Diyarbakır'ın adını sanatla duyuracak

Zeka seviyesi 130 ve üzeri olan çocukların eğitim aldığı merkezde, çocukların bireysel yeteneklerinin farkında olmaları ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmaları hedefleniyor.

Diyarbakır'ın adını sanatla duyuracak

Diyarbakır Bilim ve Sanat Merkezinde eğitim gören üstün yetenekli 120 çocuk, bilim ve sanata katkı sunmak için azimle çalışıyor.

Zeka seviyesi 130 ve üzeri olan öğrenciler, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan sınavla belirleniyor. 3. ve 10. sınıf arasındaki öğrencilerin eğitim gördüğü merkezde öğretmenler, üstün yetenekli çocuklara özel eğitim veriyor.

Öncelikle okullarda öğretmenler üstün zekalı ve özel yetenekli öğrencileri belirliyor. Bu öğrencilere grup tarama testleri uygulanıyor. Bu tarama testinde başarılı olan öğrenciler, bireysel inceleme sınavına alınıyor. Sınavda, Wnv zeka testi uygulanıyor. Zeka testinde IQ'sü 130 ve üzeri olan öğrenciler merkeze alınıyor.

Merkezde, fen laboratuvarı, müzik, matematik, resim, zeka oyunları, resim ve deneylerin yapıldığı 9 derslikte, 19 öğretmen çalışıyor.

Merkezde zeka, yaratıcılık, sanat, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösterdiği uzmanlar tarafından belirlenen öğrenciler, okul saatleri dışında yeteneklerine göre özel eğitim alıyor.

Bağlar ilçesinde 3 yıldır hizmet veren merkezde verilen eğitim ile öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkında olmaları ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmaları hedefleniyor.

Diyarbakır Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Mehmet Raci Aksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üstün yetenekli çocukları yetiştirmek için öğretmenlerin "Evraka (Buldum)" projesini hazırlayarak Fransa'nın başkenti Paris'te "Yaratıcı Düşünceyi Destekleme" kursu gördüklerini söyledi.

Projenin faydalı olduğunu vurgulayan Aksoy, "Avrupa Birliği Bakanlığına sunduğumuz proje, kabul edildi. Burada amaç, üstün yetenekli öğrencilerin eğitimiydi. Yaparak, yaşayarak, keşfederek ve dokunarak bir eğitim modeli geliştirdik" dedi.

- "İcatlarımızı bu çocuklar yapacak"

"Merkezin ana amacı, Türkiye'deki beyin göçünü önlemek. Selçuklu'nun Nizamiye Medreseleri, Osmanlı'nın Enderun sistemi, Cumhuriyetimizin modern kazanımlarını sentezleyen bir eğitim vermek istiyoruz. Etkinlik ve proje eksenli bir çalışmayı amaçlıyoruz ve hedefliyoruz. Amaç, genç beyinlerimizi bu bakış açısıyla yetiştirmek" ifadelerini kullanan Aksoy, gelişmiş ülkelerde yetenek tanımlamalarının küçük yaşlarda yapıldığını belirtti.

Aksoy, şöyle devam etti:

"Türkiye'de bu sistemin daha da geliştirilmesi ile çocuk yaşayacak, dokunacak, yeri gelecek deney yapacak, kırabilecek. Tüketici toplumunu aşabilirsek üretken beyinlerimizin eğitimini etkinlik merkezli ve proje eksenli hale getirirsek kendi yazılımlarımızı, robotlarımızı, icatlarımızı bu çocuklar yapacak. Yani biz ABD ve İsrail'in yaptığı yazılımları alacağımıza bizzat üretebileceğiz. Bu hem daha ekonomik hem daha sürdürülebilir hem daha güvenilir olacaktır."

Merkezde bilim ve sanat eğitiminin ortak verildiğini belirten Aksoy, merkezleri şehrin kalbi olarak gördüklerini, burada hem bilim zekası gelişmiş hem de sanatsal yönü olan çocukların bulunduğunu aktardı.

Merkez sayesinde Diyarbakır'ın bilimle anılan bir kent haline geleceğini dile getiren Aksoy, Diyarbakır için bu çocukların şehrin genç beyinleri, üretken, farklı düşünen, farklı sonuçlar çıkaran beyinleri olduğunu bildirdi.

İlk robotu icat eden bilim adamı El Cezeri'nin Diyarbakır'ın Zinciriye Medresesinde 25 yıl müderrislik yaptığını, robot ve makine alanında büyük çalışmaları olduğunu bildiren Aksoy, merkezdeki çocukların çağın El Cezerileri olabileceğini kaydetti.

"Diyarbakır'ın kötü imajını aslında yıkıp bu çocuklarla, bu beyinlerle inşallah bilim üreten bununla beraber kültürüyle de özdeşleşerek dünyaya sunacağı güzel şeyler olacak. Buradan hem bilim hem sanat adamlarını çıkaracak beyinler çıkacak, bunu hedefliyoruz. Bilim ve Sanat Merkezi Diyarbakır'ın kalbi, ruhu ve kültürünü özümseyecek bir kurumdur. Ülkemizin hem barışına hem de huzuruna katkı sunacak" diyen Aksoy, çocukların ülkenin geleceği olduğunu anlattı.

6. sınıf öğrencisi Yunus Kılınç da her gün heyecanla merkeze geldiklerini söyledi.

Dokunarak ve yaşayarak eğitim aldıklarını belirten Kılınç, öğretmenlerinin yeni ve farklı bilgiler öğrettiğini, merkezde mutlu olduklarını dile getirerek, müzik aletlerini kullanmayı ve yabancı dil öğrendiğini, resimle ilgili etkinlik yaptıklarını bildirdi.

Kılınç, şöyle devam etti:

"Bilimde ileri gidildiğinde bazen yararlı olabiliyor bazen de zararlı olabiliyor. Bilimin ilginçliğini seviyorum. Bir şeyleri araştırıp öğrenmek ilginç geliyor. Buraya profesörler geliyor, onlar bize bazı konular hakkında bilgiler veriyor. Daha çok fen ve matematikle ilgili şeyleri merak ediyorum. Genetik mühendisi olmak istiyorum. Farklı bir meslek sanırım. Büyüyünce gerekli bilgilere sahip olacağım, onlarla dünyada ses getirecek buluşlar yapabilirim. Buluşlar yapıp insanlara faydalı olmak istiyorum. Ülkem adına güzel şeyler yapıp ünlü bir bilim adamı olmak ve buluşlar yapıp insanlara faydalı olmak istiyorum"

4. sınıf öğrencisi Beljin Akın ise laboratuvarda deneyler yaptıklarını, derslerde yaptıkları etkinliklerle eğlendiklerini dile getirdi.

Bilim insanı olmayı hedeflediğini belirten Akın, "Deney konusunda iyiyim diye düşünüyorum. Yeni bir icat yapmak istiyorum. Zaman makinesi gibi bir şey yapmak istiyorum, çünkü insanlar geçmişteki pişmanlıklarını düzeltmek istiyor. Bunun dışında çevre ve gürültü kirliliğini önlemek için çalışmalar yapmayı hedefliyorum" dedi.

Merkeze önümüzdeki yıl 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin de alınacağı öğrenildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz