kardeşlik, birlik, büyüme nasıl olur, onların inadına bize tezgah kuranların her birinin inadına dünyanın ilk on büyük devletinden birisi nasıl olur onu göstermenin heyecanıdır."

Ne yaptıklarını ve ne adım attıklarını bildiklerini anlatan Bakan Soylu, son 300 yılın en kuvvetli zamanında olduklarını, kişi başı milli gelir seviyesinin 11 bin dolar seviyesinde olan bir Türkiye'de bulunduklarını vurguladı.

Bakan Soylu, 81 vilayetinde üniversite olan, binlerce kilometre bölünmüş yollar yapılmış, 1,2, 3 milyar dolarların Türkiye için hiçbir şey ifade etmediği bir güçlü ve büyük ülkeden bahsettiklerini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hepimiz biliyoruz kah 25 cente muhtaç olduğumuz günler vardı kah 500 milyon dolar IMF'den borç isteyip emeklilerimizin maaşlarını ödemekte zorlandığımız ve o kapıdan döndürüldüğümüz günler vardı. Etrafımızdaki coğrafyayı ateş çemberine döndürmelerine rağmen, bugün insansız hava uçaklarını yapan bir Türkiye var. Diğer taraftan gökyüzüne uydu gönderip, kendi milli haberleşmesini ortaya koyan bir Türkiye var. Her gün bağımsızlığını, özgürlüğünü bir katre daha artıran bir adım daha atan bir Türkiye tablosu var. Bir taraftan hastaneleriyle bilim merkezleriyle barajlarıyla bütün problemlerini geride bırakmak için çaba sarf eden bir Türkiye tablosu var. Bunu istemiyorlar, istemedikleri açıktır çünkü burası adaletin merkezidir."

İçişleri Bakanı Soylu, 15 Temmuz'un bu milletin yeni bir miladı, bu milletin geleceğe ait sözleşmesinin ve ahdinin önemli bir başlangıcı olduğuna işaret ederek, artık terörü, Türkiye'ye karşı taarruzları kendi cephesinde, ülkesinde kabul eden bir anlayışı ortaya koymadıklarını herkesin gördüğünü anlattı.

Çocukların düğünlerinde halay çekmek ve yarın işe girdiğinde akşam eve gidip, hayırlı olsun yemeğini anne ve babası ile yemesini istediklerini belirten Soylu, terör örgütlerinin bundan alıkoyamayacağını, bunun DEAŞ, FETÖ, PKK, KCK, PYD, YPG için de geçerli olduğunu bildirdi.

Bakan Soylu, şöyle devam etti:

"Evet, evlatlarımız şehit oluyor. Üzülüyoruz, kavruluyoruz. Ailelerini, bu aziz milletimizi teselli etmeye çalışıyoruz. Bilmenizi istiyorum ki bu büyük mücadeleyi hep beraber yapıyoruz. Bu büyük mücadelenin tarafı bu terör örgütleri değildir. Bu terör örgütleri maşadır, hem de ucuz maşalardır. Bu terör örgütlerinin hepsinin arkasında emperyal bir akıl bu Anadolu coğrafyasının zenginliğini ortadan kaldırmaya çalışan bir anlayış söz konusudur. Terörle mücadelede belli bir boyutun içerisindeyiz. Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızın talimatları doğrultusunda, sadece sınırlarımız içerisinde değil, dışında da bize karşı husumet besleyenlere gerekli cevabı verebilecek kabiliyetimizi bugün nasıl Suriye'de, El-Bab'ta, Cerablus'ta ortaya koymuş isek bilmenizi istiyoruz yine ortaya koyacağız."

Dönem dönem oyunlar oynandığını, rahmetli Menderes'e, Özal'a ve Erbakan'a da oynandığını kaydeden Soylu, milletin zenginliklerini istismar etmeye çalıştıklarını, bunda da bugüne kadar başarılı olamadıklarını, okunan ezanların muhafazası altında bulunduklarını anlattı.

Az uyuduklarını, çok çalıştıklarını aktaran Bakan Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir ülkenin Cumhurbaşkanı eğer saat gecenin 4'üne kadar milleti için ter döküyorsa, zihin yoruyorsa, bir ülkenin Başbakanı aynı gayreti ortaya koyuyorsa, bu büyük bir mücadelenin adıdır. Çünkü evlatlarımız şu anda eksi 26 derecede sınırlarımızı muhafaza ediyorlar. Bizim kuvvetimiz, gücümüz sadece maddi varlıklarımızdan değildir, bizim güç ve kuvvetimiz bu milletin birliği, devamı için kendini feda eden ve şehit olan insanlarımızın ortaya koymuş oldukları fedakarlıktandır. İnşallah önümüzdeki günlerde bu memlekette çok daha önemli ve güzel gelişmeler olacak."

Sabah saatlerinde özel uçakla Batman Hava Limanı'na inen İçişleri Bakan Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Siirt Milletvekili Yasin Aktay, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ile sıkı güvenlik önlemleri altında karayoluyla Siirt'e geldi. Soylu ve berebarindekiler burada Vali Mustafa Tutulmaz, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Arif Çetin, 3'üncü Komando Tugay Komutanı Piyade Kurmay Albay Selçuk Yıldırım, Siirt Belediye Başkan Vekili Ceyhun Dilşad, Emniyet Müdürü Mustafa Tokyay, ve AK Partili bir grup tarafından karşılandı.

Bakan Soylu ve beraberindekiler daha sonra DEAŞ ile mücadelede görevlendirilen ve önümüzdeki günlerde Suriye'nin El Bab Bölgesi'ne gidecek 3'üncü Komando Tugay Komutanlığı'na geçti. El Bab Bölgesi'ne gidecek askerlerle birlikte öğlen yemeği yiyen Bakan Soylu, onlarla sohbet ederek sorunlarını ve isteklerini dinledi. Soylu, daha sonra basına kapalı olarak polis, jandarma ve ilçe kaymakamları ile ayrı ayrı yapacağı toplantılar için hazırlanan salona geçti. Bakan Soylu, yapacağı güvenlik zirvesinin ardından geceyi Siirt'e geçirecek.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi