Kulp’ta katledilen işçilerin acısı

Diyarbakır'daki terör saldırısında şehit düşen orman işçilerinin ailelerinin acısı dinmiyor

Kulp’ta katledilen işçilerin acısı

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde 2 yıl önce odun toplamaya giderken PKK'lıların saldırısı sonucu şehit düşen işçilerin ailelerinin acısı dinmiyor.

Kulp ilçesine bağlı Güleç Mahallesi kırsalında 8 Nisan 2020'de odun toplamaya giden işçileri taşıyan aracın geçişi sırasında PKK'lı teröristlerin yola döşediği el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Sedat Hazar (39), Burhan Tanrıkulu (38), Ahmet Erboğa (32), Alaattin Yıldız (50) ve Hacı Akdeniz'in (50) yakınları, yaşadıkları acıyı unutamıyor.

Şehit Burhan Tanrıkulu'nun eşi Fikriye Tanrıkulu, AA muhabirine, eşinin odun toplamak için sabah evden çıktığını, başka gelirleri olmaması nedeniyle 5 çocuğuna bakmak için bu işi yaptığını anımsattı.

 "HAYATIM BOYUNCA EŞİMİN ACISINI UNUTMAYACAĞIM"

"Çocuklarının geçimi için o işi yapıyordu. Kendisine bu işi yapma deyince 'mecburum bunu yapmaya, başka gelirim yok' derdi." ifadelerini kullanan Tanrıkulu, terör örgütünce yapılan saldırıyı da eşini de hiçbir zaman unutmayacağını söyledi.

Tanrıkulu, çocuklarının hemen her gün babalarını sorduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Küçük çocuklarım her sabah 'neden baba gelmiyor' diye soruyor. Ben de cennette diye yanıt veriyorum. Her şeyi Allah'a havale ediyoruz. Allah bunu yapanların belasını, cezasını versin. Hayatım boyunca eşimin acısını unutmayacağım. Eşimi çok özlüyorum. Çocuklarımla bir başıma kaldım. Babasız kalmak çok zor. Eşimi çok seviyordum, o da beni çok seviyordu. Eşim bana kızmazdı, beni ve çocukları severdi, çok iyi biriydi, evine düşkündü."

Her gün eşinden kalan kıyafetleri kokladığını, fotoğraflarını öptüğünü dile getiren Tanrıkulu, sürekli mezarını ziyaret ettiklerini belirtti.

Tanrıkulu, eşinin şehadetinden sonra hiçbir zaman yalnız bırakılmadığını vurgulayarak, "Devlet bugüne kadar bizi sahipsiz bırakmadı, bize baktı." dedi.

Şehit Ahmet Erboğa'nın annesi Nafiye Erboğa da evladının rızkını kazanmak için çalışmaya gittiğini anlatarak, oğlundan geriye 5 yetim çocuk kaldığını kaydetti.

Evladını çok özlediğini belirten Erboğa, "Allah şahidimdir. Gece uyanınca bile ağlıyorum, oğlumu unutamıyorum. Sürekli onu düşünüyorum. Allah bu saldırıyı yapanların da yüreğini acıtsın." diye konuştu.

 "HAYALLERİ YARIM KALDI"

Erboğa'nın kardeşi Hacı Erboğa da saldırıda şehit olanların çocuklarına bakmak ve geçimlerini sağlamak için çaba sarf ettiğini belirtti.

Maddi durumu iyi olmayan ağabeyinin en büyük hayalinin bir ev yapmak olduğunu anlatan Erboğa, şöyle devam etti:

"Hayalleri yarım kaldı. Ev yapmak için biraz inşaat malzemesi almıştı. Yapılan yardımlarla biz evi yaptık. Evin bazı eksiklikleri var, çatı yapılması gerekiyor. Şehidin yarım kalan ev hayalini tamamlamak istiyoruz. Kim olursa olsun böyle bir vahşet unutulmaz. Allah, PKK'nın da yardım ve yataklıkta bulunan her kim ise belasını versin. Ağabeyini kaybettiğin zaman bir kolunu kaybetmiş gibi oluyorsun. Hele hele böyle bir vahşetle kaybetmek unutulmaz. Bu büyük bir vahşet, kabul edilebilecek, unutulabilecek bir şey değil. Olaydan bu yana annemin geceleri uyanıp ağladığına şahidim. İşçiydiler. Ekmeğinin peşinde olan insanlardan ne istediniz? Bunu hiç kimse unutmamalı. Bu acı hepimiz için büyük."

 "ANNEM, 4 AY ÖNCE KARDEŞİMİN KEDERİNDEN ÖLDÜ"

Şehit Sedat Hazar'ın ağabeyi Aziz Hazar da kardeşinin çocuklarının rızkını kazanmak için çalışmaya gittiğini söyledi.

Hazar, "Bu vahşeti ne için yaptınız? İçimiz param parça oldu. Annem 4 ay önce kardeşimin kederinden öldü. Bu işçilerin başına getirdikleri vahşeti asla unutmayacağız. Mezara girene kadar da unutmayacağız ve unutturmayacağız. Biz bu acıyı yaşadık, artık kimse yaşamasın." ifadelerini kullandı.

Sabit bir işinin olmadığını, kendisinin de kıt kanaat geçindiğini vurgulayan Hazar, kardeşinden geriye kalan eşi ve 4 çocuğunun yanı sıra 12 kişiye bakmak zorunda kaldığını aktardı.

Kaynak: Diyarbakır Söz