Sur mağdurları düşük hasar bedeline tepki gösteriyor

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yaşanan çatışmalardan dolayı evleri hasar gören mağdurlar, zararlarının karşılanmasını isteyerek, 'Hasar Tespit Komisyonu'nun belirlediği hasar bedeli miktarının yaptıkları itiraz üzerine yükseltilmesi gerekirken düşürüldü

Sur mağdurları düşük hasar bedeline tepki gösteriyor

PKK'lilerin barikat kurup, çukur kazmasının ardından meydana gelen çatışmalar ve ardından ilan edilen sokağa çıkma yasağı ile gündeme gelen Diyarbakır'ın Sur ilçesinde, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesine yönelik verilen sözler havada kaldı.

Yaşanan çatışmalardan dolayı evleri hasar gören mağdurlar, Hasar Tespit Komisyonu'nun belirlediği miktara itiraz ettikleri ve itrazları üzerine yükselmesini bekledikleri miktarın daha da azaldığını öne sürerek, tepki gösterdi. Çatışmalar yüzünden ailece maddi manevi etkilendiklerini dile getiren Yalçın Erzem, yaşadıkları mağduriyetten sonra yetkililerden mağduriyetlerinin giderilmesini beklediklerini söyledi.

ÇİFTE MAĞDURİYET YAŞIYORUZ

Erzem, “Sur'un yarısı yıkıldı. Bu yıkıntıdan dolayı birçok insanın şu an başını koyabilecek bir evi bile yok. Bunun yanı sıra bu insanların evlerinde olan eşyalarının karşılığında çoğu kişiye ev başına ödenen hasar bedeli miktarı 3 bin ile 5 bin lira arasında değişiyor. 3-5 bin lira ile bugün alabileceğin en fazla bir buzdolabı veya bir çamaşır makinesi olur. Benim evim için bütün eşyalarımı saydılar, bana verdikleri ücret 7 bin 300 lira. Benim evimin içindeki eşyaları bugün gidip alsam 30-35 bin liranın altında değil. Bu birinci mağduriyet hadi bunu geçtik, benim evim yıkıldı, ben kendi evimi kendi çabalarımla tamir ettim, buna yönelik tek bir lira dahi almış değilim ve benim gibi binlerce aile var. Hasar tespit parasına itiraz ettik kaymakamlıktan bize ‘bunu alırsanız alırsınız, almazsanız bu parada siliniyor' denildi. Ben de aldım.” dedi.

Yaşanan çatışmalarda yatalak hasta olan babasını kaybettiğini söyleyen bir başka mağdur Uğur Erdoğan, yetkililerin yaşanan mağduriyetleri giderecekleri açıklamalarının kendilerinin sevindirdiği fakat hasar tespit komisyonunun belirlediği hasar bedel miktarını gördüğünde şok olduğunu belirtti.

DÜŞÜK HASAR BEDELİ VERİLİYOR

Hasar Tespit Komisyonu memurları ile evlerine gittiklerini ve evde sağlam bir eşyalarının kalmadığını anlatan Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Bizim mağduriyetimiz giderilecek, ihtiyaçlarımız karşılayacaklar diye açıkçası çok sevindik. Hasar Tespit Komisyonu'nun evimizi incelemesinin ardından hasar bedeli miktarına bakmak için kaymakamlığa gittim. Fiyat listesini görünce şok oldum. Öyle bir şok yaşadım ki listede 5, 4, 2 bin lira hasarı bedeli verilen isimler vardı. Bizim evimize de 5 bin lira hasar bedeli gösterilmişti. Orada bulunan yetkililere, ‘Klima, buzdolabı, çamaşır makinesi, derin dondurucu ve erzaklar sadece 5 bin lira mı tutuyor?' diye sordum. Bu tepkim üzerine komisyon beni Yenişehir Kaymakamlığına yönlendirdi. Yenişehir Kaymakamlığına gittim, beni tekrar Sur Kaymakamlığına gönderdi. Yani hangi noktaya gittik isek bizi bir diğerine, diğeri de bizi bir başka yere gönderdi. Açıkçası biz ortada kaldık ne yapacağımızı bilemedik. Biz bu işin içinde bir takım problemlerin olduğunu düşünüyoruz. Bu kadar düşük hasar bedeli verilmesi insanlarla dalga geçmektir.”

"TERÖRÜ SİZ BURAYA SOKTUNUZ" DİYORLAR

Verilen hasar bedeli miktarına itiraz ettiklerini söyleyen Erdoğan, “Gidiyorsun yetkililer bize ‘itiraz edin, hasar tespit komisyonu tekrar değerlendirecek' diyor. Biz de bir umutla verilen hasar bedel miktarına itiraz ettik. İtirazımın ardından abim ve komşularım ile beraber hasar bedeli miktarına bakmaya gidince ikinci defa şok geçirdim. Yaptığım itiraz üzerine hasar bedeli miktarı 5 bin liradan 2 bin liraya düştü. Mağduriyetimizi anlatmak için gittiğimiz bir takım yetkililer bize ‘Siz teröre destek verdiniz, terörü siz buraya soktunuz' dediler. Eğer ki biz buraya terörü soktuysak siz de buna sebep oldunuz. Ki, biz buraya terörü filan sokmadık açık ve net söyleyeyim kim buna sebep olduysa Allah belasını versin. Bunu bize kaymakam yardımcıları söyledi, vali yardımcısı da söyledi. Eğer biz sebep olduysak onlar hendek kazdıkları zaman devlet neredeydi? Bu insanlar sana aldığı her şeyin vergisini veriyor. Bu insanlar senin vatandaşın ee sen ne yapıyorsun burada. Örgüt geldi hendek kazdı, barikat kurdu. Sen ne yaptın burada, müdahale etmedin. 3 ay boyunca burada hendek kazıldı bir tane emniyet mensubu gelip te buraya girmedi.” diye konuştu.

DEVLET BÜYÜKLERİNE SESLENİYORUZ

Son olarak cumhurbaşkanı ve başbakana seslenen Erdoğan, mağduriyetlerinin giderilmesini istedi. Çatışmalar başladığından 11 nüfuslu ailesiyle Sur'dan göç ettiğini belirten Edip Mercimek ise kendisine 4 bin 600 lira hasar bedeli ücreti belirlendiğini, ancak yaptığı itiraz üzerine bu fiyatın bin 300 liraya düşürüldüğünü söyledi.

İTİRAZ ETTİM, ÜÇ KAT AZALTTILAR

Çatışmalarda evinden sağlam bir eşya çıkaramadığını dile getiren Mercimek, “Olaylar başlamadan 3-4 ay öncesine kadar kendime 3-5 parça beyaz eşya takımı aldım, evimi ayıracaktım diye. Olaylar olduktan sonra evin yarısı yıkılmış durumdaydı eşyaların ise yüzde 80'i mahf olmuştu. Evden doğru düzgün bir eşya çıkaramadık. Hasar tespit komisyonu benim kendi şahsıma 4 bin 600 lira hasar bedeli çıkarmış.  Bu fiyata itirazda bulundum, itirazım üzerine bu fiyat bin 300 liraya düşürüldü. Bu fiyatı da kabul etmedik.” Şeklinde konuştu. 5 bin liraya bir evin taşınamayacağını söyleyen Mercimek, “Bizim bu konuda çok mağdur olduğumuzu herkes biliyor. Bu hasar tespit komisyonundan sorumlu vali yardımcısı FETÖ'den tutuklandı. Yetkililere sesleniyorum; bu mağduriyetimizi gidersinler.” dedi.

ESNAFIN SORUNLARI BÜYÜK

Sur'da esnaf olan Ahmet Şenyiğit ise esnafın mağduriyetinin giderilmesini istedi. Yetkililerle çeşitli temaslarda bulunmalarına rağmen seslerine kulak verilmediğini dile getiren Şenyiğit şöyle konuştu: “9 aydır iş yerimizde siftah yapmıyoruz. Göstermelik iş yerlerimizi açıyoruz. Çatışmalardan sonra hasar tespit adı altında birileri gelip, bir şeyler yazıp karaladı ama formalite sadece göstermelik. En ufak bir geri dönüş olmadı o yüzden bu saatten sonra kimseye pek güvencimiz de kalmadı. Bizim bir takım kendi kredilerimiz var, bırakın vatandaşlara yardım etmeyi kredilerimizin ötelendirilmesi için bir takım taleplerde bulunduk maalesef bu taleplerimizin hiçbiri yerine getirilmedi. Sadece insanlar uyutuluyor, kandırıyor. Aslında burada daha net konuşmak gerekirse bu ili yönetmekle yükümlü olan mülki amirler net değiller. Kimse net bir konuşma yapmıyor, sorduğumuz hiçbir soruya net bir cevap yok. Yetkililer bize ‘Bilmiyoruz ne olacak, biz de sizin gibiyiz.' diyorlar. Eğer bu ili yöneten mülki amir bu kadar net değilse buradaki vatandaş ne yapacak, kime güvenecek.” 

Kaynak: Diyarbakır Söz