Tarihi buluşlar

1- Lice'deki yüzey araştırmasında Artuk Bey'in damadının mezar yeri belirlendi. 2- Silvan'da Celaleddin Harzemşah'ın öldürüldüğü yer tespit edildi.

Tarihi buluşlar

ARTUK BEY'İN DAMADININ MEZAR YERİ BELİRLENDİ

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yürütülen yüzey araştırmasında Artuk Bey'in damadı ve manevi danışmanı olan Şeyh Hasan Zerraki ile iki oğlunun mezar yeri tespit edildi.

Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız, kültür ve inanç turizmi açısından önemli yere sahip olan ve onlarca medeniyetin izini taşıyan Lice ilçesindeki tarihi ve kültürel eserlerin gün yüzüne çıkarılması için yüzey çalışması yürüttü.

Prof. Dr. Yıldız, 20 günde tamamladığı çalışma kapsamında cami, kale, minare, kaya mezarı, çeşme, tünel, kilise, manastır ve türbe olmak üzere 48 tarihi ve mimari eser ile 108 mezar taşı tespit etti.

İlçeye bağlı birçok köyü gezerek araştırma yapan Yıldız, Dibek köyünde yaptığı yüzey araştırmasında Artuklulardan Artuk Bey'in damadı ve manevi danışmanı Şeyh Hasan Zerraki ile Zerraki'nin iki oğlunun mezar yerini tespit etti.

- Dibek köyünde 3 mezarlık bulundu                  

Prof. Dr. Yıldız, ilçenin birçok kültürün kaynaştığı, birçok medeniyetin yaşadığı bir yer olduğunu söyledi.

Lice'deki Birkleyn Mağarası'ndaki verilerden yerleşimin Neolitik dönemden itibaren başladığını belirten Yıldız, ilçenin özellikle Asur, Artuklu, Mervani ve Eyyubiler döneminde önemli bir bölge olduğunu kaydetti.

İlçenin Osmanlı döneminde Zırkiler tarafından yönetilen ve Osmanlı'ya bağlı olan Antak Beyliği'nin merkezi olduğunu kaydeden Yıldız, o dönemde bölgenin öneminden dolayı çeşitli akınlar olduğunu aktardı.

Yüzey araştırmalarında bölgede birçok seyyidin ve şeyhin yaşadığını gördüklerini anlatan Yıldız, bunlardan birinin de Şeyh Hasan Zerraki olduğunu söyledi.

Hasan Zerraki'nin, Zırkilerin atası olarak kabul edildiğini, aynı zamanda Artuk Bey'in manevi danışmanı olduğunu ifade eden Yıldız, "Kızını iyileştirdiğinden dolayı Artuk Bey kızını Zerraki'ye veriyor ve damadı yapıyor. Ayrıca, Tercil, Antak ve Mihrani kaleleri Şeyh Hasan Zerraki'ye veriliyor. Daha sonraki dönemde onun soyundan gelenler bu kaleleri yönetiyor." diye konuştu.

Zerraki'nin kabrinin nerede olduğuna dair çeşitli söylentiler bulunduğunu belirten Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyarbakır'ın Hazro ilçesine bağlı Ülgen, Elazığ'ın Keban ilçesindeki Gökbelen ve Lice'nin Dibek köyünde olduğuna yönelik rivayetler vardı. Yüzey araştırmasında Dibek köyünde Osmanlı dönemine ait 3 mezarlık bulundu. Bu mezarlıklardan yolun sol tarafında etrafı duvarla çevrilmiş olan alanda Şeyh Hasan Zerraki'nin kabrinin olduğunu tespit ettik. Şeyh Hasan Zerrraki'nin Dibek köyünde defnedildiği kesinleşti."

Yıldız, Zerraki'nin yanında Şeyh Gazi ve Şeyh Hüseyin adında iki oğlunun da mezar yerini tespit ettiklerini aktardı.

Mezar yerlerinin belirlenmesinin tarih açısından çok önemli olduğuna dikkati çeken Yıldız, şunları kaydetti:

"Bilgileri şeceredeki bilgilerle karşılaştırdığımız zaman uyumlu olduğunu görüyoruz. Mezar taşı üzerinde ölüm tarihi mevcut değil muhtemelen şahidedeki tarih kısmı toprak altında kalmıştır. Zerraki'nin 11. ve 12. yüzyılda yaşadığı ve 1135 yılında vefat ettiği tahmin ediliyor. Şeyh Hasan Zerraki, Artuk Bey'in damadı, manevi danışmanı ve Zırki beylerinin atası olması bakımından önemli bir şahsiyettir. Mezar yerinin net olarak tespit edilmesi önem arz ediyor.
 

Şeyh Hasan Zerraki'nin mezar taşı üzerindeki süslemeler ve yazı dönemin özelliğini yansıtmaktadır. Ayrıca, mezar taşında Şeyh Hasan Zerraki'nin ismi ile babasının isminin yazılı olduğu künye tespit edildi. Bu mezarın hemen yanında Şeyh Hasan Zerraki'nin oğlu Gazi'ye ait başka bir mezar tespit edildi. Mezar taşında Gazi'nin Şeyh Hasan Zerraki'nin oğlu olduğuna dair bilgiler mevcut. Köylülerin verdiği bilgilerde türbenin içinde bulunan diğer mezarın da oğlu Hüseyin'e ait olduğu belirtilmişti. Oğullarından Hüseyin'in mezar taşı kırık. Kırık parçalar bir araya getirilince türbedeki diğer kabrin de Şeyh Hasan Zerraki'nin oğlu Hüseyin'e ait olduğu netleştirilmiş oldu."

Dibek köyü muhtarı Ömer Doğan ise köylerindeki mezarların çok eski olduğunu söyledi.

Bazı mezarlardan tarihi kalıntıların çıktığını belirten Doğan, şöyle dedi:

"Geçmişte her cuma günü yüzlerce insan köyümüze gelerek kurban kesiyordu. Bazı insanlar Şeyh Hasan Zerraki'nin mezarının burada olmadığını söylüyorlardı. Dicle Üniversitesinden gelen hocalar tespit ettiler, onlara da çok teşekkür ederim. Zerraki'nin mezarının köyümüzde olması köyümüz ve bölgemiz için çok önemli."

----------

CELALEDDİN HARZEMŞAH'IN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ YER TESPİT EDİLDİ

Dicle Üniversitesi (DÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Oktay Bozan, 11'inci yüzyılda kurulup, yaklaşık 200 yıl hüküm süren Harzemşahlar Devleti'nin son hükümdarı Celaleddin Harzemşah'ın Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde olduğu belirtilen mezarının yerinin belirlenmesinden sonra öldürüldüğü yeri de tespit ettiklerini söyledi. 

Doç. Dr. Bozan, Celaleddin Harzemşah'ın öldürülüp kuyuya atılmadan önce Ayn Dar denilen bir köye geldiğinin Sibt İbnü´l-Cevzi ve İbn İmad el-Hanbeli adlı tarihçilerin eserlerinde geçtiğini belirterek, bunun üzerine yaptıkları araştırmada Osmanlı arşivlerinde 1842 tarihli bir nüfus defterinde Silvan'ın kuzeyindeki dağlık bölgede bu isimde bir köyün varlığını ortaya koyduklarını ifade etti. 

Doç. Dr. Bozan, köyde yaptıkları incelemelerde elde ettikleri verilerle tarihi kaynakların örtüştüğünü dile getirerek, Türkiye'de ve Özbekistan'da merak konusu olan Celaleddin Harzemşah'ın mezar yerinin belirlenmesinden sonra öldürüldüğü yerin de tespit edildiğini söyledi.

'TARİHİ VERİLERLE ÖRTÜŞÜYOR'

Tarihi kaynaklardan yola çıkarak Ayn Dar köyünü araştırdıklarını belirten Doç. Dr. Bozan, şöyle konuştu:
"Acaba burası doğru mudur değil midir diye araştırmacı Dr. Arafat Yaz ile bunun izini sürmeye başladık. Osmanlı nüfus kayıtlarını inceledik. Acaba böyle bir köy ismi var mı orada diye. Çünkü Celaleddin Harzemşah'ın ölümüyle alakalı İslam tarihi kaynakları Celaleddin Harzemşah'ın dağlık bir bölgede öldürüldüğünü söylüyordu. Silvan'ın çevresinde tek dağlık bölge kuzeydoğusundadır. Yani Hazro bölgesindedir. Silvan'ın hemen kuzeyinde başlayan Hazro'dan Lice'ye ve Tunceli'ye doğru uzanan bir dağ silsilesi var. Biz o bölgede yoğunlaştık. 1842 tarihli Osmanlı nüfus kaydında Ayn Dar diye bir köye ulaştık. Bu köydeki nüfus verilerini gördük ve bu köyün muhtarı ile de görüştük. Köyün şu anki adı Kavaklıboğaz köyü. Tarihi verilere uyan yer olup olmadığını incelemeye çalıştık. Tarihi verilerde Celaleddin Harzemşah'ın öldürüldüğü yer şöyle anlatılıyor: Harzemşah, Diyarbakır'dan Silvan'a doğru giderken akşam bir harman yerinde konaklıyor. Peşinde Moğol askerleri var. Sabaha doğru şafakla beraber Moğol müfrezesi Harzemşah ve ekibini tespit ediyor. Saldırı düzenleniyor. Celaleddin Harzemşah'ın ekibi dağılıyor. Harzemşah kendisini takip eden birkaç Moğol askerini öldürüyor ve harman yerinden dağa kaçıyor. Bu dağda acımasız eşkıya tarafından öldürülüyor. Hatta öldürüldükten sonra da orada bir kuyuya atıldığını söylüyor.

Harzemşah'ın cenazesi daha sonra Silvan Emiri olan Melik Şahabettin Gazi tarafından getiriliyor. Bölge gerek kuzey güney yönünde gerekse doğu batı yönündeki kervanların, yolcuların geçiş güzergahının hakim noktasındadır. Yani bir eşkıya için bulunmaz bir noktadır. Tarihi verilerle bunun örtüştüğünü görüyoruz. Bunun yanı sıra ikinci bir özellik; burada çok sayıda mağara var. Eşkıyanın sığınabileceği bir yerdir. Diyarbakır'a 84 kilometredir. Kuşbakışı olarak Silvan'a 32 kilometre ve Hazro'ya da 16 kilometre olan bir yerden bahsediyoruz. Silvan'ın 32 kilometre kuzeybatısında tek dağlık bölge orası zaten.

Bazı kaynaklarda şöyle bir detay da vardı; Ayn Dar köyü bazılarında Kürtlerin olduğu yer, bazılarında ise Ermenilerin olduğu bir yer olarak geçiyor. Enteresan bir şekilde nüfus defterinde 1842 tarihinde köyde 80 hane Müslüman, 5 hane de Ermeni var. Bu da tarihi verilerle örtüşmüş oluyor. Müslümanlarla Ermenilerin birlikte yaşamış olduğu bir yer olarak gözüküyor. Böylece Celaleddin Harzemşah'ın mezar yerinin tespiti ile alakalı bilgiden sonra bu sefer öldürülmüş olduğu yerle alakalı da bilgiler böyle bir alan araştırmasıyla tespit edilmiş oldu."

Kaynak: Diyarbakır Söz