Görüş Bildir

Diyarbakır esnafı: Perişanız!

Salgın ve ekonomik krizden dolayı zor günler geçirdiklerini anlatan Diyarbakır esnafı, perişan hale geldiklerini belirterek, kepenkleri indirmelerinin an meselesi olduğunu söyledi.

Diyarbakır esnafı: Perişanız!

Diyarbakır’ın en işlek yerlerinden biri olarak bilinen Kayapınar'a bağlı Diclekent semtinde bulunan yaklaşık 150 iş yeri pandemi ve ekonomik krizden dolayı zor günler yaşıyor. İş yerleri kapalı olduğu için yüzlerce çalışan da işsiz kaldı.

‘KEPENKLERİ İNDİRECEĞİZ’

Salgından en çok etkilenen ve istenilen şekilde destek alamadıklarını belirten kafe, lokantaların işletme sahipleri, sadece paket servislerle işlerinin dönmediğini söyledi. Elektrik, su, doğalgaz, kira ödemelerini borçlanarak karşılayabildiklerini anlatan iş yeri sahipleri, salgının devam etmesi ve kendilerine gerekli desteğin verilmemesi halinde, iş yerlerinin kepenklerini indireceklerini belirtiyor.

‘8 AY KAPALI KALDI’

Diclekent’in merkezi bir yerinde 15 yıldır kahvaltı salonunu işleten Sezer Tuğrul, pandemi gerekçesiyle iş yerinin 8 ay boyuncu kapalı kaldığını söyledi. Salgın sonrasında işyerinde çalışan 15 kişinin işten ayrıldığını dile getiren Tuğrul, yaşadıkları onca sorunlara rağmen hükümetten hiçbir şekilde destek alamadıklarını da aktardı.

‘PERİŞANIZ’

Tuğrul, “İşten ayrılmak zorunda kalan ve şimdi evinde oturan arkadaşlarımız maaş alamıyorlar. Hiçbir destek ve bir katkı yok. Arkadaşlarımız elektrik ve su faturalarını hatta ev kiralarını ödeyemiyorlar, erzak ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Dükkân kapalı olmasına rağmen kira ödüyorum. Mülk sahipleri kiralarını istemekten geri durmuyor. Devlet dükkânların elektrik ve su parasını da istiyor. Paket servis adında bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama bugün evinde oturan insanlar hangi parayla paket servis isteyecek. Evinde oturanlar zaten çalışmıyorlar. Bu süreç böyle gitmeye devam ederse dükkânı kapatacağız. Ben yaşadıklarımı biraz da yumuşatarak söylüyorum ama herkes perişan aslında” ifadelerini kullandı.

‘BİR IŞIK GÖREMİYORUZ’

Esnaf olarak yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle iktidardan talepleri olduğunu ancak beklentilerinin gerçekleşeceğine inanmadığını dile getiren Tuğrul, “İnsan bir ışık görürse talepte bulunur. Bir ışık görmediğimiz içinde taleplerimiz de sadece ağzımızdan çıkmış olacak” dedi.

Kafe işletmecisi Cafer Tayinlamak, iş yerini pandemiden dört ay önce açtığını fakat sokağa çıkma yasaklarının başlamasıyla çok zor günler geçirdiklerini söyledi. İş yapamamalarına rağmen elektrik, su ve kiralarını ödeyemeye devam ettiklerini vurgulayan Tayinlamak, iş yerinin kapalı olmasından dolayı da 13 çalışanının işine son vermek zorunda kaldığını ifade etti. Tayinlamak, “Biz de eve gönderdiğimiz işçiler gibi işsiziz. Herhangi bir destekte almadık bugüne kadar. 1 milyonun üzerinde buraya masraf ettim. Eğer masrafımı karşılayamazsam nasıl yaparım. Esnafa yardım yapılması gerekiyor" diye belirtti.

‘DİLİN KEMİĞİ YOKTUR’

Lokanta sahibi Adem Değer de, yaptıkları paket servislerle işlerinin dönmediği dile getirdi. Üç şubelerinin de olduğunu anlatan Değer, 40 kişinin çalıştığı iş yerinde şimdi 15 kişinin çalıştığını söyledi. “Yardım yapıyoruz” söylemlerine tepki gösteren Değer, “Dilin kemiği yoktur. Söylüyorlar ama ortada bir şey yok. Kira yardımı yapsalar ve işçilere yardım etselerdi iyi olurdu. Bugün her bir dükkânlarında çalışan işçilerin ve dükkânların giderleriyle beraber aylık 7 bin TL’yi buluyor. Borçları eş dosttan alıp vermeye çalışıyoruz. Bir devlet vatandaşına sahip çıkmalı. Yardımlar hep zenginlere yapılıyor, fakirler ise dibe vuruyor. Sadece bu iki ay da 30 bin TL zarar ettik. Devlet bana bu 30 bin TL’yi tahsil eder mi? Dükkân sahipleri de kiralarını istemeye devam ediyor. Kira yardımı yapacağını söylüyor ama yapmıyor. Nereye gitsek kapı yüzümüze kapanıyor" dedi.

‘40 KİŞİ İŞSİZ KALDI’

Pandemiden önce işlerinin iyi olduğunu ancak pandemi ile birlikte neredeyse sipariş alamadıklarını anlatan tatlı imalatı yapan Mehmet Altunbay, yaşadıkları ekonomik zorluklardan dolayı 40 işçisinin işten ayrılmak zorunda kaldığını dile getirdi.  Altunbay, “Allahtan mülk bizim yoksa şimdi kesinlikle batmıştık. Bugüne kadar birikmişlerimizi yedik. Ama hazıra dağ mı dayanır, o da tükenecek. Salon kapandığı zaman işçilerimin yüzüne bakamadım. O gün burası yas gibiydi. Çünkü yıllarca burada ekmek yediler ve biliyorum iş bulamayacaklardı. Kimseden yardım alamadık. İşçilerin aldığı işsizlik maaşı var ama o maaşta kime yeter ki. Mağdur olan çok insan oldu" diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi