Temel Sorun; Eğitim!

Milli Eğitim Bakanları ve eğitim sistemleri bir türlü kalıcı ve etkin bir düzene geçemezken, bu durum Türkiye’de ciddi bir sorun olmaya devam ediyor.

Temel Sorun; Eğitim!

Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan eğitim sistemi yeniden gündemde. Okullarında açılacağı şu günlerde eğitim sorunu tekrar şahlandı. Değişen Milli Eğitim Bakanları ve eğitim sistemleri bir türlü kalıcı ve etkin bir düzene geçemezken, bu durum Türkiye’de ciddi bir sorun haline gelmeye başladı. Hal böyle iken öğrencilerde de bir belirsizlik ve endişeli bekleyişler başladı. Eğitim sisteminde yaşanan sorunlara isyan eden öğrenciler kendilerini şu şekilde ifade etti;

“KALICI BİR SINAV SİSTEMİ BELİRLENSİN”

Tuba Kaya,” Sınav sisteminde sürekli bir gel git yaşanması, sürekli olarak değiştirilmesi biz öğrenciler açısından olumsuz sonuçlara neden oluyor. Psikolojik açıdan ve çalışma düzeni açısından bizi negatif etkiliyor. Kalıcı bir sınav sistemi belirlensin ve onunla devam edilsin istiyoruz. Ben eskiden devlet okulundaydım sonra özel bir okula geçiş yaptım. Özel okullar devlet okullarına göre daha fazla eğitim kalitesi sunuyor ve dolayısıyla şunu diyebilirim ki eğitimde şartlar eşit sunulmuyor.”

“YAPILAN EN BÜYÜK YANLIŞ DEĞİŞEN BAKANLA BERABER SİSTEMİN DE DEĞİŞMESİ”

Mazlum Ay,” Türkiye’deki eğitim sisteminde yapılan en büyük yanlışlardan biri gelen her milli eğitim bakanıyla beraber sistemin de değişmesidir. Sistemle ilgili kalıcı bir düzen oturtulmalı ve gelecek bakan da bunu değiştirmemeli ve böylece öğrenciler üzerinde oluşan baskıda az da olsa hafifleyecek. İkinci bir soruna baktığımız zaman öğrencilerin sadece bir sınava bağlı olarak geleceklerini biçimlendirmesi büyük bir hatadır. Birinci sınıftan üniversiteye geçişe kadar insanların kendi yetenekleri ilgi alanlarıyla uğraşacak bir alan olursa daha doğru olur. Çocuk sporu seviyorsa, spora ekonomiyi seviyorsa, ekonomik alanda kendini geliştirebilecek farklı alanların olması gerekiyor. Avrupa’daki sisteme baktığımızda bunlardan dolayı kaliteli bir eğitim mevcut. Sistem ne kadar değişirse değişsin kişilerin yeteneklerine göre düzenlemezsek başarı yakalayamayız. Okullardaki eğitime gelecek olursak derslerin azalması, teneffüs dakikalarının artırılması gerek. Öğretmen sayısının da artırılması gerekir.”

“OKULUN BANA KATTIĞI BİR ŞEY OLMADI SADECE DİPLOMA ALDIM”

Şaban Kurt, “Eğitim Türkiye’de çok yetersiz kalıyor. Hocaların yetersizliği istenilen düzeye eğitimi getiremiyor. Sınav sistemi de oldukça zorlayıcı. İki senedir kpss’ye hazırlanıyorum ve anladığım şu oldu, ben okuldan hiçbir şey öğrenememişim ve verim alamamışım. Dershanedeki kendi çabamla bir şeyler öğrenmeye başladım. Okulun bana kattığı bir şey olmadı, sadece bir diploma aldım. Okullarda verilen eğitimler çok yetersiz. Hocalar kimi zaman keyfi derse gelip gelmiyordu. Yeterince ders anlatmıyorlardı. Hatta bazen ellerinde kitap olmadan gelip ders anlatamıyorlardı.”

“GELCEĞE DAİR ARTIK HİÇ BİR BEKLENTİM KALMDI”

Şaban Kaçmaz, “Türkiye’de yaklaşık beş milyon üniversite mezunu işsiz gençlerimiz var. Bende o işsizlerden biriyim. Örneğin dörtlü sisteme geçildi, bunun ne gibi yararı oldu. Eski sistemin içeriğinden farklı bir şey olmadı. Ülkemizde eğitim sistemine yetkililer ciddi bir çözüm bulmalı. Avrupa’daki mevcut eğitim sistem düzenini buraya getirebilirler. Benim Almanya’da aşçılığı bitiren kuzenim, okuldan mezun olduğu gibi işe başladı. Oradaki mevcut sistemde senede iki bin aşçı alımı varsa ona göre iki bin kontenjan açılıyor. Türkiye’de böyle değil. Öğrencileri kendi alanlarında eğitim görmesi lazım. İşletme mezunuyum 27 yaşındayım ve dört senedir işsizim. Geleceğe dair artık hiçbir beklentim kalmadı. Bizim bölümden otuz beş kişi mezun oldu ve hiç biri atanamadı. Beş milyon üniversite öğrencisi mezun ve işsiz, hiçbirine iş imkânı sunulmuyor. Ayrıca öğrencilerden sınav parası, harç parası alınıyor. Özel üniversite fiyatları halkın ödeyemeyeceği durumda. Kıt kanaat geçiniyoruz zaten o paralı ödeyemiyoruz.”

Kaynak: Diyarbakır Söz