Görüş Bildir

Suikastın aydınlatılması istenilmiyor

Elçi suikastında "henüz somut bir netice" elde edilmediğini ifade eden Adalet Bakanı Bozdağ, PKK'nın olayın aydınlatılmasını ve gerçek katilin kim olduğunun tespitini istemediğini söyledi.

Suikastın aydınlatılması istenilmiyor

-Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesine ilişkin, "Şu anda somut olarak bir şey ifade etme imkanı maalesef yok ama tahkikat yürüyor. Orada elde edilen deliller, Adli Tıp Kurumuna ve kriminal inceleme yapacak yerlere gönderilmiş durumda. Oradan sonuçlar bekleniyor, sonuçlar geldikten sonra ona göre bakılacak, yeni değerlendirmeler yapılacaktır" dedi. Bozdağ, "Dokunulmazlık dosyalarında, AK Parti ile ilgili 44, CHP ile ilgili 134, MHP'li milletvekilleriyle ilgili 15, Halkların Demokratik Partisi milletvekilleriyle ilgili de 293 dosya Parlamentoya gönderilmiş durumda" dedi.

Bozdağ, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı ve değerlendirmelerde bulundu. AİHM'in sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili başvuruyu neden acil olarak görüştüğünün sorulması üzerine, tedbir taleplerinin bütün hukuk sistemlerinde acele görüşülmesi gereken talepler olduğunu söyledi.  Acil bir durumun olması halinde tedbir talebinin yapıldığını belirten Bozdağ, şu bilgileri verdi:

AİHM'İN YASAKLARA İLİŞKİN KARARI

"AİHM açılan dava geçici tedbir talebiyle olduğu için bu 'acil bir durum var' demektir. Onun için ne yaptı, hemen bir kabul edilebilirlik değerlendirmesi dahi yapmadan AİHM doğrudan bu geçici tedbir talebini öncelikle ele aldı. Oradan karar verdi. Şimdi geçici tedbir kararını reddetti ama geçici talepli bir dava olduğu için bu davanın içindeki konuların önemi nedeniyle bu tür davaları da öncelikle ele alıp karara bağlıyor. Sadece bu olaya mahsus değil. Türkiye'de veya dünyanın herhangi bir yerinde AİHM yetkisini tanıyan ülke vatandaşlarının açtığı her davada tedbir talebi varsa o iş öncelikle görüşülür ve karara bağlanır. Bu AİHM'in rutin prosedürüdür. Şu anda öncelikli demesi geçici tedbir talebinden kaynaklanmaktadır."

MUTLAK KÜRSÜ MASUNİYETİ VAR

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Selahattin Demirtaş ve bazı HDP'li milletvekilleri hakkında başlattığı soruşturma kapsamına hazırlanan fezlekelerin Adalet Bakanlığına ulaşıp ulaşmadığının sorulması üzerine Bozdağ, dokunulmazlığın milletvekillerinin yargı veya başka türlü baskılar olmadan milletvekilliği görevini özgür bir biçimde yapılması için öngörülmüş bir müessese olduğunu vurguladı.

BEN NASIL UYUYORSA, DEMİRTAŞ'DA UYACAK

Bozdağ, dokunulmazlıkların milletvekillerine yasama ve denetim faaliyetini en etkin bir şekilde yapması için sağlanan bir özgürlük olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: "Vekil güçlü olsun, iktidarın veya yargının baskısını üzerinde hissetmesin. Parlamento içindeki yasama ve denetimin dışında kalan eylem ve söylemlerin tamamı hukuka uygun şekilde olmak zorunda. Esasında kürsüde de öyle olması doğru olandır ama kürsüde bir mutlak hürriyet var, onu kullanabilir ama dışarıda kurallara uyacak. Ben nasıl uyuyorsam, Demirtaş da uyacak, başka bir milletvekili de uyacak. Herhangi bir vatandaşımız nasıl riayet ediyorsa, onlar da uyacak. Çünkü milletvekili dokunulmazlığı suç işleme hakkı milletvekiline vermez."

YEMİNE SADAKATLE HAREKET ETMELERİ

Milletvekili dokunulmazlığının milletvekilleri için suç işleme özgürlüğü anlamına asla gelmeyeceğine dikkati çeken Bozdağ, "Onun için milletvekilleri de kanunlara ve anayasaya uygun hareket etmek durumundadır. Anayasada yer alan ve kürsüde göreve başlarken yaptıkları yemine sadakatle hareket etmeleri onların birinci vazifeleridir" ifadesini kullandı.

MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIK DOSYALARI

Milletvekillerinin her şeyden önce anayasa ve yasalara uymak zorunda olduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti: "Şu ana kadar dokunulmazlık dosyalarında, AK Parti ile ilgili 44, CHP ile ilgili 134, MHP'li milletvekilleriyle ilgili 15, Halkların Demokratik Partisi milletvekilleriyle ilgili de 293 dosya Parlamento'ya gönderilmiş durumda. Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda Meclis İçtüzüğü bir prosedür öngörüyor.  Dokunulmazlıkların kaldırılması Parlamento'nun takdirindedir. Selahattin Demirtaş ile ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığından, yaptığı son konuşmayla ilgili herhangi bir fezleke şu ana kadar Bakanlığa gelmedi. Geldiği zaman yasal gereklilikler neyse ona bakacağız, onu Başbakanlık'a göndereceğiz, Başbakanlık da Meclise gönderecektir."

TAHİR ELÇİ SUİKASTINDAKİ SORUŞTURMA

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesine ilişkin soruşturmada gelinen son durumun sorulması üzerine Bozdağ, şu aşamaya kadar Diyarbakır Barosu avukatlarının da adeta "ortak yürüttüğü bir soruşturma" gibi olduğunu belirtti. Bozdağ, herhangi bir gizlilik kararının şu ana kadar alınmadığına dikkati çekerek, Elçi'nin ailesinin ve avukatlarının da böyle bir taleplerinin olmadığını kaydetti.

PKK CİNAYETİN AYDINLANMASINI İSTEMİYOR

Bakan Bozdağ, PKK 'nın Tahir Elçi olayının aydınlatılmasını istemediğini vurgulayarak, "Yaşanan olayları değerlendirerek bu sonuca varıyoruz. Olayın olduğu gün orada hendekler, barikatlar, teröristler var ve teröristler 2 polisi şehit ediyor. Oradan kaçarken bir çatışma var, çatışma sırasında hayatını kaybeden baro başkanımız var. Baro başkanı kimin silahından çıkan kurşunla vuruldu? Kurşunla öldürüldüğü sabit, bunun tespiti için olay yeri incelemesi lazım, delillerin tespiti ve delillerin bütün boyutlarıyla teknik olarak tetkik edilmesini icap etti" değerlendirmesinde bulundu.

BAKAN OLARAK ÇALIŞMALARI TAKİP EDİYORUM

 "PKK terör örgütü, bu olayın aydınlatılmasını, gerçek katilin kim olduğunu tespitini istemiyor. Eğer olay sırasında PKK terör örgütü tarafından veya PKK tarafından bu olay kurgulanarak bir ölüm olduysa, ya da başka vesilelerle PKK tarafından öldürüldüyse, bunun bilinmesini istemiyor" diyen Bakan Bozdağ, Elçi'nin, çatışma sırasında kolluktan çıkan bir kurşunla hayatını kaybettiyse bile PKK'nın bunun da bilinmesini istemediğini ifade etti. Elçi'nin kim tarafından öldürüldüğü bilinmesinki PKK tarafından da "Devlet katili gizliyor, devlet katilin bulunmasını istemiyor" denilmesinin planlandığına dikkati çeken Bozdağ, "Onun için de delillerin toplanmasına, delillerin sağlıklı bir şekilde tetkikine imkan vermeyecek her türlü saldırıyı ve engellemeyi yaptı" diye konuştu.

Bakan Bozdağ, bu noktada devletin tedbir alması gerektiğine işaret ederek, devletin bu sebeple bölgede sokağa çıkma yasağını uyguladığını anlattı.

KİMİN SİLAHINDAN KURŞUN ÇIKMIŞ?

Şu anda Sur bölgesinde teröristlerin yaptığı saldırılar, kurduğu barikatlar ve bombalı tuzaklar nedeniyle vatandaşın can ve mal güvenliği, kamu güvenliği ve düzenini sağlamak için günlerdir sokağa çıkma yasağının devam ettiğini  bildiren Bozdağ, "Buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki merhum Tahir Elçi'yi öldüren kurşunun kimin silahından çıktığının tespitini en fazla biz istiyoruz. Kimin silahından çıktıysa onun yargı önünde hesap vermesini ve hak ettiği cezayı almasını gönülden arzu ediyoruz. O nedenle bu konuda her türlü çalışma bütün boyutlarıyla yürütülmektedir, ben de bakan olarak bu çalışmaları yakından bizzat takip ediyorum. Gerçek neyse onun ortaya çıkması bizim en büyük arzumuzdur" değerlendirmesinde bulundu.

SONUÇLAR HENÜZ İNTİKAL ETMİŞ DEĞİL

Bakan Bozdağ, Tahir Elçi soruşturmasının aydınlatılmasına ne kadar yakın olunduğunun sorulması üzerine, "Şu anda somut olarak bir şey ifade etme imkanı maalesef yok ama tahkikat yürüyor. Oradaki elde edilen deliller, Adli Tıp Kurumuna ve kriminal inceleme yapacak yerlere gönderilmiş durumda. Oradan sonuçlar bekleniyor, sonuçlar geldikten sonra ona göre bakılacak, yeni değerlendirmeler yapılacaktır. Henüz oradan cumhuriyet savcılığına sonuçlar intikal etmiş değil" cevabını verdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi