Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’nde 31 Ekim 2006 tarihinde meydana gelen sel felaketinde anne Muktire Gül (34), çocukları Reyhan (6) ve 6 aylık Agit Gül, evde boğularak can verdi. Eşi ve 2 çocuğunu kaybeden baba Şükrü Gül, avukatı Zeynep Şükran Canoruç aracılığıyla Çınar Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak sorumluların tespitini istedi.
Mahkemenin görevlendirdiği 4 kişilik uzman ekip ölümlü sel felaketin yaşandığı Çınar ilçesinde inceleme yaptıktan sonra keşif yaptı.
BİLİRKİŞİ RAPORU KURUMLARI SUÇLADI
Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda, aşırı yağışların meydana geldiği bölgede, söz konusu alanda biriken suların Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından inşa edilen menfezin rahat bir geçiş sağlamadığı ve suyun, ters teperek civardaki konutları su altına bıraktığı kaydedil. Raporda ayrıca; “Çınar belediyesi sel felaketine maruz kalan bölgeyi imara açarken, yeterli derecede jeolojik-jeoteknik araştırma yapmayarak, karayolları bölge müdürlüğü ile bu afetin yaşanmasına pey sahibi olmuştur” denildi.
AVUKAT CANORUÇ’TAN REKOR TAZMİNAT DAVASI
Gül ailesinin avukatı Zeynep Şükran Canoruç, belediye ve karayolları aleyhine 1 milyon 45 bin TL maddi ve manevi dava açtı.
Dosyayı ele alan Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi, 3 kişinin ölümüne yol açan sel felaketini ilk kez doğal affet kapsamı dışında tuttu. Çınar Belediyesi şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarını dikkate almadığı için yüzde 25, Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü ise mühendislik ilkelerinde yüzde 50, ruhsatsız evde oturan davacı Şükrü Gül ise yüzde 25 kusuru bulundu. DSİ, Karayolları ve belediye karşılıklı olarak bir birlerini suçladı.
268 BİN TL TAZMİNAT
Mahkeme, ölen Muktire Gül, çocukları Reyhan ve Agit Gül için ailenin reisi Şükrü Gül ve geride kalan çocukları Vedat, Murat, İzzetin, Medeni ve Azat Gül’e 98 bin 430 TL maddi, 170 bin TL manevi olmak üzere 268 bin 430 TL tazminat ödenmesini hükmetti. Ödenecek paranın 7 yılık faizi ile 400 bin TL olduğu tahmin ediliyor. Kararda; “Manevi tazminatın kişinin sadece şeref ve haysiyeti gibi manevi değerlerine değil; yaşam, beden tümlüğü, sağlık gibi kişilik haklarına dahil olan bedensel değerlerinin ihlali halinde de ilgililerin duyduğu elem ve üzüntünün kısmen giderilmesini sağlayan manevi bir tatmin aracıdır.”İbaresine yer verildi.
CANORUÇ :’KARAR EMSAL OLACAK’
Dosyayı inceleyen Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Yr.Doç.Mustafa Şenay Canoruç, mahkemenin vermiş olduğu kararın doğal affet olayları için çok önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu karar devletin vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamada her türlü tedbiri alması gerektiğini belirtmesi acısından çok önemlidir.Kararda ölüm olayının ‘doğal bir afet sonucu değil ,doğal afet durumunda dahi devletin kamu hizmetlerini yerine getirmeden sorumlu olacağını’ belirmesi acısından çok önemlidir.Zaten, hukuk devletinin gerekleri de bunu zorunlu kılmaktadır .Kararda Karayolları ve Çınar Belediye Başkanlığının idari ve hukuki sorumluluğuna gidilmiş olmasını önemsiyoruz. Bu karar Türk idari hukukunda önemli ve emsal teşkil edebilecek türden önemli bir karardır. Deprem,sel , vs doğal afetlerin önüne geçmek tabii ki mümkün değildir.Ancak devlet bu durumda dahi kamu hizmeti gereğince can ve mal kaybını engelleyecek tedbirleri almak zorundadır.”
BABA GÜL :’TAZMİNATI AZ BULDUK’
Tazminatı az bulduğunu söyleyen Şükrü Gül, “Olayda amcamın kızı olan eşim ve 2 çocuğumu kaybettim. Ben işte, diğer 5 çocuğum ise okulda olduğu için kurtulduk. Olaydan sonra çok acı çekti. Çocuklara hem baba hemde annelik yaptım. Parayı aldıktan sonra onların eğitimi için harcayacağım. Çocuklar büyüdüğü için yakın akrabalarım evlenmem konusunda baskı yapıyor”dedi.
Sel felaketinde eşi ve 2 çocuğunu kaybeden Şükrü Gül, o dönem en küçük 6 yaşında olan 5 erkek çocuğu ile evi terk etti. Devlet Su İşleri (DSİ) Çakmak deresi üzerinde 3 kilometre uzunluğunda 6 metre yüksekliğinde taşkın koruma kanalı yaptı. Karayolları Bölge Müdürlüğü ise yağmur su tahliyesi kanalın üzerine köprü yaptı.
Kaynak: Diyarbakır Söz